Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/104 E. 2021/410 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/104 Esas – 2021/410

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/104 Esas
KARAR NO : 2021/410

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacı vekiline mahkememize sunulan 09/02/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; … … Özelleştirmeleri ve davalı şirket …’ın özelleştirilmesine ilişkin olarak … Kurulunun 17.03.2004 tarih, 2004/3 sayılı kararı ile kabul edilen, ‘… Enerjisi Reformu Özelleştirme Stratejisi Belgesi’ çerçevesinde, … … … A.Ş. (…)’ın 02.04.2014 tarih, 2014/22 sayılı … Kurulu kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alındığını, taraflar arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalandığını, özelleştirme sürecinin … Kurulunun 19.09.2008 tarih ve 2008/57 sayılı kararı uyarınca, 28.01.2019 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile davacı şirketin hisselerinin satışıyla sonuçlandığını, davacı şirket ile davalı … arasında imzalanan, 24.07.2006 tarihli İHDS’nin 7. Maddesi ve alt bentlerinde, “Üçüncü kişilerin hak iddiaları” başlığı altında düzenleme yapıldığını ve İHDS’nin ‘Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları’ başlıklı 7.4 maddesinde, “… faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacı ile gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeni ile üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü maddi yükümlülük … tarafından karşılanır” hükmüne, İHDS’nin 7.6. Maddesinde, “Sözleşmenin imza tarihinden önce … tesisleri ile … tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk …’a aittir. Bu dönemde yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeni ile 3. Kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından ödenir.” hükmüne yer verildiğini, İHDS öncesi dönemde meydana gelen iş kazası nedeniyle, müteveffa işçinin mirasçıları tarafından … Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla açılan tazminat davasında verilen 12.12.2013 tarihli kararla, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, meskur karara dayanılarak … Müdürlüğünün … sayılı (Yenisi …) dosyası ile başlatılan takip dosyası borcunun davacı şirket tarafından ödendiği, Mahkeme kararının Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin …. karar sayılı ilamı ile diğer davalı gerçek kişilerin manevi tazminat istemlerinden sorumlu tutulması gerektiğinden bahisle bozulduğu, bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda verilen ….karar sayılı ve 03.04.2018 tarihli kararla gerçek kişi diğer davalıların da sorumluluğuna hükmedildiği ve kararın kesinleştiğini, meydana gelen olaya ilişkin sorumluluğun İHDS uyarınca davalıya ait olması nedeniyle, davacı şirket tarafından yapılan 11.12.2019 tarihli başvuru ile ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesinin talep edildiği, davalı şirket tarafından bu talebin kabul edilmediğini, davaya konu ödemeye sebep teşkil eden olayın, davalı … ile davacı şirket arasında akdedilen İHDS’nin imzalandığı 24.07.2006 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, anılan sözleşme hükümlerine göre sorumluluğun davalı şirkete ait bulunduğu, bu nedenle dava konusu bedelin davalıdan tahsili için arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu, arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamadığını, özelleştirme sürecinde, davacı şirketin uhdesinde bulunan evrakların bir kısmının davalı şirket nezdinde kaldığı, bir kısmının da taşınma sebebiyle kaybolduğu, dava konusu olaya ilişkin davacı şirketin elinde olan belgelerden davacı şirket tarafından 45.642,00-TL ödeme yapıldığı görülmekte ise de; bundan başka yapılan ödeme olup olmadığının tam olarak tespit edilemediği, bu sebeple sayın Mahkemece celbedilecek dosya ve belgeler getirildikten sonra ıslah etmek üzere, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı şirket tarafından ödenen şimdilik 45.642,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilince mahkememize sunulan 25/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Borçlar Kanunun 73. Maddesine göre, rücu davalarında zaman aşımı süresinin 2 yıl olduğu, ödeme yapıldığı yıl göz önünde bulundurulduğundan davanın zaman aşımına uğradığını, … … … A.Ş. ortaklığı olan … … A.Ş. Özelleştirme … Kurulunun 22.04.2004 tarih 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alındığı, ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ihale sonucunda şirketin %100 hissesinin 28.01.2009 tarihinde … … … A.Ş. Tarafından devralındığını, … … şirketlerinin özelleştirilmesinde, bir … bölgesinde … varlıklarının kullanım hakkına ve … ile perakende satış lisansına sahip şirketlerin hisselerinin blok olarak satışının öngörüldüğü. Burada faaliyetlerine devam eden … … Şirketinin hisselerinin belli bir tarihte alıcıya devrinin yapıldığı, bu yönteme göre, özelleştirme öncesinde ve sonrasında şirketin borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik söz konusu olmadığı, şirketin faaliyetlerini rutin olarak yürüttüğü, tahsilat ve ödemelerin de rutin olarak yapıldığını, anılan yöntemde, devir işlemi (Hisse Satış Sözleşmesinin imzalanması) devir tarihinden önce Kamuya ait olan şirket hisselerinin devir tarihinden itibaren özel sektöre geçmesinin sağlandığı, diğer bir ifadeyle; devir tarihi itibarıyla endeks okuma, stok sayımı gibi uygulamalar, Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca 4046 sayılı Kanun çerçevesinde gerçekleştirilen … … Özelleştirmelerinde geçerli olmadığı, bu uygulamalara bağlı olarak devir ve satış yapılmadığı, … … şirketinin tüzel kişiliği, hakları, borçları ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisselerinin el değiştirmesinin söz konusu olduğunu, davalı Kuruma bağlı ortaklığı olan tüm … … şirketlerinin yukarıda belirtilen … Kurulunun 22.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alındığı ve tüm bu … şirketleri ile … arasında 24.07.2006 tarihinde İHDS’nin imzalandığı, ihalesi yapılan ve fiili devri gerçekleşen … şirketleri ile davalı kurum arasındaki işlemlerin bu sözleşmeye tabi olduğu, davalara ilişkin ayrımda da anılan sözleşme ele alınarak tarafların sorumluluğunda olacak dava dosyalarının tespit edildiğini, bu prosedür doğrultusunda, … … … A.Ş.’nin ihale sürecinin tamamlanmasının ardından 24.07.2006 tarihli İHDS ve Özelleştirme İdaresi talimatları doğrultusunda taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin ayrım çalışmalarının başladığı, dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak davalı kurum ile davacı … … … A.Ş. Arasında tespit tutanağının imzalandığı, davacının davasına dayanak teşkil eden davanın ise davalı Kurum tarafından devredilen davalara ilişkin listede yer almadığı. Bahse konu listelerin davacı şirket ile birlikte mutabakata varılmak suretiyle hazırlandığı dikkate alındığında; anılan davaya ilişkin sorumluluğun davalı şirkete ait olmadığı hususunun davacı şirket tarafından kabul edildiğinin açık olduğunu, dava konusu uyuşmazlık davacının mahkeme kararı gereğince yaptığı ödemenin İHDS ile Hisse Devir Sözleşmesi çerçevesinde, davalı şirketten istenip istenemeyeceğine ilişkin olduğunu, İHDS’nin ‘Sözleşmenin Konusu’ başlıklı 3.1 maddesinde, “Sözleşmede yer alan kapsam ve şartlar dahilinde, … Bölgesindeki mevcut ve yeni yapılacak … … sisteminin, … tesislerinin ve … tesislerinin işletilebilmesi için varlığı zorunlu diğer taşınır ve taşınmazların … faaliyet için işletme hakkının devri, bu tesislerin iyileştirilmesi, güçlendirilmesi ile ihtiyaç duyulan yeni … hat ve tesislerinin yapımı.” hükmüne yer verildiğini, 24.07.2006 tarihinden önceki döneme ait … faaliyetinden kaynaklı hangi iş ve işlemlerin sorumluluğunun …’a ait olduğunun belirlendiği, davacı şirketin 2004 tarihinde tüzel kişilik kazandığı, 2004 tarihinden bu yana … faaliyetinin davacı şirket tarafından yürütüldüğü, bu nedenle 24.07.2006 tarihinden önceki dönemde … faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, özelleştirme modeli gereği, hisse devir aşamasında bilanço çalışmaları yapılarak davacı … … tarafından devre esas mizan düzenlendiği, bu mizan kayıtları esas alınarak ‘Devre esas bilanço belirlendiği’ ve bu işlemler neticesinde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin bu bilanço ile kesinleştirilerek devir bilançosunun düzenlendiği, … … Şirketlerinin özelleştirme metodu ve devir sürecine ilişkin bazı konularda ortaya çıkan farklı yorum ve değerlendirmeleri gidermeye yönelik olarak OİB’in TBMM Başkanlığı, Sayıştay Başkanlığı, ETKB, EPDK ve Hazine Müsteşarlığına dağıtımlı gönderdiği 24.02.2011 tarih ve 2705 sayılı yazısı ile, Genel Müdürlüğe muhatap 16.11.2012 tarih ve 7690 sayılı yazılarda konuya dair ayrıntılı açıklamalara yer verildiğini, bu kapsamda, özelleştirme modeli gereği şirketin devre esas bilanço düzenlemeleri çerçevesinde, … …’ın birikmiş tüm borçlarının … tarafından üstlenildiği ve şirketin bilançosuna sermaye arttırımı yolu ile … tarafından kaydı olarak kaynak sağlandığı, buna göre bahse konu davalarda yer alan tutarlar şirket yerine … tarafından ödenseydi, şirket bu tutarları enerji bedeli karşılığı ödeyecek ve neticede …’ın daha az borç devir almış olacağı, söz konusu mahkeme kararına göre davacıya ödeme yapılması halinde … tarafından anılan şirkete haksız kazanç sağlanacağı ve şirket lehine sebepsiz zenginleşmeye neden olunacağının açık olduğunu, diğer taraftan devre esas bilanço çalışmalarına yatırımcının da katıldığı ve devir süreci OİB, yatırımcı ve … Genel Müdürlüğü arasında tam mutabakatla gerçekleştirildiği, bu itibarla devre esas bilanço düzenlenmesi ile her türlü borç ve alacak işlemlerinin kesinleştiği, neticede davacı şirkete gerekli sermaye arttırımı yapılmış olduğundan, bundan sonra yapılacak müdahalelerin davacı şirkete sermaye ilavesine zemin teşkil edecek ve davacı şirket açısından sebepsiz zenginleşmeye neden olacağı ve davacı şirkete rant sağlanması sonucunu doğuracağını, bununla birlikte İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. Maddesi gereğince, hisselerin el değiştirilmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğu şirkete ait olup, …’tan herhangi bir hak talep edilemeyeceği, çünkü devre esas bilanço ile bu kabuller üzerine ihtas edilmiş bir bilanço düzenlenmesi yapılarak işlem tesis edildiği ve işlemin kesinleştiğini, İHDS’nin 7. Maddesinin alt bentleri incelendiğinde de görüleceği üzere, tespit tutanağına konu olan ve 7. Maddedeki kriterler esas alınarak belirlenen dava ve icra dosyalarının derdest veya daha sonra açılacak olan dosyaları kapsadığını, ödemeye esas teşkil eden mahkeme kararında, dava konusu bedelin … … ve diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, dolayısıyla davacının ödediği bedeli anılan kişilerden rücu hakkı bulunmasına rağmen, davacı tarafından diğer kişilere rücu hakkı kullanılmayarak davalı şirketin mağdur edildiği, bu durumun davacı şirketin kötü niyetini gösterdiği, söz konusu tutarın tamamının davalı şirketten talep edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, kaldı ki sözleşme gereğince davalı şirketin sorumlu olduğu kabul edilse dahi, davalı şirketin buradaki sorumluluğunun davacının kusuru ile sınırlı olduğu, davacının müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu tüm bedeli davalı şirketten talep etmesinin mümkün olmadığını, bununla birlikte davacının diğer kişilere rücu davası açıp açmadığı ve herhangi bir ödeme alıp almadığı bilinmediğinden bu konunun da araştırılması gerektiği, aksi takdirde mükerrer ödemeye neden olunacağını, diğer taraftan davacı kabul anlamına gelmemekle birlikte, faiz, icra giderleri ve icra vekalet ücreti açısından temerrüt kavramı gerçekleşmediğinden, anılan alacak kalemlerinin reddinin gerektiğini, taraflar arasında imzalanan İHDS’deki “Sözleşmenin imza tarihinden sonra ortaya çıkan idari ve hukuki ihtilaflar şirket tarafından derhal …’a bildirilir.” hükmü gereğince, davanın davacı şirket tarafından derhal …’a bildirilmesi gerektiği ancak, davacı tarafından söz konusu davanın hiçbir aşamada davalı şirkete bildirilmediği, icra dosyasına ilişkin olarak da bildirim yapılmadığı, ödemenin icra yoluna başvurulmaksızın yapılması imkanının kullanılmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; avacı şirket tarafından … Mahkemesinin … Esas, 2013/1569 karar sayılı ve 12.12.2013 tarihli kararı uyarınca, dava dışı işçinin mirasçıları için Mahkeme kararı ile hüküm atlına alınan alacakların ve bu alacağa ilişkin ferilerin, … Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi üzerine ödenen 45.642,00-TL’nin davalı şirketten rücuen tahsil edilip edilemeyeceği, noktasında toplanmıştır.
Mahkememizce, Ankara .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, … Mahkemesinin .. Esas sayılı dava dosyası, Ankara .. İş Mahkemesi … Esas sayılı dava dosyası ile SGK kayıtları ile Ceza mahkemesince alınan karar evrakı ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına alınmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS) ve eki dökümanların irdelenmesi gerekmekte olup, dosya ekinde bulunan sözleşmelenin;
7.4 maddesinde “… faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacı ile gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeni ile 3. Kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından karşılanır.”
7.5 maddesinde “… faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde, bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu şirkete aittir. Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeni ile, 3. Kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı şirkettir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Takip ve davalardan doğacak her türlü nihai yükümlülük şirket tarafından karşılanır.”
18.6 maddesinde “Şirket, yürürlükteki mevzuata göre kurulmuş ve faaliyetlerini yürüten bir anonim şirket olduğu, …’ın ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği bulunduğu, … hisselerinin kamuya ait olmasının, başka bir Kamu Kurum veya Kuruluşunun fiillerinin …’a izafe edilmesini neticesini doğurmayacağını, Kurum ve/veya Kurul kararlarından …’ın hiçbir şekilde sorumlu tutulmayacağını, bu kararlar gerekçe gösterilerek …’tan talepte bulunulmayacağını, genel olarak … Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere herhangi bir Kamu Kurum veya Kuruluşunun iş ve işleminden …’ın sorumlu tutulmayacağını, bu sözleşemeye dayanarak … Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başka bir Kamu Kurum veya Kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, …’ın belirli iş ve işlemlerinin idari yargının denetimine tabi olmasından ve bunun sonucu idari yargıda verilecek bir yürütmeyi durdurma veya iptal kararı neticesinde …’ın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini hiç veya gereği gibi yerine getirmemesinden, bu sözleşmenin veya sözleşmenin dayanağını oluşturan herhangi bir işlemin yürütmesinin durdurulması veya iptalinden dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayri kabulü rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükümlerinin yer aldığı,
… … … Anonim Şirketinin %100 oranındaki hissesinin … … … Anonim Şirketine satışına ilişkin 28.01.2009 tarihli Hisse Satış Sözleşmesinin ‘Sözleşmenin Konusu’ başlıklı 3. Maddesinde,
“Sözleşmenin konusu, hisselerin bu sözleşme hükümleri çerçevesinde alım ve satımıdır. İdare; hisseleri her türlü kısıtlamadan ari olarak satış bedeli karşılığında teslim edecektir. Alıcı hisseleri satın almayı ve tesellüm etmeyi kabul etmektedir.” hükmüne yer verildiği,
‘Alıcının Taahhütleri’ başlıklı bölümünün 9.4. maddesinde,
“Alıcı, ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak şirketin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, şirkete yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketin sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak kendisinin veya şirketin idareyi ve …’ı izam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt eder.” hükümlerinin yer aldığı anlaşılmış,
Mahkememizce, dava dışı işçiye ödenen alacak nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, hususunun tespiti amacıyla, uzman bilirkişi tarafından rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 31/05/2021 tarihli raporda, davacı şirketin … Müdürlüğünün … sayılı dosyasına 25.02.2014 tarihinde yaptığı 45.642,00-TL ödemenin 11.410,50-TL’sini davalı …’tan talep edebileceği, davalı … tarafından davacı şirketin avukatına hitaben gönderilen 24.12.2019 tarih ve E.113848 sayılı yazıda, … Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapılan 45.642,00-TL ödemenin davacı şirket hesabına yatırılmasının İHDS kapsamında mümkün olmadığının belirtildiği, faiz başlangıcı konusundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu rapor edilmiş olup mahkememizce usul ve yasaya uygun olarak hazırlanan bilirkişi raporu denetime elverişli olması nedeniyle kabul görmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılamada, tarafların bildirmiş oldukları deliller toplandıktan sonra, davacı ile davalı arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözlemesinin yukarıda aktarılan hükümleri ile bir arada değerlendirildiğinde, İşletme Hakkı Sözlemesinin imzalandığı tarihinden önceki iş ve işlemlerden …’ın ve bu tarihten sonraki iş ve işlemlerden kaynaklanan ödemelerden şirketin sorumlu olacağı kabul edilmiştir. Bu bağlamda, somut olay incelendiğinde İHDS’nin imzalandığı 24/07/2006 tarihinden önce 16/04/2006 tarihinde meydana gelen iş kazasından kaynaklı … Mahkemesince verilen karar neticesinde tazminatın kendi payına düşen kısmını davacının davalıdan talep ve dava hakkı olduğu, … Mahkemesinden verilen kararda iş kazasının meydana gelmesinde davalı …’a atfedilen kusur oranının %20 olduğu, davacı … tarafından icra dosyasına yatırılan 45.642,00-TL’nin yatırıldığı, davalının kusur oranına karşılık gelen miktarının 11.410,50-TL olduğu, bu durumda davacı şirketin yaptığı ödemenin sadece 11.410,50-TL’sini davalıdan talep edebileceği, davalının zamanaşımı itirazına Mülga 818 sayılı BK’nın 125 (Türk Borçlar Kanunu 146.) madesi uyarınca 10 yıllık süreye tabi olduğundan itibar edilmeyerek davanın kısmen kabulü ile ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın Kısmen Kabulü ile 11.410,50-TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olarak peşin alınan 779,45-TL’nin, 194,87-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin 330,00-TL’sinin davalıdan, geri kalan 990,00-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.134,73-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 838,76-TL harç toplamı ile 823,50-TL (posta, tebligat, bilirkişi ücreti) olmak üzere toplam 1.662,26-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 415,56-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise talep halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2021