Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/559 E. 2021/110 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/559 Esas
KARAR NO : 2021/110

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında köprü işleri, imalat, nakliye ve montaj işlerini kapsayan 07/11/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 10.maddesinde davalı ödemeleri hangi tarih ve tutarda yapacağının belirtildiğini, sözleşmenin imzalanmasına müteakip sipariş avansı olarak 50.000,00-TL tutarınca peşinat alındıktan sonra kalan bakiye için taksitler halinde 5 adet senet ile ödenmesi yönünden anlaşıldığını, müvekkili şirketin 23/12/2015 tarihinde 038413 numaralı ve 325.680,00-TL bedelli fatura kestiğini, faturanın davalıya gönderildiği ve kabul edildiğini, davalı tarafından kesilen faturaya istinaden 5 adet bono düzenlediğini, davalının müvekkili şirkete 110.272,00-TL borçlu olduğunu, sözleşmenin ilgili maddelerinde borcun zamanında ödenmemesi durumunda %2 vade farı bedelinin tahakkuk edeceğinin belirtildiğini, vade farkı alacağının doğduğunu, açıklanan nedenlerle 55.136,00-TL’nin 07/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsilini, 55.136,00-TL’nin 07/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, vadesinde ödenmeyen 4 ve 5. Taksitlere uygulanan toplam 116.741,30-TL vade farkının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması şeklinde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, dava tarihi itibariyle 3 yıllık sürenin geçtiğini, senet alacağının zamanaşımına uğradığını, bahse konu senetlerden 1’inin dışında diğer 4 tanesinin ödemesinin yapıldığını, ancak senetlerin taraflarına iadesinin yapılmadığını, senetleri iade etmemesine rağmen davacının üstüne birde bu davayı açmasının haksız ve fazla tahsilat talebinde olduğunu, 07/04/2016 tarihli senedin elden ödemesinin yapıldığını, elden yapılan ödemenin karşısında senet aslını almadıklarını, 07/05/2016 tarihli bono ile birlikte ödemesinin yapıldığını, davacı tarafın 07/05/2016 vadeli senedi müvekkiline iade ettiğini, 07/05/2016 tarihli senedin verilmesinin 07/04/2016 tarihli senedin de ödemesinin alındığı anlamına geldiğini, aksi durumun hayatın olağan akışına uygun olmayacağını, açıklanan nedenlerce müvekkilinin davacı yana hiçbir borcunun bulunmadığını, vade farkı talebinin yasaya aykırı bir talep olduğunu, müvekkile karşı açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Taraflar arasında 07/11/2015 tarihli sözleşme başlıklı sözleşmenin bulunduğu, söz konusu sözleşmenin varlığı hususunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, söz konusu sözleşmeden dolayı verilen 07/04/2016 ve 07/05/2016 tarihli senetlerden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, var ise miktarı, söz konusu sözleşmeden dolayı davacının davalıdan vade farkı talep edip edemeyeceği, edebilecek ise miktarı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki deliller toplandıktan sonra dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından alınan raporda, davacının dava konusu 2 adet senetten dolayı toplam 110.272,00-TL davalıya borçlu olduğu hususunun tespit edildiği, davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 10.maddesine göre; davalıdan toplam 117.991,04-TL vade farkı talep edebileceğinin rapor edildiği görülmüştü.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; taraflar arasında 07/11/2015 tarihli sözleşme başlıklı sözleşmenin bulunduğu, söz konusu sözleşmenin 10.maddesinde ödemelerin düzenlendiği, düzenlenen bu ödemelere göre davalı tarafından davacıya 50.000,00-TL peşinat verildiği, geriye kalan bedel için ise 5 adet senedin verildiği, söz konusu senetlerden davacının iddiasına göre ilk 3 adetinin ödendiği, 4 ve 5.aydakilerin ödenmediğinin iddia edildiği, davalıya göre ise tamamının ödendiğinin iddia edildiği, bu çerçevede davaya konu 07/04/2016 ve 07/05/2016 tarihli bono asıllarının davacı tarafından dosyaya sunulmasının istendiği, davacının söz konusu bono asıllarından 07/04/2016 tarihli bono aslını mahkemeye sunduğu, diğer 07/05/2016 tarihli bono aslını mahkemeye sunamadığı, davalı tarafından söz konusu 07/05/2016 tarihli bono aslının kendilerinde olduğunun beyan edildiği, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre davacının kendi defterlerinde her iki senet yönünden de alacaklı gözüktüğü, davalının defterlerinde ise 07/04/2016 tarihli senetten dolayı borçlu gözüktüğü, 07/05/2016 tarihli senetten dolayı muhasebe açıklama kısmında senet iptali yazdığının rapor edildiği görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı taraf her ne kadar 07/05/2016 tarihli senetten dolayı alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de söz konusu senet aslının davacının elinde olmaması, senet aslının davalıda olması, söz konusu senedin davalı defterlerinde iptal olarak gözükmesi nedeni ile mahkememizde söz konusu senet nedeni ile davacının davalıdan alacaklı olmadığı ve söz konusu senetten kaynaklı vade farkını talep edemeyeceği yönünde mahkememizde kanaatin oluştuğu, yine 07/04/2016 tarihli senet değerlendirildiğinde; söz konusu senet aslının davacının elinde olması, davacının defterlerinde söz konusu senetten dolayı alacaklı gözükmesi, davalı defterlerinde söz konusu senedin ödendiğine ilişkin kayıt ve belge bulunmaması nedeni ile mahkememizde söz konusu senetten dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 10.maddenin a bendinde vade farkının düzenlendiği, söz konusu madde gereğince davaya konu 07/04/2016 tarihli senedin vadesinden dava tarihine kadar aylık %2 vade farkını davacının davalıdan talep edebileceği, söz konusu vade farkının bilirkişi tarafından yapılan hesaba göre 59.546,88-TL olduğu görülmüş ve davacının davasının yukarıda anlatılan gerekçe doğrultusunda kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulü ile;
-55.136,00-TL’nin 07/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-59.546,88-TL vade farkının 23/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının fazlaya ilişkin tüm taleplerinin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 7.833,99-TL olduğundan peşin alınan 3.872,52-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.961,47-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 3.872,52-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 667,65-TL’sinin davalıdan, geriye kalan 652,35-TL sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca hesaplanan 14.844,87-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 14.597,45-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 62,20-TL harç toplamı, 35,25-TL tebligat ve posta masrafı, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 947,45-TL yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 479,22-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, redde tekabül eden kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğiden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸