Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/498 E. 2022/101 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/498 Esas – 2022/101
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/498 Esas
KARAR NO : 2022/101

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2021
KARAR TARİHİ : 21/02/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 21/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmenin davalı şirket tarafından süresinden önce ve haksız şekilde feshedilmesi nedeniyle müvekkili şirketin cezai şart alacağının doğduğunu, ayrıca söz konusu cezai şart alacağına ek olarak zararlarının oluştuğunu, bu doğrultuda, işbu dava açılmadan önce taraflarınca zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak yapılan görüşmeler neticesinde arabuluculuk sürecinin anlaşamama tutanağı ile sonlandırıldığını, bunun üzerine taraflarınca işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 10 yıl müddetle geçerli olmak üzere 11/03/2014 tarihli Sinema Salonları Yönetim Hizmet Sözleşmesi imzalandığını ve bu doğrultuda müvekkili şirket tarafından davalı şirkete sözleşme kapsamındaki gerekli bütün hizmetlerin eksiksiz olarak verildiğini, ancak davalı taraf sözleşmeyi …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile Covid 19 salgınını gerekçe göstererek feshettiğini, bu ihtarnamenin müvekkili şirkete 21/12/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, bu ihtara karşı müvekkili şirket tarafından davalı şirkete gönderilen ihtarname ile yapılan feshin haksız olduğu ve davalı tarafın 100.000 USD tutarındaki ceza-i şartı ödemekle yükümlü olduğu ve davalının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeye devam etmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, davalının sözleşmeyi süresinden önce feshetmesine ilişkin sözleşme kapsamında herhangi bir düzenleme ve dolayısıyla da hakkının bulunmadığını, sözleşmenin 20. maddesi kapsamında davalının sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi halinde müvekkili şirkete 100.000 Amerikan Doları ve KDV’yi cezai şart olarak ödeme yükümlülüğünün bulunduğunu, ayrıca müvekkili şirket sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle zarara uğradığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 17.1.1 maddesi uyarınca aylık sabit hizmet bedelinin her yıl TEFE TÜFE ortalaması +2 puan üzerinden artırılmasının kararlaştırıldığını, aylık sabit hizmet bedeline ek olarak ise aylık gelirden kaynaklanan ciro matrahının %8’i oranında hesaplanan ciro ödemesinin yapılmasının kararlaştırıldığını, hesaplanan ciro bedelinin aylık sabit bedelin üzerinde kalması durumunda aradaki farkın sabit bedele ek olarak ödeneceğini, sözleşmenin haksız fesih tarihinde aylık sabit hizmet bedelinin 27.959,00-TL ve servis (vista) kullanım bedelinin ise yaklaşık 1.500,00-TL olup, sözleşmenin feshedilmemiş olması halinde bu bedelin her yıl sözleşmede belirlenen şekilde artırılmaya devam edilmesi ve hesaplanan ciro bedeliyle birlikte ödenmesinin gerekeceğini, davalı tarafın 10 yıllık sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi ve bunun sonucunda müvekkili şirketin aylık elde edemediğinden gelir nedeniyle zararının oluştuğunu, davalı şirketin müvekkili şirket ile aralarındaki sözleşmeyi süresinden önce ve haksız olarak feshettiğini, davalı şirketin Covid 19 salgınını gerekçe göstererek yaptığı fesih bildiriminin hukuka, taraflar arasındaki sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ve bu şekilde haksız suretle yapılan fesih nedeniyle davalı tarafın sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelini ve ayrıca müvekkili şirketin uğradığı zararı ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirketin tacir olup, alacaklarında dayanak olan sözleşme de tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğunu, davalı şirketin sözleşmenin 20. maddesine göre cezai şart ödeme yükümlülüğünün bulunduğunu, davalının sözleşmeyi süresinden önce ve haksız feshi nedeniyle müvekkili şirketin cezai şarta ek olarak zararını talep etme hakkının bulunduğunu beyan ederek; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000 USD tutarındaki cezai şartın sözleşmenin karşı tarafça fesih bildirim tarihi olan 21/12/2020’den itibaren işleyecek Devlet Bankalarınca o yabancı para ile açılmış olan bir yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığının tahsiline, cezai şart taleplerine ek olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL’nin sözleşmenin fesih bildirim tarihi olan 21/12/2020’den itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; mahkememiz dosyası kapsamında … Sinema Turizm ve Sportif Tesisler İşletmeciliği A.Ş.nin sözleşmeden doğan cezai şartın tahsili ve ek zararların tazmini iddiasından bahisle huzurda görülmekte olan davayı ikame ettiğini, uyuşmazlığa ilişkin dava dilekçesinin 25/08/2021 tarihinde … Perakende Sinema ve Spor Ticaret Hizmetleri A.Ş.’ye tebliğ edildiğini, yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa eden müvekkili şirkete mezkur davanın ikame edilmesi ve davacı yanın mesnetsiz iddialarının kabulünün taraflarınca mümkün olmadığını, usule ilişkin itirazları olarak; işbu davanın hukuka uygun ikame edilmediğini, herhangi bir hak kaybına uğramamak açısından derdestlik, yetki ve göreve ilişkin ilk itirazları ile beraber, mezkur davada kanuni sürelere uyulmadığından bahisle, zamanaşımı def’inde ve hak düşürücü süre itirazında bulunma zaruretlerinin hasıl olduğunu, bu itirazlarına ek olarak, mezkur dosya kapsamındaki tazminat talebine uygun bir arabuluculuk sürecinin gerçekleştirilmediğini, arabuluculuk son tutanağından da görüleceği üzere davacının yalnızca “ceza koşulu” adı altında bir alacak talebinde bulunduğunu, davacının süreçteki eylemlerinin kötü niyetli olduğunu, cezai şartın döviz cinsinden istenmesinin mümkün olmadığını, cezai şarta hükmolunmasının müvekkilinin mahvına sebep olacağını beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları ile davacının sunacağı delillere karşı delil sunma haklarını saklı tutmak kaydıyla, arabuluculuk başvurusunun usulüne uygun yapılmaması sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine, davanın görev, yetki, derdestlik, hak düşürücü süre itirazları ve zamanaşımı def’i yönünden usulden reddine, mahkemeniz aksi kanaatte ise haksız ve mesnetsiz açılan işbu davanın esastan reddine, bir üst maddedeki taleplerinin kabul edilmemesi halinde müvekkili şirketin mahvına sebep olabilecek ceza koşulunun tenkisine karar verilmesinin talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE: Dava, alacak istemine ilişkindir.
Somut olayda, davanın taraflarca takip edilmemesi sebebi ile mahkememizin 18/11/2021 tarihli celsesinde dosya işlemden kaldırılmış olup, dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten karar tarihi olan 21/02/2022 tarihine kadar aradan geçen 3 aydan fazla süre bulunmasına rağmen dava taraflarca yenilenmemiş olmakla; HMK’nun 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verileceği sonucuna varılmış olup, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 80,70-TL maktu harçtan, peşin alınan 14.618,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 14.537,64-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7. maddesi gözetilerek 2.550,00-TL vekalet ücretinin (ön inceleme duruşma tutanağı imzalanmadan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği gerekçesi ile) davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, evrak üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/02/2022