Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/149 E. 2021/272 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/149 Esas
KARAR NO : 2021/272

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2020
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazı dava dışı 3.kişi …’tan 28.02.2020 tarihinde davalı bankanın ipoteğiyle satın aldığını, 31.05.2017 tarihinde … taşınmazı satın alırken davalı bankadan kullandığı konut kredisi aşamasında ipotek tesis edildiğini, davalı-alacaklının icra takip dosyasına sunduğu genel kredi sözleşmesi 22.06.2018 tarihli yani ipoteğin kurulmasından 1 yıl sonra imzalandığını, ipoteğin tesis edildiği tarihte … Ltd.Şti nin davalı bankanın müşterisi bile olmadığını, dava dışı 3.kişi …’un da ipotek tarihi itibariyle davalı banka nezdinde bir kefaleti bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı almadan önce ipotek borcuna ilişkin olarak 13.100,00.-TL ödeme de bulunduğu, borcun tamamen ödenmesine rağmen ipotek fek edilmediğini, davalı bankanın genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusu şirket için bile muaccel hale gelmemiş bir borçtan dolayı Yargıtay kararlarında konut kredisi kullandırımı esnasında tesis edilen ipotekler için doğmuş ve doğacak borçların teminatı şeklindeki ifadelerin hukuka aykırı olduğunu belirterek öncelikle Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyasında yapılan takibin Tedbiren Durdurulmasına ve yapılan takipte müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesini, müvekkili banka ile kurulmuş kredi ilişkisinden kaynaklanan borçların teminatının ipotekli taşınmazın oluşturması ve işbu taşınmaz hakkında yapılmış bir takipten dolayı müvekkil bankanın tazminata hükmedilmesi talebi hukuken mümkün olmadığını, ipoteğin teminatını oluşturduğu borcun ödendiği yönündeki iddia gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından davalı aleyhine Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında yürütülen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe karşı menfi tespit ve ipoteğin fekki talepli davanın açıldığı, bu çerçevede inceleme yapıldığında davaya konu 11 nolu bağımsız bölümün 31/05/2017 tarihinde dava dışı … tarafından satın alındığı, söz konusu satın alma işlemi esnasında … tarafından Tüketici Kanunu’nun 32.maddesi kapsamında kredi kullanıldığı, kullanılan kredi bedeli ile de davalı banka lehine 200.000,00-TL’lik ipotek konulduğu, söz konusu şahıs tarafından kredi kullanılarak alınan ev bir süre sonra dava dışı …’a ondan da davacımız olan …’na 28/02/2020 tarihinde satışının yapıldığı, davacının 11 nolu bağımsız bölümü satın aldığı tarih itibari ile davalı banka lehine 200.000,00-TL’lk ipoteğin bulunduğu, burada tartışılması gereken hususun dava dışı …’un çekmiş olduğu ve Tüketici Kanunu kapsamında kalan konut kredisi nedeni ile konulan ipotekten dava dışı şahsın diğer borçlarının tahsil edilip edilemeyeceği hususu olduğu, söz konusu 31/05/2007 tarih ve … yevmiye nolu ipotek senedinde her ne kadar dava dışı …’un kefaleti de teminat altında alınmış ise de dava dışı şahsın söz konusu ipoteğin konulmasına sebep olan krediden dolayı herhangi bir borcunun kalmadığı, bu durumun davalı banka tarafından dosyaya verilen 26/08/2020 havale tarihli yazı cevabından anlaşıldığı, dava dışı şahsın kefaletinin ipoteğin konulmasından sonra 25/06/2018 tarihinde gerçekleştiği, aynı konuya ilişkin Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2019/1741 Esas, 2019/5199 Karar sayılı kararınında bu yönde olduğu, söz konusu içtihatın mevcut olayımızla birebir aynı olduğu, yine konut finansman sözleşmelerinde alınan ipoteklerin konut finansman sözleşmesinin teminatı olduğunun açık olduğu, bu teminatı genişletici mahiyetteki diğer ibarelerin krediyi çeken yönünden yanıltıcı mahiyette olduğundan yazılmamış sayılmasının gerektiği, mevcut olayımızda da kefalet ibaresinin yazılmamış sayılmasının gerektiği, zira Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 2016/8166 Esas ve 2020/1903 Karar sayılı kararınında bu yönde olduğu görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde Yargıtay içtihatları da göz önüne alınarak ipotek belgesinde geçen kefalet ibaresinin krediyi kullanan tüketici yönünden yazılmamış sayılması gerektiği, krediyi çeken şahsın kefaletinin ipotekten yaklaşık bir yıl sonra verilmesi ve ipoteğin kurulmasına sebebiyet veren konut kredisinden dolayı krediyi çeken şahsın herhangi bir borcunun kalmaması nedeni ile mahkememizde davacının davasının kabulü ile Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyetli olduğuna yönelik dosya kapsamında bir delil olmaması nedeniyle davacının İİK 72/5 gereği yapmış olduğu tazminat talebinin reddine, yine davaya konu 11 nolu bağımsız bölüm üzerine davalı lehine konulan ipoteğin fekkine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulü ile; Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyası nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının İİK 72/5 gereği yaptığı tazminat talebinin reddine,
3-Davacının ipoteğin fekkine yönelik talebinin kabulü ile davaya konu … üzerinde bulunan ….nolu bağımsız bölüm üzerine tapunun 31/05/2017 tarih ve … yevmiye nolu işlemi ile tesis edilen 200.000,00-TL bedelli ipoteğin fekkine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 13.662,00-TL olduğundan peşin alınan 3.415,50-TL harcının mahsubu ile bakiye 10.246,50-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 22.450,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3.482,60-TL harç toplamı, 124,00-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.606,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğiden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/04/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸