Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/311 E. 2021/490 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/311 Esas
KARAR NO : 2021/490

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2014
KARAR TARİHİ : 15/09/2021
KR.YZL.TARİHİ : 10/10/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirkete 11.10.2013 tarihinde 377617 fatura numarası ile 15.642,27-TL’lik hizmet işi yaptığını, davalı şirket tarafından davaya konu borcun ödenmediğini, dava konusu faturaya istinaden … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı tarafın, süresinde icra dairesinin yetkisine ve borca haksız olarak itiraz ettiğini beyanla, davalının haksız olan yetki ve borca itirazının iptaline, yasal faizi ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmayacak icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap süresinden sonra sunduğu beyan dilekçesinde özetle yetkili Mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava satış bedelinin tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkememizin … karar sayılı ilamı ile, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında asıl alacak 13.766,07-TL’ye yaptığı itirazının iptaline, takibin bu kısım bakımından takip talebindeki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İİK.’nun 67/2 maddesi gereğince hesaplanan 2.753,21-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz kanun yoluna müracaat etmesi üzerine; Yargıtay 19. HD.’nin 2016/5638 esas, 2017/837 karar sayılı ilamı ile; “…Dava satış bedelinin tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptaline ilişkindir. Davacı icra takibinde 11.10.2013 tarihli 15.642,27-TL bedelli faturaya dayanmış, davalı yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Davacı-satıcı satış akdinde malların davalı-alıcıya teslim edildiğini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Davacının mahkemeye sunduğu cari hesap belgesinde ve davacının ticari defterlerinde taraflar arasında önceye dayanan ticari ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine bağlı olarak açılan İ.İ.K’nun 67. maddesinde düzenlenen dava olduğundan, davacı icra takibinde dayandığı faturadan kaynaklanan alacağın varlığını ve teslimini kanıtlamak zorundadır. Mahkemeye teslim belgesi sunulmadığı gibi davacı vekili 21.10.2014 tarihli celsede teslim belgesinin olmadığını bildirmiştir. Ayrıca davalı defterlerini ibraz etmemiş sadece davacı defterleri incelenmiştir. Davacının defterlerindeki kayıtlar belge ile doğrulanmadığı sürece tek başına davacının lehine delil olarak değerlendirilemez. Mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış,mahkeme kararının bozulması gerekmiştir…” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz ilamının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmadan sonra mahkememizin 2017/601 Esas dosyası üzerinden bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, davalı şirket yetkilisi … 13/12/2017 tarihli duruşmadaki beyanında; “11/10/2013 tarihli faturaya istinaden hizmet işi yapılmıştır, ancak bedeli ödendiğine dair namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim” demiştir. Bunun üzerine; mahkememizin …. karar sayılı ilamı ile, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz kanun yoluna müracaat etmesi üzerine; Yargıtay 23. HD.’nin …. karar sayılı ilamı ile ; “…Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin bozma ilamından sonra, ispat yükü üzerine düşen davacı tarafça davalıya yemin teklifinde bulunulmuş, 13.12.2017 tarihli celsede davalı şirket yetkilisi “11.10.2013 tarihli faturaya istinaden hizmet işi yapılmıştır, ancak bedeli ödenmiştir.” şeklinde yemini eda etmiştir. Davacı tarafından hizmetin verildiği eda edilen yemin ile sabit duruma gelmiştir. Fakat davalı tarafça yemin edilirken alınan hizmetin bedelinin de ödendiği beyan edilmekle, ödeme hususunda ispat külfeti yer değiştirerek davalı tarafa geçmiştir. Bu durumda önce davalının bedelin ödendiğine ilişkin delilleri üzerinde durulmalı daha sonra yemin delili de dahil tüm delilleri incelenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yukarıda açıklanan şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz ilamının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı icra takibinde 11.10.2013 tarihli 15.642,27-TL bedelli faturaya dayanmış, davalı yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Davacı-satıcı satış akdinde malların davalı-alıcıya teslim edildiğini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Davacının mahkemeye sunduğu cari hesap belgesinde ve davacının ticari defterlerinde taraflar arasında önceye dayanan ticari ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davaları icra takibine bağlı olarak açılan İ.İ.K’nun 67. maddesinde düzenlenen dava olduğundan, davacı icra takibinde dayandığı faturadan kaynaklanan alacağın varlığını ve teslimini kanıtlamak zorundadır. Davacı vekili 21.10.2014 tarihli celsede teslim belgesinin olmadığını bildirmiştir. Ayrıca davalı defterlerini ibraz etmemiş sadece davacı defterleri incelenmiştir. Davacının defterlerindeki kayıtlar belge ile doğrulanmadığı sürece tek başına davacının lehine delil olarak değerlendirilemez. Açıklanan bu hususlar gözetilerek ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilmiş, ispat yükü üzerine düşen davacı tarafça davalıya yemin teklifinde bulunulmuş, 13.12.2017 tarihli celsede davalı şirket yetkilisi “11.10.2013 tarihli faturaya istinaden hizmet işi yapılmıştır, ancak bedeli ödenmiştir” şeklinde yemini eda etmiştir. Davacı tarafından hizmetin verildiği eda edilen yemin ile sabit duruma gelmiştir. Fakat davalı tarafça yemin edilirken alınan hizmetin bedelinin de ödendiği beyan edilmekle, ödeme hususunda ispat külfeti yer değiştirerek davalı tarafa geçmiştir. Davalı taraf ödemeye dair yazılı bir delil sunamadığı gibi, cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığından yemin delili hatırlatması da yapılmamıştır. Böylelikle davacı taraf fatura konusu malın/hizmetin teslim edildiğini/yapıldığını ve buna karşılık oluşan alacağının ödenmediğini ispatlamıştır. Önceki bozma ilamı gereği davalı lehine oluşan kazanılmış hak gözetilerek ve ayrıca, alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; Yargıtay Bozma İlamı gereği davalı lehine oluşan kazanılmış hak gözetilerek davalı borçlunun … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasından 13.766,07-TL asıl alacağa yaptığı itirazın iptaline,
2-Takibin bu kısım bakımından takip talebindeki koşullarla devamına,
3-İİK’nun 67/2.maddesi gereğince hesaplanan 2.753,21-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 940,36-TL harçtan peşin alınan 187,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 753,11-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.876,20-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 216,25-TL harç toplamı, 1.250,00-TL tebligat, posta ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.466,50-TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre hesaplanan 1.290,60-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 84,00-TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre hesaplanan 10,00.-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır