Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/357 E. 2021/649 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/357 Esas – 2021/649
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/357 Esas
KARAR NO : 2021/649
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 17/06/2019 günü … plaka sayılı otomobil sürücüsü …’ın kontrolünü kaybetmesi üzerine gidiş istikametine göre yolun orta refüjüne çarpma sonucu tek taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, kazada yolcu durumunda bulunan müvekkil …’nın yaralandığını, trafik kaza tespit tutanağına göre ve Manavgat Cumhuriyet Savcılığı 30/07/2019 tarih ve …. karar sayılı takipsizlik dosyasındaki açıklamalara göre sürücünün %100 kusurlu olduğunu, sunulan nedenlerle trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle 360.000,00-TL aşılmamak üzere davalı sigorta şirketinden işleyecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte alınmasını ve yargılama ve vekalet ücretlerinin davalı sigorta şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafça dava öncesi müvekkiline usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, davacı yanın dava dilekçesinde hangi tazminat için ne tutarda davasını ikame ettiğinin açıklattırılması gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkiline 16/03/2019-2020 tarihleri arasında 4101900288225 numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalıları kusuru oranında olmak üzere kaza tarihi itibariyle bedeni zararlarda kişi başına azami 360.000,00 TL olduğunu, davacının zararının karşılanması amacıyla 01/04/2020 tarihli ibraname düzenlediğini ve 02/04/2020 tarihinde davacı vekili …’ye 32.694,36 TL ödeme yapıldığını, geçici iş göremezlik talebi ise teminat dışı olup, SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, yukarıda açıklanan ve resen nazara alınacak sebeplerle; müvekkili aleyhine açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacıya ait Ordu Devlet Hastanesi ve Manavgat Devlet Hastanesi kayıtları, SGK yazı cevabı, Sigorta hasar dosyası, ekonomik sosyal durum araştırması ilgili yerlerden getirtilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Dosya kapsamındaki kaza nedeni ile davacıda sürekli ve geçici iş gücü kaybı olup olmadığı, var ise oranları ve tazminat miktarı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizin 2020/458 esas-2020/667 karar sayılı ilamı ile; “…mevcut davanın 28/03/2020 tarihli açıldığı, dava açıldıktan sonra davacının davalıyı 01/04/2020 tarihli ibraname başllıklı belgesi ile ibra ettiği, ibranamenin dava açıldıktan sonra olması nedeni ile mevcut davanın konusuz kaldığı, bundan dolayı konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiğine, mevcut dava açılmadan önce davacı tarafından sigorta şirketine bir başvuru yapılmış ise de söz konusu başvurunun poliçe genel şartlarındaki belgelerle yapıldığına dair dosyaya herhangi bir delilin sunulmadığı, davalı tarafından eksik belge ile başvurulduğunun iddia edildiği, davacının poliçe genel şartlarında başvuru için gerekli olan tüm belgeler ile birlikte başvurduğuna ilişkin dosya kapsamında bir delil olmaması nedeni ile sigortanın temerrüdünün dava ile birlikte oluştuğu, mevcut davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet vermediği, bundan dolayı yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacı tarafın sorumlu olduğu…” belirtilerek karar verildiği;
Mahkememiz ilamına davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş;
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/58 esas-2021/544 karar sayılı ilamı ile; “…Mahkemece maddi tazminatın sigorta şirketi tarafından ödenmesi nedeniyle maddi tazminat konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nun 111. maddesine göre tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler.
Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Dava konusu olay nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından yargılama aşamasında davacıya 01.04.2020 tarihinde ödeme yapılmış, taraflar arasında ibraname imzalanmıştır.
Davacı vekiline yargılama sırasında ibranamenin tebliğinin yapılması, ibranameye ilişkin beyanda bulunmak üzere süre tanınması, bu suretle davacı tarafın yapılmış sözleşme ile bağlı olmak isteyip istemediğine dair iradesini açıklamasına imkan tanınması, beyanın kapsamına göre davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme davacının maluliyet raporunun ve aktüer raporu alınmadan önce yapıldığından zararın kapsamı belli olmadan yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğunun kabulü ile aktüer raporu ile belirlenecek tazminattan mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile maddi tazminatın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine….” şeklinde hüküm kurularak mahkememize gönderilmiş, mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Kaldırma kararı doğrultusunda, dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu alınan bilirkişi tarafından hazırlanan 11/10/2021 tarihli raporunda, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 02/04/2020 tarihinde 32.694,36-TL tazminat ödendiği, ödeme tarihindeki verilen, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusur oranı ve davacının %22 engel oranı dikkate alınarak yapılan hesapta, progresif rant yöntemine göre 178.599,86-TL sürekli iş göremezlik zararının olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 11/10/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; maluliyet tazminat alacağı yönünden davanın ıslahı suretiyle artırılmasını, 500,00-TL olarak talep edilen sürekli iş göremezlik tazminat miktarını 177.599,86-TL daha artırarak 178.099,86-TL’ye ıslahına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, meydana gelen kazada davacının yolcu konumunda bulunduğu ve şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesinden dolayı tek taraflı olduğu, bundan dolayı kusur raporuna ihtiyaç duyulmadığı, davalı sigortaya sigortalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğu, bu kabul çerçevesinde davacı tarafından Ordu Devlet Hastanesi’nden kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler Kapsamındaki Yönetmelik çerçevesinde 20/12/2019 tarihli raporun alındığı, söz konusu raporun kaza tarihi itibari ile geçerli olan yönetmeliğe göre alınması nedeni ile mahkememizce bilirkişi raporu olarak kabul edildiği, sonrasında davacının maddi zararının hesaplanması için dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan raporda progresif rant yönteminde davacıya yapılan ödeme düşüldükten sonra sürekli iş gücü kaybı için 178.599,86-TL alacaklı olduğunun rapor edildiği, söz konusu aktüer raporunun Yargıtay içtihatlarına ve İstinaf kararlarına uygun olarak hazırlanması nedeni ile mahkememizce kabul edildiği, meydana gelen kazada davacı ile dava dışı araç sürücüsünün iş arkadaşı oldukları, kaza gerçekleşmeden önce davacının durakta işe gitmek için servis beklerken davacı tarafından görülmesi üzerine işe gitmek üzere aracına alındığı ve sonrasında kazanın gerçekleştiği, mevcut olayda davacının para karşılığı taşınmasının söz konusu olmadığı, bundan dolayı mevcut olayda hatır taşımasının söz konusu olduğu, söz konusu hatır taşımasından dolayı davacının tazminatında %20 indirim yapılması gerektiği anlaşılmış olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafından 500,00-TL’lik geçici iş göremezlik zararından feragat edildiğinden bu alacağa yönelik talebinin feragat nedeni ile reddine, ıslah ile sürekli iş göremezliğe yönelik talebi 177.599,86-TL artırıldığı, buna göre sürekli iş göremezlikten kaynaklı talebinin 178.099,86-TL olduğu, söz konusu bedelden %20 hatır taşıması indirildiğinde davacının talep edebileceği miktarın 142.479,89-TL olduğu, bu bedel yönünden davacının sürekli iş göremezliğe yönelik talebinin kabulünün gerektiği, söz konusu bedele davanın temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren aracın cinsi göz önüne alındığında yasal faiz işletilmesinin gerektiği, yine %20 hatır taşımasının mahkeme tarafından yapılması nedeni ile söz konusu hatır taşımasına tekabül eden red kısmından dolayı davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilemeyeceği anlaşılmış olup davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulü ile 142.479,89-TL sürekli iş göremezlik zararının 28/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacının geçici iş göremezliğe yönelik talebinin feragat nedeni ile reddine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 9.732,80-TL olduğundan peşin alınan 54,40-TL harç ve 3.035,00-TL Islah harcının mahsubu ile bakiye 6.643,40-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 1.316,44-TL’sinin davalıdan, geriye kalan 3,56-TL sinin davacı tarafından alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca hesaplanan 17.485,59-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 62,20-TL harç toplamı, 3.035,00-TL ıslah harcı, 108,50-TL tebligat ve posta masrafı, 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.955,70-TL yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 3.945,02-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, redde tekabül eden kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğiden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/11/2021