Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/646 E. 2022/230 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/646 Esas
KARAR NO : 2022/230
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; … ve …’in hem … İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şirketi’nde hem de dava dışı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nde ortaklıklarını sürdürdüklerini, …’in şirket menfaatleriyle çelişir şekilde ve rekabet yasağına aykırı davranması sebebiyle ortaklar arasında ciddi görüş ayrılıklarının yaşandığını, öyle ki ortaklar arasındaki uyuşmazlıkların hukuksal anlaşmazlık boyutuna geldiğini, uyuşmazlığın mahkeme önüne taşınarak ve derdest dava ve icra takipleriyle somut nitelik kazandığını, bu uyuşmazlık devam etmekte iken … İnş. … Ltd. Şti.’nin mülkiyetinde bulunan ve şirketin işlerinde kullanılması gereken … … markalı … … Sport 2020 model … plaka numaralı aracın şirket ortağı … tarafından tamamen şahsi amaçla kullanıldığını ve sonrasında ortak …’ın bilgisi, onayı olmaksızın tamamen kötü niyetli ve muvazaalı olarak …’in eşinin akrabası ve aynı zamanda şirket çalışanı … …’ın eşi …’a satılmış gösterilerek aracın … tarafından kullanılmaya devam edildiğini, söz konusu muvazaalı satış hakkında müvekkiline hiçbir bilgi verilmediği, satışın müvekkili tarafından şirketin mevcut vergi borcu nedeniyle Maltepe Vergi Daire’sine yaptığı şirket gayrimenkul ve aracının haczedilip satış işlemi yapılarak mevcut vergi borcunun tahsil edilmesine ilişkin yapmış oldukları 30.09.2020 tarih ve 2020093076D9F0983666 sayılı başvuru neticesinde tesadüfen öğrenildiğini, sigortalı şirket çalışanı ve eşinin rayiç bedeli yaklaşık 2.500.000.000-TL olan dava konusu aracı satın almış olmalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığından …’in kötü niyetli olarak şirket ortağı …’dan mal kaçırma amacında olduğunun açık ve net olduğunu, …’in şirket menfaatlerine ve ortaklık ilişkisine aykırı olarak kötü niyetli yapmış olduğu birçok iş ve işleme karşı da kendisine 18.06.2020 tarihli ve 01.10.2020 tarihli ihtarnamelerin gönderildiğini, icra takipleri başlatıldığını ve dava açıldığını, … İnş. … Ltd. Şti.’nin hesap defterlerinin incelenmesi neticesinde …’in müvekkili şirkete 3.537.719,14-TL borçlu olduğunun saptandığını, yine şirketin 10.09.2020 tarihi için 3.497.381,84-TL vergi borcu bulunduğunu, … hem kendisinin şirkete olan borcunu hem de ortakların birlikte sorumlu olduğu belirtilen vergi borcunu ödememek için mal kaçırmak ve muvazaalı satışlar yapmak yoluna başvurduğunu, …’in ortaklık ilişkisiyle bağdaşmayan davranışlarına devam edip müvekkili şirket ve …’a zarar vereceği ortada olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacak saklı kalmak kaydıyla öncelikle uyuşmazlık konusu araç hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, muvazaalı olduğu açık olan bahse konu satış işleminin iptal edilmesini ve aracın tekrar şirket mülkiyetine dönmesi ile şirket adına tescil edilmesini ve Trafik Sicil Kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunu, şirketin eski mali müşaviri …’ın davacı … tarafından görevlendirildiğini, kendisinin …’ı azletmesinden ve şirkete yeni bir mali müşavir görevlendirmesinden sonra taraflar arasında sorunlar başladığını, davaya konu … plakalı aracın müvekkili tarafından, yine şirket adına kayıtlı … plakalı aracın ise davacı tarafından kullanıldığını, aracın 26/02/2020 tarihinde şirket tarafından 1.000.000,00-TL’ye satın alındığını ve müvekkilinin payında olduğunu, her ne kadar araç şirket adına kayıtlı olsa da müvekkilinin payında olduğundan her türlü tasarruf yetkisinin müvekkilinde olduğunu, müvekkilinin şirkete finansman sağlamak için aracı satmak zorunda kaldığını, davacının eski mali müşaviri ile kurdukları şirketler üzerinden ticarete devam edip şirket bünyesinde yapılan işlerin alacaklarını dahi kendi şirketlerine aktardığını, muvazaadan söz edebilmek için gerekli hukuki şartların bulunmadığını, nitekim müvekkilinin aracı satışa çıkarttığını ve alıcıya 706.000,00-TL’ye sattığını, aracın değerinin 2.500.000,00-TL olduğu yönündeki iddianın gerçek dışı olduğunu, şirketin vergi borçları için vergi dairesinden başvuru yapanın da müvekkili olduğunu, bu durumda müvekkilinin vergi borcundan dolayı mal kaçırma amacında olmadığının açıkça belli olduğunu, nitekim davacının vergi dairesine sunmuş olduğu dilekçede müvekkiline ait aracın satılmasını talep ettiğini, ancak kendi kullanımında olan aracın satışını istemediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili davanın reddine karar verilmesini istemiş, ayrıca cevap süresi geçtikten sonra mahkememize ibraz etmiş olduğu dilekçesi ile, müvekkili ile davalı … arasında organik bağ olarak kabul edilebilecek bir akrabalık ilişkisi bulunmadığını, davacının iddialarının tamamının yersiz olduğunu, müvekkilinin davaya konu aracı alabilecek ekonomik güce sahip olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, limited şirket müdürünün sorumluluğuna dayalı olarak açılan araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı şirketin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı olarak Ankara ili, Çankaya ilçesinde faaliyet gösterdiği, ortaklarının davacı … ile davalı … olduğu, 24/12/2018 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı’na göre … ve …’in münferiden şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, davaya konu … plakalı aracın davacı şirket tarafından 26/12/2020 tarihinde 1.000.000,00-TL bedel ile satın alınıp müteakiben aracın davacı şirketi temsilen davalı … tarafından …. yevmiye numaralı “Araç Satış Sözleşmesi” uyarınca davalı …’a satıldığı, dosya arasında mevcut nüfus kayıtlarına göre davalı …’ın davalı …’in eşi …’in kardeşi, başka bir değişle davalı …’ın davalı …’in baldızı olduğu dosya kapsamı ile sabit olup, eldeki davada taraflar arasındaki ihtilafın … plakalı aracın davalı …’in davacı şirketi temsilen davalı …’a satışının şirketten mal kaçırma amacı ile yapılıp yapılmadığı, satışın muvazaalı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmış, mahkememizce her bir davacı yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapmak gerekmiştir.
(A) Davacı … İnşaat … Ltd. Şti. yönünden yapılan değerlendirmede;
TTK 618/3-c maddesi uyarınca, limited şirketin şirket müdürü aleyhine sorumluluk davası açabilmesi için yasada öngörülen nisapta alınmış bir ortaklar kurulu kararının bulunması gerekmekte olup, bu husus tamamlanabilir bir dava şartıdır. Bu kabulden hareketle, davacı vekiline mahkememizin 11/02/2021 tarihli celse (1) no’lu ara kararı ile şirketin sorumluluk davası açması için alınacak/alınmış ortaklar kurulu kararını ibraz etmesi için kesin süre verilmiş, kesin süreye rağmen davacı vekili tarafından ortaklar kurulu kararı ibraz edilmediğinden dava şartı yokluğu nedeni ile davacı vekili tarafından açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
(B) Davacı … yönünden yapılan değerlendirmede;
Yönetici aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı ortaklığa ait olup, böyle bir davanın açılabilmesi genel kurulun bu yönde bir karar alması koşuluna bağlı ise de, zarar gören ortakların da yöneticiler aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Ortak tarafından açılacak dava, ortaklığın dava açabilmesi için alınması gerekli genel kurul/ortaklar kurulu kararına bağlı da değildir. Ortakların dava açma hakkı da doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik gösterir. Yöneticinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları etkiler. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Ancak dolaylı zararda ortak, dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisine değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. Somut olayda, davacı gerçek kişi/ortak … davacı şirketin mülkiyetinde bulunan aracı davalı yönetici … tarafından şirketten mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak satışını yaptığını beyan ederek, dolaylı zararı sebebi ile şirket müdürü ve aracın mülkiyetini muvazaalı olarak devraldığını iddia ettiği …’a karşı işbu davayı açmıştır.
Mahkememizce öncelikle davaya konu aracın satış ve dava tarihindeki değerinin tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılması yönünde ara karar oluşturulmuş, mahkememize ibraz edilen 05/03/2022 tarihli bilirkişi heyet raporundan … plakalı aracın satış tarihi olan 12/06/2020 tarihindeki değerinin 1.105.641,00-TL, dava tarihi itibari ile değerinin ise 1.636.748,00-TL olduğu saptanmış ve mahkememizce anılı rapor hüküm kurmak için yeterli ve hukuka uygun görülmüştür. Her ne kadar mahkememize ibraz edilen 18/05/2021 tarihli rapor ile 03/11/2021, 31/12/2021 tarihli bilirkişi ek raporlarında araç değeri daha farklı ise de, 18/05/2021 tarihli raporun aracın yerinde incelenmeksizin yanlış girilen kasko kodu üzerinden tanzim edilmesi, 03/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda aracın yine yurtiçi fiyat endeksi ve değişim oranına göre hazırlanması, 31/12/2021 tarihli ek raporda ise aracın Türkiye distribütör garantisinden faydalanmadığı gözetilmeksizin tanzim edilmesi karşısında anılı raporlara mahkememizce itibar edilmemiştir.
Bu kabulden hareketle, aracın satış tarihindeki gerçek değerinin 1.105.641,00-TL olmasına rağmen satış senedindeki değerinin 700.683,00-TL olarak gösterilmesi, ibraz edilen mali müşavir bilirkişi raporuna göre, satış bedelinin davacı şirket kayıtlarına yansıtılmaması başka bir değişle davacı şirket aktifine girmemesi, şirketi temsilen satış işlemini gerçekleştiren … ile aracı satın alan davalı …’ın yakın akrabalık ilişkisi (baldızı) olması, davalılar tarafından satış bedelinin ödendiğine ilişkin resmi bir banka havale dekontu veyahut benzeri bir belgenin ibraz edilememesi karşısında, şirket müdürü olan …’in gerek iradesinin satış olmamasına rağmen şirket zararına muvazaalı olarak aracı baldızına satış gibi devrettiği ve bu suretle yapılan satış işleminin muvazaalı/geçersiz olduğu, her ne kadar davalı … satış bedeli ile davacı şirketin işçilerine ve piyasaya olan bir takım borçlarını ödediğini iddia etmiş ise de, davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilen 31/3/2021 tarihli dilekçe ekinde ibraz edilen tediye makbuzlarında ödemelerin kimin tarafından yapıldığının açıkça yazılı olmaması, bir kısım dekontlarda ödeme yapanın davalı olmaması karşısında, davalının anılı savunmasına itibar edilmemiş, kaldı ki davalı şirket lehine ödeme yapmış ise ödemeleri şirketten talep etmekte ayrıca muhtar olup, muvazaalı kabul edilen işlemin yapılan ödemelerin hukuken geçerli hale getirmeyeceği kabul edilmiştir. Davalı … vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu 01/03/2021 tarihli dilekçesi ile aracı satın alabilecek ekonomik güce sahip olduğuna ilişkin beyanda bulunmuş ise de, anılı davalının mal varlığına ilişkin değerlerin kendisine değil eşine ait olması, ayrıca satış bedelini ödediğine ilişkin dekont vb. inandırıcı delil ibraz edememesi karşısında anılı savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
Böylelikle, satış işleminin muvazaalı olması sebebi ile aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, mahkememizce idari işlem yapmayı zorlayacak şekilde karar verilmesi mümkün olmadığından aracın davacı şirket adına tesciline karar verilmesi, trafik kayıtlarının düzeltilmesi yönündeki davacı isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
A) Davacı … İnşaat … Ltd. Şti. yönünden;
Dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
B) Davacı … yönünden;
… Şasi numaralı, … plakalı aracın mülkiyetinin … vergi numaralı …’ne ait olduğunun tespitine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 111.806,25-TL harcın peşin alınan 42.693,75-TL (54,40-TL peşin harç + 42.639,35-TL peşin harç toplamı) harcın mahsubu ile bakiye 69.112,50-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-a-Davanın kabul edilen kısmı yönünden;
Davacı … duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 90.086,18-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
b-Davanın red edilen kısmı yönünden;
Davalı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı … İnşaat … Ltd. Şti.’nden alınarak davalılara verilmesine,
Davalı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 60.212,60-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 6.003,00-TL (dava açılış masrafı, posta gideri olmak üzere) davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 3.930,15-TL yargılama gideri ile davacılar tarafından peşin harç olarak yatırılan 42.693,75-TL’nin davalılardan alınarak davacı …’a verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/03/2022

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza