Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/434 E. 2021/352 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.

1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/434 Esas
KARAR NO : 2021/352

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/08/2008
KARAR TARİHİ : 07/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket tarafından 1310270032 sayılı iş yeri sigorta poliçesi ile güvence altına alınan dava dışı … Tıbbi Malzeme ….Ltd.Şti ne ait … Çarşı olarak bilinen iş merkezinde olan iş yerini 24.12.2003 tarihinde çarşıda çıkan yangın sonucu yanarak hasara uğradığını, çarşının mülkiyetinin İl Özel İdare Müdürlüğüne ait olup, kiralayan konumunda olan bu davalının aynı zamanda yönetici konumunda olduğunu, yangının çarşı merkezinde birinci bodrum katında bulunan … Plastik Firmasının faaliyet gösterdiği işyerinde başladığını, bu işyerinin gerçek kişi tacir …’ye ait olduğunu, bu tacirin çalışanı …’ın elektriklerin kesik olması nedeni ile jeneratör çalıştığını, çalışan jeneratöre yakıt ikmali sırasında yangının meydana geldiğini, yönetici olan davalının yangından korunma yönergesi hükümlerine uygun davranmadığını, aynı davalının bina sahibi sıfatı ile sorumluluğunun bulunduğunu, yangına sebep olanlar hakkında … Ceza Mahkemesinin … esasında dava açıldığını, Büyükşehir Belediyesinin çarşı merkezinde merdiven boşluklarına ruhsat vererek yangının büyümesinde kusurlu olduğunu, …’ın elektrik kesilmesi nedeni ile sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkili tarafından sigortalıya ekspertiz raporu ile belirtilen hasarın 105.000,00.-TL olarak ödendiğini, ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte bu miktarın sorumlu davalılardan rücuen müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; talebin zaman aşımına uğradığını, binanın mülkiyetinin müvekkiline ait olup, olaydan sonra …na devredildiğini, bina sahibi sıfatı ile sorumluluklarının bulunmadığını, haksız fiil ile sorumlulukları arasındaki illiyet bağının kesildiğini, yönetici sıfatları ile kendilerine herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, yönetici sıfatı ile alınması gereken tüm tedbirlerin alınmış olduğunu, kusurlarının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; bu davanın … … aleyhine açılmış olduğunu, 28.01.2009 tarihli özelleştirme kararından sonra, sorumluluklarının …’a devri nedeni ile davaya … aleyhine devam olunduğunu, bu davalı vekili elektrik kesilmesi ile yangının çıkış sebebi arasında bir bağlantı bulunmadığını, davalı idarenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Belediyesi Başkanlığı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; sorumluluklarının idari hizmet kusuruna dayandırıldığını, 2577 sayılı İYUK’nun 2/B maddesi gereğince idari yargının görevli olduğunu, yargı yolu nedeni ile dava dilekçesinin reddine karar verilmesini zaman aşımı süresinin dolduğunu, idarenin yangının meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir davetiye tebliğ edilmiştir.
GEREKÇE :
Davanın tarafları arasındaki uyuşmazlık hukuki niteliği itibari ile; işyeri paket sigorta poliçesi sebebi ile dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsili talebinden ibarettir.
Davanın ve talebin hukuki dayanağı; ödeme tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 1301.maddesinden ibarettir.
Mahkememizin 2008/498 Esas, 2011/326 Karar, 02.06.2011 tarihli kararlı ile davalı … ve İl Özel İdaresinin olayda bir kusurlarının bulunmadığı, ayrıca … aleyhine açılan davada illiyet bağının kesildiği gerekçesi ile bu davalılar hakkındaki davanın reddine, davalı … Belediyesi Başkanlığı aleyhine açılan davanın tam yargı davası olarak idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesi ile, bu davalı hakkındaki dava dilekçesinin görev yönünden reddine, davalılar … ve …’ın olayda kusurlu olmaları sebebi ile aleyhlerine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davacı vekili ile davalı … tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin … tarihli ilamı ile davalı … aleyhine açılan davada verilen kararın oy çokluğu ile bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce davalı … aleyhine açılan davada, oy çokluğu ile verilen bozma kararına direnilmesi gerektiği sonucuna varılmış, Mahkememizin 2013/544 Esas, 2013/666 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu Davacı tarafından davalı … Valiliği Özel İdare Müdürlüğü aleyhine açılan davada; mahkememizin önceki kararda direnilmesine, davanın Reddine, Mahkememizin 2008/498 Esas, 2011/326 Karar ve 02.06.2011 tarihli kararının diğer kısımları kesinleşmekle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmekle, davacı vekilince kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …. tarihli kararı ile “…….Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı … şirketinin sigortalısının, davalı … İdaresine ait … Çarşı adlı iş merkezinde 402, 404, 405, 407 nolu dükkânları işlettiği, çarşıda çıkan yangın nedeniyle sigortalıya ait işyerinin de zarar gördüğü, davacının sigortalısına yaptığı ödemeyi, bina maliki davalıdan da talep ettiği, yangının iş merkezinde 66-67 nolu işyeri kiracısının çalışanı tarafından elektriklerin kesildiği bir anda işyerindeki jeneratöre benzin doldurmaya çalışılırken çıktığı hususları dosyada bulunan bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Davacı eldeki davayı, bina malikinin kusursuz sorumluluğuna dayanarak açmıştır. … Çarşı adlı iş merkezinin malikinin davalı … olduğu, yangın sonucu davacı sigortalısının zarara uğradığı mahkeme ile Özel Daire arasında tartışma konusu değildir. Özel Daire ile mahkeme arasındaki uyuşmazlık, aynı iş merkezinde bulunan başka bir işyeri çalışanının eylemi sonucu meydana gelen yangın olayının, davalı bina malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde zarar ile arasındaki illiyet bağını kesip kesmediği noktasındadır. Yukarıda da açıkça anlatıldığı gibi illiyet bağının üçüncü kişinin eylemi ile kesilmesinde asıl kural, illiyet bağının varlığıdır ve bu bağın kesildiğini davalı … kanıtlamak zorundadır. Hâkim illiyet bağının kesilip kesilmediğini değerlendirirken uygun illiyet bağının bulunup bulunmadığını değerlendirmeli ve üçüncü kişinin fiilinin illiyet bağını kestiğini çok dar yorumlamalıdır. Burada da dikkat edilmesi gereken husus hayatın olağan akışına ve binanın tahsis amacına göre meydana gelen zararın davalı bina maliki tarafından öngörülüp öngörülemeyeceği ve zararın önlenmesi için gerekli güvenlik ve emniyet tedbirlerini alıp almadığıdır. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı maddelerin yoğun olarak bulunduğu, yapısının değiştirilmek suretiyle dükkan sayısının artırıldığı, günlük insan trafiğinin yoğun olduğu bir iş merkezinin maliki olan davalı … İdaresinin, söz konusu iş merkezinde her an yangın çıkabileceğini öngörmesi, bunun için gerekli güvenlik ve emniyet tedbirlerini alarak, binaya merkezi jeneratör ve otomatik yangın söndürme sistemini kurdurması gerektiği belirgindir. Söz konusu binanın yapıldığı zamanın şartlarına uygun şekilde yapılmış olması, gerekli izin ve ruhsatların alınması yukarıda da açıklandığı üzere, bina malikinin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Mahkemece, olay mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile ek raporlarda davalı … İdaresine iş merkezinde bulunan işyerlerinde benzinli jeneratör bulundurması nedeniyle %40 oranında kusur verilmiş; ayrıca aynı iş merkezi ile diğer işyeri sahiplerinin açtığı alacak davalarında ve yangına sebebiyet verenler hakkında açılan ceza dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarında da davalı … kusurlu bulunmuştur. O hâlde, davalı kiracı çalışanının eylemi bu sorumluluğu ortadan kaldıracak derecede illiyet bağını kesmez. Yerel mahkemece, aynı yönlere işaret eden Özel Daire bozma kararına uyularak; davalı bina malikinin meydana gelen zarardan mülga 818 sayılı BK’nın 58. maddesi uyarınca sorumluluğu bulunduğu kabul edilmelidir. Görüşmeler sırasında, davacı … şirketinin işyerlerini sigortalarken binayı mevcut hâli ile görerek sigorta sözleşmesini imzaladığı, ayrıca iş merkezinin inşa edildiği dönemin şartlarına uygun yapıldığı, davalı bina malikinden merkezi jeneratör ve otomatik yangın söndürme sistemi yapmasının beklenemeyeceği dolayısı ile yerel mahkeme kararının onanması gerektiği yönünde görüş bildirilmiş ise de yukarıda açıklanan gerekçelerle Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiştir. Bu itibarla, mahkemece açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılarak ve ayrıca 12.11.2012 tarihinde kabul edilen ve 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un ilgili hükümleri ile özellikle 3. maddede yer alan “…Söz konusu il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluştur…” hükmü de gözetilmek suretiyle yapılacak yargılama sonucunda davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Nitekim Özel Daire de bozma kararında aynı hususa işaret etmiştir. Bu durumda direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıdaki belirtilen bu ilâve gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilâve nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, aynı Kanun’un 440. maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.06.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi. ” ilamı ile mahkememize gönderilmekle, mevcut esasa kayıt olmuştur.
Mahkememizce, yargılamaya devam olunmuş, Yargıtay bozma kararında davalılardan İl Özel İdaresi hakkında kabul kararı verilmesi gerektiği, kapatılan il Özel İdareleri ve il Özel İdareleri ve İl Özel idaresine ait … Çarşı’nın 6360 sayılı kanun kapsamında devredilip devredilmediği hususunda …na müzekkere yazılmış, … Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı Taşınmazlar Şube Müdürlüğünce sunulan yazı cevabında, … Çarşı mülkiyeti’nin Ankara İl Özel İdaresi adına kayıtlı iken 24/12/2003 tarihinde çıkan yangın sonucu kullanılamaz hale geldiği, ortaya çıkan enkaz ve arsanın Ankara Belediyesince 09/12/2004 tarihinde satın alındığı, 06/12/2012 tarih 28489 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı kanun gereği 30/03/2014 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimi ile Ankara İl Özel İdaresinin kapatılması neticesinde, Ankara İl Özel İdaresinin hak, alacak ve borçlarının Ankara Büyükşehir Belediyesine geçtiği belirtilmiştir.
Mahkememizce, yapılan yargılama toplanan deliller, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile birlikte yapılan değerlendirme neticesinde; Mahkememizce olay mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile ek raporlarda davalı … İdaresine, iş merkezinde bulunan işyerlerinde benzinli jeneratör bulundurulması nedeniyle %40 oranında kusur verildiği; ayrıca dava konusu olan aynı iş merkezi ile diğer iş yeri sahiplerinin açtığı alacak davalarında ve yangına sebebiyet verenler hakkında açılan ceza dava dosyalarında alınan bilirkişi raporlarında da davalı … İdaresinin kusurlu bulunduğu, bu durumda davalı kiracı çalışanının eyleminin davalı malik İl özel idaresinin sorumluluğunu ortadan kaldıracak illiyet bağını kesmeyeceği, davalı bina maliki meydana gelen zarardan mülga 818 sayılı BK’nın 58. Maddesi uyarınca sorumluluğunun bulunduğu, kabul edilmek suretiyle ve 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un ilgili hükümleri ile özellikle 3. maddede yer alan “…Söz konusu il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluştur…” hükmü gereğince mahkememizce yapılan yazışmalara Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen cevap gereğince İl Özel İdaresine ait olan dava konusu bulunan Ankara Büyükşehir Belediyesi devredildiği gözetilmek suretiyle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Kararı doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
1-… aleyhine açılan davanın REDDİNE,
-… aleyhine açılan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle yargı yolu yönünden Reddine,
-Davalılar Ankara Büyükşehir Belediyesi (Ankara İl Özel İdaresi’nin dava devam ederken tüzel kişiliğini kaybetmesinden dolayı yöneltilen dava yönünden) … ve … aleyhine açılan davanın kabulü ile 75.000,00-TL’nin 09/02/2004 tarihinden, 30.000,00-TL’nin 26/12/2003 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 6.831,00-TL olduğundan, peşin alınan 1.362,20-TL ‘nin mahsubu ile bakiye 5.468,80-TL’nin davalılar … ve … ‘den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan kabul red oranına göre hesaplanan AAÜT uyarınca 13.450,00-TL’nin davalılar … ve …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı … vekili duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan kabul red oranına göre hesaplanan AAÜT uyarınca 900,00-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı … Belediyesi duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan kabul red oranına göre hesaplanan AAÜT uyarınca 900,00-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 1.376,20-TL harç toplamı ile 2.311,48-TL (posta, tebligat, bilirkişi ücreti) olmak üzere toplam 3.687,68-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 3.654,50-TL’sinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise talep halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. . 07/06/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır