Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/298 E. 2022/514 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/298 Esas – 2022/514
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/298 Esas
KARAR NO : 2022/514

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 05/05/2021
KARAR TARİHİ : 18/07/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 19/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket … … & Co. KG (…)’nin, Almanya’da kurulu bulunan … Group bünyesinde yer alan ve madencilik alanında doğal kaynak ve rezerv araştırmaları, jeofizik keşif hizmetleri, maden saha araştırmaları, veri değerlendirmeleri ve raporlama gibi faaliyetler yürüten bağımsız bir danışmanlık şirketi olduğu, davacı müvekkilinin de …’nin İstanbul Merkez Şubesi olduğunu, davacı müvekkili … ile davalı … Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. (…), arasında imzalanan 19.07.2019 tarihli Eskişehir Alpu Projesi sözleşmesi (Sözleşme Alpu) ile müvekkili şirketin, davalı şirket … (…) ile imzaladığı sözleşme uyarınca üstlendiği birtakım işlerin kendisi tarafından yapılmasını taahhüt ettiğini, sözleşmenin Alpu’ya göre müvekkili şirketin “standart çalışma prosedürleri üzerine başlangıç keşif eğitimi ve aylık denetim, … tarafından gerçekleştirilen 3 boyutlu model çalışmasının incelenmesi ve kaynak tahmini çalışmasının oluşturulması, ön fizibilite çalışmasının bir parçası olan ve … tarafından gerçekleştirilen tüm teknik çalışmaların incelenmesi ve JORC Koduna uygun şekilde bir ön fizibilite çalışması hazırlanması” hizmetlerini yerine getirmeyi kabul ettiğini, müvekkili …’nin Sözleşme Alpu’da yer alan bu hizmetlerine karşılık iş başlangıcından önce mobilizasyon ücreti olarak ön avans niteliğinde 50.000,00-Euro+KDV, keşif sonuçlandırması ve saha ziyaretleri sonrasında 46.000,00-Euro+KDV’nin davalı tarafından, bu tutarların asıl iş sahibi … tarafından davalıya ödeme yapılmasından itibaren 15 gün içerisinde ödeneceğini, taraflar arasında imzalanan 30.09.2020 tarihli Ek Sözleşme ile (Ek Sözleşme Alpu) müvekkilinin, Sözleşme Alpu kapsamında yer alan kaynak tahmini raporu hazırlanması işine yardımcı olması için Eskişehir Alpu Projesi kapsamında olmayan ve sonradan dahil edilen “3 boyutlu jeolojik modelleme çalışması” yapmayı da üstlendiğini, 3 boyutlu jeolojik modelleme yapılması işinin Ek Sözleşme Alpu’ya dahil olduğunu, müvekkilinin bu hizmetine karşılık olarak da ayrıca 4.000,00-USD+KDV ödeme yapılması kararlaştırıldığını, Sözleşme Alpu ve Ek Sözleşme Alpu’nun müvekkiline yüklediği tüm borçların müvekkili tarafından sözleşmeye uygun şekilde yerine getirildiğini, müvekkilinin bu sözleşme kapsamında Eskişehir/Alpu sahasında 3 defa keşif ziyareti yaparak sahada … personeline gerekli eğitimi verdiğini, 3 boyutlu modelleme çalışmasını tamamladığını ve kaynak tahmin raporu hazırladığını, ancak davalı tarafın avans ödemesi niteliğindeki mobilizasyon ücreti faturasını, saha ziyaretleri nedeniyle kesilen faturayı ödemediği için müvekkili …’nin hazırlamış olduğu kaynak tahmini raporunu davalı ile henüz paylaşmadığını, müvekkilinin bu hizmetler karşılığında davalı … adına 3 adet fatura düzenlediğini ve bu faturaları davalı şirkete teslim ettiğini, her ne kadar saha ziyaretleri sonrası müvekkile ödenmesi gereken tutar Sözleşme Alpu’da 46.000 Euro+KDV olarak kararlaştırılmışsa da iş sahibi …/… tarafından işin kapsamı daraltıldığı için (saha ziyaretlerinin 3’e indirilmesi ve …-MTA personellerine verilmesi planlanan eğitimin sahadaki çalışmaların bitmesi nedeniyle verilememesi) davalı tarafın talebi üzerine şimdilik bu hizmet için kalan hakları saklı olmak üzere 47.200,00-Euro üzerinden 15.10.2020 tarihli GIB2020-5 no’lu fatura kesildiğini, bu faturanın davalı tarafından kabul edilerek defterlerine işlendiğini, aynı şekilde, bu proje için müvekkili tarafından kesilen diğer bir fatura olan 18.11.2019 tarihli 280164 no’lu 59.000,00-Euro faturanın da … tarafından açıkça kabul edildiğini, hatta bu faturaya ilişkin müvekkilinden ayrıca bir BA teyidi dahi istendiğini, davalının bu faturalardan doğan borçlarını ifa etmediği gibi takibe de haksız şekilde itiraz ettiğini, yine davacı … ile davalı … arasında imzalanan 14.03.2019 tarihli Çan Projesi Sözleşmesi (Sözleşme Çan) uyarınca müvekkili şirketin Çanakkale Çan kireçtaşı sahasında “keşif eğitimi, süpervizyon, 3 boyutlu modelleme oluşturulması ve kaynak tahmin raporu hazırlanması” hizmetlerini vermeyi kabul ettiğini, müvekkilinin bu sözleşme kapsamında sahayı ziyaret ederek eğitim verdiğini, aylık raporlar ve nihai rapor hazırlayarak davalıya teslim ettiğini, Sözleşme Çan’ın 3 numaralı ekinde yer alan ödeme tablosuna göre müvekkilinin Sözleşme Çan çerçevesinde verdiği hizmetler karşılığında kendisine; iş başlangıcında mobilizasyon ücreti olarak 78.000 TL+KDV, saha ziyaretleri sonrasında 156.000 TL+KDV, kaynak tahmin raporu hazırlanmasından sonra ise 156.000 TL+KDV ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin Sözleşme Çan dolayısıyla davalı şirkete verdiği hizmetler karşılığında davalı … adına 3 adet fatura düzenlediğini ve bu faturaları davalı şirkete teslim ettiğini, davalının bu faturalara itiraz etmediğini ve kayıtlarına aldığını, davalıya kesilen bu faturalardan 01.04.2019 tarihli 280157 no’lu ve 92.040,00-TL bedelli faturanın tamamı ile 18.09.2019 tarihli 280163 no’lu ve 184.080,00-TL bedelli faturanın 172.000,00-TL’lik kısmının davalı tarafından müvekkiline ödendiğini, davalının tüm faturaları ve içeriklerini kabul etmiş olmasına karşılık 18.09.2019 tarihli 280163 no’lu faturanın bakiye kısmı olan 12.080,00-TL ile 07.04.2020 tarihli 184.080,00-TL bedelli GIB2020-2 no’lu faturadan doğan borçlarının toplamı 196.160,00-TL borcunu ifa etmediği gibi bu alacak yönünden de takibe haksız şekilde itiraz ettiğini, taraflar arasında Sözleşme Alpu’ya ait 18.11.2019 tarihli 280164 no’lu 59.000,00-Euro tutarlı faturanın yanı sıra 31.12.2019 tarihinde de genel hesap mutabakatı yapıldığını, mutabakat mektubuna göre davalı …’ın 31.12.2019 tarihi itibarıyla müvekkili …’ye 457.856,80-TL borçlu olduğunu kabul ettiğini, ….yevmiye numaralı ihtarnamesiyle müvekkilinin Sözleşme Alpu, Ek Sözleşme Alpu ve Sözleşme Çan’dan doğan tüm bu alacaklarının ödenmesi istenmişse de davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu ihtarnameye cevaben davalı … tarafından keşide edilen ihtarnamede ise “ana antlaşmadan (Sözleşme Alpu kastediliyor) bağımsız olarak 30.09.2020 tarihli ikinci bir sözleşme (Ek Sözleşme Alpu kastediliyor) imzalandığı, bu sözleşmelerin birbirinden bağımsız ve farklı muhtevalar barındırdığı, Ek Sözleşme Alpu’dan doğan alacağın ödenmesi için … tarafından Sözleşme Alpu çerçevesinde kaynak tahmin raporu hazırlanarak …’a sunulması gerektiğinden” bahsedildiğini, aynı ihtarname ile davalı taraf müvekkili ile arasında olan sözleşmeleri hiçbir haklı neden bulunmadan feshederek müvekkilinin zararına sebep olduğundan işbu haksız fesih nedeniyle müvekkilinin uğradığı menfi ve müspet tüm zararlara ilişkin taleplerimizi saklı tuttuklarını, taraflarınca 24.03.2021 tarihinde Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında davalı … aleyhine iflas yoluyla takip başlatılmışsa da davalı tarafından takibe konu borca haksız şekilde itiraz edildiğini, ancak müvekkili tarafından verilen hizmetler karşılığında kesilen dava konusu faturaları kabul eden, bunların bir kısmını ödeyen davalının bu faturalardan doğan alacağa haksız şekilde itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, davalı tarafından takibe yapılan itirazın kaldırılarak müvekkilinin takibe konu alacağıyla alakalı olarak depo kararı verilmesi, müvekkilin alacağının depo edilmemesi halinde TTK m. 16 ve İİK m. 43 uyarınca iflasa tabi olan davalı şirketin iflasına karar verilmesi gerektiğini, itirazında haksız olan davalı yanın icra dosya borcunu faiz ve masrafları ile birlikte Mahkememiz veznesine depo etmesi için yedi gün süre verilmesini, bununla birlikte müvekkili şirketin alacağının hiçbir şekilde teminat altına alınmamış bir borç olduğunu beyan ederek, “İflas talebinde bulunan alacaklı isterse, mahkeme borçluya ait malların bir defterinin tutulmasına karar verebilir.” hükmü uyarınca davalının tüm malları için defter tutulmasına, ayrıca borçlunun taşınmaz, taşınır ve üçüncü kişiler üzerindeki alacakları üzerine öncelikle teminatsız, mahkememiz aksi kanaatte olması halinde uygun görülecek bir teminat bedeli karşılığında tedbir konulmasına, bunların devrinin engellenmesine karar verilmesini, alacağın depo edilmemesi halinde davalı … Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile muhatap … … & Co. ….arasında “Eskişehir Alpu Kömür Havzası Alpu-B Sektörü Sondajlı Etüt Projesinin JORC veya NI-43-101 vb. Standartlarda Yönetilmesi, Değerlendirilmesi, Kaynak ve Ön Fizibilite Raporlarının Hazırlanması İşine Ait Danışmanlık Hizmet Alımı” işine ait hizmet teminine ilişkin 19.07.2019 tarihinde sözleşme imzalandığını, bahse konu sözleşme uyarınca davacı şirketin “standart çalışma prosedürleri üzerine başlangıç keşif eğitimi ve aylık denetim, … tarafından gerçekleştirilen 3 boyutlu model çalışmasının incelenmesi ve kaynak tahmini çalışmasının oluşturulması, ön fizibilite çalışmasının bir parçası olan ve … tarafından gerçekleştirilen tüm teknik çalışmaların incelenmesi ve JORC Koduna uygun şekilde bir ön fizibilite çalışması hazırlanması” hizmetlerini yerine getirmeyi kabul ettiğini, davacı şirket tarafından birden fazla iş kaleminin üstlenmesinin söz konusu olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan müvekkili şirket tarafından davacı şirkete ödenecek avansın kararlaştırılan bütün iş kalemlerinin davacı şirket tarafından yapılmasının garanti altına alınmasından bağımsız değerlendirilemeyeceğini, özetle bu avansın ödenecek olmasındaki amacın davacı şirketin sözleşmede kararlaştırılan işleri sözleşmeye uygun bir şekilde ifa edilmesi kapsamında olduğunu, ancak davacı şirket sözleşmede belirtilen işleri sözleşmeye uygun bir şekilde ifa etmediğini, davacı şirketin sözleşme gereği ifa etmekle yükümlü olduğu “kaynak temini raporunun hazırlanması” ve müvekkili şirkete teslim edilmesi” ve “ön fizibilite çalışma raporunun hazırlanması ve müvekkili şirkete gönderilmesi” işlerinin davacı şirket tarafından yerine getirilmediğini, sözleşmede belirtilen kaynak temini raporunun hazırlanması ve müvekkili şirkete teslim edilmesi gerekirken kaynak temini raporu hazırlanmadığını, hatta hiçbir şekilde ön rapor veya taslak raporun da müvekkili şirket tarafına ulaştırılmadığını, bu nedenle sözleşmenin bütünlüğü ve sözleşmede davacı tarafından yerine getirilmesi gereken işlerin belirli bir takvimlendirmeye tabi tutulmadığı dikkate alındığında davacı şirketin ifa etmekle yükümlü olduğu edimleri yerine getirmediğinin görüldüğünü, iş kapsamında müvekkili şirketin … ile proje sözleşmesi kapsamında teminat sunarken iş bu antlaşma kapsamında davacı şirketin herhangi bir teminat sunma gereksinimi olmadığı için iş yavaşlatma ve durdurma noktasında maddi kaybı olmamak ile beraber kendini maddi açıdan işe bağlı olarak görmediğini, müvekkili şirketin iş gecikmesine bağlı olarak teminat çözümünde de gecikmeler yaşayacağı ve iş ve teknik altı yapı gelişiminde maddi ve manevi kayıplara sebep olacağının aşikar olduğunu, ayrıca sözleşmede belirtilen keşif eğitim süreci ve denetim işi, sözleşmede aylık keşif sürecinde 4 kere aylık denetim olarak kararlaştırıldığını, ancak sözleşmede kararlaştırılanın denetim işini davacı şirketin sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirmediğini, ilgili hususun dava dilekçesinde davacı tarafından da ikrar edildiğini, bir başka hususunda da ihale, sözleşme ve projenin yürütülmesi süreçlerinde davacı şirketin söz konusu işe sürekli olarak talip olması ve müvekkili şirkete sürekli işin kendisine devredilmesi noktasında sözlü telkinlerde bulunması, işin yavaşlatılması ve durdurulması noktasında davacı şirketin niyetini ortaya koymakta ve özellikle müvekkili şirketin itibar kaybına uğraması noktasındaki amacını ortaya koyduğunu, “Kaynak Modelinin Oluşturulması ve Raporunun Hazırlanması” konulu sözleşmeden karşı tarafın yüklendiği hizmet edimini sözleşme bedelinin ödenmesi tekliflerine rağmen taraflarına teslim edilmediğini, neden olarak da “Eskişehir Alpu Kömür Havzası Alpu-B Sektörü Sondajlı Etüt Projesinin JORC veya NI-43-101 vb. Standartlarda Yönetilmesi, Değerlendirilmesi, Kaynak ve Ön Fizibilite Raporlarının Hazırlanması İşine Ait Danışmanlık Hizmet Alımı” antlaşmasına binaen taraflar arasındaki bakiyenin gösterildiğini, söz konusu bu iki sözleşmenin sadece taraflarının aynı olup, birbirinden bağımsız ve farklı muhteva barındıran antlaşmalar olduğunu, buna rağmen sözleşmenin edimi karşı taraftan ancak “Eskişehir Alpu Kömür Havzası Alpu-B Sektörü Sondajlı Etüt Projesinin JORC veya NI-43-101 vb. Standartlarda Yönetilmesi, Değerlendirilmesi, Kaynak ve Ön Fizibilite Raporlarının Hazırlanması İşine Ait Danışmanlık Hizmet Alımı” antlaşmasına ait ödemenin gerçekleşmesiyle mümkün olacağını bildiren bir beyanda bulunduğunu ve bu sözleşmeye dair davacı tarafın hizmetlerine karşılık ödeme talepleri mevcutken sözleşmeden kaynaklı karşı tarafın yüklendiği iş ediminin gerçekleştirilmediğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede Vazgeçme, Durdurma veya Fesih başlığı altında düzenlenen maddede taraflarına “hizmetlerin tamamını veya bir kısmını durdurabilir, veya danışmana en az 56 gün önceden bildirimde bulunarak sözleşmeyi feshedebilir” hükmünün bulunduğunu, süresinde noter kanalıyla davalı tarafa bildirdikleri ve davalı tarafın da dava dilekçesinde belirttiği şekilde ihtarname ile sözleşmeyi feshettiklerinin ortada olduğunu, sözleşme hükümlerine uygun gerçekleştirdikleri feshin davacı tarafın yerine getirmediği sözleşme hükümlerine binaen talep ettiği miktarı karşılıksız bıraktığını, davacı şirket tarafından başlatılan icra dosyası nedeniyle her ne kadar İİK 158/2 fıkrası uyarınca icra dosyasına konu borcun faiz ve masrafları ile mahkeme veznesine depo edilmesi talep edilmişse de davacı şirketin iddia ettiği ve icra dosyasına konu ettiği alacakların müvekkili şirketten haksız ve hukuksuz bir şekilde talep edildiğini, icra dosyasına konu tutarların mahkeme veznesine depo edilmesinin müvekkili şirketin geriye dönülmesi imkansız zararlara uğramasının kuvvetle muhtemel olduğunu, ilaveten davacının İİK 159,161 maddeleri uyarınca müvekkili şirketin mallarına ilişkin defter tutulması ve taşınmazlarının devredilmesinin önlenmesine ilişkin tedbir talebinin de reddedilmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı şirket arasında imzalanan Çan Sözleşmesi nedeniyle her ne kadar davacı şirket alacak talebinde bulunmuşsa da davacı şirketin talebinin mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin anılan sözleşme kaynaklı davacı şirkete herhangi bir borcunun söz konusu olmadığını beyan ederek; davacı şirketin müvekkili şirketin iflasına ilişkin talebinin, tedbir talebinin ve icra dosyasına konu alacak, faiz ve masrafların mahkeme veznesine depo edilmesi talebinin reddine, haksız ve hukuksuz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, iflas istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı İİK. 156 vd. maddeleridir.
Eldeki davada, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 425536 sicil numarasına kayıtlı davalı şirketin İİK. 43 maddesi gereğince iflasa tabi olup, davalı şirketin muamele merkezi itibariyle İİK. 154. maddesi kapsamında mahkememizin yetkili olduğu, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile davacının Euro, USD ve TL cinsinden oluşan toplam 5 adet faturadan dolayı iflas yoluyla takip yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 30/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde (26/03/2021) tarihinde takibe borcun esası yönünden itiraz ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihinden itibraren İİK. 156/4 maddesindeki 1 yıllık süresi içerisinde işbu iflas davasının açıldığı dosya kapsamıyla sabit olup, somut olayda taraflar arasında, 19/07/2019, 30/09/2020 (ek) ve 14/03/2019 tarihli sözleşmelerin taraflar arasında akdedildiği, 19/07/2019 ve 30/09/2020 tarihli sözleşme kapsamında yüklenici sıfatına haiz davacı tarafından davalı aleyhine 59.000 Euro, 47.200 Euro ve 3.540 USD bedelli fatura keşide edildiği, yine davacı tarafından 14/03/2019 tarihli sözleşmeye istinaden davalı aleyhine, 92.040,00-TL., 184.080,00-TL (280163 nolu), 184.080,00-TL (GIB2020-2 nolu) fatura tanzim edildiği, davalı tarafından Ankara 58. Noterliği’nin 19/02/2021 tarih 04735 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiği noktasında ihtilaf bulunmayıp, taraflar arasındaki ihtilafın; davacının sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirip getirmediği, tüm sözleşmelerin birbirleri ile bağlantılı olup olmadığı, takip tarihi itibari ile 5 adet faturadan kaynaklanan davacı alacağının olup olmadığı, var ise miktarı, müteakiben iflas koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
İİK. 156/3. maddesi gereğince davalı-takip borçlusunun ödeme emrine itiraz etmesi karşısında davacı işbu dava ile öncelikle borçlunun itirazının kaldırılmasını müteakiben iflasına karar verilmesini talep etmiş olmakla, mahkememizce öncelikle takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığının saptanması ve bu bağlamda takibe ve davaya konu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi gerekmiştir. Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Yukarıda açıklanan hukuki gerekçe ışığında yürütülen yargılamada; davacı şirket ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen 14/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 2019-2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, bu suretle yasal delil niteliğine haiz olduğu, davaya konu 5 adet faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup davacı şirket ticari defterlerine göre faturalara istinaden davalıya ödeme yapılmadığı, nitekim davacı şirket ticari defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu, yine davalı şirket ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporundan, davalının 2019-2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, bu suretle yasal delil niteliğine haiz olduğu, davaya konu faturalardan 3.540 USD’lik faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının defterlerine göre davacının davalıdan 1.021.095,05-TL alacaklı gözüktüğü, davalı defterlerine göre ise davalının davacıya 1.008.830,72-TL borçlu gözüktüğü, aradaki farkın davalının defterlerinde kayıtlı olmayan ve takibe konu edilen 3.540 USD tutarlı fatura ile takibe konu edilmeyen ve kur farkına ilişkin faturalardan kaynaklandığı, 3.540 USD tutarlı fatura bedeli ve işlemiş faizi hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğunun rapor edildiği, her iki rapor mahkememizce değerlendirildiğinde takibin dayanağını oluşturan faturalardan 18/09/2019 tarihli 280163 seri numaralı 184.080,00-TL tutarlı faturanın (söz konusu faturanın bakiyesi olan 12.080,00-TL icrada takibe konu edilmiştir), 18/11/2019 tarihli 280164 seri numaralı 59.000 Euro tutarlı faturanın, 07/04/2020 tarihli GIB2020000000002 seri numaralı 184.080,00-TL tutarlı faturanın ve 15/10/2020 tarihli GIB2020000000005 seri numaralı 47.200 Euro tutarlı faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olması ve birbirlerini doğrulaması nedeni ile mahkememizce kabul edildiği, söz konusu faturalardan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu, takibe konu edilen 3.540 USD tutarlı faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, söz konusu fatura içeriğinin “… şirketi adına … (EUAŞ) Alpu Projesi Keşif Süpervizyonu ve Ön Fizibilite Çalışması (… (EUAŞ) Eskişehir Alpu …. Company) Mobilizasyon Ücreti ve Sözleşmenin Geçerlilik Koşulu olarak 3.000 USD + KDV (3.000 USD Plus VAT as amobilization fee and condition of contract effectiveness” şeklinde olduğu, söz konusu fatura içeriğindeki hizmetin davacı tarafından davalıya verildiğine dair de dosya kapsamına davacı tarafından bir delil sunulmadığı, bu nedenden ötürü mahkememizce söz konusu 3.540 USD’lik faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğunu ispatlayamadığı yönünde kanaatin oluştuğu, bu kanaatler çerçevesinde mahkememizin 26/05/2022 tahihli celsesinde; “Davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 12.080,00-TL., 184.080,00-TL., 59.000 Euro ve 47.200 Euro asıl alacak üzerinden ve TL cinsinden olan alacağa 19/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı, Euro cinsinden alacağa 19/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının 1 yıllık mevduata uyguladıkları Euro faiz oranı uygulanmak sureti ile davalının yapmış olduğu itirazın kesin olarak kaldırılmasına, Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,” şeklinde icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce İİK. 156. maddesi gereğince davalının itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesi sonrası depo emrine esas olmak üzere asıl alacak, icra masrafı, vekalet ücreti ve tahsil harcı miktarı açıkça TL cinsinden 29/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporuyla tespit edilerek davalı şirkete İİK. 158/2 maddesi gereğince mahkememizin 30/06/2022 tarihli celsesinde depo emrinin tebliğine karar verilmiştir. Davalı depo kararının gereğini yerine getirerek depo miktarını 05/07/2022 tarihinde mahkememiz veznesine yatırmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş, ancak davalı haksız eylemi ile davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinden davalı sorumlu tutularak aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Davanın Reddine,
2-Davalı tarafından depo kararı uyarınca 05/07/2022 tarihinde mahkeme veznesine dosya adına yatırılan 2.362.530,17-TL’nin karar ile birlikte Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına gönderilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70-TL harçtan, peşin alınan 59,30-TL harcın düşümü ile kalan 21,40-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 7.994,48-TL (dava açılış masrafı, bilirkişi gideri, tebligat gideri ve posta gideri, talimat dosya gönderme ve bilirkişi ücreti, ilan masrafı olmak üzere) yargılama gideri ile davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 59,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan iflas avansı ile gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 10 gün içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/07/2022