Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/169 E. 2021/480 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/169 Esas – 2021/480
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/169 Esas
KARAR NO : 2021/480

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı kurumun, 233 Sayılı KHK’ya tabi basiretli bir tacir olarak hareket eden ve karlılık ve verimlilik prensipleri içinde faaliyet gösteren bir Kamu İktisadi Teşebbüsü olduğunu, faaliyetlerini kendi imkanları ile yaptığı gibi ihaleye çıkararak müteahhitler vasıtasıyla da yaptığını, davacı kurumun “Malzemeli Temizlik, Aşçılık, Evrak Dağıtım ve Ziyaretçi Yönlendirme” işlerini 2002 yılından bu yana 4734 Sayılı kamu İhale Kanunu uyarınca çıktığı ihaleler sonucu aşağıdaki firmalara yaptırdığını, dava dilekçesinin ekinde belirtilen işçilerin, davacı kurumda personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinin yüklenici firmaları bünyesinde aralıksız olarak çalıştığını, bu çalışmalarının emeklilik nedeniyle sona ermesi üzerine davacı kuruma başvurduklarını, davacı kurumun sermayesinin tamamı devlete ait bir kurum olması nedeniyle yasal düzenlemelerin kendisine verdiği yükümlülük gereği son bordro üzerinden kanunen firmaların ödemesi gereken ve ekte sunulan kıdem tazminatlarını ve toplu sözleşme farkı ödemesini farklı tarihlerde ödemek zorunda kaldığını, davacı kurumca yapılan ihaleler sonrası, sözleşmeleri ve eki tüm dokümanları imzalayarak işe başladığını, 01/08/2016-31/07/2018 tarihleri arasında 24 hizmet alımı sözleşmesi ile çalıştığını, davalı firmanın imzalamış olduğu tüm belgelerin içeriğini bilmekte olduğunu ve kabul ettiğini, ettiğini, ayrıca bir işveren olarak yanında hizmet akdi ile çalıştırdığı işçilerin yasalardan doğan haklarını ve bu haklardan işveren olarak kendisinin sorumlu olduğunu bildiğini, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesi doğrultusunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan 08.02.2015 gün 29261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsaminda İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri doğrultusunda, davacı Kurum tarafından istenilen tazminat taleplerinin değerlendirilmiş olduğunu, yine yasa ve yönetmelik hükümleri doğrultusunda hesaplanan kıdem tazminatlarının işçilere ödendiğini, TKİ Kurumu Malzemeli Temizlik, Aşçılık, Evrak Dağıtımı ve Ziyaretçi Yönlendirme Hizmeti Alımına Dair Teknik Şartnamesinin “Yüklenicinin Çalıştıracağı Personel ile ilgili Hususlar Personel İçin Verilecek Belgeler ve Uyulacak Hususlar” başlıklı C bölümünün 2.maddesi hükmünün de bu sorumluluğu açıkça ortaya koyduğunu, işçinin önceki işverenleri ve onların ihaleye birlikte girdikleri iş ortakları olan diğer davalı firmaların da, kıdem tazminatı açısından işçiyi çalıştırdıkları kendi dönemleri ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, ekte sunulan listedeki işçiler için davalının kendi dönemiyle sınırlı olarak sorumlu olduğu kıdem tazminatı miktarının Toplam 141.343,19-TL olduğunu, davacı Kurumun yasal zorunluluk gereği ödemiş olduğu kıdem tazminatını davalıdan isteyebileceğini, davalı ile davacı Kurum arasında imzalanan sözleşme ve eklerinde buna dair hükümlerin de mevcut olduğunu, davalı yüklenici firma ile davacı Kurum arasında imzalanan sözleşmeli işte çalışan ekli listedeki işçilere 4857 Sayılı İş Kanununun 112 nci maddesi gereğince, bu maddeye dayanılarak çıkarılan yönetmelikler doğrultusunda davacı Kurum tarafından kıdem tazminatının ödenmesinin rücu edilmesi için iş bu davanın açıldığını, davalı firma ile imzalanan sözleşme ve şartnameler ile çalışanın her türlü yasal haklarından firmaların sorumlu olacağının açık olarak belirlendiğini, davalı firmanın sorumluluğuna dair bu hükümlerin Borçlar Kanunu içeriğine göre sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde kararlaştırılmış olduğunu ve her iki tarafın bu koşulları kabul ederek imzalamış olduğunu, anılan sözleşme hükümleri, hukuki mevzuat ve Yargıtay Kararları gereğince söz konusu kendi sözleşme dönemindeki kıdem tazminatlarından davalı yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, davalı … firmasına tebligat yapılarak ödeme yapılan miktarların talep edildiğini, fakat herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple davacı Kurumun yasa gereği ödemek zorunda kaldığı toplam 141.343,19-TL tutarındaki ödemenin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı firmaya rücu etme zorunluluğunun bulunduğunu, öncelikle arabuluculuğa başvurulmuş olduğunu fakat davalı firma ile anlaşma sağlanamadığını beyan ederek; belirtilen işçilere ödenen kıdem tazminatlarından davalının kendi sözleşme dönemine ait toplam 141.343,19-TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte rücuen tahsili ile davacı Kuruma ödenmesine, vekalet, yargılama ve arabuluculuk ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … Hizmet Organizasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle, 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un 8. Maddesi ile 4857 sayılı Kanunun 112’inci maddesinde yapılan değişiklikler ile iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödemesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından ödeneceğinin hüküm altına alındığını, dolayısıyla kıdem tazminatı ödemelerinin davacı asıl işveren tarafından yapılması gerektiğini, dava dışı işçinin, davalı şirket gibi çeşitli yükleniciler bünyesinde çalışmış görünmesine rağmen temel olarak davacı yanın üst işverenliğinde çalıştığını, tüm çalışmasını davacıya hasretmiş olduğunu, dolayısıyla davalı şirket ile dava dışı işçi arasındaki iş ilişkinin tamamen şekli bir iş ilişkisi olduğunu, işçinin gerçek ve tek işvereninin davacı Kurum olduğunu ve davalı şirkete husumet düşmediğini, dava dışı işçilerin iş akdinin davalı şirket bünyesinde sona ermemiş olduğundan doğan kıdem tazminatından yalnızca asıl işverenin ve son alt işverenin sorumlu olabileceğini, önceki alt işveren olan davalı şirketin sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, yükleniciler ile davacı üst işveren arasındaki sözleşmelerden de anlaşılacağı üzere yüklenicilerin sorumluluğunun işçilerin ücretlerini ödemekten ibaret olduğunu, hiçbir yükleniciye ücret haricindeki işçilik alacakları için davacı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığını, bu nedenle davalı şirketin dava dışı işçilere karşı sorumluluğundan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, dava dışı işçinin davalı şirketteki çalışmasının SGK kayıtlarındaki gibi olduğunu, son alt işveren konumunda olmayan davalı şirketin dava dışı işçilere ödenen bu miktarlardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı şirkete bir sorumluluk atfedilecekse bile bu sorumluluğun, yalnızca dava dışı işçiyi çalıştırmış olduğu tarih ve söz konusu dönemde ödemiş olduğu ücret kapsamında hesaplanabileceğini, Toplu Sözleşme Farkı Ödemesi’nin de aynı şekilde davalı şirketteki çalışma dönemine göre ayrıştırılarak bu tarihlerdeki ücret ve süre ile sınırlı olarak hesaplanması gerektiğini, davacı asıl işveren ile tüm alt işverenler arasında yarı yarıya sorumluluğun söz konusu olduğunu, Genel Şartnamenin 6. Bölümündeki düzenlemelerin “fiili işçilik ücretleri ile ilgili özlük haklarına ilişkin” olup iş akdinin feshedilmesi nedeniyle doğan söz konusu tazminat alacaklarından tümüyle yüklenici alt işverenin sorumlu olacağına ilişkin açık bir düzenleme içermediğinden davalı şirketin sorumluluğunun, kendi dönemi ve bu dönemdeki ücret üzerinden hesaplanacak tutar ile sınırlı olduğu gibi ayrıca bu miktarın da yarısı kadar olduğunu, davacı tarafça dava dışı işçiye yapılan ödemelerin ve ödeme miktarlarının hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesi gerektiğini, dava dışı işçilerin ilgili alacaklarının doğmamasına rağmen veya doğan miktarın üzerinde ödeme yapılmış olma ihtimalinin bulunduğunu, ödeme tarihinden itibaren ticari faiz talebinin de doğru olmadığını, rücu talebiyle ilgili olarak ödeme tarihinde davalı şirketin temerrüde düşürülmediğini, taahhüt kapsamında iş ticari bir iş olarak değerlendirilemeyeceğinden ticari faiz işletilmesinin de mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacı tarafından dava dışı işçilere ödenen kıdem tazminatı ve toplu sözleşme farkı ödemesi kapsamında ödenen bedelden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dosyanın işçi alacaklarının rücuen hesabından anlayan bir hesap bilirkişisine tevdi edildiği, söz konusu 23/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafından dava dışı işçilere işçilik alacaklarına istinaden toplam 141.343,19-TL ödeme yapıldığı, davalı … Hizmet Organizasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin toplam sorumluluk miktarının 135.649,19-TL olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre davacının davalıdan 135.649,19-TL talep edebileceğinin rapor edildiği, söz konusu rapor mahkememizce değerlendirildiğinde iş sözleşmeleri uyarınca hazırlanan aylık bordrolar 30 gün esas alınarak hazırlandığından bilirkişinin hesap yaparken yılı 360 gün almasının yerinde olduğu yine bilirkişinin davalının sorumlu olduğu miktarı hesaplarken işçilerin davalı bünyesinde çalıştığı süre ve davacı tarafın ödemiş olduğu net miktarı esas almasının da yerinde olduğu, davacının dosyaya yansıtmadığı ve ödediğine ilişkin kayıt bulunmayan vergilerinde hesaba katılmasının istenilmesi yönündeki talebinin bu nedenden ötürü yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca işçilerin tazminatlarından davalı sorumlu olduğundan; bilirkişinin, davacının dava dışı işçilere ödemiş olduğu miktarın, işçilerin davacı bünyesinde çalıştığı dönem göz önüne alınarak bir kısmından sorumlu tutulmasınında yerinde olduğu, bu çerçevede bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun hazırlanması denetime elverişli olması nedeni ile mahkememizce kabul görmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının davasının bilirkişi raporu doğrultusunda toplamda 135.649,19-TL yönünden kabulüne, söz konusu bedele ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulü ile;
-3.569,71-TL’nin 10/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
– 292,14-TL’nin 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-8.587,54-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-7.369,68-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-6.370,05-TL’nin 25/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-7.011,21-TL’nin 27/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-5.463,22-TL’nin 31/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-6.868,44-TL’nin 31/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-8.585,82-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-3.122,16-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-8.586,29-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-6.295,74-TL’nin 02/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-8.585,25-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-6.802,85-TL’nin 31/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-8.547,75-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-7.358,20-TL’nin 16/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-1.247,54-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-1.249,11-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-1.400,73-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-9.011,13-TL’nin 23/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-9.065,30-TL’nin 23/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-9.010,92-TL’nin 16/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
-1.248,41-TL’nin 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 9.266,19-TL olduğundan peşin alınan 2.413,79-TL harcının mahsubu ile bakiye 6.852,40 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 1.266,80-TL’sinin davalıdan, geriye kalan 53,20-TL sinin davacı tarafından alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca hesaplanan 16.836,67-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 2.413,79-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 67,80-TL harç toplamı, 121,00-TL tebligat ve posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.188,80-TL yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 1.140,89-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, redde tekabül eden kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğiden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2021