Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/421 E. 2022/436 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/421 Esas – 2022/436
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/421 Esas
KARAR NO : 2022/436

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
KR.YZL.TARİHİ : 27/06/2022

GEREĞ İDÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 22.11.2018 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve 18.01.2018 tarihli protokol akdedildiğini, davalının bayilik sözleşmesi ve ekleri ile sunduğu mal alım taahhütnamesi gereği müvekkili şirketin bayii durumunda ürün satım hakkına haiz olduğunu, davalının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğini, müvekkili şirketi oyalama yoluna giderek lisansını çıkarmadığını, sonuçta ticari faaliyete başlamadığını, Ankara … Noterliği vasıtasıyla davalı aleyhine 30.05.2019 tarihinde keşide edilen ihtarnameye rağmen hiçbir çözüm üretmediğini, taraflar arasında akdedilen 18.01.2018 tarihli protokolün 12. maddesinde bayilik sözleşmesinin belirtilen tarihten itibaren yürürlüğe girmemesi, bayiliğin kurulmaması, gerekli yasal zorunlulukların tamamlanmaması durumunda davalının şirkete 100.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, ayrıca davalının her yıl kendi içerisinde değerlendirilmek üzere yıllık asgari 700 m3 olmak üzere 5 yıl için asgari 2940 ton beyaz ürün taahhüdüne istinaden lisans çıkarttırmayarak mal alımında bulunmadığını, böylece müvekkili şirketin 2940 Tonx150,00 USD = 441.000,00 USD kaybına sebep olduğunu, müvekkili şirketin bayilik sözleşmesi gereğince üzerine düşen tüm sorumlulukları eksiksiz yerine getirdiğini, davalı şirketin üzerine düşen yükümlülüğü eksik ifa etmiş olması nedeniyle müvekkili şirketin kar mahrumiyetine ve itibar kaybına sebebiyet verdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının şimdilik 10.000,00 TL’sinin ….yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı tarafa tebliğ tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkili arasında 22.11.2018 tarihinde Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin müvekkili tarafından imzalanmasına rağmen davalı firma tarafından imzalanarak müvekkiline gönderilmediğini, bayilik sözleşmesi içerisinde konusu, mükellefi, hesaplanması ve cezai hükümleri barındırması nedeniyle 488 sayılı damga vergisi kanununa göre damga vergisinin yatırılmadığını, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na müvekkile ait “BAY/939-82-22531” lisans numaralı firmanın 18.01.2018 tarihinde hangi dağıtıcı firma altında bayilik faaliyetlerini yürütüldüğünün sorulması halinde iddia edilen sözleşmenin geçersiz olduğunun tespit edileceğini, dava dilekçesinde ileri sürülen lisans olmadığı, çıkarmadığı ve şirketi oyaladığı iddiasının dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin bayilik lisansına sahip olduğunu, davacının cezai şart ve kar mahrumiyetini talep edebilmesi için 18.01.2018 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesinde ifanın başlanılmasının gerektiğini, bayilik sözleşmeleri sürekli borç doğuran sözleşmeler olduğundan aykırılık halinde TBK’nun 126. maddesi gereğince İfasına Başlanmış Sürekli Edimli Sözleşmelerde borçlunun temerrüdü halinde alacaklı ifa ve gecikme tazminatı talep edebileceği gibi, sözleşmeyi feshederek sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini isteyebileceğini, davacının bu hükme aykırı olarak ifasına başlanmamış sürekli edimli sözleşme için cezai şart ve kar mahrumiyeti isteminin kanuna aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME : Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
Dava açılmadan önce arabulucuya müracaat edilmiş olup işbu dava şartı yerine getirilmiştir.
Defterlerin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapılıp yapılmadığı, sahibi lehine delil olma özelliği taşıyıp taşımadığı, mahkememizce kabul anlamına gelmemek kaydı ile taraflar arasındaki 22/11/2018 tarihli bayilik sözleşmesi ve eki taahhütname ve protokol geçerli kabul edildiği takdirde davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti zararının ayrı ayrı tespiti ile söz konusu hususların davalının ekonomik mahfına sebebiyet verip vermeyeceğinin tespiti amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, 21/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin, 2018, 2019 ve 2020 yıllarında kullandığı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterleri, şirketin defterlerinin bulunduğu mali müşavir ofisinde incelenmiş, incelenen yasal ticari defterlerin, açılış ve kapanış onaylarının zamanında yaptırıldığı, kayıtların usulüne uygun tutulduğu, davalı şirket nezdinde davacı şirket adına açılmış cari hesap (muavin kaydı) ibraz edilmemiş, davalı şirketin ticari defterlerinde, davacı … Akaryakıt A.Ş. adına herhangi bir işlem kaydına rastlanmadığı, taraflar arasında yapılan sözleşmeler uyarınca, davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunun kabulü durumunda, davacı şirketin kar kaybının 120.750,00 TL olabileceği kanaati edinildiğini, davacı şirketin hükmedilecek alacağına, dava tarihinden itibaren avans faiz oranları üzerinden faiz işletilebileceği rapor edilmiştir.
Tarafların itirazların değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınması amacıyla dosyanın bilirkişilere tevdi edildiği, 16/12/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda; kar mahrumiyeti konusunda, kök raporda yapılan değerlendirmeden ayrılmayı gerektirecek bir husus görülmediği, dosyaya sunulan ve üzerinde sadece davalı tarafın kaşe ve imzası bulunan 01/08/2018 tarihli protokolde belirlenen yıllık asgari 700 m3 beyaz ürün (motorin ve benzin) alım taahhüdünü davalı şirketin 2018 yılında yerine getirebileceği, sonraki yıllarda bu tutarın altında kalacağı, 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari faaliyetlerinde 9.672,81 TL ile 16.109,47 TL arasında net kar sağladığı görülen davalı şirketin kök raporda hesaplanan 120.750,00 TL civarındaki davacı şirket kaybından olumsuz etkilenebileceği rapor edilmiştir.
Tarafların itirazlarının ve özellikle asıl ve ek raporda cezai şart konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması gözetilerek buna ilişkin olarak açık bir değerlendirme yapılması ve itirazların da değerlendirilmesi için bilirkişilerden ek rapor alınması amacıyla dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, 11/02/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda; taraflar arasında yapılan sözleşmeler uyarınca, davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunun kabulü durumunda, davacı şirketin kar kaybının 120.750,00 TL olabileceği, yalnızca davalı yanca imzalı protokol kapsamında mahkeme tarafından cezai-i şarta hükmedilmesi halinde 100.000,00 TL cezai şart talep edebileceği rapor edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; taraflar arasında 22/11/2018 tarihinde geçerli bir bayilik sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığı, geçerli bir sözleşme var ise davacının söz konusu sözleşme, eki taahhütname ve protokol uyarınca cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının olup olmadığı, var ise miktarı noktasında toplanmış olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili 20/04/2022 tarihli ıslah dilekçesinde; 10.000,00 TL olan dava değerinin 200.000,00 TL olarak ıslahına, ıslah edilen tutarın ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı, davalı ile 22/11/2018 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve 18/01/2018 tarihli protokol imzaladıklarını, davalının bu sözleşmeler kapsamında akaryakıt alım taahhüdünde bulunduğunu, ancak sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğini ve ticari faaliyetlere başlamadığını, davalıya 30/05/2019 tarihinde ihtarname gönderdiklerini, 18/01/2018 tarihli protokolün 12. maddesinde sözleşmesinin belirtilen tarihte yürürlüğe girmemesi halinde 100.000,00 TL cezai şart ödeneceğinin taahhüt edildiği ve ayrıca davalının sözleşme süresi boyunca her yıl taahhüt ettiği alımı gerçekleştiremeyerek kar kaybına sebebiyet verdiğini belirterek eldeki davayı açmış, davalı şirketse bayilik sözleşmesinin ıslak imzalı bir şekilde davacı tarafından imzalanarak kendilerine teslim edilmediğini, bu nedenle bayilik sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilemediğini ve bu şartlar altında kar mahrumiyeti ve cezai şart talep edilemeyeceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı her ne kadar davacı tarafından bayilik sözleşmesinin imzalanarak kendilerine teslim edilmediğini ve bu nedenle sözleşme gereklerinin yerine getirilemediğini savunmuş ise de; dosyaya sunulan örnekte, 22/11/2018 tarihli bayilik sözleşmesinde davacı tarafın imzası ile davalı tarafın kaşesi ve imzasının yer aldığı görülmektedir. Davalı bu sözleşmeyi teslim almadığını iddia etmiş olmasına rağmen basiretli bir tacir gibi davranarak davacıya sözleşmesinin akdedilmesinden sonra her hangi bir ihtarda bulunmamış, davacının kendisine gönderdiği ihtara her hangi bir cevap vermemiş, özetle savunmasını ispat zammında yazılı bir delil sunmamıştır. Dosyaya sunulan imzalı örnek ve davalının savunmasını doğrulayacak herhangi bir yazılı delil bulunmaması karşısında davalının savunmasına itibar edilmemiş ve taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin yürürlüğe girdiği değerlendirilmiştir.
Davacının kar kaybı isteminin tespiti bakımından yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde; sözleşme süresi gözetildiğinde kar kaybının 120.750,00 TL olacağı rapor edilmiştir. Yine taraflar arasında imzalanan 18/01/2018 tarihli protokolün 12. maddesinde; davalı taraf, sözleşmenin ve protokol şartlarının gerçekleşmemesi/gerçekleştirilememesi hallerinde ifaya ekli olarak 100.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş olduğundan bilirkişilerce hesaplanan kar mahrumiyetine ve cezai şarta hükmetmek gerekmiştir. Davalı şirketin 16/12/2021 tarihli ek raporda belirlenen yıllık net satışları dikkate alındığında, cezai şart miktarının davalının ekonomik mahfına sebebiyet vermeyeceği ve ülkenin ekonomik koşulları ile tarafların ekonomik koşullarına göre fahiş olmadığı değerlendirilmiştir.
Davacının gönderdiği 30/05/2018 tarihli ihtarnamede, davalıya cezai şartın ve kar mahrumiyetinin ödenmesi için 7 günlük süre verilmesine rağmen davalı taraf verilen süre içerisinde ödeme yapmayarak dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL için ihtarın tebliğinden itibaren 7 günlük sürenin sonunda 09/06/2019 tarihinde, ıslahla talep edilen 190.000,00 TL için ise ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınmak sureti ile ıslah tarihinden itibaren mütemerrit olmuş ve bu tarihlerden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
5.000,00 TL kar mahrumiyeti ve 5.000,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 10.000,00 TL’nin 09/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, 95.000,00 TL kar mahrumiyeti ve 95.000,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 190.000,00 TL’nin ise 20/04/2022 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 13.662,00 TL harçtan, peşin alınan 3.415,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.246,22 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL olduğundan söz konusu ücretin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 22.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 3.477,98 TL harç toplamı ve 3.112,25 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.477,98 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2022