Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/542 E. 2022/609 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/542 Esas – 2022/609
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/542 Esas
KARAR NO : 2022/609

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/07/2020
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
KR.YZL.TARİHİ : 13/10/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işveren nezdinde kasap şarküteri ustası olarak Ocak 2017’den itibaren çalışmaya başladığını, iş akdini 08/10/2018’da işveren tarafından fesih edildiğini, davalı tarafın haksız ve geçerli bir nedene dayanmaksızın bildirimsiz feshettiğini ve işçilik alacaklarından kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL yıllık izin ücreti 100,00 TL fazla mesai, 100,00 TL UBGT ve 100,00 TL hafta tatili ücreti alacaklarının belirtilen faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Süp. Gıd. Hay. Tem. İnş. İth. Ltd. Şti. hakkında Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından 25.10.2017 tarihinde iflas kararı verildiğini, müflis şirket hakkındaki iflas tasfiye işlemleri Ankara … (İflas) Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yürütüldüğünü, 19.02.2018 tarihinde ilk alacaklılar toplantısı yapıldığını, iflas kararının kesinleşmediğini, ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığını, davacının işyerindeki görev ve ücret miktarına dair iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının işyerinden kendi isteği ile ayrıldığını, işyerinde fazla mesai ve bayram-tatil günlerinde çalışma yapılması halinde karşılığının ödendiğini, yaklaşık 3 yıl çalışan birinin hiç yıllık izin kullanmadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, davacının fazla mesai, UBGT, hafta tatili alacağının bulunmadığını, dava dilekçesinde haftanın 6 günü çalışıldığı, Pazar günü izin kullanıldığı kabul edildiği halde sonuç kısmında hafta tatilinin de talep edildiğini, alacağın varlığını kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının iddia ettiği alacaklarının zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Dava; ilk olarak iş mahkemesi’nde açılmış, dava dosyasının tevzi edildiği Ankara …İş Mahkemesi’nin … Esas, …Karar sayılı ilamı ile; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.ve …K.sayılı dosyasından 25/10/2017 tarihinde davalı şirketin iflasına karar verildiği, iflas işlemlerinin Ankara İflas(21.İcra Dairesi) Müdürlüğü’nün …ayılı dosya üzerinden yürütülmekte olduğu, iflas idare memurluğuna Av…’ın seçildiği, mahkememizdeki işçilik alacakları davasının açılış tarihinin ise davalı şirketin iflas tarihinden sonraki bir tarih olan 20/072020 tarihi olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı şirketin iflasına Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nce karar verilmiş olsa da davalı şirketin ticari merkez adresinin iflas kararından sonra değişmiş olduğu, Mahkememizdeki davanın açılış tarihindeki adresinin …Yenimahalle/Ankara olduğu ticaret sicil kayıtları ve dosya kapsamındaki diğer belgelerden anlaşılmıştır. Bu durumda Yargıtayın müstekar içtihatları uyarınca; davalı şirketin iflas tarihi ile Mahkememiz dava dosyanın açılış tarihi de dikkate alındığında Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğu tespit edildiğinde bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, davacının süresi içerisinde yapmış olduğu talep üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.
Yargıtay 23. H.D.’nin 21.12.02015 T. 2015/351E., 2015/8323K. Sayılı kararında da belirtildiği şekilde; iflas alacağı, masa borcu/alacağı ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak olmak üzere üç grup alacak bulunmaktadır. Alacak, iflastan sonra doğmuş ve masa borcu da değilse, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nin 235 maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğindedir İflas tarihinden sonra doğan böyle bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa bile, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesine değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalı ise iflas idaresidir, iflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır. Böyle bir alacak, sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK’nin 235. Maddesindeki süreler uygulanmaz.
Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nin 235. maddesinden alan davalar olup, Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gerekir ve bu davada İİK’nin 235. maddesindeki süreler uygulanmaz. İİK’de masa borçları ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak için İİK’nin 235/2. maddesinin ilk cümlesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Ticaret mahkemeleri sadece ticari davalar bakımından görevlidirler. Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Birici gurupta, mutlak ticari davalar yer almaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer bazı kanunların ilgili hükümlerinde açıkça gösterilmiştir. İkinci gurupta, nispi diğer ticari davalar yer almakta olup nispi ticari davalar, her iki tarafın tacir olduğu ve işin de tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için hem her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerekir. Üçüncü grup ticari davalar ise yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Bu gruptaki davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesi ile ilgili olması yeterli görülmüştür.

Somut olayda; borçlu olduğu iddia edilen … Süpermarket …Ltd. Şti.’nin 25.10.2017 tarihinde iflasına karar verilmiştir. Davacı işçinin iş akdi ise 08.10.2018 tarihinde feshedilmiş/sona ermiş olup davacı işçinin alacakları, bir bütün olarak iş akdinin fesih tarihinde ve dolayısı ile iflas tarihinden sonra muaccel olmuştur. Bu nitelikteki davalarda görevli mahkeme, alacağın iflas tarihinden önce doğup doğmadığına göre belirlenecek olup borçlu şirketin dava tarihinden önce iflas etmiş olmasının görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirlenmesi bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Davacının alacağı, iflas tarihinden sonra ve iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte muaccel olduğundan müflis şirketin borcu, masa borcu mahiyetindedir. Masa borçlarında görevli mahkeme, ticaret mahkemeleri olmayıp yukarıda da açıklandığı üzere genel hükümlere göre belirlenecek görevli mahkemedir. İddia edilen alacak iflas tarihinden sonra doğduğundan, davacı işçi olup tacir sayılmadığından ve uyuşmazlıkta mutlak ticari dava niteliğinde olmadığından görevli mahkeme, genel hükümler dikkate alındığında iş mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle mahkememizin karşı görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakma görevinin ANKARA …İŞ MAHKEMESİ’NDE olduğundan dolayı mahkememizin karşı görevsizliğine ve davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ANKARA …İŞ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
5-İlam istinaf edilmeksizin kesinleştiği takdirde mercii tayini için dosyanın re’sen ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2022