Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/401 E. 2021/429 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/401 Esas
KARAR NO : 2021/429

DAVA : İflas
DAVA TARİHİ : 19/08/2004
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
GR.KR.YZM.TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili … Ticaret Mahkemesi’ne vermiş olduğu dava dilekçesinde; davalıların Bankalar Kanunu ve TTK’ya aykırı yapılan işlem ve kararlardan dolayı bankalar yeminli murakıplarınca banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı banka yöneticilerinden …’ın 4.166.000.000.000-TL, …’ın 4.166.000.000.000-TL, …’un 12.424.082.604.402-TL, A.Tayfun Kabalak’ın 4.891.575.090.374-TL, …’nun 5.964.037.789.722-TL, …’nın 1.568.469.724.306-TL, …’nun 4.166.000.000.000-TL bankaya bu meblağlar kadar zarar verdikleri nedeni ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümleri gereğince ana para ve faize ilişkin fazla haklar saklı kalmak koşulu ile bu meblağların davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini ve ayrıca şahsi iflaslarının da hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiş;
… Ticaret Mahkemesi … Karar sayılı kararı ile dosyayı görevsizlik kararı verip mahkememize göndermiştir.
CEVAP : Davalılar vekili 25/06/2001 tarihli cevap dilekçesinde; 4389 sayılı Bankalar Kanunun 17. maddesindeki dava şartlarının müvekkilleri yönünden oluşmadığını, fonun doğrudan iflas davası açma yetkisinin bulunmadığını, kullanılan krediler nedeni ile müvekkillerine sorumluluk yüklenemeyeceğini, öncelikle ihtiyati tedbirin kaldırılmasını yapılacak tahkikat sonucunda da bütün müvekkilleri yönünden davanın reddini istemiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, 4389 sayılı yasanın 17. maddesi uyarınca açılan şahsi iflas istemine ilişkindir.
Eldeki davada, mahkememizin 11/11/2004 tarih ve … Karar sayılı ilamı ile 4389 sayılı yasanın 15/3 maddesi uyarınca, davacının davalılarla akdetmiş olduğu FYYS kapsamında yargılamanın sözleşme süresine kadar durdurulmasına karar verildiği, müteakiben davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu 25.11.2020 tarihli dilekçesi ile, Fon Kurulunun 07.09.2020 tarih ve 2020/287 sayılı kararı ile … Grubunun FYYS sürecinde herhangi bir ilerleme kaydetmemesi, ABK’ya yeni bir ödeme planı sunulmaması ve 02.05.2003 tarihli FYYS ödeme planının birçok kez revize edilmesine rağmen sözleşmeye konu ödemelerin gerçekleştirilmemesi nedeniyle fon alacaklarının takip ve tahsilini teminen 02.05.2003 tarihli FYYS hükümleri çerçevesinde durdurulan iade ve tazmin, şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarına kaldığı yerden devam edilmesine karar verilmesini talep ettiği, davacı vekilinin talebi üzerine 5411 sayılı yasanın 132 maddesi uyarınca yargılamaya yeniden başlanılarak evrakın yukarıdaki esasa kaydının sağlandığı dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememizin 2020/661 esas-2020/777 karar sayılı ilamı ile, davada Mülga 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesi ile 5411 sayılı yasanın 142/2 maddesi uyarınca İstanbul (1), (2) Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle HMK. 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine, Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul (1), (2) Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, davalılar vekili tarafından mahkememiz ilamı istinaf edilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. HD. 2021/994 esas-2021/890 karar sayılı ilamı ile “Anayasa m.36, AİHS m. 6, HMK m.27′ ye aykırı olarak, davalı yana herhangi bir tebligat yapılmaksızın, duruşma açılmaksızın, safahatı bulunan dosyada usulden ret kararı verilmesi ile davalıların savunma haklarının kısıtlandığı” gerekçesiyle mahkememiz ilamının incelenmeksizin kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiş, kesin karar doğrultusunda mahkememizce yargılamaya devam olunmuş, ve duruşma açılarak taraf vekillerinin beyanı alınmıştır.
Öncelikle 5411 sayılı yasanın 01/11/2005 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında dava tarihi itibari ile somut olayda maddi hukuk açısından mülga 4389 sayılı yasanın uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
12/05/2001 tarihinde yürürlüğe giren 4672 sayılı yasa ile değişik 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesinde “Bankalar ile fon ve bankaların iflas daireleri tarafından açılacak hukuk davalarına Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla Asliye Ticaret Mahkemesi bulunması halinde bu davalar (1) numaralı Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülür. Bankalar ile fon ve bankaların iflas dairesi tarafından muamele merkezi veya ikametgahı İstanbul ili sınırları içinde olan kişiler aleyhine açılacak hukuk davaları ile borçlular hakkında açılacak iflas davaları İstanbul (1) numaralı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılır. İflas davası açılması halinde bu mahkeme hakkında iflası istenilen borçlunun muamele merkezi bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’nin borçlu aleyhine iflas davası açıldığını bildirir. ” amir düzenlemesi yer almakta olup, maddede 5020 sayılı yasa ile metinde yapılan değişiklik ile mülga 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesi aynen”Bankalar ile fon ve bankaların iflas daireleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması hâlinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür.Bankalar ile fon ve bankaların iflas daireleri tarafından muamele merkezi veya ikametgâhı İstanbul ili sınırları içinde olan kişiler aleyhine açılacak hukuk davaları ile borçlular hakkında açılacak iflas davalarına İstanbul (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. İflas davası açılması hâlinde, bu mahkeme, hakkında iflası istenen borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine borçlu aleyhine iflas davası açıldığını bildirir.” şeklini almıştır. 5411 sayılı yasanın 142 maddesi ile metindeki Bankalar ibaresi çıkartılarak görev ve yetkiye ilişkin düzenleme aynen korunmuştur.
Mülga 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesi 1 bendi, 5411 sayılı yasanın 142/1 maddesinde olduğu gibi, yargılamalarda görevli mahkemeyi düzenlerken gerek mülga 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesi 2. bendi, gerekse 5411 sayılı yasanın 142/2 maddesi İstanbul ili sınırları içerisinde muamele merkezi ve ikametgahları bulunanlar aleyhine açılacak hukuk davaları ile İstanbul ili içerisinde veyahut dışarısında muamele merkezi ve ikametgahları bulunanlar aleyhine açılacak iflas davalarında yetkili mahkemeyi düzenlemektedir.
Buna göre iflas davaları İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecektir. İkametgahın, yargılanan şahsın ve yetkiyi belirleyen diğer düzenlemelerin maddede belirtilen yetki kurallarına etkisi yoktur. Bu düzenleme aynı yöneticinin farklı yerlerde görev yapması ve zararın bu farklı görevlerden kaynaklanması, yada farklı yerlerde görev yapan birden fazla şahsın aynı zarara sebebiyet vermesi sebebi ile iflaslarının talep edildiği hallerde doğabilecek tereddütü giderecek mahiyettedir (Yrd. Doç. Dr. Kürşat Göktürk, Banka Yönetici ve Ortaklarının Hukuki Sorumluluğu , Özellikle Şahsi İflas Kapsamında Sorumluluk, S.201). Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere, aleyhine iflas davası açılacak şahıs veyahut tacir İstanbul ili içerisinde otursun veya oturmasın davada İstanbul mahkemeleri kesin yetkilidir. Nitekim yasanın 2.cümlesinde yer alan “İflas davası açılması hâlinde, bu mahkeme, hakkında iflası istenen borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine borçlu aleyhine iflas davası açıldığını bildirir.” şeklindeki ibare mahkememizin kabulünü açıkça teyit etmektedir. Yetkiye ilişkin bu düzenlemede kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yetkisizlik itirazı iptidai itiraz süresi ile bağlı olmaksızın davanın her safhasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece resen nazara alınmak zorundadır.
Açıklanan gerekçeler ışığında, somut olay irdelendiğinde davalılar …, …, … ve …’nın ikametgah adreslerinin İstanbul ili sınırları içerisinde olması, yine anılı davalılar ile birlikte diğer davalılar yönünden açılan iflas davasında Mülga 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesi ile 5411 sayılı yasanın 142/2 maddesi uyarınca İstanbul (1), (2) Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesin yetkili olduğu saptanmakla, Mahkememizin yetkisizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve bu bağlamda her ne kadar davalılar vekili mahkememizin 11/11/2004 tarih ve 2004/486 Esas, 2004/612 Karar sayılı ilamı ile yargılamanın durdurulmasına temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verildiği, bu nedenle anılı ilam bozulmadan dosyanın yeniden ele alınamayacağını iddia etmiş iseler de, yargılamanın durdurulmasına davacının mülga 4389 sayılı kanunun 15/3 maddesinden aldığı yetkisi üzerine yapmış olduğu talep doğrultusunda kanun gereği karar verildiği nazara alınarak, davalıların savunmasına itibar edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1- Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile HMK nun 114/1-ç ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul (1), (2) Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
4- İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/07/2021

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza