Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/563 E. 2023/277 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/563 Esas – 2023/277
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/563 Esas
KARAR NO : 2023/277

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2023
KR.YZL.TARİHİ : 02/06/2023

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … İnş. Taah. Tic. Ve San A.Ş. firmasına ait; … plakalı araç müvekkili şirket tarafından, … poliçe numarası ile 27/07/2017 – 27/07/2018 tarihleri arasında Birleşik Kasko sigorta poliçesi ile güvence altına alındığını, sigortalı araç, 06.11.2017 tarihinde, tamir amacı ile davalıya ait … adresinde bulunan … isimli firmaya bırakıldığını, araç davalıya ait iş yerinde bulunduğu esnada 12.11.2017 tarihinde kimliği tespit edilemeyen şahıslar tarafından çalındığını, sigortalı şirkete çalınan aracı nedeni ile, müvekkili şirket tarafından Sigorta Poliçesi uyarınca, 06.11.2018 tarihinde 40.000,00 TL ödeme yapıldığını, sigortalı araç ve aracı çalan şahıslar şimdiye kadar bulunamadığını, hırsızlık olayına ilişkin soruşturma dosyası Halen … beklediğini, bununla birlikte müvekkili şirket tarafından sigortalısına yapılan ödeme akabinde davalı yan ile yapılan görüşmeler sonucunda davalı tarafından müvekkili şirkete; 01.11.2019 tarihinde 5.000,00 TL, 17.12.2019 tarihinde 3.500,00 TL, 20.01.2020 tarihinde 3.520,00 TL, 02.03.2020 tarihinde 3.500,00 TL ve 20.03.2020 tarihinde 3.500,00 TL olmak üzere toplam 19.020,00 TL ödeme yapıldığını, geriye bakiye 20.980,00 TL kaldığını, davalı bu güne kadar da kalan bakiyeyi müvekkili şirkete ödemediğini beyanla, fazlaya ilişkin dava, talep ve ıslah haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik sigortalı şirkete ait çalınan araç nedeni ile müvekkili şirket tarafından ödenen bedelden şimdilik 20.980,00 TL nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiz, yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile birlikte, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemeye açılmadığını, davanın zamanaşımı süresinin geçtiğini, olayda sigorta ettirenin zararı 06.11.2018 tarihinde davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı … A.Ş’ye havale yoluyla ödendiğini, dolayısıyla bu tarihten itibaren davacı sigorta şirketi açısından zamanaşımı süresi işlemeye başladığını, 06.11.2020 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğunu, hırsızlık olayının meydana gelmesinde müvekkilinin kastı olmadığı gibi kusuru da bulunmadığını, hırsızlık olayı 11.11.2017 günü gece saatlerinde meydana geldiğini, dava dışı … Ür. İnş. Taah. Tic. Ve San. A.Ş yetkilisi …’in de 14.11.2017 tarihli …’nde verdiği ifadeye göre; kazalı … plakalı aracın yürür vaziyette olmadığından çekici marifetiyle, müvekkilinin faaliyet gösterdiği … adlı iş yerine gönderildiğini, kazaya uğrayan araç, dava dışı … A.Ş. tarafından, çekici hizmeti kasko poliçesi kapsamında olduğundan davacı kasko şirketi aranarak temin edildiğini, başka bir ifadeyle davacı kasko şirketinin temin ettiği çekici, aracı müvekkilinin işyerine getirip, işyerinin yanındaki boş araziye bıraktığını, zira hırsızlığa konu araç müvekkilin işyerinin içerisine hiçbir şekilde alınmadığını ve hırsızlık olayı işyerinin yanındaki boş arazide meydana geldiğini, davacı kasko şirketinin temin ettiği çekici, aracı boş araziye bırakarak gitmiş, müvekkili ile de herhangi bir teslim tutanağı düzenlenmediğini, dolayısıyla hırsızlığa konu aracın müvekkilinin sorumluluğunda olduğu iddiası gerçeği yansıtmadığını, hırsızlık olayının oluş şekline göre de müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini, dava konusu olayda 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1429.Maddesi ile Kara Taşıtları Kasko Sigortalı Genel Şartları’nın ” Teminat Dışında Kalan Zararlar ” başlıklı A.5.-6 Maddesi dikkate alınması gerektiğini, rayiç değer olarak tespit edilen 40.000 TL fahiş olduğunu beyanla, açılan davanın görevsizlik nedeniyle reddine, zamanaşımı süresinden sonra açıldığı sabit olan davanın zamanaşımı yönünden reddine, neticeden davalı müvekkili tarafından hırsızlığa konu aracın teslim alınmamış olması, ortada herhangi bir eser sözleşmesinin bulunmaması ve müvekkiline izafe edilecek herhangi bir kusur yokluğu nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dava açılmadan evvel arabulucuya müracaat edilmiş olup işbu dava şartı yerine getirilmiştir.
… soruşturma sayılı dosyasının Uyap kayıtları, … A.Ş. yazı cevabı,… ‘nden tramer kayıtları, … soruşturma sayılı dosyasının Uyap kayıtları, … yazı cevapları, … yazı cevabı getirtilerek dosya kapsamına alınmış, tarafların gösterdikleri diğer tüm deliller toplanmıştır.
… soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; … plakalı aracın, tamir için bırakıldığı … adlı iş yerinin önünden 12/11/2017 günü çalınması olayı ile ilgili olarak şüphelilerin tespit edilememiş olması sebebiyle 05/07/2018 tarihinde daimi arama kararı verildiği anlaşılmıştır.
Tanık … 09/03/2022 tarihli duruşmadaki beyanında; “davalı … babam olur, babama ait iş yeri …. , işyerinin adı, … Özel Servisidir, 2017 yılının Kasım ayının bir günü iş yerine geldiğimde iş yerinin hemen bitişiğindeki boş arazide hırsızlığa konu aracı gördüm, aracın bir camı kırıktı, kazaya karışmıştı, babama bu aracın kime ait olduğunu sorduğumda geceleyin getirilip bırakıldığını söyledi. Gün içinde sigorta şirketi ile araç hakkında ne şekilde bir tasarrufta bulunulacağı hususunda görüşmeler yapıldı, aracın anahtarı, ruhsatı ve bir plakası bize teslim edilmemişti, bunlar araç sahibindeydi, gün boyunca araç orada durdu, yürür vaziyette değildi, akşam mesai bittiğinde evimize gittik, ertesi sabah geldiğimizde aracı yerinde göremedik, güvenlik kamerası görüntülerine baktığımızda 2 hırsızın aracı başka bir araca bağlayarak çekip götürdüklerini tespit ettik, duruma karakola ben bildirdim, ben sürekli olarak babamla aynı işyerinde çalışmaktayım, olay olduktan sonra aracın kasko sigortacısı olan davacı şirket yetkilileri babama ulaştı, icra takibi başlatacaklarını ve araç bedelinin ödenmesi gerektiğini ifade etmeleri üzerine babamın da tansiyon ve şeker hastası olması münasebetiyle babam iş yerine herhangi bir haciz işlemi yapılmaması adına ödemeyi kabul etti, sonrasında ben sigorta şirketiyle görüştüm, ödemeleri taksite bağladık, 20.000,00 TL ödeme yaptık, kalan kısmı ödemedik, bilgim ve görgüm bundan ibarettir, her ne kadar oradaki ifademde aracın ruhsatı, kontak anahtarı ve bir adet plakasının iş yerinde olduğunu sözlemiş isem de bunları işyerinde görmedim, araç sahiplerini tanımamız sebebiyle bunların biz de olduğunu ifade ettim, aslında söz konusu eşyalar bize teslim edilmemiştir, aracın sahibi … …A.Ş.firmasıdır ve bu firma bizim sürekli müşterimizdir, firma sahipleri sürekli müşterimiz olduğu için davaya konu aracı da bu yüzden bize getirmişlerdir, yukarıda da ifade ettiğim üzere aracın iş yerimizin yakınında kaç süre ile bekletiği konusunda net bilgi sahibi değilim, benim hatırladığım kadarı ile 1 gün kalmıştır, 6 gün kalmamıştır, olayın üzerinden uzun zaman geçtiği için bu şekilde ifade edebilirim” demiştir.
Tanık … 20/04/2022 tarihli duruşmadaki beyanında; ” ben …..A.Ş.isimli iş yerinde olay tarihinde yönetici idim, halen bu görevime devam ediyorum, çalıştığım şirket adına kayıtlı olan … plaka sayılı araç çalışanlardan birisinin yönetiminde iken kazaya karışmış, kaza dolayısıyla kazayı yapan arkadaş beni aradı, kazayı yapan arkadaşın ismini şuan hatırlamıyorum, kaza 06/11/2017 tarihinde meydana gelmişti, kaza bilgisini aldıktan sonra kazayı yapan arkadaşın da aracın yürür durumda olmadığını söylemesi üzerine aracın kasko şirketi olan davacıyı arayarak hasar ihbarında bulundum ve ayrıca çekici talep ettim, çekici olay yerine gittikten sonra çekici ile telefonla görüştüm, kendisine aracı şaşmazda iş yeri bulanan davalı …’e götürmesini söyledim, aynı gün çekici aracı davalının işyerine götürdü, aracın bir plakası, ruhsatı ve anahtarı 2 gün sonra kazayı yapan çalışanımız şirkete getirdi, kazanın olduğu gün davalı … tarafından hasar dosyası açıldı, davalı … gerekli işlemlere başlamıştı, aracın 6. günde çalındığına dair bana bilgi geldi, bilgiyi veren davalı …’di, … aracın çalındığını söyleyince …’in olan oğla … ile birlikte Karakola gittik, ben şirket adına şikayetçi oldum, davacı kasko şirketi de çalınma nedeni ile araç bedelini şirkete ödedi, ben ya da şirket davalı …’den herhangi bir talepte bulunmadık, davalı …’i uzun süreden beri tanırız, çalıştığım şirkete ait tamir işleri …’e yaptırılmaktadır, 14/11/2017 tarihli … verdiği ifadesi okundu. Ruhsat, kontak anahtarı ve plaklarla ilgili olarak bugün söylediklerim doğrudur, her nekadar aracın çalınmasından sonra …’in beni aradığını … ifade etmiş isem de şuan hatırladığım kadarı ile beni arayan davalı …’di, aracın davalıya ait işyerinin yakınında bulunduğu süre içerisinde …’le telefonda görüşmememiz söz konusu oldu, bana işlemleri başlattığını, sonucuna göre bir karar verileceğini söyledi, ” demiştir.
Tanık … ceza soruşturması kapsamında kollukta alınan 14/11/2017 tarihli ifadesinde; … plakalı aracın tamir için 06/11/2017 tarihinde … adlı işyerine tamir maksadıyla bırakıldığını, aracın çalındığının …’nun sahibi olan … tarafından 12/11/2017 tarihinde kendisine bildirildiğini ifade etmiştir.
Tanık … ceza soruşturması kapsamında kollukta alınan 12/11/2017 tarihli ifadesinde; … adlı işyerinin sahibi olduğunu, iş yerinin önündeki boş araziye tamir maksadıyla bırakılan … plakalı aracın 12/11/2017 günü çalındığını ifade etmiştir.
Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ile güvenlik kamerası görüntüleri de incelenmek sureti ile davalının kusur durumunun değerlendirilmesi (krokili şekilde gösterilmek sureti ile) ve dava konusu aracın çalındığı 12/11/2017 tarihi itibari ile hasarlı rayiç değerinin belirlenmesi ve varsa davacının uğramış olduğu zararın tespiti amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 22/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda; … sayılı Davalı …’e ait (…) iş yerine tamir edilmek için iş yeri yanında bulunan boş araziye bırakılan … …. İnş. Taah. Tic. San. A.Ş. adına kayıtlı … plakalı aracın kimliği tespit edilemeyen kişi veya kişiler tarafından çalınması sonucu gerçekleşen hırsızlık olayında; …. Ür. İnş. Taah. Tic. Ve San. A.Ş. yetkilisi …’in, şirket adına kayıtlı ve Davacı … Şirketine Kasko Sigorta Poliçesi ile Sigortalı … plakalı aracın trafik kazası nedeniyle yürür vaziyette olmadığından, Davacı Sigorta Şirketinin temin ettiği çekici marifetiyle, … sayılı yerde faaliyet gösteren Davalı …’in adına kayıtlı … adlı işyerine gönderildiği, davacı kasko şirketinin temin ettiği çeki, aracı iş yerinin yanında bulunan boş araziye bırakarak gittiği, ancak Davacı Sigorta Şirketinin Davalı ile aracın olay yerine bırakıldığında ve teslim edildiğine dair herhangi bir teslim tutanağı düzenlemediği, hırsızlığa konu aracı Davalı …’in işyerinin yanındaki boş araziye değil, işyerini ne veya işyerinin bahçesine veya gösterecekleri uygun güvenli bir yere bırakması gerekirken, bu tedbirlerin alınmadığı ve yerine getirilmediği, davacı kasko şirketinin temin ettiği çekicin in bu gereği yerine getirmediği, aracın davalıya teslim edildiğine ilişkin herhangi bir tutanakta tutulmadığı, aracın işyerininin yanındaki boş araziye bırakılması ile taraflar arasında herhangi bir eser sözleşmesi de kurulmuş olmadığı anlaşılmakla birlikte, olayın meydana gelmesinde dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle, meydana gelen hırsızlık olayında, davacı … Şirketinin EŞ DEĞER ORANDA %50 KUSURLU olacağı, davalı …, davacı … Şirketine Kasko Sigorta Poliçesi ile Sigortalı … plakalı aracın trafik kazası nedeniyle yürür vaziyette olmadığından bakım, onarım, gözetim amacıyla davacı Sigorta şirketinin temin ettiği çekici marifetiyle, 06.11.2017 tarihinde … sayılı yerde faaliyet gösteren adına kayıtlı (…) adlı işyerine getirilerek iş yeri yanında bulunan boş araziye bırakılan … plakalı aracın, 12.11.2017 günü gece kimliği tespit edilemeyen kişi veya kişiler tarafından başka bir araç tarafından bağlanarak çekilip çalınması sonucu gerçekleşen “Oto Hırsızlık” olayında, olay yerinden çalınan araç ile ilgili olarak her ne kadar davacı sigorta şirketi tarafından aracın kendilerine teslim edilmesine ilişkin herhangi bir tutanak veya eser ise de; …’in “…aracın bir plakasını, ruhsatını ve anahtarı 2 gün sonra kazayı yapan çalışanlarının şirketi getirdiğini…” şeklideki beyanından da görüleceği üzere aralarındaki güvene dayalı ilişkiler nedeniyle, aracın kendi iş yerine geleceğini bilmesine, bu konuda bilgi sahibi olmasına rağmen, ne kendisi ne çalışanlarına aracı teslim alınması esnasında tutanak karşılığında teslim alınmasını ve eser anlaşması yapılması gerektiği hususunda bilgilendirme yapması veya yaptırması gerekirken aksine hareketle bu teslim alma işini önemsemeyerek bu hususta gerekli hassasiyeti, özen ve ihtimamı göstermemesi, saldırı, taciz, yangın, sabotaj, hırsızlık veya terör faaliyetleri ile T.C. Kanunlarına göre suç teşkil eden olaylar veya önceden öngörülemeyen ve ani olarak ortaya çıkabilecek acil durumların tespiti ve bunların önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve bu muhtemel olayları öngörmesi gerekirken aracın güvenliğini sağlamak için aracı iş yerinin içerisine aldırması gerekirken hiçbir önlem veya tedbir almadan özensiz bir şekilde bırakılan aracın bulunduğu yerden kimliği tespit edilemeyen kişi veya kişiler tarafından çalışması olayında EŞ DEĞER ORANDA %50 KUSURLU olacağı, 12.11.2017 tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayının … no.lu Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi “Genişletilmiş Kasko” poliçesi teminat kapsamında olduğu, davacı sigortacı tarafından dava dışı sigortalısına 40.000,00 TL ödeme yapılmış olduğu, hırsızlık olayının gerçekleştiği tarihte aracın hasarlı olduğu göz önünde bulundurularak araç değerinin 22.500,00 TL olduğu ve davalı …’in bu bedelden %50 kusuru oranında 11.250,00 TL bedelden sorumlu olduğu, davalı … tarafından davacıya muhtelif tarihlerde toplam 19.020,00 TL ödeme yapılmış olduğundan davacının bakiye alacağı bulunmadığı rapor edilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişilerden ek rapor alınması amacıyla dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 08/12/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda; tarafların kusurlarına ait değerlendirmelerin yapıldığı, her iki tarafın da sorumlulukları yerine getirmesine bağlı olarak olayın meydana gelmesinde eş değer oranda kusurlu oldukları tespitleriyle birlikte kök raporda değiştirilmesi gereken bir husus bulunmadığı rapor edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının kasko sigortacısı olduğu, … plakalı aracın 12/11/2017 tarihinde çalınması nedeni ile davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı, tutulacak ise sorumlu tutulacağı miktarın ne kadar olacağı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacı sigorta şirketi, dava dışı ….A.Ş.firmasına ait … plakalı aracın kendisi tarafından kasko poliçesi ile sigortalı iken karıştığı kazadan sonra 06/11/2017 tarihinde davalı …’e ait … isimli işyerine tamir için bırakıldığını, aracın 12/11/2017 tarihinde kimliği tespit edilemeyen kişilerce çalındığını, aracın çalınması nedeniyle dava dışı araç sahibi olan … ….A.Ş.’ye 06/11/2017 tarihinde 40.000,00 TL ödeme yaptığını, bu ödemeden sonra aracın çalınmasına sebebiyet veren davalı …’in sorumluluğunu kabul ederek kendisine farklı tarihlerde toplam 19.020,00 TL ödemede bulunduğunu, dava dışı şirkete yapılan 40.000,00 TL’den davalıdan tahsil edilen 19.020,00 TL’nin düşülmesi ile davalının kendilerine 20.980,00 TL daha borçlu olduğunu, aracın çalınması noktasında davalının tam kusurlu olduğunu, 6102 Sayılı TTK’nın 1472. maddesindeki halefiyet kuralı gereği bakiye miktarın davalıdan isteme hakkında sahip olduğunu iddia ederek 20.980,00 TL’nin dava dışı şirkete yapılan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte kendisine ödenmesini istemiştir.
Davalı … davanın görevli mahkemede açılmadığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini, kendilerinin yaşanan hırsızlık olayında bir kusurunun bulunmadığını, öte yandan zararın teminat dışında kaldığını ve belirlenen değerin yüksek olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalının tacir olup olmadığının tespiti bakımından …. ‘na yazılan müzekkerelere; davalının bilanço usulüne göre defter tuttuğu şeklinde cevap verilmiş olup, davalının yaptığı işin mahiyeti/hacmi ve müzekkere cevaplarından davalının tacir olduğu anlaşılmakla mahkememiz görevli kabul edilmiş ve davalının bu yöne değinen itirazı yerinde görülmemiştir.
Dava dışı … A.Ş.ile davalı arasında … plakalı aracın tamir edilmesi hususunda bir eser sözleşmesi yapılmıştır. Davacı, sigortalısı olan dava dışı şirkete 06/11/2018 tarihinde ödenmede bulunmuş olup davacının davalıya rücu hakkı, dava dışı şirket ile davalı arasındaki sözleşme ilişkisi gözetildiğinde 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Davanın açılış tarihi itibari ile ödemeden itibaren 5 yıllık süre geçmediğinden davalının bu yöne değinen savunması da yerinde görülmemiştir.
… plakalı aracın, 27/07/2017-27/07/2018 tarihleri arasında … poliçe numarası ile birleşik kasko sigortası kapsamında davacı nezdinde sigortalı olduğu, 12/11/2017 tarihinde tamir için bırakıldığı davalıya ait iş yerinden çalındığı ve davacının bu çalınma neticesinde dava dışı şirkete 40.000,00 TL ödemede bulunduğu dosya kapsamı itibari ile sabittir. Poliçede teminat altına alınan rizikolardan birisi de hırsızlık olup davacının dava dışı şirkete poliçe kapsamında ödeme yapmış olması da poliçeye uygundur. Davacı bu ödemeden dolayı araç sahibinin haklarına halef olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış olup yaptığı ödeme ile TTK’nun 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet kuralı gereği davacının dava dışı şirketin haklarına halef olduğu tartışmasızdır. Aracın çalınmasından kaynaklı olarak kusur tespiti ve davalının sorumlu olması halinde ne kadar tutarda bir zarardan sorumlu olacağı hususunda yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde alınan yukarıda ayrıntıları yazılı asıl ve ek raporlarda; davacı şirket ile davalı …’in %50 oranında kusurlu oldukları, zararın teminat kapsamında olduğu ve aracın çalınma anındaki hasarlı hali gözetildiğinde değerinin 22.500,00 TL olacağı, davalının yapmış olduğu ödeme ve olaydaki kusuru gözetildiğinde davacının davalıdan bakiye alacağının bulunmadığı ifade edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda, tarafların %50’şer oranında kusurlu oldukları ifade edilmiş ise de; tanık beyanlarından, çizilen krokiden ve toplanan diğer tüm delillerden aracın hasarlı halde davalıya teslim edilmesinden sonra işyerinin önünde 6 gün süre ile herhangi bir koruma önlemi alınmaksızın bekletildiği anlaşılmakta olup bu ihmalkarlık altında davalının %50 oranında değil daha yüksek oranda kusurlu olduğuna kanaat getirilmiş ve davalının kusur oranı mahkememizce %80 olarak takdir edilmiştir. Davacının sigortalısının, aracın davalıya teslimi noktasında dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu kapsamda aracın kazalı olduğu gözetilerek korumaya alınması noktasında davalı nezdinde yeterince girişimde bulunmadığı değerlendirilerek davacı, davalı ile birlikte müterafik kusurlu kabul edilmiş ve kendisine %20 oranında kusur atfedilmiştir. Davacı taraf, davalının ödenen 40.000,00 TL’den sorumlu olduğunu ileri sürse de yapılan 40.000,00 TL’lik ödeme aracın hasarsız değerine ilişkindir. Araç davalıya teslim edildiğinde hasarlı bir vaziyette olup bu hali ile çalınmıştır. Davalının, aracın çalınma anındaki hali hazır değerinden daha yüksek bir zarardan/değerden sorumlu tutulabilmesi mümkün görülmemiştir. Bilirkişi raporuna göre aracın çalındığı anındaki hasarlı değeri 22.500,00 TL olup davalının %80 oranında kusurlu olduğu gözetildiğinde davalının sorumlu olabileceği tutar 18.000,00 TL’den ibarettir. Davalı ise davacıya 19.020,00 TL ödemede bulunmuştur. Yapılan ödeme gözetildiğinde davalının sorumlu tutulabileceği miktarı ifa ettiği anlaşılmış ve davacının davalıdan talep edebileceği bakiye bir alacak bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu harcın, peşin alınan 358,29 TL harçtan mahsubu ile bakiye 78,39 TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
3-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır