Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/191 E. 2021/182 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/191 Esas
KARAR NO : 2021/182

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 21/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2021
GR.KR.YZM.TARİHİ : 22/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali istemli davada evrak üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı yan ile Ankara … Noterliği’nin 30.11.2017 tarih … yevmiye no’lu evrakıyla davacı arasında satış vaadi sözleşmesinin gerçekleştirildiğini, 6098 sayılı TBK m. 584 ve 603 göre kefalet işlemi gerçekleştirilirken kanunen aranmış bulunan şartların yerine getirilmediğini ve müvekkilinin eşinin bu satış vaadi işlemine yazılı rızasının bulunmadığını, ayrıca davalının 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olduğunu, bu sebepten veçhile davalının defter ve belge tutmak zorunda olduğu gibi basiretli davranmak zorunda olduğunu, her ne kadar müvekkilinin satış vaadi akti gereği bedeli aldığını beyan etmişse de, satış vaadi bedeli olan 700.000,00-TL’nin müvekkiline ödenmediğini, bu durumun davalının tüm defter ve kayıtları ile banka hareketleri incelendiği zaman ortaya çıkacağını, davalının tacir olması nedeniyle yapmış olduğunu iddia ettiği 700.000,00-TL bedeli defterine işlemek ve muhasebeleştirmek zorunda olduğunu, davalının banka veya özel finans kuruluşları aracılığıyla satış vaadi akdinin bedelini ödeme zorunluluğunun olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türü olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmiş olması gerektiğini, davalı kendi borcunu ifa etmemesine rağmen müvekkilini ihtarname ile sıkıştırmak suretiyle haksız ve bedelsiz kazanç etmek istediğini, müvekkilinin aradan geçen uzun zaman içerisinde gayrimenkulünün değerinin artması sebebiyle ve davalıya tanınan dört yıl içerisinde herhangi bir isim altında da ödemeye yanaşmaması nedeniyle de, dava konusu satış vaadi akdinden döndüğünü beyan ederek, ilgili tüm yasal mevzuat çerçevesinde, doğacak hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulüne, 6098 ve 6102 sayılı kanunların ilgili maddeleri gereğince, müvekkili ile akdedilmiş olan satış vaadi aktinin geçersizliğine (iptaline), dava konusu satış vaadi akdinden dönmüş sayılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 2. maddesi dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesini görevli kılmıştır.
Somut olayda, davacı talebinin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklandığı, bu suretle 23/03/2021 tarihinde açılan ve temel ilişkide gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanan davanın, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan, diğer anlatımla bu maddede TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından eldeki davanın mutlak ticari dava olarak kabul edilmeyeceği, davacının tacir sıfatı olmadığından davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinin de olmadığı saptanmakla, HMK 2 mad. gereğince dava esası yönünden görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu saptanmıştır.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının, HMK’nun 115. maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/03/2021
Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza