Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/473 E. 2022/7 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/473 Esas – 2022/7
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/473 Esas
KARAR NO : 2022/7

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 02/08/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
KR.YZL.TARİHİ : 18/02/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Bankası A.Ş. ile davalı … arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi (GNGKS), akdedildiğini ve borçluya 63581 karton numaralı taksitli ticari kredi kullandırıldığını, davalı …, GNGKS’ye 12.06.2017 tarihinde 700.000-TL, 01.03.2018 tarihinde ise 800.000-TL tutar ile müteselsil kefil olduğunu, …’ün müteselsil kefalet beyanlarında eşinin rızası bulunmadığını, …’ün müvekkili banka nezdinde kullandığı muhtelif kredilere binaen, bir sureti ekte yer alan …. yevmiye numaralı ihtarnamesi asıl borçlu … ile müteselsil kefil …’e tebliğ edilmişse de borç ödenmediğini, bunun üzerine asıl borçlu … ile müteselsil kefili … hakkında müvekkili bankanın 63581 karton numaralı taksitli ticari krediden kaynaklanan 04.03.2021 tarihi itibariyle, fazlaya, hataya, yanılmaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere toplam 287.008,05-TL tutarındaki alacağının, takip tarihinden alacağın tamamen tahsiline kadar, yine takip talebindeki hesap tablolarında belirtilen oranlardan işleyecek temerrüt faizleri, faizlerin gider vergisi, avukatlık ücreti, icra harç ve masraflarıyla birlikte, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyaya görev yönünden itiraz ettiklerini, müvekkillerin tacir sıfatı bulunmadığını, müvekkilleri banka karşısında tüketici sıfatıyla yer aldığını, bilindiği üzere tüketici işlemlerinde görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleri olduğunu, ayrıca dava ve takip Ankara Adliyesinde açıldığını, müvekkillerinin yerleşim yerinin Kalecik olduğunu, müvekkili … davacı bankadan iddia edildiği tutar kadar kredi kullanmadığını, istenilen miktarın fahiş ve haksız olduğunu, …’e imzalatılan kefaletname usulüne aykırı olduğundan müvekkilinin müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olmasının imkansız olduğunu, henüz …’e karşı yapılan takip sonuçsuz kalmadığından …’e karşı takip başlatılması hukuka aykırı olduğunu, dava konusu takipte takip yapma şartları da oluşmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME : Dava, ticari krediden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava açılmadan evvel arabulucuya müracaat edilmiş olup iş bu dava şartı yerine getirilmiştir.
Davanın dayanağı Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları getirtilerek dosya kapsamına alınmış incelenmesinde; davacı … Bankası A.Ş.’nin ödenmeyen taksitli ticari kredi alacakları sebebiyle asıl borçlu … ve müteselsil kefil sıfatıyla … aleyhine icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalıların 12/03/2021 tarihli itiraz dilekçesi ile süresinde hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz ettikleri, süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Öncelikle takibe dayanak olan kredinin açılış tarihi, asıl borçlu şirket hesabına virman edildiği tarih, ödenmeyen taksit miktarı, akdedilen GKS çerçevesinde davacının talep edebileceği akdi ve temerrüt faiz oranı, davalı kefil yönünden İİK 68/b. Uygulanamayacağı gözetilerek ve TBK 586.maddesi nazara alınarak temerrüt tarihi ve bu suretle kabul anlamına gelmemek şartı ile takip tarihi itibari ile alacak miktarının banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak sureti ile dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu 23/12/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı asıl borçlu … arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesine istinaden banka tarafından nakdi ve gayrinakdi kredi limiti tahsis edilerek krediler kullandırıldığı, davalı borçlu … genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesini 800.000,00TL limitli müteselsil kefil olarak imzaladığı, davalı … ve …’ün temerrüt tarihi 21/01/2021 olarak belirlendiği, banka alacağına temerrüt tarihinden sonra sözleşme ve mevzuata istinaden %52,26 temerrüt faizi uygulanarak hesaplama yapılması gerektiği, dava konusu uyuşmazlığın … Destekli Kredinin Yeniden Yapılandırılmasından kaynaklandığı, 06/12/2019 tarihinde T.İş.Bankası A.ş.tarafından Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine ilişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair 2018/162 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı (11 Ekim 2018 tarih, 30562 sayılı Resmi Gazete) yapılandırılmanın kabul edildiği, 10/12/2019 tarihinde … Destekli Kredinin Yeniden yapılandığırıldı ve yapılandırma şartının yerine getirildiği, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı 2016/9538 ve 2017/9969 sayılı kararına istinaden kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülmesi ve takip neticesinde elde ettiği tahsilatların tazmin edilen kefalet oranında … A.Ş.aktarılması hükmüne istinaden bankanın-kredi verenin -…’nin halefi olarak dava açabileceği ve … A.Ş.’den kefaletine istinaden yapılacak tazmin ödemesinin de tahsilat nitelliği taşımayacağı kanaatine varıldığı, davacı bankanın yapılan hesaplamada davalı asıl borçlu … ve davalı müteselsil kefil …’den icra takip tarihi itibariyle 254.573,34TL asıl alacak, 15.610,44TL işlemiş faiz, 780,52TL %5 BSMV olmak üzere toplam 270.694,30TL … Destekli Yeniden Yapılandırılan krediden kaynaklanan alacağının olduğu, (278.005,05-270.694,30=7.040,75TL fazla talep edildiği) mahkemece takibin devamına karar verilmesi halinde … Destekli Yeniden Yapılandırılan krediden kaynaklanan asıl alacağı %52,26 oranında temerrüt faizi talep edilebileceğinin rapor edildiği görülmüştür.
İhtilaf ; davacı ile davalı … arasında imzalanan 12/06/2017 tarihli, 63581 karton numaralı taksitli ticari kredi sözleşmesi ile bu sözleşmeye bağlı olarak daha sonradan yapılan limit artışından kaynaklı olarak davacının, davalı …’ den alacaklı olup olmadığı, diğer davalı …’ ün kefil sıfatıyla sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve davalıların sorumluluğunun mevcut olması halinde borcun miktarı ve ferilerinin nelerden ibaret olduğu noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Davalılar yapılan icra takibi sırasında icra dairesinin yetkisine ve davaya cevap dilekçelerinde ise mahkemenin yetkisine, görevine itirazda bulunmuşlar, ayrıca husumetin doğru yönlendirilmediğini, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini ön sorun olarak savunmuşlardır. Dosya kapsamına alınan kredi sözleşmesinin ticari nitelikte olduğunun anlaşılmış olması karşısında davanın ticaret mahkemesinde açılması usule uygun olup görev noktasındaki itiraz yerinde değildir. Davalıların yetki itirazına gelince, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin 13.4 maddesinde; Ankara icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğu açıkça tespit edilmiş olduğundan davalıların yetki itirazları da yerinde değildir. Davada uygulanacak hak düşürücü süre söz konusu olmayıp alacağın sözleşmeden kaynaklanıyor olması sebebiyle 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu gözetildiğinde zamanaşımına süresi geçmemiştir. Dava sözleşmenin tarafı olan asıl borçlu ve müteselsil kefile yönlendirilmiş olmakla husumet itirazı da yerinde değildir.
Davalı asıl borçlu … ile davacı banka arasında, banka tarafından nakdi ve gayri nakdi kredi limiti tahsis edilerek krediler kullandırılmış, davalı borçlu … kredi sözleşmesini 800.000,00 TL limitle müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Davalı …’ün müteselsil kefil sayılmasına ilişkin yasal koşullar, sözleşme imzalanması ve yeniden yapılandırma sırasında yerine getirilmiştir. Kredinin yeniden yapılandırılmasından sonra yapılandırma şartları sağlanmış, kredi verenler tarafından yapılan takipler neticesinde elde edilen tahsilatların, tazmin edilen kefalet oranında … A.Ş. ye aktarılması gerektiğine ilişkin Hazine Müsteşarlığı kararına istinaden davacı bankanın …’ nin halefi olarak dava açabileceği ve … A.Ş. den kefaletine istinaden yapılacak tazmin ödemesinin de tahsilat niteliğinde sayılmayacağı değerlendirilmiştir. Davalıların hesap kat ihtarlarının tebliğ tarihlerine göre ödeme için belirlenen yedi günlük sürenin sonunda temerrüde düştükleri ve buna göre temerrüt tarihinin 21/01/2021 olduğu, banka alacağının temerrüt tarihinden sonra taraflar arasındaki sözleşme ve mevzuata istinaden %52.56 temerrüt faizi uygulanarak hesaplama yapılması gerektiği belirlenmiştir. Bu şartlar altında, takip tarihi itibariyle davalıların davacı bankaya 254.573,34 TL asıl alacak, 15.610,44TL işlemiş faiz ve 780,52 TL BSMV olmak üzere toplam 270.964,30 TL borçlu oldukları denetime uygun bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup takipte talep edilen miktarlara göre davanın kısmen kabulü gerekmiş ve mahkememizce belirlenen toplam miktar üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Alacağın likit ve davalıların takibe itirazlarının haksız olduğunun belirlenmesi karşısında asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanı KISMEN KABULÜNE;
Davalıların Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın 254.573,34 TL asıl alacak, 15.610,44 TL işlemiş faiz ve 780,52 TL BSMV olmak üzere toplam 270.964,30TL üzerinden iptali ile takibin kaldığı yerden aynı şartlarda devamına,
Asıl alacak üzerinden hesaplanan 50.914,66TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 18.509,57 TL olduğundan peşin alınan 3.358,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.151,02 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk gideri 1.360,00-TL olduğundan söz konusu ücretin 1.325,54TL’sinin davalılardan geri kalan 34,46TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 27.417,50 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3.426,35 TL harç toplamı ve 846,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.272,35TL yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 4.164,59 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2022