Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/229 E. 2022/674 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/229 Esas – 2022/674
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/229 Esas
KARAR NO : 2022/674

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalı şirketten cari hesaptan kaynaklanan alacağına ilişkin ticari alacağı nedeni ile 535.806,58-TL alacağı bulunduğundan taraflarınca Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı iflas yoluyla takip başlatıldığını, ancak davalı-borçlu vekilince takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edildiğini, icra takibine ve dolayısı ile dava konusu edilen borcun müvekkilinin kendisine ait olan maden sahasının bir kısmının rödovans sözleşmesi ile davalı şirket tarafından işletilmesi amacıyla imzalanmış olan sözleşme nedeni doğan cari hesap ilişkisinden kaynaklandığını, bu borcun davalı şirket tarafından uzun zamanca ödenmemesi üzerine davalı şirket hakkında taraflarınca icra takibine girişildiğini, davalı tarafın haksız olarak ve tamamen kötüniyetle işbu takipte borcu olmadığından bahisle itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının takibe vaki itirazının haksız, kötüniyetli ve tamamen zaman kazanma amacına yönelik olduğunu, müvekkilinin ve davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde davalının borçlu olduğunun anlaşılacağını, davalı şirket hakkında aynı sözleşmeden kaynaklanan cari hesap borcu nedeni ile daha önce yine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibine girişilmiş ise de davalının bu takipteki borca itiraz etmeyerek takibin kesinleştiğini, fakat davalının aynı ticari ilişki nedeni ile ödemediği borçlarından dolayı ikinci defa yapılan bu dava konusu icra takibine herhangi bir gerekçe göstermeden ve tamamen kötüniyetle itiraz ettiğini, borç nedeni ile icra takibi başlatılmadan evvel taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözülmesi için Ankara Arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu ve takibe konu edilen cari hesaptan kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan görüşmeler neticesinde taraflarca anlaşma sağlanamadığını beyan ederek; davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’ne yaptığı itirazının kaldırılması ve davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle açılan dava ve talep edilen alacak kalemleri için zamanaşımı itirazında bulunduklarını, ayrıca açılan iflas davasının süresinde açılmadığını ve reddini talep ettiklerini, davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli ve yetkili mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının iflas takibi ve iflas davası için zorunlu arabuluculuğa başvuru yapmadığını, davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının aynı alacak için Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ve takibin kesinleştiğini, kesinleşen bu alacak miktarı için davacının dava açmakta ve icra takibi başlatmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı tarafça iflas avansının yatırılmasının gerektiğini, icra takibine yaptıkları itiraz nedeniyle öncelikle yapılması gerekenin itirazın kaldırılması olacağını, bunun için de davacı tarafın davaya ve icraya konu rödövans sözleşmesi kapsamında alacağının olup olmadığının ispatlaması gerektiğini beyan ederek; haksız açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, iflas istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı İİK. 156 vd. maddeleridir.
Eldeki davada, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı davalı şirketin İİK. 43 maddesi gereğince iflasa tabi olup, davalı şirketin muamele merkezi itibariyle İİK. 154. maddesi kapsamında mahkememizin yetkili olduğu, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile davacının toplam 535.806,58 TL cari hesap alacağından dolayı iflas yoluyla takip yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 04/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde (05/03/2021) tarihinde takibe borcun esası yönünden itiraz ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihinden itibraren İİK. 156/4 maddesindeki 1 yıllık süresi içerisinde işbu iflas davasının açıldığı dosya kapsamıyla sabit olup taraflar arasındaki ihtilafın; davacının icra takibinin dayanağını oluşturan cari hesap ve dayanağı faturalardan dolayı davacı alacağının olup olmadığı, var ise miktarı, müteakiben iflas koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
İİK. 156/…maddesi gereğince davalı-takip borçlusunun ödeme emrine itiraz etmesi karşısında davacı işbu dava ile öncelikle borçlunun itirazının kaldırılmasını müteakiben iflasına karar verilmesini talep etmiş olmakla, mahkememizce öncelikle takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığının saptanması ve bu bağlamda takibe ve davaya konu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi gerekmiştir. Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Yukarıda açıklanan hukuki gerekçe ışığında yürütülen yargılamada; somut olayda taraflar arasında, 05/12/2014 tarihli ”… Madencilik Sanayi ve Dış Ticaret Turizm A.Ş Uhdesinde olan 6083 ruhsat nolu Kaolen Sahasının Rödevans ile işletilmesine dair sözleşmedir” başlıklı sözleşmenin bulunduğu, söz konusu sözleşmenin 5 yıllığına imzalandığı, taraflar arasında söz konusu sözleşmenin süresinden önce fesih edildiğine ilişkin bir kaydın bulunmadığı, bu çerçevede davacı ticari defterler üzerinde talimat yoluyla mavi müşavir bilirkişiye inceleme yaptırıldığı, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 14/10/2021 tarihli rapora göre davacının davalıdan 752.055.03 TL alacaklı olduğunun rapor edildiği, daha sonra davalı ticari defterleri üzerinde talimat yolu ile mali müşavir bilirkişiden 10.05.2022 tarihli raporun alındığı, söz konusu rapora göre taraflar arasındaki ödeme ve fatura kayıtlarının 2 adet fatura dışında uyuştuğu, uyuşmayan 2 adet faturanın 01.10.2018 tarihli 361.697,62 TL’lik fatura ile 19.11.2018 tarihli 87.154,80 TL’lik fatura olduğu, söz konusu faturaların davacı defterlerin kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerine kayıtlı olmadığı, kaydedilmeme sebebi olarak da davalının faturaları kabul etmemesinin gösterildiği, ancak bilirkişi tarafından iade işleminin VUK göre yapılmaması nedeniyle hesaplamada dikkate alınması gerektiği, bu çerçevede davacının davalıdan 752.055,01 TL alacaklı olduğunun rapor edildiği, söz konusu raporlar mahkememizce değerlendirildiğinde davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 2 adet faturanın içeriği incelendiğinde 19.11.2018 tarihli faturanın taraflar arasındaki 05.12.2014 tarihli Rödevans Sözleşmesine istinaden 05.12.2017-05.12.2018 tarihlerine ilişkin Rödevans bedeli olduğu, diğer 01.10.2018 tarihli faturanın ise yine taraflar arasındaki 05.12.2014 tarihli Rödevans Sözleşmesine istinaden düzenlendiği ve söz konusu sözleşmenin 05.12.2015-05.12.2017 tarihlerine ilişkin Rödevans bedeli ve 05.12.2017-05.12.2018 tarihlerine ilişkin yansıtma bedellerinin oluşturduğu, söz konusu fatura içerikleri dikkate alındığında bu faturaların taraflar arasındaki 05.12.2014 tarihli sözleşmenin 6/a-2 ve 6/b maddesi uyarınca düzenlendiği, söz konusu sözleşmenin süresinden önce feshedildiğine ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir delilin bulunmadığı bu çerçevede söz konusu 2 faturadan dolayı da davacının davalıdan alacaklı olduğu ve davacı alacağına eklenmesi gerektiği, bu itibariyle söz konusu faturalar davacı alacağına eklendiğinde davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 752.055,01 TL alacaklı olduğu mahkememizce kabul edilmiş, bu kabul çerçevesinde mahkememizin 30.06.2022 tarihli celsesinde Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce İİK. 156. maddesi gereğince davalının itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesi sonrası depo emrine esas olmak üzere asıl alacak, icra masrafı, vekalet ücreti ve tahsil harcı miktarı açıkça TL cinsinden 18/07/2022 tarihli bilirkişi raporuyla 752.013,88 TL olarak tespit edildiği, söz konusu raporun taraflara tebliğ edildiği taraflarca süresi içerisinde itiraz edilmediği, davacı tarafından söz konusu rapora itiraz süresi geçtikten sonra duruşmanın yapıldığı 20.10.2022 tarihi itibariyle itiraz edilse de söz konusu itirazın süresinde yapılmaması nedeniyle mahkememizce dikkate alınmamıştır.
Mahkememizce 18/07/2022 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda İİK 158/2 uyarınca depo emri çıkarılacağı aşamada söz konusu bedelin tamamının davalı tarafından 18/10/2022 tarihinde ödendiği, buna ilişkin dekontun dosyaya sunulduğu, ödeme hususunun taraflarca da kabul edildiği görülmekle, mahkememizce depo emri çıkarılmadan, mevcut borç davalı tarafından ödendiğinden, davanın konusuz kaldığı anlaşılmış ve konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, yine mevcut davanın açılmasına davalı tarafından sebebiyet verilmesi nedeniyle yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu olduğu ve davacı lehine vekalet ücreti hükmetmek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Dava konusuz kaldığından dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70-TL maktu harcın peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
– Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 7.099,45-TL (dava açılış masrafı, tebligat ve posta gideri, talimat ve bilirkişi ücreti olmak üzere) yargılama gideri ile peşin harç olarak yatırılan 27,70-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım ile iflas avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/10/2022