Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/499 E. 2021/827 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/499 Esas
KARAR NO : 2021/827

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Gıda ve İth. Mad. Paz. San. Tic. Ltd. Şti.’nin gıda malzemelerinin toptan satışı yaptığını, müvekkil ile davalı … arasında mal alım-satım işlemi gerçekleştiğini, mal alım-satım ilişkisi neticesinde müvekkilinin kendi üzerine düşen edimi ifa ederek malları teslim ettiğini ancak davalı üzerinde düşen edimleri ifa etmediğini ve müvekkili tarafından adına düzenlenen faturaları ödemediğini, ödenmeyen faturaların tahsili amacıyla Ankara … Müdürlüğü … sayılı dosyası üzerinden borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı icra takibi ile gönderilen ödeme emrindeki borca ve ferilerine itirazı sebebiyle icra takibinin durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle davalının itirazının iptalini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine şeklinde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa tebligatlar usulüne uygun yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nedeni ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının uyap sureti, davalının bağlı olduğu odadan istenilen esnaf/tacir evrak kayıtları dosya içerisine eklenmiştir.
Dosyanın tarafların defter kayıtları incelenmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 10/12/2021 tarihli rapora göre, takibe konu fatura tarihinden sonra yapılan ödemelerin başka bir borca karşılık yapıldığı, davacının ticari defterlerinin anlaşılamadığından, faturalara ilişkin ödeme olarak kabul edilmesi gerektiği, bundan dolayı davacının dava konusu faturalardan dolayı alacağının bulunmadığının rapor edildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, mali müşavir bilirkişi tarafından davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalının yapmış olduğu ödemelerin hangi faturalar için yapıldığının davacı ticari defterlerinden anlaşılamadığı, davalının yapmış olduğu ödemelerin icra takibine konusunu oluşturan faturalardan sonra yapılması nedeni ile söz konusu faturalara ilişkin olduğunun kabul edilmesinin gerektiği ve bu çerçevede davacının defterlerinde söz konusu faturadan dolayı herhangi bir alacağının bulunmadığının rapor edildiği, söz konusu rapor mahkememizce değerlendirildiğinde her ne kadar bilirkişi raporuna davacı tarafından söz konusu ödemelerin takibe konu faturalardan önceki faturalara ilişkin olduğu itiraz edilerek itiraz dilekçesi sunulmuş ve ekinde faturalarda ibraz edilmiş ise de ibraz edilen faturaların tamamının 2020 yılına ait olduğu, takibe konu faturaların ise 2019 yılına ait olduğu, bundan dolayı davacının bu yöndeki itirazının yerinde olmadığı yine bilindiği gibi borçlu tarafından yapılan ödemeye alacaklının vereceği makbuz ile ödemenin neye ilişkin olduğunu açıklayabileceği, bu tarz bir makbuz verilmediği takdirde yapılan ödemenin Borçlar Kanunu 102.madde çerçevesinde değerlendirilmesinin gerektiği, söz konusu madde gereğince öncelikle ödemenin muaccel bir borç için yapılmış sayılacağı, birden çok borç muaccel ise ödemenin borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğunun kabul edilebileceği, takip yapılmamış ise vadesi ilk önce gelmiş borç için yapılmış sayılacağının belirtildiği, söz konusu kanun maddesi mevcut olayımıza uygulandığında davalı tarafından yapılan ödemelere ilişkin davacı tarafından bir makbuz verilmediği veya ödemenin neye ilişkin olduğunun belgelendirilmediği, bundan dolayı ödemenin ilk muaccel olan borçlar için yapılmış sayılacağı, mevcut olayımızda da takip konusu faturaların 2019 yılına ait olduğu, davacının itiraz dilekçesinin ekinde sunduğu faturaların ise 2020 yılına ait olduğu, bundan dolayı söz konusu ödemelerin 2019 yılına ait faturalara ilişkin olduğunun kabulünün gerektiği, bundan dolayı bilirkişinin varmış olduğu sonucun Borçlar Kanunu 102.madde çerçevesinde yerinde olduğu anlaşılmış olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde icra takibinin dayanağını oluşturan faturalardaki borcun davalı tarafından ödenmesi nedeni ile mahkememizde davacının davalıdan alacaklı olmadığı yönünde kanaatin oluştuğu, yine mevcut dosya kapsamında davacının kötüniyetli olduğuna dair bir delil bulunmaması nedeni ile davalının kötüniyet tazminat talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 59,30-TL olduğundan peşin olarak alınan 80,59-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,29-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
4-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davalı duruşmada kendisin bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸