Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/312 E. 2021/489 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/312 Esas – 2021/489
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/312 Esas
KARAR NO : 2021/489

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2021
KR.YZL.TARİHİ : 24/09/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/02/2019 tarihinde müvekkilinin işe gitmek için yolun kenarında servis beklerken, … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, hızlı bir şekilde müvekkilinin üzerine gelerek çarpması sonucu yala olan müvekkilinin malul ve sakat kaldığını, meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kazaya ilişkin ceza soruşturması Akyazı Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı şirket tarafından sigortalı olduğunu, özür oranının tespiti amacıyla, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığınca maluliyet raporu alındığını, arabuluculuk kanunu gereği Arabulucuya başvurulduğunu ancak olumlu bir sonuç alınamadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 200,00-TL bakıcı gideri, 300,00-TL geçici iş göremezlik ve 9.500,00-TL daimi iş göremezlik olmak üzere 10.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hasarın meydana geldiği yerde haksız fiilden zarar gören davacının yerleşim yerinde veya müvekkilinin merkezinin bulunduğu İstanbul ‘daki mahkemelerden birinde açılması gerektiğini, yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul Anadolu mahkemelerinin yetkili olduğunu, sigorta şirketine kanunda belirtilen evrakları ile müracaat edilmediğini, kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirkete 08/05/2018-2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 267789318 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri teminatlarının poliçe kapsamında olmadığını, yapılan hesaplamada TRH -2010 mortalite tablosu esas alınması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini beyan ederek, öncelikle davanın yetkisizlik nedeni ile usulden reddini, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğundan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlıkta davacı vekili, davalının Ankara’da Bölge Müdürlüğü bulunduğu iddiasına dayanarak iş bu davanın Ankara’da açıldığını ve mahkemenin yetkili olduğunu ileri sürmüş, davalı taraf yöntemine uygun şekilde yetki itirazında bulunmuştur.
6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 7. maddesinde de, “davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. HMK 16.madde hükmü, HMK.’daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, HMK.’nda kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.05.2015 tarih, ve 2013/11-2359 Esas, 2015/1443 Kararı), 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110. maddesinde “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda seçimlik hakka sahip olup, davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Kararı)
Somut olayda yasal hükümlere ve kanunda belirlenen yetki kurallarına göre: davalı … Türk Sigorta A.Ş.nin dava dilekçesinde belirtilen adrese göre HMK’nun 6.maddesi anlamında yerleşim yeri olarak İstanbul ticaret siciline kayıtlı olduğu ve yetkili mahkeme olarak İstanbul Anadolu Adliyesine bağlı olduğu anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nun 16. maddesinde yer alan haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi kuralı dikkate alındığında, dosyada mevcut kaza tespit tutanağına göre trafik kazasının Akyazı/SAKARYA’da meydana geldiği anlaşılmakla, kazanın meydana geldiği yere göre yetkili mahkemenin Akyazı mahkemeleri olduğu, dosya kapsamına göre davacının yerleşim yerinin Akyazı/SAKARYA olduğu, buna göre de yetkili mahkemenin Akyazı Mahkemeleri olacağı, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110/2. maddesinde düzenlenen davalı tüzel kişi sigorta şirketinin yerleşim yeri yetki kuralına göre yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçesini düzenleyen acentenin bulunduğu yere göre Adapazarı mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf davalı sigorta şirketinin Ankara’da Bölge Müdürlüğünün bulunduğunu belirterek Ankara mahkemelerinde dava açmış ise de yasada düzenlenmeyen, görev ve yetkilerinin ne olduğu, hangi bölgede bulunduğu bilinmeyen veya varsa adresi, ancak internet üzerinden yapılacak arama ile bulunabilecek Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yerin yasada düzenlenen şube ve acenteye kıyasla yetkili olarak kabul edilmesinin Anayasanın 142. maddesinde düzenlenen mahkemelerin görev ve yetkilerinin ancak kanunla düzenleneceğine ilişkin Anayasa hükmüne açıkça aykırı bulunduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E – 2018/463 K. sayılı sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi ile ilgili ilamı da gözetildiğinde tüm bu yetki kuralları bertaraf edilerek, davacı tarafın kanunda öngörülen genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birinde dava açmadığı, yetkisiz mahkemede dava açtığı dikkate alındığında seçme hakkının davalı tarafa geçtiği, davalı sigorta şirketi vekili tarafından seçilen İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile HMK nun 114/1-ç ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
5-)İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunnu taraflara ihtaratına,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2021