Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/490 E. 2022/155 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/490 Esas – 2022/155
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/490 Esas
KARAR NO : 2022/155

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 28/09/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 07/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)), Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davacı … Motorlu Araçlar İnşaat Ticaret A.Ş. (Eski unvan: … Motorlu Araçlar İnşaat Turizm Ticaret Taşımacılık Ltd. Şti.) ile davalı … Elektrik Otomotiv A.Ş. (Eski unvan: … Elek. Telekom. Oto. Tem. San. Tic. Ltd. Şti.) arasında … Elektrik Dağıtım A.Ş. (…) bünyesinde kullanılmak üzere 30 adet 2016 model … Canter Tfb75 Teleskobik Platformlu Kamyon ve 1 adet … Cargo 3542 olmak üzere toplam 31 aracın davalı şirkete kiralanması hakkında 2016 yılından itibaren hizmet verilmeye başlanıldığını ve akabinde 08.12.2016 tarihli araç kiralama sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme uyarınca her ay müvekkili şirket tarafından davalı şirkete kira bedelleri fatura düzenlendiğini, sözleşme hükümlerince her ayın 3. iş günü kira bedelini ödemesi gereken davalı tarafın fatura bedellerini ödemeyi aksatmaya ve akabinde hiç ödememeye başlayınca taraflarınca eldeki davaya konu edilmeyen Ankara … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyalar ile birden fazla icra takibi başlatıldığını, ilgili takiplere davalı tarafından her defasında itiraz edilerek takiplerin durdurulmasına sebebiyet verildiğini ve müvekkili şirketin sözleşmeye aykırılık teşkil edecek şekilde ekonomik olarak mağduriyetine neden olunduğunu, davalı tarafın yalnızca açılan icra takiplerine itiraz etmekle kalmadığını, icra takiplerini takip eden aylarda sözleşme bedeli olarak müvekkili tarafından düzenlenen ve ticari defter ve kayıtlara işlenen fatura kayıtlarına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğine dair ihtarname keşide ettiğini, davalının bu şekilde müvekkiline ait araçlardan gelir elde etmesine rağmen ilgili faturayı da ticari defter ve kayıtlarına işlemeyerek resmi mali kayıtlarında müvekkiline olan borçlarını gizlemeye çalıştığını, davalının bu şekilde Türk Ticaret Kanunun kendisine yüklediği basiretli tacir gibi davranma yükümlüğünü açıkça ihlal ettiğini, taraflar arasındaki araç kira sözleşmesinin müvekkili tarafından … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, aynı ihtarname ile 31 aracın tamamının davalıdan iadesinin istenilmiş olmasına rağmen davalının kanuna aykırı olarak milyonlarca TL değerindeki araçları hapis edip, kullanmaya devam ederek haksız kazanç ve tek taraflı kar elde ettiğini, davalı tarafın bu şekilde borca batık hale gelen şirketin mali durumunu düzeltmek amacı ile hukuka aykırı şekilde gelir elde etmeye çalıştığını, davalının iadesi istenen milyonlarca TL değerindeki araçları kanuna aykırı şekilde kendi bünyesinde hapsederek çalıştırıyor olması ve araçların müvekkiline iade edilmemesi nedeni ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının şirket borçlarını resmi mali kayıtlarına işlememesi, araç kira sözleşmesinden kaynaklı borç ve yükümlüklerini yerine getirmemesi ve kötü niyetli tutumları nedeni ile İİK 155. maddesi uyarınca, 485.865,00 TL bedelli 30.04.2020 tarihli fatura alacağının tahsili amaçlı eldeki davaya konu Ankara … Müdürlüğü … sayılı dosyası ile davalı ve şirket yetkilisi … aleyhine iflas yolu ile adi takip başlatıldığını (ilgili dosya borçlusu ve şirket yetkilisi olan … hakkında dava haklarını saklı tuttuklarını), ödeme emrinin davalıya tebliği üzerine anılan icra takibine davalı tarafından 22.07.2019 ve 29.07.2020 tarihli iki farklı dilekçe ile itirazda bulunulduğunu, borçlunun Ankara … Müdürlüğü … sayılı dosyasına itirazlarının yerinde olmadığını, söz konusu alacağın para borcu olduğunu, davalının müvekkili şirkete takip konusu faturadan dolayı borçlu olduğunu, davalı şirketin borca batık hale geldiğini ve basiretli bir tacir gibi davranmayıp şirketin mevcut borçlarını resmi kayıtlarda gizlediğini, davalı ile borçlu şirketin arabuluculuk sürecinin 11.09.2020 tarihinde 2020/6108 arabuluculuk numarasıyla başlatıldığını ve son tutanağın düzenlendiği tarih olan 21.09.2020 tarihinde gerçekleştirilen son toplantının anlaşmama şeklinde sonuçlandığını, davalının borçlarını ödemeyip haksız ve muaccel borcunu ödemekten imtina edip zaman kazanmak maksadıyla ilgili icra dosyasına konu olan borcunu müvekkiline ödemediğini, müvekkilinin alacağını tahsil etmesinin tehlike altına girdiğini beyanla, davalının takip konusu borcu işlemiş ticari faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sindan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, müvekkilinin konkordato talebinde bulunmuş olup “Kesin Mühlet” kararı almış olmasından dolayı öncelikle mümkün olması halinde teminatsız olarak, aksi halde uygun görülecek teminat karşılığında davalının menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davalının Ankara … Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazının kaldırılmasına ve davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ibraz edilen 03/08/2016 tarihli sözleşmenin kira sözleşmesi değil, adi ortaklık sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin davacı iş bitirme belgesini almasını teminen gerçek iradeye uygun olmayarak yapıldığını, mahkemenin tarafların gerçek iradesinin araştırılması gerektiğini, dava dışı … Elektrik A.Ş. Firmasından alınan ihale kapsamında tarafların iç ilişkide adi ortaklık kurduğunu, müvekkili ile … arasında imzalanan sözleşme kapsamında araç temini hususunda tarafların anlaştığını, davacı yanın zaman içerisinde araç ve makine sebebiyle sözleşmeye aykırı davrandığını, taraflar arasındaki amacın kira değil araçların ortaklık ilişkisi içerisinde …’a hizmet sunmaktan ibaret olduğunu, nitekim davaya konu faturanın açıklama kısmında açıkça taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi olduğunun yazılı bulunduğunu, sözleşmeye konu araçların bir kısmının müvekkili şirket tarafından satın alınmasından sonra dahi davacının fatura kesmeye devam ettiğini, müvekkiline ait araçlar için davacının fatura kesmesinin mantığa uygun olmadığını, yine sözleşme süresinin 8 ay olup, sözleşmenin dolmasından sonra davacının sözleşmenin uzadığına dair herhangi bir iddia ve delilinin olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 31/12/2020 tarihinde sona ereceğini, adi ortaklığın da bu tarih itibariyle son bulacağını ve adi ortaklığın TTK 644 ve devamı maddeleri uyarınca tasfiye edileceğini, davacının tasfiye tamamlanmadan sözleşme son bulmadan talepte bulunmasının muacceliyet eksikliğine sebebiyet vereceğine beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, iflas istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı İİK. 156 vd. maddeleridir.
Eldeki davada, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 321790 sicil numarasına kayıtlı davalı şirketin İİK. 43 maddesi gereğince iflasa tabi olup, davalı şirketin muamele merkezi itibariyle İİK. 154. maddesi kapsamında mahkememizin yetkili olduğu , Ankara … Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası ile davacının 30/04/2020 tarihli 485.865,00 TL bedelli faturaya istinaden davalı aleyhine iflas yoluyla takipte bulunduğu, ödeme emrinin davalıya 27/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde ( 29/07/2020) tarihinde takibe borcun esası yönünden itiraz ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihinden itibraren İİK. 156/4 maddesindeki 1 yıllık süresi içerisinde işbu iflas davasının açıldığı, dosya kapsamıyla sabit olup, somut olayda arasındaki ihtilafın, davalı ile dava dışı … arasında akdedilen 06/11/2016 tarihli Sözleşme kapsamında taraflar arasında adi ortaklık olup olmadığı, davaya ve takibe konu faturanın davacı tarafından ibraz edilen 08/12/2016 tarihli Sözleşme kapsamında tanzim edilip edilmediği, 08/12/2016 tarihli sözleşmenin akdedilmesinde tarafların gerçek iradesinin davacının iş bitirme belgesini temin etmesi olup olmadığı, dolayısıyla fatura kapsamında davacının alacağının olup olmadığı, var ise takip tarihi itibari ile miktarı, iflas koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
İİK. 156/3. maddesi gereğince davalı-takip borçlusunun ödeme emrine itiraz etmesi karşısında davacı işbu dava ile öncelikle borçlunun itirazının kaldırılmasını müteakiben iflasına karar verilmesini talep etmiş olmakla, mahkememizce öncelikle takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığının saptanması ve bu bağlamda takibe ve davaya konu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi gerekmiştir. Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Yukarıda açıklanan hukuki gerekçe ışığında yürütülen yargılamada; davalı şirket ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen 21/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davalının 2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, bu suretle yasal delil niteliğine haiz olduğu, davaya konu 30/04/2020 tarihli, 485.865 TL bedelli faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalı şirket ticari defterlerine göre faturaya istinaden davacıya ödeme yapılmadığı, nitekim davalı şirket ticari defterlerine göre davacının davalıdan 4.378.210,17 TL alacaklı olduğu, yine davacı şirket ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen 03/08/2021 tarihli bilirkişi raporundan, davacının 2016-2020 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, bu suretle yasal delil niteliğine haiz olduğu, davaya konu 30/04/2020 tarihli, 485.865 TL bedelli faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirket ticari defterlerine göre faturaya istinaden davacıya ödeme yapılmadığı, nitekim davacı şirket ticari defterlerine göre davacının davalıdan 5.372.534,14 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki ticari defterlerdeki farkın davacı şirket kayıtlarında gözüken ancak davalı şirket ticari defterlerinde yer almayan 31/05/2020 ve 30/06/2020 tarihli ayrı ayrı 485.865,00 TL bedelli faturadan kaynaklandığı anlaşılmıştır. İbraz edilen bilirkişi raporlarına göre davaya konu faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup faturaya istinaden ödeme kaydının bulunmaması karşısında HMK 222 maddesi uyarınca birbirini teyit eten taraf ticari defterleri uyarınca davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 485,865,00 TL tutarında alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Her ne kadar davalı şirket fatura tanzimine esas sözleşmenin tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu iddia etmiş ise de, davalının her iki iddiasını (taraf muvazaası ile adi ortaklık ilişkisinin varlığını) yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, ancak davaya konu faturanın tanzimine esas araç kira sözleşmesinde muvazaa olduğunu iddia eden davalının (taraf muvazaası) iddiasını yazılı delil ile ispata yönelik olarak davalının mahkememize yazılı delil ibraz etmediği gibi delil dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı, bu suretle davalının muvazaa iddiasını ispat edemediği, yine adi ortaklık ilişkisinin varlığı iddiasına yönelik olarak davacı tarafından tanzim edilen dava konu fatura ile birlikte aynı mahiyetteki 13 adet faturada yer alan “adi ortaklık”, iş ortaklığı” ibarelerinin davalının adi ortaklık ilişkinin varlığı iddiasını ispata yönelik yazılı delil olarak kabul edilemeyeceği, ancak HMK 202 md kapsamında delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği, davalının delil başlangıcı olarak kabul edilen faturalara istinaden tanık dinletebilecek ise de delil dilekçesinde tanık deliline dayanan davalının, tanık listesini mahkememize ibraz etmediği bu sebeple anılı iddiasını ispat edemediği kabul edilmiş ve bu kabulden hareketle mahkememizin 23/09/2021 tarihli celsesinde davalının Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce İİK. 156. maddesi gereğince davalının itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesi sonrası depo emrine esas olmak üzere asıl alacak, icra masrafı, vekalet ücreti ve tahsil harcı miktarı açıkça TL cinsinden 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporuyla tespit edilerek davalı şirket ve vekiline ayrı ayrı İİK. 158/2 maddesi gereğince mahkememizin 24/02/2022 tarihli celsesinde depo emrinin tebliğine karar verilmiştir. Davalı depo kararının gereğini yerine getirerek depo miktarını 02.03.2022 tarihinde mahkememiz veznesine yatırmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş, ancak davalı haksız eylemi ile davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinden davalı sorumlu tutularak aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.

HÜKÜM :
1-Davanın REDDİNE,
2-Borçlunun mahkememiz veznesine depo ettiği paranın hiçbir merasime gerek kalmadan mahkemece iflas takibinin yapıldığı icra dairesine (dosyasına) gönderilmesi gerektiği (B.Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı 2. Baskı, 2013 syf.1119) nazara alınarak, davalı vekilinin depo edilen paranın nemalandırılması yönündeki talebinin reddi ile;
Mahkememize 02/03/2022 tarihli tahsilat makbuzu ile depo edilen 666.568,68-TL bedelin Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına gönderilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70-TL harçtan, peşin alınan 54,40-TL harcın düşümü ile kalan 26,30-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 4.916,78-TL (dava açılış masrafı, bilirkişi gideri, tebligat gideri ve posta gideri, talimat dosya gönderme ve bilirkişi ücreti, ilan masrafı olmak üzere) yargılama gideri ile davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 54,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan iflas avansı ile gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 10 günlük süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/03/2022