Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/349 E. 2021/258 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T…. 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/349 Esas
KARAR NO : 2021/258

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 15/04/2005
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili, müvekkili bankaya borçlu olan … hakkında … Müdürlüğünün …, … ve … sayılı dosyalarında icra takiplerinin başlatıldığını, bu takiplerde borçluların borcu karşılamaya yeterli haczi kabil mal varlığının tespit edilemediğini, haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğunu, borçlunun mal kaçırma amacıyla banka alacağının doğum tarihinden sonra takip tarihinden kısa bir süre önce ve takip tarihinden sonra ….nolu bağımsız bölümü 05.11.2004 tarihinde …’ya, ….nolu bağımsız bölümü …’a gerçek değerlerinden çok daha düşük bedellerle tapudan devrinin yapıldığının öğrenildiğini, …’nın …nolu taşınmazı devir aldıktan kısa bir süre sonra 25.11.2004 tarihinde …’a devrettiğini, yine …’ın borçludan satın aldığı … nolu bağımsız bölümü 13.12.2004 tarihinde … Mühendislik … Ltd. Şti’ne sattığını belirterek, devir işlemlerinin iptaline, alacaklıya taşınmazlar üzerinde cebri icra yapabilme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap ve beyanlarında ; müvekkilinin mal kaçırma kastı ile hareket etmediğini, taşınmazlarını devrettiği kişiler ile akrabalık bağının bulunmadığını, taşınmazı alan üçüncü kişileri tanımadığını, tapu kayıtlarındaki satış bedelinin satış işleminin gerçekleştiği gündeki belediye tarafından belirlenen rayiç değere göre tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap ve beyanlarında; müvekkilinin borçlu ile hukuki işleminin olmadığını, taşınmazı …’dan piyasa değeri üzerinden satın aldığını, tapuda belediyenin belirlediği rayiç bedelin gösterildiğini, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olan müvekkiline karşı açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … … Ltd. Şti vekili, müvekkilinin taşınmazı … ünvanlı emlakçı aracılığıyla …. Şubesinden kullandığı 95.000,00-USD kredi ile satın aldığını, bu krediyi 12 ay taksitle toplam 100.266,52-USD olarak ödediğini, davalı şirketin onarım için yüksek oranda masraf yaptıktan sonra taşınmazı halen şirket merkezi olarak fiilen kullandığını öne sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulünce tebligat yapılmış, davaya cevap vermemişler ve duruşmalara katılmamışlardır.
DELİLLER :
Tapu kayıtları , ödeme belgeleri icra takip dosyaları , Yargıtay bozma ilamı keşif, bilirkişi raporu.
Keşfe katılan bilirkişilerin sundukları 01/10/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda: dava dosyasının incelenmesi ve değerlendirmesi sonucunda; “1” nolu dairesinin ( …. de bulunan betonarme bina nitelikli 6/264 arsa paylı 18 bağımsız numaralı konut ) … tarafından 05/11/2004 tarihinde … adına satış yapıldığı, bu tarih itibariyle rayiç bedelinin 223.985,00 TL olduğu, “2” nolu dairenin ( …. mesken) … tarafından 08/09/2004 tarihinde … adına 8.000,00 YTL satış yapılmış olduğu, bu tarih itibariyle rayiç bedelinin 291.623 TL, … tarafından 13/12/2004 tarihinde 8.500 YTL … Mühendislik İnş. İç. Ve Dış Tic. Ltd. Şti adına satış yapıldığı, bu tarih itibariyle rayiç bedelinin 303.709,00 TL olduğu, “3” nolu dairenin ( …nolu mesken) … tarafından 02/11/2004 tarihinde 11.000 YTL ‘ye … adına satış yapılmış olduğu Bu Tarih itibariyle rayiç bedelinin 163.322 TL, … tarafından 07/04/2005 tarihinde …’ya 27.500,00 YTL bedelle satış yapılmış olduğu, bu tarih itibariyle rayiç bedelinin 168.829 TL onun tarafından 07/12/2005 tarihinde 30.000,00 YTL ‘ye Halit Eryiğit’e satış yapıldığı, bu tarih itibariyle rayiç bedelinin 170.973 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 277. ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali davasıdır. Bu düzenlemeye göre elinde geçici ya da kesin aciz vesikası bulunan alacaklı, aynı yasanın 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı tasarrufların iptalini isteyebilecektir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 2005/166 Esas ,2010/89 karar sayılı ve 18/02/2010 tarihli kararı ile ” davanın kısmen kabul kısmen reddine ” karar verilmiştir.
Karar Davacı vekilince temyiz edilmiştir.”Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2010/11458 Esas, 2011/5143 Karar sayılı ve 13/01/2014 tarihli ilamı ile Bozulmasına karar verilmiştir.
Yargılama mahkememizin 2011/621 Esas saysı ile devam etmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 2011/621 Esas ,2012/408 karar sayılı ve 19/07/2012 tarihli kararı ile ” Davalı … hakkında dava geri alınmış olmakla karar verilmesine yer olmadığına ve diğer davalılara karşı açılan davanın reddine ” karar verilmiştir.
Karar, davalı … Müh. İnş. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir. “Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/15053 Esas, 2014/27 Karar sayılı ve 13/01/2014 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
İİK’nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin, 280.maddesinde mal varlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklarına zarar vermek kastı ile yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar vermek kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği ve bilinmesi gerektiğini gösteren açık emarelerin bulunması halinde iptal edilebileceği, 282.maddesinde bu davaların üçüncü kişiler aleyhinde açılması halinde kötüniyetin kanıtlanması gerektiği düzenlemeleri yer almaktadır.
Davacı vekili, …’ın üç ayrı icra takibinde borçlu olduğundan bahisle bu davayı açmış ise de, …’ın … Müdürlüğünün 2004/… ve … sayılı icra takiplerinde taraf olmadığı, sadece aynı icra müdürlüğünün … sayılı dosyasında borçlu görüldüğü ve kendisinden 20.12.2004 tarihinde başlatılan icra takibi ile toplam 224.572,57-TL alacağın talep edildiği, borçlunun itirazı üzerine bu takibin durduğu, mahkememizin 2005/264 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının görüldüğü, yargılama neticesinde 212.826,95-TL’ye yönelik itirazın iptaline karar verildiği, kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
İcra takibinde alacağı karşılar miktarda haciz işlemi gerçekleştirilemediğinden haciz tutanakları geçici aciz vesikası olarak değerlendirilmiştir.
…. bağımsız bölümün davalı borçlu … adına kayıtlı iken 08.09.2004 günü Tapuda düzenlenen intikal ile 8.000,00-YTL’ye …’a satıldığı, … tarafından 3 ay sonra 13.12.2004 günü yine Tapuda düzenlenen intikal ile 8.500,00-YTL’ye davalı … Mühendislik İnş. … Ltd. Şti.’ne satıldığı, davalı şirket tarafından bankadan 95.000,00-USD kredi kullanılmak suretiyle emlakçı aracılığı ile satın alındığı banka kayıtları ile ispatlanmıştır. İİK’nun 282.maddesi uyarınca 3.kişinin kötü niyeti kanıtlanmamıştır.
Davacı vekili … hakkındaki davasını geri alındığı bu davalının … nolu konutun son maliki olduğu, ondan önce taşınmazı … ve … adına satışlar yapıldığı, yapılan satışların bu taşınmaz açısından muvazalı olduğunun, son malik hakkındaki dava geri alınmakla kanıtlanamadığı, bu kişiler hakkındaki davanın yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
20 numaralı taşınmaz açısından taraf teşkili tamamlanmış, 20 nolu dairenin davalı borçlu … adına kayıtlı iken 08.09.2004 günü Tapuda düzenlenen intikal ile 8.000,00-YTL’ye …’a satıldığı, … tarafından 3 ay sonra 13.12.2004 günü yine Tapuda düzenlenen intikal ile 8.500,00-YTL’ye davalı … Mühendislik İnş. … Ltd. Şti.’ne satıldığı, her ne kadar tapudaki bedeller düşük gösterilmiş ise de banka kanalı ile yapılan el değişimlerinde rayiç bedellerinin satışta söz konusu olduğu, salt tapu kaydında bedellerin düşük gösterilmiş olmasının tek başına muvazaayı kanıtlamada yeterli bulunmadığı,
27541 ada 3 parsel 9 numaralı bağımsız bölümün davalı borçlu … tarafından 02.11.2004 tarihinde11.000,00-YTL’ye alındığı, 07.04.2005 tarihinde …’ya 27.500,00-YTL’ye satıldığı, bu kişi tarafından 07.12.2005 tarihinde 240.000,00-YTL bedelle …’e satıldığı, tapuda düşük gösterilmiş bedellerin kendi başına muvazaayı kanıtlamadığı, bu davada taşınmazları satın alan davalıların davalı borçlu …’ın içinde bulunduğu mali durumu bildikleri yada bilmeleri gerektiği , davalı borçlunun alacaklılardan mal kaçırma yada alacaklıları ızrar kastı ile hareket ettiğini bildikleri yada bilebilecek durumda oldukları yönünde delil sunulmadığı anlaşılmıştır.
Dosyamızda davacı taraf tasarrufun iptali nedeni olarak sadece taşınmazların tapuda ti işlemler sırasında gösterilen değerinin gerçek değerinden çok düşük olduğu iddiasına dayanıp mal varlığı borçlarına yetmeyen davalı borçlu …’ın alacaklısına zarar vermek kastı ile bu işlemleri yaptığı borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve alacaklılarına zarar vermek kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği yönünde bir delil yade emare bulunmayıp mali durumu bozulan borçlunun taşınmazlarını elden çıkarması ve tapudaki işlemlerde gerçek değerin gösterilmemesi yaygın bir uygulama olup tek başına muvazaayı kanıtlamadığından davanın reddine şeklinde karar verildiği, söz konusu kararın T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/852 Esas, 2018/10496 Karar sayılı kararı ile “…. Bozma sonrasında yapılan araştırmaya göre dava konusu … nolu bağımsız bölümün borçlu tarafından davalı …’ya yapılan 02.11.2004 tarihli satışta tapudaki satış bedelinin 11.000,00 TL olmasına rağmen bilirkişinin taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerini 163.322,00 TL olarak belirlediği, 18 nolu bağımsız bölümün 05.11.2004 tarihinde davalı …’a 11.500,00 TL’ye satıldığı halde gerçek değerinin 223.985.00 TL olarak, 20 nolu bağımsız bölümün 08.09.2004 tarihinde davalı …’e 8.000,00 TL’ye satıldığı halde gerçek değerinin 291.623,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.Her üç büğımsız bölüm üzerinde ilk satış tarihinde bir takyidat olmadığı gibi anılan üçüncü kişilerin tapuda geçen bedel dışında borçluya bir başka bedel ödedikleri de yazılı delil ile ispatlanmamıştır. Bedel farkının olduğu bu hallerde üçüncü kişilerin iyiniyet iddialarının da dinlenemeyeceğinden İİK’nun/278/3-2.maddesi gereğince bu tasarruflarının iptali gerekmektedir. Öte yandan dördüncü kişilerden … yönünden dava geri alındığı, diğer dördüncü kişilerin kötü niyetli oldukları ispatlanmadığından davalı üçüncü kişilerin taşınmazları ellerinden çıkardıkları tarihteki değerleri oranında ancak davacı alacak ve ferileri ile sınırlı olarak İİK’nun 283/2.maddesi gereğince tazminata hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” şeklinde bozulduğu bozma sonrası mahkememizin yeni esasına kaydedildiği görülmüştür.
Bozma öncesi alınan raporlarda davaya konu .. nolu bağımsız bölümün elden çıkarıldığı 25/11/2004 tarihi itibari ile değeri bulunmadığından söz konusu tarih itibari ile değerinin bulunması için dosyanın gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişisine tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi 09/11/2020 tarihli raporunda, dava konusu 18 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın 25/11/2004 tarihi itibariyle gerçekçi rayiç değerinin 148.389,91-TL olacağının rapor edildiği, söz konusu rapor ile bozma öncesi alınan rapor arasında bariz çelişki olması ve taraflarında itirazı göz önüne alınarak dosyanın, çelişkinin giderilmesi için SPK lisanslı 3 kişiden oluşan gayrimenkul değerlendirme uzmanından oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi kurulu tarafından 08/03/2021 tarihli rapora göre 18 nolu bağımsız bölümün 25/11/2004 tarihi itibari ile değerinin 215.000,00-TL olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Tasarrufun İptali davalarında dava değerinin düşük olan bedel üzerinden yani iptale konu tasarruf miktarından ya da takibe konu miktardan hangisi düşük ise onun dava değeri olarak belirleneceği, mevcut olayımızda dava tarihi itibariyle icra takip miktarının tasarrufa konu miktardan daha düşük olduğu, bundan dolayı icra takip tarihi itibari ile belirlenen borç miktarının dava değeri olarak kabul edilerek davacı tarafından eksik harcın tamamlanıldığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, mahkememizce Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2017/850 Esas 2018/10496 Karar sayılı bozma ilamına uyulduğu, söz konusu bozma ilamında da açıkça belirtildiği üzere 9-18 ve 20 nolu bağımsız bölümlerin ilk satış tarihinde üzerinde herhangi bir takyidat olmadığı halde 3.kişilerin tapuda geçen bedel dışında borçluya bir başka bedel ödediklerini yazılı delil ile ispatlayamadığı, bedel farkının olduğu bu hallerde 3. Kişilerin iyi niyet iddialarının da dinlenemeyeceğinden İİK.nın 278/3-2. Maddesi gereğince bu tasarrufların iptalinin gerektiği, öte yandan 4. Kişi konumunda olan … yönünden davanın geri alındığı, diğer 4.kişilerinde kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığından davalı 3.kişilerin taşınmazları ellerinden çıkardıkları tarihlerdeki değerleri oranında ancak davacı alacak ve fer’ileri ile sınırlı olarak İİK.nın 283/2.maddesi gereğince tazminata hükmedilmesi gerektiğinin belirtildiği, mahkememizce bozma ilamına uyulduğu için bozma ilamı doğrultusunda karar vermek gerektiği anlaşılmış olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı … yönünden açılan davanın geri alınması nedeni ile söz konusu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, yine 4.kişi konumunda olan … … Ltd.Şti.’nin dosya kapsamında ve Yargıtay bozma ilamında açıkça belirtildiği gibi kötüniyetli olduğuna dair bir delilin bulunmaması nedeni ile söz konusu davalı yönünden açılan davanın reddine, yine 9-18 ve 20 nolu bağımsız bölümlerin … tarafından 3.kişi konumundaki diğer davalılara satışlarının yukarıda anlatılan gerekçe doğrultusunda davacı yönünden iptali ile söz konusu 3.şahısların taşınmazları elinden çıkardıkları tarihteki değeri ve icra dosyasındaki alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak kaydı İİK 283/2 gereğince davacıya karşı sorumlu olmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı … yönünden açılan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı … Mühendislik İnşaat İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. yönünden açılan davanın REDDİNE,
3-Davacının davalı … ve … hakkında açmış olduğu davanın KABULÜ ile dava konusu …. parsel üzerindeki … nolu bağımsız bölümün, tapunun 02/11/2004 tarih ve … yevmiye numaralı tasarrufunun davacı yönünden iptali ile İİK’nun 283/2 maddesi uyarınca … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer’ileri ile sınırlı kalmak kaydı ile 168.829,00-TL tazminatın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının davalı … ve … hakkında açmış olduğu davanın KABULÜ ile dava konusu …üzerinde bulunan … nolu bağımsız bölümün, tapunun 05/11/2004 tarih ve … yevmiye numaralı tasarrufunun davacı yönünden iptali ile İİK’nun 283/2. maddesi uyarınca … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer’ileri ile sınırlı kalmak kaydı ile 215.000,00-TL tazminatın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının davalı … ve … hakkında açmış olduğu davanın KABULÜ ile dava konusu ……..üzerindeki ….nolu bağımsız bölümün, tapunun 08/09/2004 tarih ve … yevmiye numaralı tasarrufunun davacı yönünden iptali ile İİK’nun 283/2. maddesi uyarınca … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer’ileri ile sınırlı kalmak kaydı ile 303.709,00-TL tazminatın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 20.476,36-TL olduğundan peşin alınan 249,80-TL harç ve 5.045,13-TL harcının mahsubu ile bakiye 15.181,43-TL harcın davalı …, …, …’den müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,( Söz konusu davalılar hakkındaki sorumluluk miktarları dikkate alınarak; … harcın tamamından, … harcın 10.746,93-TL’ye kadar olan kısmından, … harcın 8.437,83-TL’ye kadar olan kısmından diğer davalılar ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumludur.)
7-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 29.709,63-TL vekalet ücretinin davalı …, …, …’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,( Söz konusu davalılar hakkındaki sorumluluk miktarları dikkate alınarak; … vekalet ücretinin tamamından, … vekalet ücretinin 23.500,00-TL’ye kadar olan kısmından, … vekalet ücretinin 19.988,76-TL’ye kadar olan kısmından diğer davalılar ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumludur.)
8-Davalı … duruşmada her ne kadar kendisini bir vekil ile temsil ettirse de tarafların karşılıklı olarak 16/05/2007 ve 15/05/2007 tarihli dilekçeleri ile birbirlerinden yargılama ve vekalet ücreti talepleri olmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Davalı … duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 29.709,63-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 5.294,93-TL harç toplamı, 1.023,73-TL tebligat ve posta masrafı, 3.974,76-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 10.293,42-TL yargılama giderinin davalı …, …, …’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ( Söz konusu davalılar hakkındaki sorumluluk miktarları dikkate alınarak; … yargılama giderinin tamamından, Numar Özgür Dumanlıova yargılama giderinin 7.286,71-TL’ye kadar olan kısmından, Halil Önder 5.721,08-TL’ye kadar olan kısmından diğer davalılar ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumludur.)
11-Davacı tarafından … ve … yönünden yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı … davalı … ve … vekilinin yüzüne karşı tebliğiden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸