Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/51 E. 2021/720 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/51 Esas
KARAR NO : 2021/720

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KR.YZL.TARİHİ : 31/12/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına vekaleten alacağın tahsili için Ankara … Müdürlüğü’nün … E. numarasıyla başlatılan icra takibi, davalı borçlu … Elektronik Güvenlik Sistemleri San. Tic. Limited Şirketi tarafından yapılan itiraz neticesinde durdurulduğunu, ancak davalı borçlunun itirazları, takibi sürüncemede bırakmak amaçlı olup itirazın iptali gerektiğini, müvekkili … Bilişim Arge Yazılım Ve Güvenlik Teknolojileri San. Tic. A.ş., özel bilgisayar programlama hizmetleri sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olup güvenlikli baskı, kart okuyucu, araç altı görüntüleme sistemleri, el terminali, hologram vb. ürünler imal ederek satışını yaptığını, bu kapsamda müvekkili şirket, davalı borçluya ürettiği bu ürünlerden bazılarının (kart okuyucu, el terminali ve araç altı görüntüleme sistemleri) satışını yaptığını fakat davalı borçlu, müvekkili şirketten takip konusu faturaların içeriğinde belirtilen nitelik ve miktarda ürünün bedelini müvekkili şirkete ödemediğini, davalının toplamda 236.944,07TL borcu bulunduğunu, takip tarihine kadar işleyen faizle birlikte takip çıkış miktar 247.314,60-TL olduğunu beyanla, davalı borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline ve Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibin devamına, davalı borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı, alacağını usulünce ispat ile mükellef olup soyut iddialara dayalı olarak alacağını ispat etmesine yasal olanak bulunmadığını, davacı, işlemiş faiz talep etmiş ise de, müvekkilin temerrütü söz konusu olmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğunu, dayanağı belli olmayacak şekilde talep ettiği % 15 temerrüt faiz oranın da dayanaksız olduğunu, davacının kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı gerek dosya kapsamı ve gerekse yargılama neticesinde toplanacak deliller ile sabit olacağından müvekkili lehine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME : Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı, Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalı aleyhine faturaya dayalı olarak adi haciz yolu ile takip başlatmış, davalının süresi içinde takibe itiraz etmesi neticesinde takip durmuş, davacı bunun üzerine eldeki davayı açmıştır.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinde; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” düzenlemesi ile,
6102 Sayılı TTK’nun geçici 12. maddesinde; ” Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.” düzenlemesi getirilmiştir.
Ayrıca, 6325 Sayılı HUAK’na “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK’nun 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu düzenlemelere göre, 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurulup, anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Konu ile ilgisi sebebiyle; ticari dava kavramının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Ticari dava ile ilgili düzenleme TTK’nun 4. maddesinde yapılmıştır. Ayrıca bazı özel kanunlarda da ticari dava kavramına yer verilmiştir. (örneğin; 6136 Sayılı Kooperatifler Kanunu md. 99/) TTK’nun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalar, şarta bağlı ticari davalar olup, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. Fk, (a)- (f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları öz ticaret hayatına ilişkin olup herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilir.
Somut olayda; dava, tarafların tacir olması ve dava konusu istemin de her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması sebebiyle ticari bir davadır. Davacının anılan yasa hükümlerine göre dava açılmadan önce yöntemine uygun bir şekilde arabulucuya başvurmuş olması da dava şartıdır. Davacı … Bilişim Arge Yazılım ve Güvenlik Teknolojileri San. Tic. A.Ş. vekili dava açmadan önce arabulucuya müracaat ettiklerini iddia etmiş, davalı taraf davacı taraf adına dava açılmadan önce arabulucuya müracaat eden vekilin vekaletinin davacı adına olmadığını, bu nedenle yöntemine uygun bir arabuluculuk görüşmesinin yapılmadığını ve eldeki davanın da davacı adına olmayan vekaletname ile açıldığını ve reddinin gerektiğini savunmuştur. Arabuluculuk dosyasının ekleri ile birlikte getirtilerek incelenmesi neticesinde; gerçekten de, dava açmadan önce davacı adına arabuluculuk görüşmesi yapan ve eldeki davayı açan Av. …’ın, arabuluculuk görüşmeleri sırasında ve dava tarihinde davacı adına vekaletname sahibi olmadığı, vekalet verenin dava dışı … Holografi Güvenlik Basım ve Bilişim Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş. olduğu anlaşılmıştır. Zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı, teoride ve uygulamada kabul edildiği üzere tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı değildir. Yöntemine uygun geçerli bir arabuluculuk başvurusu için, davacının ya da usule uygun düzenlenmiş bir vekalete binaen vekilinin arabuluculuk görüşmelerine başvurmuş ve katılmış olması gerekir. Görüşmeler sırasında geçerli bir vekaleti olmayan avukatın yürüttüğü ve sonlandırdığı arabuluculuk görüşmeleri neticesinde, sonradan tamamlanması mümkün olmayan dava şartının yerine getirildiğinin kabulü mümkün değildir. 6100 Sayılı HMK’nın 77. maddesinde, vekaletin sonradan tamamlanması halinde dava açılabileceği ve yargılama ile ilgili bazı usul işlemlerinin yapılabileceği hüküm altına alınmış ise de; bu hüküm, davanın açılmasına ve sonrasında yapılacak usul işlemlerine ilişkin olup dava açılmadan önce yapılması zorunlu olan ve sonradan tamamlanması mümkün olmayan zorunlu arabuluculuk görüşmelerine teşmil edilemez. Yargılama sırasında davacı vekilince sunulan usule uygun vekaletname ile davanın açılışı ve sonrasındaki usul işlemlerini geçerli hale gelmiş olsa da davadan önceki arabuluculuk faaliyetinin geçerli hale geldiği söylenemez. Davacı tarafın zorunlu olduğu halde dava açmadan evvel arabulucuya yöntemine uygun bir şekilde müracaat etmediği ve dava şartının sağlanmadığı kanaati ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL olduğundan söz konusu ücretin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır