Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/456 Esas – 2023/280
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
…
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/456 Esas
KARAR NO : 2023/280
BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
DAVACI :…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- …
…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2-…
…
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2023
GR.KR.YZM.TARİHİ : 28/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kamu iktisadi teşekkülü olup, ana statüsü uyarınca … sınırları içinde doğal gaz ve petrol boru hatları ve tesisleri inşa ettirmekte ve mülkiyeti ve işletmesi kendisine ait olan boru hatları vasıtasıyla petrol ve doğal gaz taşıma hizmeti verdiğini, müvekkili tarafından gerçekleştirilen petrol ve doğal gaz boru hatları, … terminalleri, yeraltı depolama tesisleri, … ve uluslararası tüm projelerde boru hattı güzergâhı ile buna bağlı sabit tesis yapılacak taşınmazların kamulaştırma plan ve haritalarının kontrol edilmesi, kamulaştırılacak parsellerin bedel tespitlerinin yapılması, rıza’en alım yapılamayan taşınmazların dava dosyalarının hazırlanarak davaların açılması, dava kararlarının tescil edilmesi ve güzergâh üzerinde zarar gören taşınmazlarda bulunan mevsimlik ürün ve müştemilatların tespitleri ile ödenmesi iş ve işlemlerinin müvekkilinin ilgili üniteleri tarafından yürütüldüğünü, müvekkili kuruluş tarafından gerçekleştirilen inşaat projelerinde ihtiyaç duyulan taşınmazlara ait mülkiyet bilgileri ile taşınmazların geometrik bilgileri içerir koordinat ve haritaların temin edilmesi amacı ile 31.12.2015 tarihinde … Genel Müdürlüğü ile müvekkili arasında ihtiyaç duyulan taşınmazların sayısal verilerinin sorgulanması ve verilerin satın alınmasıyla ilgili … Paylaşım Sistemi (…) Protokolünün imzalandığını, … Sözleşmesi çerçevesinde müvekkilinin ihtiyaç duyduğu taşınmazların mülkiyet ve geometrik verilerinin sorgulanabilmesi ve sisteme indirilebilmesi için ise bir yazılıma ihtiyaç bulunduğunu, davalı ile “… …Yeni Lisans Alımı Ve Mevcut Lisans Kilitlerinin (…) Güncellenmesi İşi Mal Alımı Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme ile … ve … yazılımlarının satın alındığını, yazılımların 25.10.2017 tarihli sözleşme hükümlerine göre müvekkilinin kullanımına açıldığını ve müvekkilince yapılan veri sorgulamalarına ilişkin ödemelerin düzenli olarak gönderilen faturalar karşılığında ödendiğini, 26.06.2020 tarihinde müvekkilince veri sorgulamanın sözleşmesi hükümlerine uygun olarak gerçekleştirememesi üzerine davalıdan nedeninin sorulduğunu ve cevaben sorgulamalardaki artışa istinaden servisin sözleşmeye göre taraflarınca kapatıldığının bildirildiğini, veri artışına neden olan bu sorgulamanın kaynağı konusunda davalılar bünyesinde uzman kişilerce, sunucu ve log kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde; 19 ve 20 Mayıs 2020 tarihlerinde müvekkili kuruluştaki görev ve sorumluluk alanı …ve çevre illerde yer alan taşınmazlar olan …’da istihdam edilen personeli tarafından … yazılımı kullanılmak suretiyle, … sınırlarının dışındaki çoğu ülkeyi (…, … Kıtaları ile … Adası dâhil) kapsayacak şekilde geniş bir alan içerisinde yer alan taşınmazların geometrik verilerin sorgulandığının tespit edildiğini, davalı tarafından sorgulama bedeli olarak 4.084.488,00 TL bedel tahakkuk ettirilerek 01.09.2020 tarihinde söz konusu sorgulamaya ilişkin faturanın düzenlenerek müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin ise 28.09.2020 tarih ve 27980 sayılı ve 08.10.2020 tarih ve 29605 sayılı yazıları ile davalıya özetle “ ödenmesi istenilen fatura bedelinin imzalanan protokolün 7.2 ve 7.3 maddelerine uyulmadan düzenlendiği gerekçesi ile iptal edilmesi” gerektiğinin bildirildiğini, … Genel Müdürlüğü 23.12.2020 tarih ve 3415575 sayılı yazısı gereği ödemenin gerçekleştirildiğini, … sözleşmesi ile kural haline getirilmesine karşın bu sözleşme ile kurala bağlanan “özel yetki” ve “üst limit kuralına” aykırı şekilde müvekkilinin sözleşmeye göre kabul, arzu ve iradesi hilafına; … yazılımının ve …’ın … sınırlarındaki tüm taşınmazlar ile… kıtaları ile … Adasındaki tüm taşınmazları kapsayacak şekilde geniş bir alan içerisinde yer alan geometrik verilerin, davalının sözleşmede yer alan mahalle/köy bazlı sorgulama yetkisi hilafına, ülke, bölge, şehir bazlı toplu sorgulama yetkisi tanıması sonucunda hukuksuz şekilde tahsil edilmesi neticesinde işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, davalı tarafından sözleşmedeki özel yetki taahhüdüne aykırı davranılarak sözleşme ile kurala bağlanan sorgu üst limitinin köy/mahalle bazında uygulatılmayarak ülke, şehir bazında sorgulama yapılmasına yol açıldığını, üst limit ile sorgulama ediminin sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirilmediğini ve sözleşme ile kabul edilen köy/mahalle limiti dışında ülke, bölge, şehir bazlı sorgulamaya yol açacak şekilde ve sözleşmeye aykırı olarak genişletildiğini, davalının sözleşme ile karşılıklı kabul edilen kurallara aykırı davrandığını ve müvekkilinin murat etmediği bir şekilde, bilgisi ve onayı dışında, sorgulama yetkisi tanıyarak, limit dışı bir uygulama yaptığını, herhangi bir uyarı ve bilgilendirme yapmadığı gibi anormal sorgulama yapılmasına neden olmuş ve bu esnada sistemi de durdurmadığını, sözleşmeye sadık kalmayan davalının borcunu gereği gibi ifa etmeyerek sözleşmeye aykırı fiilleri neticesinde müvekkilinin 4.084.488,50-TL zarara uğramasına neden olduğunu, yazılımda yapılan bir kodlama veya farklı bir teknik ile yapılmış olduğunu düşündükleri davalı tarafından davalı kurum lehine yaratılan bu imkân dâhilinde, müvekkilinin davalılar tarafından birlikte zarara uğratıldığını, … yazılımının aşırı sorgulama yapılması nedeniyle kullanıcıya herhangi bir uyarı vermediği ve sınırlama yapmadığı için programda açıklığın olduğu … ve … yazılımlarının kurumda takibini yapan müvekkili kuruluşun … Başkanlığı ve İnşaat ve … Başkanlığı yetkililerince tespit edildiğini, görev ve yetki sınırı … olan müvekkili kuruluşu …’ın her iki sözleşmeye güvenerek ve basiretli bir tacir olarak, sorgulama kriterinin üst limitinin köy ve mahalle olduğu bilgisi ve iradesi ile davranmasına karşın, davalıların sözleşmeye aykırı eylemleriyle özel yetki üst limitlerini aşılmasına ortam hazırlayarak, böyle bir sorgulama yapılmak istenmemesine karşın … yazılımında yer alan ancak ekranda kapalı konumda olan dünya haritası üzerinden (Tüm …, tüm …, … kıtası ile … adası dahil), sözleşme ile kurala bağlanan limite uygun olamayan toplu sorgulama yapılmasına neden olduğunu beyan ederek; davalı kurum ile müvekkili arasında imzalanan 31.12.2015 ve 25.10.2014 tarihli sözleşme hükümlerine aykırı şekilde ve davalıların sözleşmesel kusurları neticesinde müvekkilinden tahsil edilen 4.084.488,50-TL miktarın, davalıların sözleşmesel kusur oranlarının tespiti ile müvekkili kuruluşun ihtirazi kayıtla ödediği 27.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıların kusur oranlarına /sorumluluklarına göre davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Yazılım A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin 1989 yılında …’da kurulduğunu ve mekansal verinin dijitalleşmesine öncülük eden ilk yerli yazılım firması olduğunu, 100’den fazla çalışanıyla hem yurt içinde birçok bakanlığa, kamu kurumuna ve özel şirkete hizmet verdiğini ve bunun yanı sıra yerli teknolojiyi yurt dışına ihraç ettiğini, ülkemizin teknoloji hamlesine önemli katkılarda bulunduğunu, diğer davalı … Genel Müdürlüğü tarafından tapu bilgilerine erişim için servislerin … Protokolü kapsamında Kamu Kurumları ile paylaşılması sonrasında müvekkilinin de kullanıcıların rahat, hızlı ve kolay bir şekilde tapu verilerine ulaşabilmeleri için ürünlerini geliştirdiğini, öncelikle davacı … ve diğer davalı … arasında 31.12.2015 tarihli … Verilerinin … Üzerinden Paylaşılmasına İlişkin Sözleşme (“… Protokolü”) imzalandığını, davacı … ve müvekkil … arasında ise 25.10.2017 tarihli … …Yeni Lisans Alımı Ve Mevcut Lisans Kilitlerinin (…) Güncellenmesi İşi Mal Alımı Sözleşmesi (“Alım Sözleşmesi”) imzalandığını, bu ilişki kapsamında davacı …’a … tapu ürünlerinin temini ilk olarak 13.11.2017 tarihinde gerçekleştirildiğini, davacı ile diğer davalı … arasında akdedilen … Protokolü sonrasında tapu servislerinin, … Tapu ürünü ile kullanılabilir duruma geldiğini, tapu servislerinin kullanılabilir olması için gerekli olan yetkilendirilmiş sunucuların davacı bünyesinde de bulunduğunu, … Bakanlığı’na bağlı kurumların merkezileştirilmesi kapsamında 2019 yılı Aralık ayında yapılan yeni çalışma ile kilitlerin 2023 yılı Aralık ayına kadar güncellenmelerine yönelik anlaşma sağlandığını, davacının …’da istihdam edilen bir personelinin 19 ve 20 Mayıs 2020 tarihlerinde müvekkilinin yazılımını kullanarak … sınırlarının dışındaki çoğu ülkeyi (…, … Kıtaları ile … Adası dâhil) kapsayacak şekilde geometrik verilerini sorguladığını, bu sorgulama sonrası davalı … tarafından, …’a “… (…) Harita Serverleri üzerinden yapılan 2020 Mayıs ayına ait sorgu bedeli, miktar: 2.722.962” açıklamasıyla 27.08.2020 tarih, 2020/5377 numaralı ve 4.084.488,50-TL bedelli fatura düzenlendiğini, davacı tarafından fatura bedelinin iptal edilmesinin istenildiğini, ancak davalı …’nin 23.12.2020 tarih ve 3415575 sayılı yazı kapsamında log kayıtlarının incelendiğini ve bu kayıtlara göre veri çekildiginin açık ve sabit olduğundan ödemenin yapılmasını istediğini, davacının fatura bedeli olan 4.084.488,50-TL’yi 27.01.2021 tarihinde ihtirazi kayıtla davalı …’ye ödediğini, akabinde davacının haksız tahsil edildiğini iddia ettiği bu tutarın iadesi için davalı şirket ve diğer davalı … aleyhine 29.04.2021 tarihinde arabulucuya başvurulduğunu, ancak yapılan görüşmeler neticesinde süreç anlaşmama şeklinde sonuçlandıktan sonra bu kez huzurdaki davayı ikame ettiğini, davacının dava konusu yaptığı diğer davalı … ile olan akdi ilişkisi kapsamında müvekkili şirkete de davayı yöneltmiş ise de huzurdaki davanın müvekkiline yöneltilmesinin mümkün olmadığını, zira dava konusu yapılan uyuşmazlık ile ilgili müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı gibi uyuşmazlık konusuna bakıldığında da davacı ile diğer davalı … arasındaki akdi ilişkinin tarafı olmadığını, açıkça görülebileceğini, huzurdaki davanın müvekkiline yöneltilemeyeceği hususu sabit olduğundan öncelikle husumet itirazlarının kabulü ile davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının iddia ve taleplerinin tamamen faraziyeden ibaret olduğunu ve hukuken dinlenebilir olmadığını, müvekkili ile davacı … arasındaki akdi ilişkinin yalnızca 25.10.2017 tarihli … …Yeni Lisans Alımı Ve Mevcut Lisans Kilitlerinin (…) Güncellenmesi İşi Mal Alımı Sözleşmesi’ne dayandığını, müvekkilinin davacı …’a yeni … lisans alımı ve mevcut lisans kilitlerinin güncellenmesi hizmetini vermeyi üstlendiğini, müvekkilinin Alım Sözleşmesi kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülükleri, akdi ve kanuni tüm edimlerini eksiksiz ve zamanında yerine getirerek söz konusu sözleşme şartlarına kesinlikle aykırı herhangi bir davranışta bulunmadığını, davacı ile diğer davalı … arasında 31.12.2015 tarihli … Protokolünün imzalandığını ve protokolün 7.2. Ve 7.3. maddeleri başta olmak üzere müvekkilinin protokol kapsamında herhangi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin bahse konu protokolde taraf olmadığı gibi bu protokol kapsamında bir taahhüdü ve kısmen veya tamamen bir sorumluluğunun da bulunmadığını, protokolün uyuşmazlık konusu yapılan maddeleri tabii olarak salt davacı … ile diğer davalı … arasındaki ilişkiyi düzenlemekte ve sorgulama hususunda tarafların yükümlülüklerini belirlediğini, 19.05.2020 ve 20.05.2020 tarihlerinde yapılan sorgulama işlemleri ile ilgili “…” programından doğan herhangi bir hatalı işlem bulunmadığı gibi bu sorgulama ile ilgili olarak müvekkilinin de herhangi bir kusuru, hatası ve dolayısıyla sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafından 19.05.2020 ve 20.05.2020 tarihlerinde yapılan … sorgulamalarıyla ilgili müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı halde uyuşmazlık konusu yapılan sorgulama işlemlerinin … nezdinde “anormal düzeyde” değerlendirilmesi ve konu hakkında … idaresi dahil ilgili idarelerin inceleme süreci başlatması üzerine müvekkilinin gerekli tespitlerin yapılması hususunda yapılan yerinde inceleme süreçlerine dahil olduğunu, müvekkilinin yalnızca süreçle ilgili gerekli desteği vermek noktasında elinden geleni yaptığını, davacı …’ın …’da istihdam edilen bir personeli tarafından müvekkilinin … yazılımını kullanarak 19.05.2020 ve 20.05.2020 tarihinde … sınırlarının dışındaki çoğu ülkeyi (…, … Kıtaları ile … Adası dâhil) kapsayacak şekilde geometrik verileri sorguladığını, … Genel Müdürlüğü tarafından bir yazılımcı ile uygulamaların incelenmesi talebi üzerine 03.07.2020 tarihinde … Genel Müdürlüğü bir yazılım personeli ile birlikte ziyaret edildiğini, yapılan çalışma sonucu, log kayıtları kullanılarak işlemi gerçekleştiren … personelinin çevirdiği alan bilgisinin kuruma gösterildiğini, … personeli tarafından çevrilen alan neredeyse tüm dünyanın genelini içerecek şekilde işaretlenerek sorgulama yapıldığını, sorgula ile yapılan işlemlerde sorgulama yapılmaya başlanmadan önce uygulama tarafından kullanıcıya seçim yaptığı alana yönelik uyarı verildiğini ve seçilen alan büyüklüğüne yönelik olan bu uyarıya kullanıcı tarafından onay verilmesi sonrasında işleme devam edildiğini, sistemin kusursuz ve hatasız çalıştığı halde davacı … personelinin, bir başka deyişle kullanıcının bizatihi ve iradi olarak yaptığı bir sorgulamanın söz konusu olduğunu, dolayısıyla davacı …’ın iddia ettiği gibi programın uyarı vermediği ve rastgele sorgulama yaptırdığı iddiasının kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, bu konunun bir kullanıcı hatası olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve sorgulamayı yapan kişinin …’ın personeli olduğu dikkate alındığında bu personelin kusurundan da olsa olsa … sorumlu olacağını, davacının tüm iddia ve taleplerinin reddinin gerektiğini, uyuşmazlık konusu fatura bedeli ve … Protokolü kapsamında müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, yapılan teknik incelemeler ve hazırlanan raporlar doğrultusunda davacı … tarafından kullanılan … programında da herhangi bir hata, ayıp veya açık olmadığının tespit edildiğini, tüm bu sebepler bir arada değerlendirildiğinde davacı …’ın davasında haksız olduğunu, öncelikle müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı ve bu nedenle huzurdaki davanın taraf olarak muhatabı olamayacağını, yine konusu yapılan alacak miktarının ve sözleşme ilişkisinin tarafı olamayacağını, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine … programında herhangi bir hata, ayıp veya açık olmadığını, müvekkilinin her türlü akdi ve kanuni edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, log kayıtlarının ve yapılan incelemelerin de bu hususu açıkça gösterdiğini, herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı açık olup bu anlamda davanın tartışmasız reddinin gerektiğini beyan ederek; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle husumet yokluğundan reddine, mahkememiz aksi kanaatteyse davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafından ikame edilen alacak davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, göreve ve yargı yoluna dair itirazları yönünden; görev hususunun dava şartı olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece kendiliğinden de dikkate alınacağını, bu davaya ilişkin olarak gerek talep konusu alacağın nevi ve dava konusu edilen meblağ için idarelerine atfı kabil hizmet kusuru bulunmadığını, ödenen bedelin iadesinin, adli yargıda ticari bir dava marifetiyle talep edilmesini, her şeyden önce yargı yolu itibariyle mesmu olmadığını, davanın konusu itibariyle, ticari hayatın ve ticaret hukukunun kendisine has özellikleri gereği, … Kanunu’nda ayrıca düzenlenen ticari davalardan olmadığını, mutlak ve nispi ticari davalar şeklindeki tasnif yönünden konu değerlendirildiğinde ise; davanın konusu itibariyle, tarafların tacir sıfatı ve uyuşmazlık konusunun nevinin belirleyici olmadığını, TTK’nın 4’ncü maddesi 1 fıkrasının (a) ila (f) bentlerinde ve bazı özel kanunlarda düzenlenmiş mutlak ticari davalar ile her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan nispi ticari davalardan olmayıp, ticari bir davanın konusu yapılamayacağını, oysa davacı tarafın öncesinde usule usule aykırı olmasına rağmen talep konusunu ticari arabuluculuk başvurusuna konu yaptığını, görüşmelerde Genel Müdürlükleri tarafından gerek alacağın mahiyeti itibariyle arabuluculuğa elverişli olmadığı, gerekse taraf teşkili ve İdarelerinin hukuki statüsü yönünden ilettikleri itirazlarının göz ardı edildiğini ve nihayetinde, arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmama şeklinde nihayete erdirilerek, sonraki aşama olan ticari dava açma yoluna gidildiğini, davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için uyuşmazlık konusu işin dava taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların ticari sıfatına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığı gözetilmeksizin, Türk Ticaret Kanunu veya diğer Kanunlarda davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görüleceği yönünde bir düzenlemenin bulunması gerektiğini, davacıırı iddiasını iki ayrı akdi ilişkiye dayandırıp tek bir davada konu etse de, davalı tarafta yer alan Genel Müdürlükleri tacir niteliği taşımadığından uyuşmazlık konusunun da kanunda tahdiden düzenlenen hallerde herhangi birine girmediğinden, davanın ticari dava sayılması ve Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli kabul edilmesinin mümkün olmadığını ve ancak idari yargıda dava konusu edilebileceğini, gerek yargı yolunun caiz olmaması gerekse ticaret mahkemesinin görevli olmaması nazara alınarak, davanın öncelikle dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, taraf ve dava ehliyetine dair itirazları; tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmasının da dava şartlarından olduğunu, davanın tarafı ile dava konusu arasındaki hak ilişkisine dayanan davada sıfat kavramı yönünden de idareleri aleyhine ikame edilen davanın haksız ve hukuksuz olduğunu, sözleşmeden doğan alacak iddiası ile açılan bu davada konunun maddi hukuk ve usul hukuku yönüyle irdelenmesi halinde de maddi hukuka göre alacaklı sıfatını haiz kişi usul hukukunda davacı sıfatını, maddi hukuka göre borçlu sıfatını haiz kişi de usul hukukunda davalı sıfatını taşıyacağından davacının sözleşme ilişkisinden kaynaklı alacak iddiasının esasa dair itirazları da izaha çalışılacağı üzere idareleri yönüyle sübut bulacağından işbu davanın idareleri yönünden sıfat yönünden de reddedilmesi gerektiğini, sözleşme ilişkisinden kaynaklı alacak iddiası esasa dair itirazımızda izaha çalışılacağı üzere idaremiz yönüyle sübut bulmayacağından, işbu davanın İdaremiz yönüyle sıfat yönünden de reddedilmesi gerektiğini, davacının hiçbir haklı ve hukuki sebebe dayanmayan, diğer davalı ile birlikte müdürlüklerinin de taraf haline getirmiş olmasına rağmen mecburi dava arkadaşlığının unsurlarının diğer davalı ile müdürlükleri arasında vuku bulmadığından bu yönüyle davanın reddini talep ettiklerini, idareleri yönüyle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığına dair itirazları; davacının subjektif hakkına hukuki koruma sağlanmasını teminen mahkemeye başvurmasında hali hazırda hukuken korunmaya değer bir menfaatinin varlığının arandığı bu dava şartının da sözleşmeden kaynaklı alacak iddiasıyla ikame edilen işbu davada idareleri yönüyle bulunmadığını, davacı ile genel müdürlükleri arasında imzalanan 31/12/2015 tarihli … üzerinden veri paylaşımına ilişkin protokolün mevcut olup; yine dava dilekçesinden anlaşılacağı üzere davacı ve diğer davalı … arasında akdedilen yeni lisans alımı ve mevcut lisans kitlerinin güncellenmesi işinin mal alımı sözleşmesi şeklinde iki ayrı ve birbirinden bağımsız hukuki ilişki kurulduğunu, idarelerine yöneltilen bu davada davacının hukuki yararının bulunmadığını, idarelerinin gerek usule aykırı bir şekilde arabuluculuk görüşmelerinin tarafı halinde gösterilmesi gerekse sonrasında ikame edilen ticari bir davanında tarafı haline getirilme yönündeki gayretin, iki tacir arasındaki ilişkiden mütevellit olup dava konusu edilen meblağın tahsilinin genel bütçe kapsamındaki bir idarenin de nizanın tarafı konumuna getirilmek suretiyle garanti altına alınması çabası olduğunu, davanın esasına girilmeden öncelikle usulden reddedilmesini talep ettiklerini, esasa dair cevaplarının; davada usule ilişkin aykırılıkların yanı sıra esasa dair de haksız ve hukuksuz unsurların bulunduğunu, davanın esasen incelenmesi halinde itirazları muvacehesinde davanın esastan reddini talep ettiklerini, öncelikle arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, davacının gerek talep konusu alacağın nevi ve netice itibariyle uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğu yönündeki hukuki tavsifi konusunda gerekse genel müdürlüklerinin hukuki statüsü ile döner sermeye hizmet bedeli tahsil işleminin niteliği konusunda yanıldığını, idarelerinin söz konusu protokol hükümlerinden kaynaklı bir giderim yükümlülüklerinin bulunmadığını, dava konusu edilen meblağın ticari bir alacak değil, verilen hizmetin karşılığında tahsil edilen hizmet bedeli olduğunu, dava dilekçesinin 9 numaralı bendinde de ifade edildiği üzere basiretli tacir olan davacı kurumun, protokolün 6.1 inci maddesi gereği olan “verilerin kullanılması için gerekli yazılım ve donanımı sağlamak” yükümlülüğü ile birlikte, iş ve işlemlerinde basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğü bir kenara; genel müdürlüklerinin hiçbir yükümlülüğü olmamasına rağmen, kullanılan ara yazılım programlarına ilişkin olarak bilgilendirme ve aydınlatma mahiyetinde uyarı yapıldığı ve buna rağmen, davacı tarafça gerekli tedbirlerin alınmadığını, tahakkuk ettirilen alacakların hesabında herhangi bir hata bulunmadığını, bununla birlikte itiraza konu faturaların hesaplanmasına esas sorgulamaları yapabilmek için, kullanıcıların kullandığı yazılım hatası veya kullanıcı hatası olduğunun genel müdürlüklerince tespit edilmesi üzerine, web servisini kullanacakların benzer hatalar sonucu sıkıntı ve mağduriyet yaşamamalarını teminen, aralarında davacı kuruluşun da bulunduğu 123 firma, kurum ve kuruluşa 09/08/2019 tarihli ve 2981942 (ek-1) sayılı uyarı yazısı yazılarak, gerekli izahat ve alınacak önlemler konusunda gerekli bilgilendirmenin yapıldığını, protokol tarafı kurum/kuruluşun sistem üzerinde sorgulamayı yaptığı anda temin ettikleri hizmet karşılığı tarife cetvelinde belirlenen ücretin tahakkuk ettiğini ve mer’i mevzuat ile birlikte tarafların bağıtladığı protokol çerçevesinde tahakkuk eden ücretin tahsilinden vazgeçmeye ya da tenkisat yapmaya genel müdürlüklerinin yetkisinin bulunmadığını, bu meyanda talep konusunun arabuluculuk çözüm yolunun konusu da yapılamayacağını, davacının müteselsil sorumluluk nitelemesi ile husumeti yaygınlaştırmasının da gerekli şekli gerekse maddi hukuk yönünden kabul edilemeyeceğini, sözleşmeden doğan sorumluluğun kurucu unsurunu borçlunun kusurunun oluşturduğunu, davacının dayanak maddelerinden biri olan TBK 112 maddesi hükmüyle kanun koyucunun borçlu aleyhine bir kusur karinesi koyduğunu, kusur dışında kalan diğer sorumluluk unsurlarının, özellikle sözleşmenin ihlali, zarar ve uygun illiyet bağı gibi unsurların varlığını ispat yükünün alacaklıya ait olduğunu, borçlu ile alacaklı arasında müteselsil borcun varlığına ilişkin iradenin sözleşmeden açıkça anlaşılması gerektiğini, aksi halin kabulü, genel müdürlükleri tapu ve kadastral faaliyete dair yürüttüğü pek çok kamu hizmetinin ticari nitelikte addedilerek, özel hukuk alanında tartışma ve niza konusu olmasına yol açacağını, genel bütçe kapsamındaki bir kamu idaresinin bu çerçeveye çekilmesinin her şeyden önce hukuk mantığına aykırı olduğunu, … veri paylaşımı kapsamında düzenlenen faturalara vaki itirazlar ve/veya faturaların iptaline yönelik açılan davalardan … … Mahkemesi’nin 2017/116 Esasına kayden ikame edilen “taraflar arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda davalıya yapılan ödemenin iadesi ve fatura iptali istemli” davada, davacının veri tabanından ihtiyaç duyduğu verileri temin edebilmek için yazılım firmasıyla anlaştığı belirtilerek, sürece dair teknik izahatın ve tespitlerin yapıldığı gerekçeli kararda, bilirkişi incelemesi neticesi tanzim edilen rapora da yer verilmek suretiyle davanın reddine karar verildiğini, yine başka bir Kuruluş tarafından Genel Müdürlükleri aleyhine … … Mahkemesi’nin 2019/297 Esasına kayden açılan ve Genel Müdürlüklerince de karşı dava açmak suretiyle davalı/davacı sıfatıyla görülen davada asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne kararının verildiğini, … kapsamında yürütülen veri paylaşımı süreçlerine dair Genel Müdürlüklerinden kaynaklanan herhangi bir sistematik hata olmadığını ve idareleri tarafından tutulan log kayıtlarının güvenilir olduğunu, davacının yasal davranış kuralını ihlal ettiğini, hiçbir yükümlülüklerinin bulunmadığını, davacının personelinin yaptığı hatadan kaynaklı indirilen verilerin karşılığı, protokol hükmüyle ödemesi gereken ve hizmet bedeli şeklinde tahakkuk eden meblağdan kaçınmak ve yaptığı ödemenin iadesi için diğer davalı … Yazılım Anonim Şirketi ile arasındaki akdi ilişki çerçevesindeki kusur iddialarını, idareleri ile davacı arasında akdedilen veri paylaşım protokolü hükümlerine de tahmil etmek suretiyle sorumluluğu haksız şekilde yaygınlaşmaya çalıştığını, müteselsil sorumluluk iddiasının diğer muhatabı olan ve davacı kurulumun yazılım satın aldığı firmaya dair dava dilekçesindeki kusur iddialarının taraflar arasındaki akdi ilişkiyi ilgilendirdiğini, idarelerinin söz konusu sürece herhangi bir dahlinin bulunmadığını, diğer davalı şirket tarafından idareleri lehine yaratıldığını iddia ettikleri imkân dâhilinde ve davalı diğer şirket ve Genel Müdürlüklerinin birlikte davacıyı zarara uğrattığına dair ortak kast/kusura dair suçlamaların ise hak arama hürriyetinin sınırlarına mütecaviz beyanlar olduğunu, davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkiye ait def’i ve itirazlar noktasında Genel Müdürlüklerinin söz konusu davanın tarafı olmaması gerektiğini, davacının alacak iddiasını kabul etmemekle birlikte avans faizi talebine de itiraz ettiklerini, zira avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiğini, Genel Müdürlüklerinin ticari işletme ve ticari alacağa dair asıl alacakla birlikte bu talebin de kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek; haksız, mesnetsiz ve her türlü yasal dayanaktan yoksun olarak açılan huzurdaki davanın öncelikle usulden, bilahare esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
KABUL GEREKÇE: Dava sözleşmeden kaynaklanan alacak davasıdır.
Eldeki davada; davacı ile davalı … Genel Müdürlüğü arasında 31/12/2015 tarihli … Sözleşmesinin, yine davacı ile davalı … … A.Ş. arasında 25/10/2017 tarihli “… … …. Mal Alımı” Sözleşmesinin akdedildiği, sözleşme kapsamında … Sistemini davacının davalı … tarafından sözleşme kapsamında temin edilen program ile kullandığı, 19 ve 20 Mayıs 2020 tarihinde davacının …ilinde istihdam ettiği personelin … sınırları dışındaki çoğu ülkeyi kapsayacak şekilde 2.722.962 adet sorgulama yaptığı, sorgulama uyarınca davalı … Genel Müdürlüğü’nün 4.084.488,50-TL ücret talep ettiği, fatura bedelinin yapılan sorgulama sayısına ve miktar itibariyle tarifeye uygun olduğu, fatura bedelinin davacı tarafından 27/01/2021 tarihinde ödendiği noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmayıp, taraflar arasındaki ihtilafın, davacının …ilindeki personelinin … sınırları dışında … programını kullanarak yapmış olduğu sorgulama sayısının ve sorgulama yapılan ala itibariyle davacı ile davalı … Genel Müdürlüğü arasında akdedilen protokolün 7.2., 7.3., 5.2., 5.5. maddelerine aykırı olup olmadığı, yine davalı … … A.Ş. tarafından satılan programın sözleşme ve eki teknik şartnameye uygun olup olmadığı, davacı personeli tarafından yapılan sorgulamanın davalı … … A.Ş. tarafından satılan program hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, yapılan sorgulamadan dolayı tanzim edilen/ödenen bedelinden her iki davalının davacı ile akdettikleri sözleşme kapsamında sorumlu olup olmadıkları, sorumlu iseler sorumlu oldukları tazminat miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davalı … Genel Müdürlüğü’nün görev itirazının değerlendirilmesinde; her iki davalı yönünden davanın temelini oluşturan maddi vakanın aynı olması karşısında davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu, davalı … … A.Ş. nin tacir sıfatına haiz olması karşısında davalı … … A.Ş. yönünden davanın nispi ticari dava niteliğinde olup anılı davalı yönünden Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, her ne kadar davalı … Genel Müdürlüğünün tacir sıfatına haiz olmaması sebebiyle adı geçen davalı yönünden Genel Mahkemeler görevli ise de ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu durumlarda davalılardan biri hakkındaki dava genel mahkemenin diğeri hakkındaki dava ise özel mahkemenin görevine giriyor ise davanın özel mahkemede görülmesi gerektiği nazara alınarak davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişi kuruluna tevdi edildiği, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya 12/09/2022 tarihli rapor ve bila tarihli ek raporun sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda;
Mahkememizce her ne kadar davaya konu 4.084.488,50-TL lik ücretin yurt içi ve yurt dışı sorgulama ücreti olarak uyuşmazlıkta belirlenmiş ise de söz konusu ücretin sadece yurt içindeki sorgulamaya ilişkin olduğu, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlığın bulunmadığı anlaşılmış ve mahkememizce de bu kabul doğrultusunda değerlendirme yapılmıştır.
Davacı tarafından her ne kadar … Genel Müdürlüğü aleyhine dava konusu bedelin tahsilinin aralarındaki sözleşmenin 7.2, 7.3, 5.2 ve 5.5 maddelerine aykırı olduğu iddia edilerek mevcut dava açılmış ise de söz konusu faturanın dayanağını oluşturan sorgulamaların bizzat davacı … tarafından görevlendirilen personel aracılığıyla yapıldığı, her iki taraf arasındaki sözleşmenin 7.2. Maddesinde sorgulamaların 18.00 ile 16.00 arasında yapılacağının belirtildiği, mevcut olayınızda 12/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, faturanın dayanağını oluşturan yurt içi sorgulamaların 19.15 ten başlayıp 04.15 te sonlandırıldığı, bu itibar ile sorgulamaların 7.2. Maddesi çerçevesinde yapıldığı ve bu maddeye aykırı tarafların herhangi bir davranışının bulunmadığı, 7.3. Maddesinde sorgulamalarda artış olduğu takdirde … Genel Müdürlüğü’ne erişimi kısıtlayabileceği hususunda yetkinin tanındığı, mevcut olayımızda yoğun bir sorgulama olsa da … Genel Müdürlüğü’nün 7.3. Maddesi çerçevesinde yetkisini kullanıp kullanmamakta tamamen takdir hakkının bulunduğu, takdir hakkını erişimin kısıtlanmaması yönünde kullanmasının … Genel Müdürlüğü’ne kusur yüklemeyeceği bu nedenle mevcut olayda 7.3. Maddeye de herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, yine 5.2 ve 5.5. Maddeler yönünden değerlendirme yapıldığında yukarıda da bahsedildiği gibi sorgulamayı yapanın bizzat … personelinin … Genel Müdürlüğü’ne yetkili olarak bildirdiği kişi tarafından yapıldığı, davaya konu faturanın yurt içi sorgulamalara ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin de …’ın yurt içi sorgulama yapması amacıyla yapıldığı, bu çerçevede davacının personelinin yapmış olduğu sorgulamaların amacı dışında yapıldığının … Genel Müdürlüğü tarafından tespitinin mümkün olmadığı zira sağlanan hizmette sıkıntı yaşanmaması için … Genel Müdürlüğü tarafından 09/08/2019 tarihli yazı ile de davacı … ile diğer kurumların uyarıldığı, bu uyarılara rağmen gerekli tedbirleri almayan …’ın ve … personelinin gereksiz yere yapmış olduğu iddia edilen sorgulamalardan davalı … Genel Müdürlüğü’nün sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, mevcut olayda 5.2 ve 5.5 e aykırı herhangi bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmış ve tüm bu nedenlerden dolayı davacı … personelinin yapmış olduğu sorgulamalardan dolayı davacı ile davalı … Genel Müdürlüğü arasındaki sözleşme uyarınca davalıya herhangi bir kusur izafe edilemeyeceğinden söz konusu davalı yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … yönünden açılan dava değerlendirildiğinde; davacı tarafından her ne kadar davalı … tarafından hazırlanan programın diğer davalıyla yapılan sözleşme ve eki şartnameye aykırı olduğunu iddia etmiş ise de davalı … ile davacı arasında imzalanan ve dava dilekçesinin ek 2 sinde bulunan sözleşmede, davacı ile diğer davalı … Genel Müdürlüğü arasındaki sözleşmeye dair bir kaydın, atfın ya da taahhüdün bulunmadığı, yine davalı … tarafından hazırlanan programın yerinde yapılan incelemesi sonucu hazırlanan bila tarihli ek raporda da programda herhangi bir kusurun bulunmadığının belirtildiği, söz konusu ek raporda bilgi mahiyetli pencere açılması yönündeki temenninin davalı …’e herhangi bir kusur yüklemeyeceği anlaşılmış olup, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı …’in mevcut olayda herhangi bir kusurunun bulunmaması nedeniyle mevcut davada adına açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 69.752,86-TL harçtan mahsubu ile bakiye 69.572,96-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran davacıya iadesine,
-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 269.689,77-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/04/2023
Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza