Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/284 E. 2022/814 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/284 Esas – 2022/814

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/284 Esas
KARAR NO : 2022/814

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/07/2017
KARAR TARİHİ : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/08/2015 tarihinde, davalı sigorta şirketince sigortalı bulunan, …’un işleteni ve …’un sürücüsü olduğu … plakalı aracın Dazkırı-Denizli karayolunda seyir halinde iken direksiyon hakimiyetin kaybetmesi sonucu kanala uçması sonucunda müvekkili …’un ağır şekilde yaralandığını, kaza tespit tutanağında …’un kusurlu olduğunu, müvekkilin ağır bir şekilde yaralandığını ve ciddi maluliyetlerinin ortaya çıktığını, kaza nedeniyle davalı sigortacıya başvuru yapıldığını ancak davalı sigortacının bu güne kadar bir ödeme yapmadığını ve taleplerinin karşılanmadığını beyan etmiş, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili için 5.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilgili yasa gereği davacıların dava açmadan evvel müvekkili şirkete talebi ile ilgili gerekli tüm evraklarla birlikte usulüne uygun yazılı başvuru yapması gerekirken müvekkili şirket tarafından istenilen evrakların temin edilmeden ve müvekkili şirkete iletilmeden doğrudan doğruya dava açmasının kanuna aykırı olup, davanın müvekkili şirket açısından dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesini talep ettiklerini, davacının dava konusu kaza nedeniyle sigortalı araç sürücüsü ile savcılık ceza dosyası kapsamında şikayetinden vazgeçtiğini bu nedenle maddi ve/veya manevi zararlarını talep etme hakkının da ortadan kalktığını, müvekkili şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmamakla, dava konusu kazanın meydana gelmesine sebep olan taraf kusurlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi gerektiğini, maluliyetten dolayı zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, davacının geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerinin poliçe kapsamında olmayıp , müvekkili şirketin sorumluğu olmadığını, buna ilişkin taleplerde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu bulunduğunu, tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmasını istediklerini beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davaya konu kazada kusur durumu, zarar miktarı, zararın poliçe teminat kapsamında olup olmadığı, temerrüt tarihi, faizin türü, hatır ve müterafik kusur indirimi yapılıp yapılamayacağı, şikayetten vazgeçmenin dava hakkını ortadan kaldırıp kaldırmadığı, ayrıca 2918 sayılı yasanın 97. maddesinde dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizce hastane kayıtları, kaza tespit tutanağı, Dazkırı Cumhuriyet Başsavcılığı …. karar sayılı dosya evrakları, SGK kayıtları, Sosyal Ve Ekonomik Durum Araştırması kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Dava alacağının tespiti amacıyla hazırlanan 20/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda; 01/08/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %2 oranında malul olan davacı … için 8.732,78 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 4.002,16 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmış olup, iş bu tazminatın ödenmesinden davalı sigorta şirketi kazaya karışan aracın sigortacısı olması sebebiyle ve hesaplanan tazminat da poliçe limiti dahilinde olduğundan sorumlu olabileceğinin değerlendirildiği rapor edilmiştir.
Mahkememizin 2017/515 Esas, 2018/904 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerinde istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 26 Hukuk Dairesinin Karar sayılı ilamı ile “………………Somut olaya bakıldığında, trafik kazası 01.08.2015 tarihinde meydana gelmiş ve davalının sorumluluğu da, 01/06/2015 tarihindeki Genel Şartlar çerçevesinde düzenlenen poliçeden kaynaklanmaktadır. Mahkemece “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde maluliyet raporu alınarak davanın esası hakkında karar verilmiştir. Mahkemece raporun alındığı tarihte ve karar tarihinde, sigorta yönünden 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesindeki Genel Şartlara atıf yapan madde iptal edilmemiş olması nedeniyle Genel Şartlar çerçevesinde bu yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması gerekir ise de, 2918 Sayılı Yasanın 90. ve 92. maddesinde Genel Şartlara atıf yapılan maddeler yukarıda bahsi geçen Anayasa Mahkemesi Kararı ile iptal edilmiş olup, iptal kararının devam eden uyuşmazlıklarda da uygulanması gerekmektedir. “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”, “Maluliyet İşlemleri Tespit Yönetmeliği” ile kısmen yürürlükten kaldırılmış ise de, “çalışma gücü ve meslekte kazanma gücünün” belirlenmesinde uygulanan “iş kazası ve meslek hastalığı” oranlarının belirlenmesine yönelik hükümlerin, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü tarafından çıkartılan 2013/34 Sayılı Genelgede ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 17/09/2015 tarihli 2015/23 Sayılı Genelgesinde de açıklandığı üzere halen yürürlükte olması karşısında, davacının Maluliyetinin Belirlenmesinde “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” çerçevesinde rapor alınması gerekip gerekmediği hususunun tartışılıp, değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemenin karar tarihinden sonra, Anayasa Mahkemesince iptale konu olan KTK’nın 90. maddesi ve iptal kararı gereğince, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin ZMSS poliçesi teminatı kapsamında olup olmadığı hususu ile davacının maluliyetinin belirlenmesinde “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerinin mi yoksa “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerinin mi uygulanması gerektiği hususlarını tartışıp, değerlendirerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporu ve reddine karar verilen geçici iş göremezlik tazminatına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir…………………..” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmekle işbu esasa kayıt olmuştur.
Mahkememizce, Ankara BAM ilamı, Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin Güncel İçtihatları ve Anayasa Mahkemesi iptal kararı doğrultusunda TRH 2010 uygulanmak ve 1,8 teknik faiz uygulanmaksızın yeniden hesaplama yapılması için hazırlanan 24/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; 01/08/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %2 oranında malul olan davacı … için TRH-2010 yaşam tablosu ve 1,8 iskonto usulüne göre hesaplama yapıldığında; 20.675,59 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 3.641,72 TL geçici iş göremezlik süresince (efor tazminatı), TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant usulüne göre hesaplama yapıldığında 30.784,46 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 3.641,72 TL geçici iş göremezlik süresince (efor tazminatı) hesaplanmış olup, mahkemece takdir edilecek tazminatın ödenmesinden davalı sigorta şirketi kazaya karışan aracın sigortacısı olması sebebiyle ve hesaplanan tazminat da poliçe limiti dahilinde olduğundan sorumlu olabileceği değerlendirilmekle birlikte takdirinin mahkemeye ait bulunduğu rapor edilmiştir.
Asgari Ücret Değişikliği ve ıslaha karşı itirazları değerlendirmek üzere alınan 17/10/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; 01/08/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %2 oranında malul olan davacı … için; 64.046,00 TL daimi iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik süresince efor tazminatı olarak değerlendirilmesi halinde 3.641,72 TL hesaplanmış olup, mahkemece takdir edilecek tazminatın ödenmesinden davalı Sigorta şirketi kazaya karışan aracın sigortacısı olması sebebiyle ve hesaplanan tazminat da poliçe limiti dahilinde olduğundan sorumlu olabileceği değerlendirilmekle birlikte takdirinin mahkemeye ait bulunduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekilince sunulan 22/11/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile, bilirkişi incelemesi sonucunda 64.046,00-TL daimi iş göremezlik tazminatı, 3.641,72-TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 67.687,72-TL maddi tazminat alacağı olduğunun hesaplandığı ve bu nedenle 67.787,72-TL’ye artırdıklarını, maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline ve tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ile bilirkişi raporları ve BAM kararı uyarınca yapılan değerlendirme neticesinde; davacının dava konusu 01/08/2015 tarihli kaza nedeni ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerince kişinin bedensel özür oranının %2 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği, davalı sigorta şirketince sigortalı aracın poliçe döneminin 01/06/2015 ile 01/06/2016 tarihleri arasında olduğu ve kaza tarihini kapsadığı, davacının dava konusu kaza nedeni ile yaralanması neticesi 64.046,00-TL daimi iş göremezlik tazminatı, 3.641,72-TL geçici iş göremezlik tazminatına hak kazandığı kanaati ile , davanın kabulü ile toplam 67.687,72-TL maddi tazminatın davalının temerrüde düştüğü 20/07/2017 tarihinden itibaren aracın cinsi gözetilmek kaydı ile işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Davanın Kabulü ile 3.641,72-TL geçici iş göremezlik ile 64.046,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 67.687,72‬-TL maddi tazminatın 20/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 4.623,41 -TL olduğundan, peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4.592,01 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 10.829,24 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 330,02-TL harç toplamı ile 2.473,18‬-TL (posta, tebligat, bilirkişi ücreti, atk masrafı ) olmak üzere toplam 2.803,2‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise talep halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/12/2022