Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/370 E. 2021/530 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/361 Esas – 2021/529

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/361 Esas
KARAR NO : 2021/529

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 03/06/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KR.YZL.TARİHİ : 22/10/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait araç … yönetimindeki … plakalı araç ile diğer taraf … plakalı araç arasında 12/11/2015 tarihinde Ankara’da maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, gerçekleşen kaza sebebi ile … plakalı aracın sigortacı şirketi … Sigorta A.Ş.’nin, müvekkili ve araç sürücüsü aleyhine … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile hasar ödemesine ilişkin icra takibi başlattığını, müvekkili tarafından dosyaya yapılan itiraz üzerine … Hukuk Mahkemesi’nde … esas sayılı dosya ile zararın tazmin edilmesi için itirazın iptali davası açtığını, müvekkilinin Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortasını yapan … Sigortaya ve Genişletilmiş Kaskosunu yapan … Sigortaya (… Sigorta A.Ş) ihbar edildiğini, … Hukuk Mahkemesi’nde devam eden … esas sayılı dosya kapsamında ve devamında müvekkilinin ve kaza anındaki sürücü …’un hasar bedelini ödemeye mahkum edildiğini, bu sebeple Sigorta Hukuku ve 2918 sayılı KTK hükümleri dahilinde müvekkilinin aracın o tarihte trafik sigortasını yapan sigorta kuruluşu olan … Sigorta A.Ş.’ye ve müvekkili aracın genişletilmiş kasko sigortasını yapan … Sigorta A.Ş’ye rücu hakkı doğduğunu, müvekkilinin … plakalı aracının Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigortasını düzenleyen … Sigorta A.Ş.’nin, 30/10/2017 tarihli ihbara cevap dilekçesinde, poliçenin 12/11/2015 günü saat 14:32’de düzenlediğini öne sürerek oluşan zararın tazmininde sorumlu olmadıklarını iddia ettiğini, ayrıca sigorta ettiren müvekkilin rizikonun gerçekleştiğini bildiğini dolayısıyla; sigorta şirketinin TTK md. 1458 hükmü gereği sorumsuz olduğunu açıkladığını, TTK md. 1458 gereği … Sigorta’nın sorumluluğunun kalktığına dair iddiaların yersiz olduğunu, … Sigorta A.Ş (… sigorta A.Ş) tarafından yapılan genişletilmiş kasko poliçesi ile hasarın zorunlu karayollları trafik poliçesi limitini aşması halinde kalan bedelin ödeneceğine ilişkin teminat alındığını, ancak kendilerine yapılan başvuru ve arabuluculuk görüşmeleri sonucunda herhangi bir uzlaşma sağlanamadığını, … Hukuk … esas sayılı dosyası ile dava kendilerine ihbar edildiğini, … Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile verilen kararın istinaf yoluna götürüldüğünü, Ankara Bölge Adliye 21. hukuk Dairesinin … esas sayılı dosyası ile kararın kısmen kaldırıldığını ve yeni karar verildiğini, verilen karar ile müvekkilinin toplamda 41.795,68-TL bedeli icra dairesine ödemek zorunda kaldığını, yine ilam sebebi ile ortaya çıkan harçların müvekkili tarafından ödenecek olup henüz tahakkuk etmediğini beyan ederek, Ankara Bölge Adliye 21. hukuk Dairesinin … esas sayılı dosyası ve … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına ödenen tüm bedel ile ilam harçları sebebi ile ortaya çıkan bedelin fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik faizi ile birlikte 41.795,68-TL’nin davalılarca ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki başvurunun zamanaşımına uğradığından başvurunun reddine karar verilmesini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuken mümkün olmadığını, davaya konu kazada … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili şirket nezdinde geçerli bir ZMMS sigortası olmadığından huzurdaki davada müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili sigorta şirketi ile davacı Mustafa Bozkurt arasında, Karayollar Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesinin saat 14.32’de imzalandığını, söz konusu trafik kazası 13.30’da gerçekleşmiş olduğundan 14.32’de düzenlenmiş olan işbu poliçenin geçmişe etkili olarak düzenlendiğini, yapılmış olan poliçeye göre sigorta poliçesinin başlama saatinin 12.00 olarak düzenlendiğini, fakat geçmişe etkili poliçe yapılabilmesi için lehtarın rizikodan bihaber olması gerektiğini, sigorta ettiren rizikonun gerçekleştiğini biliyor olmasına rağmen sigorta şirketi ile poliçe tanzim edilmesi durumunda poliçenin geçersiz olup sigorta şirketi gerçekleşmiş olan rizikodan sorumlu olmayacağı gibi sigorta priminin de tamamını almaya hak kazandığını, sigorta şirketlerinin hukuki sorumluluğu, zararın mevcudiyetini kabul manasına gelmemek kaydı ile, Karayolları Trafik Kanunu md. 91 uyarınca zorunlu mali sorumluluk sigortası işletenlere düşen hukuki sorumlulukları karşılamak üzere yaptırılacağından, ancak işletene düşen sorumluluk oranında olacağını, gerçek zararın miktarının ispat külfetinin iddia edene ait olduğunu, faiz başlangıç tarihinin sıradan bir haksız fiil gibi olay tarihinden başlamasının mümkün olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, sigorta ödemesine dayanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacının kendi adına kayıtlı … plakalı aracının trafik ve kasko sigortacısı olan davalılara karşı dava ikame ettiği, davacının ticari ve mesleki amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumunda olduğu, uyuşmazlığın özel hüküm niteliğindeki 6502 sayılı tüketici yasasından kaynaklandığı, bu tespitler karşısında eldeki davaya bakma görevinin tüketici mahkemesinde olduğu anlaşılmakla davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2 haftalık süre içinde başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-6100 sayılı HMK’nın 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Kararın kesinleşmesine itibaren HMK nın 20/1-son cümlesi gereği dosyanın 2 haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, tarafların yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2021