Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/463 E. 2022/564 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/463 Esas
KARAR NO : 2022/564

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 27/07/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
KR.YZL.TARİHİ : 30/09/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Bank A.Ş.’nin Küçükesat Şubesi ile kredi borçlusu … İnşaat Taahhüt Ticaret Limited Şirketi’nin asıl borçlu, diğer borçlular … ve …’nin ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden firmaya kredi açılıp kullandırıldığını, kefillerin ise söz konusu sözleşmeleri müşterek borçlular ve müteselsil kefiller sıfatı ile imzaladıklarını, Kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek nakit kredi borcunun ödenmesi için …. yevmiye sayılı ihtarnamesi ve ekindeki hesap özetleri ile ihtar edilmişse de, borcun ödenmediğini, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı- borçlular hakkında genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, ancak borçlular tarafından yapılan haksız itiraz ile icra takibinin durdurulduğunu, davalı-borçlular tarafından sunulan borca itiraz dilekçelerinde özetle; ”borcun olmadığı” gerekçesi ile borca ve borcun fer’ilerine itiraz edildiğini, ardından Ankara …İcra Müdürlüğü’nün 10.12.2018 tarihli borca itiraz karar tensip tutanağında ise takibin durdurulmasına dair karar verildiğini, davalı-borçlular tarafından borca ve fer’ilerine ilişkin olarak yapılan itirazların, takibi uzatmaya yönelik olarak yapıldığını, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmeleri’nin 27. maddesinin delil anlaşması niteliğinde olup, müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağının davalı borçlular tarafından kabul edildiğini, buna göre, müvekkili bankanın defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın mevcudiyetinin tespit edileceğini, öte yandan, talep edilen temerrüt faizinin sözleşmeye ve Medeni Kanun’un 2. maddesine uygun olduğunu, müvekkili bankaca, kullandırılan kredilere uygulanacak faiz oranlarının mevzuat gereğince TCMB’ye bildirilmekte olup, hesabın kat edildiği tarihte yürürlükte olan faiz oranlarını gösteren ve TCMB’ye bildirilmiş ilgili yazı ve eki faiz oranları ile söz konusu faiz genelgesinden de görüleceği üzere, temerrüt tarihindeki faiz oranının; TL krediler için % 50 olduğunu, GKS’lerin yukarıda alıntısı mevcut ilgili hükmü gereğince, temerrüt faiz oranının, bu faiz oranının %100 fazlası olacağına göre, işbu kredilerde ve takipte uygulanacak temerrüt faiz oranının ”TL” krediler için %100 olduğunu, davalı-borçluların dava değerinde belirtildiği şekilde, 972,00 TL nakit ve 50.000,00 gayri nakit risk alacağı olmak üzere müvekkili bankaya borçları bulunduğunu, ayrıca asıl amacı alacağın tahsilini geciktirmek olan davalı- borçluların nakit alacakları üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerekliliği olduğunu, arz ve izah ettikleri sebeplerle; davalı- borçluların haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptaline ve takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalı- borçluların %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı- borçlulara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kefalet sözleşmesi nedeni ile meydana gelen borçların genel zaman aşımı süresi olan 10 yıllık zaman aşımı mühletine tabi olduğunu, davacı yanın müvekkilinin sorumluluğuna dayanak gösterdiği sözleşmenin ise 1998 tarihli olduğunu, görüleceği üzere bir an için müvekkilinin sorumlu olduğu bir borç bulunduğu kabul edilse dahi anılan borcun zaman aşımına uğradığını ve eksik borç haline geldiğini, dolayısı ile müvekkili aleyhine borcun takibatının yapılmasının mümkün olmadığını, başkaca bir inceleme yapılmasına dahi hacet olmaksızın davanın reddi gerektiğini, davacı bankanın güvence bedeli ödenmesini talep ettiği teminat mektuplarının 2004 tarihli olduğunu, anılan mektupların günümüze kadar nakde çevrilmediğini, Teminat mektuplarının süresiz verilmiş olsa dahi 10 yıl geçmekle mürur-u zamana uğrayacaklarının yerleşik içtihatlarla sabit olduğunu, bu nedenle 2014 yılında zaman aşımına uğramış olan teminat mektupları nedeni ile davacının risk altında bulunduğu iddiası ve bu nedenle de güvence bedelinin depo edilmesi talebinin açıkça mesnetsiz olduğunu, davacının kötü niyetli ve haksız biçimde müvekkilinden kazanç elde etme çabası içerisine giriştiğini, davacının anılan teminat mektupları nedeni ile herhangi bir ödeme yapma zorunluluğu kalmadığını, buna rağmen ödeme yapması halinde ise anılan durumdan şahsen sorumlu olacağını ve bunu müvekkiline rücu etmesinin mümkün olmadığını, davacı kefil olarak sorumluluğu zaman aşımına uğramış müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, üstelik takipte depo edilmesini talep ettiği teminat mektuplarının da açıkça zaman aşımına uğradığını, başlatılan takibin bu suretle açıkça haksız ve kötü niyetli yapıldığını, bu nedenle davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, izah ettikleri nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket yetkili temsilcisi ve aynı zamanda davalı … cevap dilekçesinde özetle; davaya eklenen … İnşaat A.Ş.’ne itirazın iptaline konu davada yetkili icra dairesinde icra takibi başlatılmadığı ödeme emri de gönderilmediği bu durumda itirazın iptali için dava şartı oluşmadığı taraf sıfatı ve dava şartı yokluğundan olduğu yerde şirket yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, 2004 tarihli toplam 50.000,00 TL tutarlı iki adet mer’i olmayan kesin teminat mektup bedellerinin 12.11.2018 tarihli ….numaralı kat ihtarnamesi ile deposunun kefilden talep edildiğini, oysa kefil ve kefaletin 10 yıl geçmekle kendiliğinden ortadan kalktığını, kredi sözleşmesinin ve teminat mektuplarının zamanaşımına uğradığının sabit olması karşısında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dışı kapanan limited şirkete verilen teminat mektupları bedelinin ihtarla kefilden bir hesaba depo edilmesinin istendiğini, mer’i olmayan teminat mektuplarının … BANK tarafından tazmin edilmemiş teminat mektupları olduğunu, teminat mektuplarının komisyon ve masraflarının devrolunan …’a çok önceden ödendiğini, … BANK’ın uğradığı bir zararın olmadığını, muhatap kurum tarafından herhangi bir tazmin talebinde bulunulmadığını, kuruma ödenmesi gereken bir borcun da bulunmadığını, mektuplardan kaynaklanan herhangi bir riskin de olmadığını, buna rağmen … BANK’ın giriştiği icra takibinin kötü niyetli olduğunu, hesap kat ihtarnamesi ve ödeme emrinin kefillere tebliğ edilmesi üzerine Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/304 E. 2021/554 K.sayı ile memur işleminin şikayete konu edildiğini, mahkemenin kararında özetle, her ne kadar borçlu davacının zamanaşımı itirazı bulunmakta ise de yasal sürede yapılan itirazın aynı yasanın 66.maddesi gereğince takibi durdurduğu, borçlunun icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmadığını, borçlunun itiraz sebepleri ile bağlı olup sonradan bunları değiştiremez ve genişletemez, itiraz dilekçesinde zamanaşımı definin ileri sürülmediğini genel nitelikte itirazda bulunulduğunu, bunun aksi varit olsa bile bu durumun ancak itirazın iptali ya da kaldırılması davasında incelenebilir denildiğini, 6098 sy TBK’nin 598/3 maddesi gereğince bir gerçek kişi tarafından verilmiş kefaletin buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından itibaren 10 yıl geçmesi ile kendiliğinden ortadan kalktığını, kefaletin 1998 tarihli sözleşme ile verildiğini, 10 yıldan fazla süre geçtiğinden kefaletin kendiliğinden ortadan kalktığını, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi incelendiğinden Yargıtay’ın uygulamaları gereğince kefilden depo talebinde bulunulabilmesi için sözleşmede açık hüküm bulunması gerektiğini, sözleşmenin tüm hükümlerinin kefile de uygulanacağına ilişkin sözleşme hükmünün kefilden depo talebinde bulunmak için yeterli olmadığını, sözleşmede açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde gayrinakdi krediler yönünden kefillerden depo talebinde bulunulabileceğinin hükme bağlanması gerektiğini, dava konusuna emsal oluşturan Yargıtay 11. HD nin 2008/13203 E., 2010/11523 K. Ve 09.11.2010 sayılı ilamında özetlendiği üzere, teminat mektuplarının da diğer tüm sözleşmeler gibi, muhatabın alacağının muaccel olmasından itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, dolayısıyla muhatabın alacağının muaccel olmasından itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, riskin vade içinde doğduğunun ispat edilmesi şartıyla bankanın BK’nun genel hükümlerine göre zamanaşımı süresi olan 10 yıl içinde muhatabının başvurması halinde ödeme yükümlülüğünün devam ettiğini, BK’nun 110.maddesine 08.07.1981 gün ve 2486 sayılı Kanun ile eklenen fıkrasına uygun bir biçimde yapıldıysa vade sonuna kadar yazılı istekte bulunulmadığı takdirde bankanın şarta bağlı sorumluluğunun sona ereceği, bu yolda bir kayıt konulmamış ise teminat mektubu süreli de olsa, 10 yıllık zamanaşımı süresi doluncaya kadar tazmin talebinin ileri sürülebileceğini, dava konusuna ilişkin Yasal düzenleme ve Yargısal içtihatlarda açıklandığı şekliyle, … Bank’a devrolunan …’a ait 1998 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalının kefil ve kefaletinin 10 yıl geçmekle kendiliğinden oradan kalktığını, genel kredi sözleşmesinin ve 2004 tarihli iki adet meri olmayan teminat mektuplarının kefilden bankanın bir hesabına depo edilmesinin istenmesinin sözleşmeye aykırı düştüğünü, açıklandığı şekliyle maddi hukuki olguların tümden zamanaşımına uğradığını, diğer taraftan davacının zorlama bir yorumla davaya eklenen şirket adına ödeme emri gönderilmediği, icra takip itirazının mevcut olmadığını, davada itirazın iptali için dava şartı oluşmadığını, davalıların taraf sıfatının bulunmadığı, davacı bankanın icra takip işlemleri ve itirazın iptali talebinde haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ile davanın zamanaşımına uğradığı sabit olduğundan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava açılmadan evvel arabulucuya müracaat edilmiş olup, işbu dava şartı yerine getirilmiştir.
Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası aslı, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı getirtilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Davanın dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının toplam 50.563,37 TL alacak için icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalılara tarafa tebliğ edildiği ve davalıların süresi içerisinde borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Alacağın takip tarihi itibari ile miktarının tespiti amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, 16/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda; takip tarihi itibariyle alacağın tespit ve hesaplaması için dosya muhteviyatında bulunmayan; taraflar arasında imzalanmış tüm genel kredi sözleşmelerinin tüm sayfaları ile birlikte sunulması, Kat İhtarnamesinin muhataplarına tebliğ edilip edilmediğini gösteren tebliğ şerhlerinin, takibe konu edilerek deposu talep edilen iki adet teminat mektubunun suretleri ile birlikte vade uzatımı yapıldı ise uzatma talep ve kararları ile birlikte, takibe konu edilerek nakden ödenmesi istenilen 563,37 TL Masrafa ait makbuz/dekont sunulması, 09.11.2018 kat tarihi itibariyle bankanın uygulamakta olduğu cari faiz oranları listesinin sunulması, söz konusu teminat mektuplarının komisyon tahsil tarih ve tutarlarını gösteren banka kayıtlarının, mahkeme tarafından Sinop Valiliği’nden 270TM51 ref nolu 07.06.2004 tarihinde düzenlenen 14.000,00 TL tutarlı ve 270TM52 ref nolu 07.06.2004 tarihinde düzenlenen 36.000,00 TL tutarlı teminat mektupları ile ilgili alacaklarının devam edip etmediği, bankaya iade edilip edilmediği, bankanın ibra edilip edilmediğinin sorulması, evrakların celbi ile dosyaya kazandırılması halinde mahkemenin denetimine elverişli rapor tanzim edilebileceği rapor edilmiştir.
Sunulan raporun ön rapor niteliğinde olması, işin esasına yönelik değerlendirme yapılamamış olması gözetildiğinde uyuşmazlığın esasına yönelik olarak yeniden inceleme yapılması ve tarafların itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişi den ek rapor alınması amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, 02/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı banka tarafından … İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şti lehine 07.06.2004 tarihinde verilen Sinop Valiliği’nin muhatabı olduğu TM-KE-10044 nolu 14.000,00 TL tutarlı ve TM-KE-10045 nolu 36.000,00 TL tutarlı olmak üzere toplam 50.000,00 TL tutarında 2 adet süresiz kesin teminat mektubunun banka kayıtlarına göre mer’i olduğu, buna göre davacı bankanın Ankara …İcra Müdürülüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 03.12.2018 takip tarihi itibariyle olan alacağı, takip talebi ile bağlı kalınarak, 563,37 TL Masraf (Makbuzu dosyaya sunulduğundan alacağa dahil edilmiştir.) 50.000,00 TL Gayrinakdi Risk Alacağı 50.563,37 TL olarak tespit edildiği, dosya borçlusu olarak gösterilen … İnşaat Taahhüt Ticaret Ltd. Şti, … ve …’nin söz konusu borçtan kaynaklanan sorumluluklarının mahkemeye ait olduğu, davacının icra inkar tazminatı talebine ilişkin değerlendirmenin İİK 67/2 gereğince mahkemenin takdirinde olduğu rapor edilmiştir.
Somut olayda, taraflar arasındaki ihtilafın; davacı bankanın, davalılardan dava dilekçesi ekinde bilgileri bulunan iki adet teminat mektubundan dolayı gayri nakdi risk alacağı/nakdi alacağı (masraf) bulunup bulunmadığı, ayrıca davalılardan … İnşaat A.Ş.’nin davada taraf sıfatının bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda yapılan icra takibine itirazlarının haklı olup olmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacı, … İnşaat Taahhüt Ticaret Limited Şirketinin asıl borçlu, davalılar … ve …’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden adı geçen şirkete krediler kullandırıldığını, bu kapsamda şirket lehine düzenleme tarihi 07/06/2004, vade tarihleri 31/12/2099 ve toplam tutarları 50.000,00 TL olan iki ayrı kesin ve süresiz teminat mektubu verildiğini, söz konusu teminat mektuplarının uzun süredir bankaya dönmediğini ve banka kayıtlarında karşılığının açık olarak göründüğünü açıklayarak 50.000,00 TL teminat mektuplarından kaynaklanan gayrinakdi risk alacağı ve 972,00 TL’de masraftan kaynaklı nakdi alacaklarının tahsili adına başlattıkları icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek eldeki davayı açmıştır. Davalılar cevaplarında özetle; davanın ve mektupların zamanaşımına uğradığını, davalı …’nin davada taraf sıfatının bulunmadığını, zira icra takibinin borçlularından biri olmadığını, mektupların paraya çevrilmediğini ve davacı lehine alacak istem koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davacı, davaya esas icra takibini başlatırken 50.000,00 TL gayrinakdi risk alacağı ve 563,37 TL masraftan kaynaklı nakdi alacak olmak üzere toplam 50.563,37 TL alacağın, asıl borçlu … İnşaat Taahhüt Ticaret Limited Şirketi ile diğer borçlular … ve … tarafından müteselsilen ödenmesi talebinde bulunmuştur. Her ne kadar davalılar, davanın ve mektupların zamanaşımına uğradığını savunmuş iseler de; söz konusu mektupların kesin ve süresiz nitelikte oldukları ve ayrıca paraya çevrilmemiş oldukları gözetildiğinde davalıların bu savunmalarına itibar edilmemiştir. Yine davalılardan … İnşaat Taahhüt Anonim Şirketi’nin davada taraf sıfatının bulunmadığına yönelik savunma da lehine teminat mektubu verilen … İnşaat Ticaret Limited Şirketi’nin, aleyhine 03/12/2018 tarihinde başlatılan icra takibinden sonra 2019 yılı içerisinde tür değiştirmek sureti ile anonim şirkete dönüşmüş olması nedeniyle yerinde görülmemiştir.
Davacı taraf, hem delilleri arasında hem de mahkememizce yerinde inceleme yaptırılmak sureti ile (banka kayıtları yerinde incelenerek) alınan bilirkişi raporu kapsamında teminat mektuplarının verilmesine esas Genel Kredi Sözleşmelerini dosyaya sunamamıştır. Söz konusu kredi sözleşmeleri dosyaya sunulamadığından teminat mektuplarının paraya çevrilmeden önce hangi şartlar altında davacı tarafından tahsilinin ya da depo edilmesinin istenebileceği değerlendirilememiştir. Davacı bankanın, davalılardan şirket lehine kesin ve süresiz teminat mektubu vermiş olmasından sonra sadece aradan uzun süre geçtiği ve riskin devam ettiği gerekçesi ile teminat mektuplarının bedellerinin ödenmesini istemesi mümkün değildir. Teminat mektupları kesin ve süresiz nitelikte olduklarından ve ayrıca hangi şartlar altında davacı tarafından tahsilinin ya da depo edilmesinin istenebileceği davacı tarafından asıl borçluya karşı ıspat edilemediğinden tüm davalılar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Öte yandan; davacının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı istemleri de yerinde görülmemiş ve neticeten aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harcın, peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00 TL olduğundan söz konusu ücretin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır