Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/164 E. 2023/514 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/164 Esas
KARAR NO : 2023/514

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … (TCKN: …) – ….
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2018
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
GR.KR.YZM.TARİHİ : 25/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı ile müvekkili şirketin halihazırda şirket ortağı ve 2014 yılına kadar murahhas azası olarak görev yaptığını ve bu tarihten sonra da bu görevin sona erdiğini, uzun süre şirketin merkez adresi olarak kullanılan taşınmazın 10 yıldan uzun zamandır davalı tarafça aynı zamanda konut olarak kullanıldığını, sonrasında şirketin merkez adresinin de değiştiğini, davalının bu taşınmaza ilişkin bugüne kadar herhangi bir bedel ödemediğini, ortada kira sözleşmesine dayalı bir kiracılık ilişkisinin de bulunmadığını, davalıya …. Noterliği’nin 08.02.2018 tarih ve … yevmiyeli numaralı ihtarname ile taşınmazı 01.05.2018 tarihine kadar tahliye etmesi ve miktarı konusunda uzlaşmaya açık olarak belirlenecek şekilde 5 yıl geriye dönük olarak kullanması karşılığı bedelin talep edildiğini, ancak davalının …. Noterliği’nin 19.02.2018 tarih ve 02966 sayılı ihtarnamesiyle taşınmazı tahliye etmeyeceğini ve ödeme de yapmayacağını ifade ettiğini, davalının taşınmazı tahliye edip teslim etmediğinden dava konusu ecrimisil taleplerine ilişkin olarak rayiç değer tespitinin de taraflarınca yaptırılamadığını beyan ederek; fazlaya ilişkin tüm haklar saklı kalmak üzere … adresindeki müvekkili şirketin taşınmazına haksız el atmanın önlenmesi ile davalının taşınmazdan tahliyesi ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere değer ve miktarı bilirkişi incelemesi neticesinde mümkün olduğundan bu inceleme neticesinde tespit edilecek miktar üzerinden arttırılmak/ıslah edilmek üzere belirsiz alacak davası kapsamında yasal faiziyle birlikte ecrimisil alacağı olarak şimdilik 1.000,00-TL’nin tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 13/04/2023 tarihli talep arttırım dilekçesi ile özetle; dava dilekçeleri ile fazlaya dair hakları saklı tutularak 1.000,00-TL talep ettikleri ecrimisil miktarının bilirkişi incelemesi sonucunda 117.227,28-TL olarak hesaplandığı ve bu sebeple dava dilekçelerinde belirttikleri dava değerini arttırdıklarını beyan ederek; dava değerinin artırılması ve ıslah taleplerinin kabulüne, davamızın kabulüne, … adresindeki müvekkili şirket taşınmazına haksız el atmanın önlenmesi ile davalının taşınmazdan tahliyesi ve 117.227,28-TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; usule ilişkin itirazları olarak; dava şartı olan zorunlu arabuluculuk yerine getirilmediği için davanın usulden reddinin gerektiğini, işbu davanın önce … Mahkemesi’nde açıldığını, …. sayılı görevsizlik kararı ile görevli ve yetkili olarak mahkememize gönderildiğini, mahkememizce düzenlenen tensip tutanağında, dava türünün alacak davası olduğu tespit edilerek mahkemenin re’sen görevli olduğu kararı verildiğini, işbu davada olduğu gibi davanın konusunu bir miktar paranın ödenmesi oluşturması durumunda davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı olduğunu, ancak davacının davasını öncelikle … Mahkemesi’nde açtığı için zorunlu arabuluculuk süreci yerine getirilmediğinden HMK 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine aksi halde dava şartı arabuluculuğun yerine getirilmesi için kesin süre verilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının davasını, belirsiz alacak davası olarak açtığını açıkça ikrar ettiğini, oysa davacının iddialarına göre alacak talebinin belirlenebilir durumda olduğunu, davacının geçmişe dair kiraya ilişkin rayiç değerlerin tespitinin kendilerinden beklenilemeyeceğini iddia etse de çok uzun süre kendi kullanımlarında olan bu taşınmaz için kullanım tazminatı miktarının belirlenmesinin imkansız veya kendilerinden beklenilemeyecek durumda olmadığını, ayrıca halen tapu maliki olan davacının kendi taşınmazına ilişkin kullanım bedelini belirleyememesinin de mümkün olmadığını, esasa ilişkin itirazları olarak; yönetim kurulunun yoklukla sakat olduğundan el atılmasına yönelik dava açılmasına ilişkin kararın da yok hükmünde olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin el atmanın önlenmesi konulu …. Karar No’lu yönetim kurulu kararının usul ve yasaya aykırı olarak tek kişilik yönetim tarafından verildiğini, bu kararı veren yönetim kurulunun seçildiği 02.12.2017 tarihli genel kurul ve genel kurulda alınan kararlara karşı …. Esas sayılı dosyası üzerinden genel kurul kararının iptali davasının açıldığını ve bu dosyanın sonucunun kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, şirketin uzun süredir organsız olduğunu, ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin sadece aile üyelerinin oluştuğu uyuşmazlık konusu taşınmazın maliki şirkette, müvekkilinin uzun yıllar yönetim kurulu üyeliği ve murahhas azalık görevlerini ifa ettiğini, şirket ortaklarından …’nun 26.08.2014 tarihinde vefat etmesi ve ardından yönetim kurulu üyesi olan …’nun 29.10.2015 tarihinde vefat etmesi üzerine iki kişilik yönetim kurulunda tek üye kalan dava konusu taşınmaza el atılmasının önlenmesine karar veren …’in 22.01.2016 tarihli ve … sayılı yönetim kurulu kararı ile boşalan üyeliği doldurma yetkisi olmamasına rağmen kooptasyon yolu ile …’nu yönetim kurulu üyesi olarak usule ve yasaya aykırı olarak atadığını, bu atamadan sonra şirkette hukuka aykırı olarak genel yapılmaya başladığından müvekkilince …. Esas sayılı dosyasında görülen yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğü davası açıldığını, bu süreçte vefat eden şirket ortaklarının miras olarak bıraktığı şirket payları için herhangi bir şekilde mirasçılar arasında paylaşım sözleşmesi yapılmadığı gibi bu paylar üzerinde elbirliği mülkiyet halinin devam ettiği hususunun da …. . T. 17.06.2020 tarihli ilamıyla tespit edildiğini ve söz konusu dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, öte yandan şirketin …. Esas sayılı dosyası ile de 26.05.2016 tarihli ve 2014-2015 yıllarında yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısının yokluğu için açılan davanın istinafta olduğunu, davacının ecrimisil talep edemeyeceğini, davalının dava konusu taşınmazın ariyet sözleşmesi ile kullanıldığı iddiaları ile çelişmemek ve dava konusu taşınmazın haksız olarak işgal edildiğini kabul anlamına gelmemek üzere davacının herhangi bir alacağının olduğunun kabul edilmesi halinde müvekkilinin davacı şirketten 331 Ortaklara Borçlar Hesabı kapsamında alacakları ile bu tutarın takasa tabi tutularak mahsup edilmesi taleplerinin olduğunu, davacı şirketin çeşitli genel kurullarında ve en son da 2019 yılına ilişkin genel kurulunda müvekkilinin davacıdan ortak olarak alacaklarının kendisine ödenmesinin talep edildiğini, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, ayrıca dava konusu taşınmazın yıllarca tüm masraflarını, apartman ve daire içi inşaat işleri, aidatlar ve hatta vergiler dahil müvekkilince karşıladığı da gözetilerek taşınmazın tahsis tarihi de gözetilerek taşunmaz için yapılan tüm masrafların belirlenmesinin gerektiğini beyanla; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, zorunlu arabuluculuk başvuru yolu tüketilmeksizin açılan ve belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, mümkün olmaması halinde taraflar arasındaki ilişkinin ariyet sözleşmesine dayandığının kabulü ile bu sözleşmeyi sona erdirme yetkisi olmayan yönetim kurulunun yokluğuna ilişkin karşı açılan…. Esas sayılı dosyası ile … Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesine, taraflar arasındaki ilişkinin ariyet sözleşmesine dayandığının kabulü ile davacının ecrimisil talep edemeyeceği gözetilerek davanın esastan reddine, mümkün olmaması halinde ise davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde müvekkili alacağı ile taşınmaza müvekkili tarafından yapılan tüm masraflar, vergiler dahil gözetilerek hesaplanması ile takas – mahsup talebimizin kabulü ile müvekkili alacağı daha fazla olduğundan hapis hakkı olduğunun kabulüyle bu tutarın tamamı ödenmesi halinde tahliye edilebileceğine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL GEREKÇE: Dava, müdahalenin meni ve ecri misil talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacı şirketi ortağı ve eski murahhas üye davalının tapuda davacı şirkete ait olarak gözüken dava konusu taşınmazın haksız el atmasının bulunup bulunmadığı, davacı şirketin davalıdan ecremisil talep edip edemeyecği, buna yetkisi bulunup bulunmadığı, davalının taşınmazı ariyet sözleşmesi gereğince kullanıp kullanmadığı, ecremisil talep edilecekse miktarı, davalının şirketten olan alacağına karşılık takas defi ile mahsup talebinde bulunup bulunmayacağı, bulunabilecekse miktarı, yapmış olduğu masrafların indirimli talep edip edemeyeceği, davanın arabuluculuğa tabi olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Davaya konu bağımsız bölümün tapu kaydının yapılan incelemesinde söz konusu bağımsız bölümün …. nolu parsel üzerinde kayıtlı … nolu mesken olduğu, söz konusu bağımsız bölümün davacı … Hizmetler A.Ş. adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
…. Noterliği’nin 08/02/2018 tarih ve … yevmine nolu “İhtarname” başlıklı işleminin yapılan incelemesinde ihtar edenin …., muhatabın… , konusunun ….’ye ait … adresinde bulunan taşınmaza davalı tarafından yapılan müdahalenin meni ve ecri misil talebine ilişkindir.
Tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra, bilirkişi kurulundan 06/06/2022 tarihli raporun alındığı, söz konusu rapora göre talep edilen dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık ecri misil bedelinin 117.227,28-TL olduğu, intifadan men koşulu arandığı takdirde, intifadan men içerir ihtarnameye cevap verdiği tarihten dava tarihine kadar işlemiş ecri misil bedelinin 16.734,23 TL olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Talimat yoluyla mali müşavir bilirkişisinden alınan 27/03/2023 tarihli rapora göre, dava tarihi olan 26/09/2018 tarihi itibariyle davacı şirketin davalıya 586.226,25-TL borçlu olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Mahkememizin 12/09/2022 tarihli celsesinde el atmanın önlenmesi yönünden dava değerinin 1.019.652,08-TL olarak tespit edildiği, eksik 17.496,81-TL harcın davacı tarafından mahkemem veznesine yatırıldığı görülmüştür.
Davacı vekili tarafından dosyaya 13/04/2023 tarihli ıslah dilekçesinin sunulduğu, harcının yatırıldığı söz konusu ıslah dilekçesi ile ecri misil miktarının 117.227,28-TL’ye çıkarıldığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda;
Davalı tarafından her ne kadar …’in tek başına davacı şirketi temsile yetkisi olmadığı ve tek başına avukata vekalet verilemeyeceği, seçildiği genel kurula ilişkin iptal davasının açıldığı iddia edilmiş ise de …’in dava açılmadan önce ve dava açıldıktan sonra yapılan tüm genel kurullarda yönetim kurulu başkanı olarak seçildiği, söz konusu şahsın tek başına davacı şirketi temsile yetkili olduğu, söz konusu genel kurullar hakkında dava açılmasının şahsın devam eden yetkisini ortadan kaldırmayacağı, karar tarihi itibari ile …’in davacı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu ve tek başına şirketi temsile yetkili olduğu anlaşılmakla, davalının …’in yetkisinin bulunmadığına yönelik itirazı mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafından her ne kadar mevcut dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı ve bu nedenden ötürü usulden ret talep edilmiş ise de 6102 Türk Ticaret Kanunu 5/A maddesinde dava şartı olarak arabuluculuğu 06/12/2018 tarihinde getirildiği mevcut davanın açılma tarihinin 26/09/2018 olduğu, davanın açılış tarihi itibariyle arabuluculuğun zorunlu olmadığı, kaldı ki dava konusu itibariyle mevcut davanın arabuluculuğada tabi olmadığı anlaşılmakla davacının bu itirazı mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında davalının şirket ortağı olduğu ve dava konusu taşınmazı uzun süredir kira kontratı olmaksızın bedelsiz kullandığı konusunda her hangi bir anlaşmazlığın bulunmadığı, anlaşmazlığın davanın bu taşınmazı bedelsiz kullanma hakkının bulunup bulunmadığı, intifadan men koşulunun gerekip gerekmediği ve davacının davalıdan ecri misil talebinin mümkün olup olmadığı noktasında toplandığı bu çerçevede yapılan incelemede davaya konu taşınmazın her hangi bir kira kontratı olmaksızın şirketin izni ile birlikte davalı tarafından uzun süredir bedelsiz olarak kullanıldığı bu nedenden ötürü davalının bedelsiz kullanım hakkının davacı tarafından kaldırıldığının davalıya bildirilmesinin gerektiği yani mevcut olayımızdan intifadan men koşulunun bulunmasının gerektiği, uzun yıllar dava konusu taşınmazı davacı şirketin bilgili ve izni dahilinde bedelsiz kullanan davalıya intifadan men koşulunu sağlayan ihtarnamenin …. Noterliği’nin 08/02/2018 tarih ve … yevmine nolu ihtarnamesi ile sağlandığı, söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında tebligat parçası bulunmadığından davalı tarafından söz konusu ihtarnameye karşı yazılan …. Noterliği’nin 19/02/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname tarihi itibariyle davalının intifadan men koşulunun gerekçeleştiği, söz konusu tarihten sonra davalının davaya konu taşınmazda haksız olarak oturduğu, bu nedenden ötürü davacının dava tarihi itibariyle söz konusu taşınmazda haksız olarak oturan davalıya yönelik yapmış olduğu müdehalenin meni talebinin yerinde olduğu ve kabulünün gerektiği yine davalının intifadan men koşununun gerçekleştiği tarihten dava tarihine kadar ödemesi gereken ecri misil bedelinin 06/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda 16.734,23-TL olarak belirlendiği bu bedel yönünden davacının ecri misil talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın takas mahsup itirazı dikkate alındığında davacı şirket ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırıldığı, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 27/03/2023 tarihli rapora göre dava tarihi itibariyle davalının davacıdan 586.226,25-TL alacaklı olduğunun rapor edildiği, söz konusu alacak kaydının bizzat davacı tarafından tutulan ticari defterlerde kayıtlı olması ve sahibi aleyhine delil mahiyetinde bulunması nedeniyle mahkememizde 586.226,25-TL tutarında davalının davacıdan alacaklı olduğunun kabulünün gerektiği yönünde kanaat oluşmuştu. Söz konusu kanaat çerçevesinde davalının takas mahsup talebi değerlendirildiğinde davacının 16.734,23-TL’lik ecri misil talebinin, davalının alacağından düşüldüğünde davalının davacıdan 569.492,02-TL alacağının kaldığı bu çerçevede davacının ecri misil alacağına yönelik miktarının takas mahsup defi kapsamında reddinin gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı davacının müdahalenin menine yönelik talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile …. nolu parsel üzerinde kayıtlı… nolu meskene davalı tarafından yapılan MÜDAHALENİN MENİNE,
-Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 69.652,43-TL olduğundan, peşin alınan 19.433,88-TL (35,90-TL peşin harç + 17.413,11-TL peşin harç + 1.984,87-TL ıslah harcı toplamı) harcın mahsubu ile bakiye 50.218,55-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 142.161,73-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 18.759,24-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.527,90-TL (dava açılış masrafı, posta gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 4.061,01-TL yargılama gideri ile davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 19.433,88-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan toplam 2.659,40-TL yargılama giderinin red/kabul oranına göre hesaplanan 274,26-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7- Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde …. Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/09/2023

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza