Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/123 E. 2021/555 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/123 Esas – 2021/555
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/123 Esas
KARAR NO : 2021/555
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/02/2021
KARAR TARİHİ : 06/10/2021
KR.YZL.TARİHİ : 02/11/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.06.2019 tarihinde, müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç Giresun İstikametinden Şebinkarahisar İlçe Merkezi istikametine doğru seyir halindeyken sanayi kavşağına dönmeye çalıştığı esnada karşı yönden gelmekte olan … sevk ve idaresindeki araç ile çarpışması sonucu çift taraflı, yaralanmalı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu trafik kazasında davacı müvekkili …’ın kaza neticesinde ciddi bir şekilde yaralandığını, meydana gelen çift taraflı, yaralanmalı , maddi hasarlı trafik kazasında … plaka sayılı sigortalı aracın sürücüsü …’ın kusurlu bir davranış sergilediğini ve bu kaza sonucunda müvekkilinin malul kaldığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan 6.000.00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatı olmak üzere toplam 6.000.00-TL tazminatının belirsiz alacak davası ile davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 02.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkisiz mahkemede açılan davanın usulden reddine karar verilmesini, müvekkili sigorta şirketinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinin Şişli/İstanbul olduğunu, davada yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, başvuranın belirsiz alacak olarak dava açmada hukuki yararı bulunmadığını, hukuk mahkemeleri kanunun 114/h maddesi gereğince dava şartı yokluğundan başvurunun reddi gerektiğini, davanın süresi içeresinde açılmadığını, bu nedenle zamanaşımı def’ini ileri sürdüklerini, KTK’nun 97.maddesi uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının müvekkili şirketten herhangi tazminat alacağı bulunmadığını, davacı kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olarak sorumlu olduğunu, davanın kusur yokluğu nedeni ile reddini aksi kanaat halinden ise kusur durumundaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın kusur bilirkişisine tevdini talep ettiğini, geçici iş göremezlik ile bakıma muhtaçlık tazminatı KMA ZMMS poliçesi kapsamında olmadığını, yine davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden yasal faiz olması gerektiğini beyanla, meydana gelen trafik kazasında davacının asli kusurlu olması nedeni ile davanın esastan reddine, davacının herhangi bir tazminata hak kazanmaması nedeni ile davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması ve mahkemece müvekkili aleyhine de tazminata hükmedilmesi durumunda müvekkilinin sigorta teminatı ile sınırlı olması sebebi ile davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlıkta davacı vekili, davalının Ankara’da Bölge Müdürlüğü bulunduğu iddiasına dayanarak iş bu davanın Ankara’da açıldığını ve mahkemenin yetkili olduğunu ileri sürmüş, davalı taraf yöntemine uygun şekilde yetki itirazında bulunmuştur.
6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 7. maddesinde de, “davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. HMK 16.madde hükmü, HMK.’daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, HMK.’nda kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.05.2015 tarih, ve 2013/11-2359 Esas, 2015/1443 Kararı), 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110. maddesinde “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda seçimlik hakka sahip olup, davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Kararı)
Somut olayda; kazanın meydana geldiği yer Şebinkarahisar/Giresun, davalının yerleşim yeri adresi Şişli/İstanbul, davacının ikametgahı Şebinkarahisar/Giresun ve poliçeyi tanzim eden acentenin bulunduğu yer Şişli/İstanbul’dur. Bu tespitlere ve yukarıda anılan yasal hükümlere göre Ankara Mahkemeleri ihtilaf bakımından yetkili değildir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere, davacı taraf, davalı sigorta şirketinin Ankara’da Bölge Müdürlüğünün bulunduğunu belirterek Ankara mahkemelerinde dava açmış ise de; yasada düzenlenmeyen, görev ve yetkilerinin ne olduğu, hangi bölgede bulunduğu bilinmeyen veya varsa adresi ancak internet üzerinden yapılacak arama ile bulunabilecek Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yerin yasada düzenlenen şube ve acenteye kıyasla yetkili olarak kabul edilmesinin Anayasa’nın 142. maddesinde düzenlenen mahkemelerin görev ve yetkilerinin ancak kanunla düzenleneceğine ilişkin Anayasa hükmüne açıkça aykırı düşeceği izahtan varestedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E – 2018/463 K. sayılı sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi ile ilgili ilamı da gözetildiğinde tüm bu yetki kuralları bertaraf edilerek, davacı tarafın kanunda öngörülen genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birinde dava açmadığı, yetkisiz mahkemede dava açtığı dikkate alındığında seçme hakkının davalı tarafa geçtiği, davalı sigorta şirketi vekili tarafından seçilen İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile HMK nun 114/1-ç ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemeleri olduğuna,
3-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili Nöbetçi İstanbul Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
5-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğiden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2021