Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/277 E. 2021/50 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/277 Esas
KARAR NO : 2021/50

DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/3636 Esas sayılı dosyasında, müvekkilinin aidat borcu olduğu iddiası ile ilamsız takiplerde ödeme emri yolu ile takip başlattığını, takibin kesinleştiğini, müvekkilinin gayrimenkullerinin tapu kayıtları üzerine, trafik sicilindeki araçları ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, aleyhe başlatılan takipten hacizler ile haberdar olunduğunu, takip dosyasında mevcut tebliğ varakasının incelendiğini, tebligatın 17 Aralık 2019 tarihinde müvekkil tarafından bizzat tebliğ alındığını, müvekkilinin tebligat ve tebliği işleminden bilgi sahibi olmadığını, usulsüz tebligat sebebi ile Ankara 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/148 Esas sayılı dosyası ile kooperatif aleyhine imzaya, tebligatın usulsüzlüğü sebebi ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi sayılmasına, takibin durdurulması talebinin reddine karar verildiğini, davanın derdest olduğunu, davalı kooperatifin müvekkilinin kooperatif üyesi olduğu iddiası ile icra takibi başlattığını, ancak icra takibinde borcun sebebi kısmında müvekkilin kooperatif üye senedinde hangi tarih ve sıra numaralı üyeliğinin bulunduğunu, borcun üyeliğe özgülenen hangi bağımsız bölüme ilişkin olduğuna dair bir açıklama bulunmadığını, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, müvekkilinin kooperatife ye olmak için yazılı başvurusunun bulunmadığını, ayrıca davalı kooperatife müvekkil ile kooperatif müvekkil ile kooperatif arasında düzenlenmiş ve her 2 tarafın imzalarını havi üye senedi de olmadığını, bu sebeple müvekkilinin kooperatife üye sıfatının olmadığını bir kooperatif için de aidat borcu talep edilemeyeceğini, diğer taraftan icra takip talebinden anlaşılacağı üzere, müvekkilinin aidat borcu olduğu iddiasının 31/05/2015 tarihinden başlatıldığını, müvekkilinin bugüne kadar kooperatif genel kurallarına çağrılmadığını, genel kurallara katılmadığını, oy kullanmadığını, yasa gereği kendisine gönderilmesi gerekli genel kurul tutanaklarından haberdar edilmediğini, kooperatife hiçbir aidat ödemesinde bulunmadığını, aradan geçen 5 yıllı uzun bir süre içerisinde kooperatifin belirtilen yükümlülükleri yerine getirmediği ve kooperatif ile karşılık hiçbir işlem edilmemiş olduğu göz önünde tutulduğunda müvekkilin örtülü şekilde üye olduğu da iddia edilemeyeceğini, müvekkiline ait dairenin kooperatif üyeliği sonucunda edinilmediğini, müvekkilin daireyi 3.şahıstan satın aldığını, tapu kaydında kooperatif lehine şerh ya da başka bir kısıtlama olmaksızın tapu kaydına güven ilkesi gereğince dairesini devir aldığını, sunulan sebeplerle öncelikle İİK 72. Madde kapsamında takibin durudurulması için ihtiyati tedbir karar verilmesini, müvekkilinin kooperatif üyeliğinin ve kooperatife borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini, takibinde haksız ve kötü niyetli davalı aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi şeklinde karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ödeme emrinin kendisine17 Aralık 2019 tarihinde usulüne uygun olarak bizzat tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştiğini, davacıya tebliği edilen icra emrinin 4.maddesinde senet ve tarihi, senet yoksa borcun sebebinin belirtildiği kısımda borcun sebebi, miktarı ve tarihlerinin açıkça yazıldığını, davacının kooperatif üyesi olduğunu, buna ilişkin T.C.Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na yapmış olduğu üyelik başvurusu kooperatif yönetim kurulu tarafından verilen üyelik için müracaat eden kişilerin kabulüne ilişkin noter onaylı karar defteri, yine T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından müvekkil kooperatife gönderilmiş olan üye değerlendirme tasnif listesi, olağan genel kurul üye çağrı iadeli taahhüt posta listesi, olağan genel kurul hazirun cetveli, genel kurul toplantı tutanaklarının mevcut olduğunu, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatife aidat borçlarını ödemediğini, hukuki dayanaktan yoksun haksız ve mesnetsiz olarak müvekkil kooperatif aleyhine açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının kooperatif üyesi olup olmadığı, kooperatif üyesi ile icra dosyasındaki alacak kalemleri yönünden borçlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Ankara 1.İcra Müdürlüğü’nün 2019/3636 Esas sayılı dosyasının aslı ve Ankara 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/148 Esas sayılı dosyasının sureti getirtilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davalı kooperatif defterleri üzerinde inceleme yapılarak davacı ve davalı talepleri değerlendirilerek davacının kooperatif üyesi olup olmadığı, kooperatif üyesi ise icra dosyasındaki her bir alacak kalemi yönünden davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususunda inceleme yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, 28/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacı …’nın kooperatif ortağı olup olmadığının incelenmesi neticesinde, …’nın kooperatife ortak olmak için yazılı bir müracaatı bulunmamakla birlikte … Konut İdaresi tarafından 775 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmelikleri kapsamında 100 konutluk arsanın tahsisi edilmiş olması, kooperatif ile müteahhit arasında düzenlenen sözleşmede iş karşılığı müteahhide verilen daireleri satın alanların kooperatife üyelikleri yapılıp TOKİ tarafından onaylandıktan sonra 10 gün içerisinde tapu devirlerinin gerçekleştirileceği hükmünün bulunması , …’nın dairesini müteahhitten satın almış olmasına karşılık kooperatifle müteahhit arasında yapılan sözleşme gereği yönetim kurulunca ortaklığa kabulünden sonra tapusunun kooperatif tarafından verilmiş olması, …’nın TOKİ’ye verilmek üzere 23/11/2013 tarihinde Aile durumunu gösterir beyannamesini düzenleyip imzalayarak vermiş olması TOKİ’nin kooperatife gönderdiği 05/03/2014 tarihli yazı ekinde yer alan Üye Değerlendirme Tasnif Listesi’nde …’nın 78 sıra numarasında kooperatif ortağı olarak yer almış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde …’nın kooperatif ortağı olduğunun değerlendirildiği, …’nın kooperatife borcu olup olmadığının incelemesi neticesinde, kooperatife ait dairelerde site yönetimine geçilmediği, kooperatifin yaptığı harcamaların imalat, inşaat ve çevre düzenlemesi ile kooperatifin genel yönetim giderlerinden oluştuğu, yapılan bu harcamaları kooperatif ortağı olmasa bile …’nın kooperatife ödemesi gerektiği sonucuna varıldığı, kooperatifin Ankara 1.İcra Müdürlüğü’nün 2019/3636 Esas sayılı, 18/03/2019 tarihli icra ödeme emri ile 19.200,00-TL üye aidat ana paranın gecikme faizi ile birlikte toplam 25.461,62-TL alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, 18/03/2019 icra ödeme tarihi itibariyle …’nın kooperatife 19.200,00-TL ana para 1.647,47-TL gecikme cezası olmak üzere toplam 20.827,47-TL borçlu olduğunun tespit edildiği rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliler toplandıktan sonra dosyanın Kooperatif hukukundan anlayan bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre, davacının kooperatif üyesi olduğu, davacının davalıya toplamda 27.827,47-TL borçlu olduğu, davacı kooperatif üyesi olmasa dahi söz konusu borçların genel giderlere ilişkin olması nedeni ile borçtan sorumlu olduğunun rapor edildiği, söz konusu rapor mahkememizce değerlendirildiğinde 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 8.Maddesinde ortaklığa girme şartlarının düzenlendiği, söz konusu madde de açıkça “…. Ortak olmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar…” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, söz konusu düzenlemeden de anlaşılacağı gibi gerçek şahsın kooperatife üye olmak için kooperatif yönetim kuruluna yazılı bir dilekçe ile başvurmasının gerektiği, mevcut olayımızda davacının davalı kooperatife kanunun 8.maddesi çerçevesinde üye olmak için herhangi bir yazılı başvurusunun bulunmadığı, yine Kooperatifler Kanunu’nun 18.maddesinde “Her ortağın üyelik haklarının, ada yazılı ortaklık senedi ile temsil olunması şarttır….” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, mevcut olayımızda davacının adına düzenlenmiş bir ortaklık senedinin de bulunmadığı, bilirkişi tarafından her ne kadar davacının kooperatif üyesi olduğu ve bunun da dayanağının davacı tarafından TOKİ’ye verilmek üzere 23/11/2013 tarihli aile durumunu gösterir beyanname ve TOKİ’nin kooperatife gönderdiği 05/03/2014 tarihli yazı ve ekindeki üye değerlendirme tasnif listesi gösterilmiş ise de söz konusu her iki belgeninde kooperatifler kanununun 8 ve 18.maddedeki belgeler kapsamında olmadığı, bundan dolayı bu belgelerin verilmiş olmasının tek başına davacıyı kooperatif üyesi yapmayacağı, aynı zamanda kooperatif üyesi de olduğunu ispatlamayacağı, bundan dolayı bilirkişinin söz konusu belgeler dayanak alınarak davacının kooperatif üyesi olduğu yönündeki görüşünün mahkememizce kabul edilmediği, davacı taraf her ne kadar söz konusu belgelerdeki imzalara itiraz etmiş ise de, imzaların davacıya ait olmasının ya da olmamasının mevcut olayımıza bir etkisi olmaması nedeni ile imza incelemesine gerek duyulmadığı, zira söz konusu belgelerin davacının açık talebi olmadıktan sonra davacıyı kooperatif üyesi yapamayacakları, bilirkişi tarafından her ne kadar kooperatif üyesi olmasa dahi borçtan sorumlu olduğu yönünde bir görüş bildirmiş ise de bu görüşe de mahkememizce itibar edilmediği, zira söz konusu bilirkişi raporunda borcun kaynağının imalat, inşaat ve çevre düzenlemesi gibi genel giderler gösterilmesine rağmen, takip talebinde açıkça aidat alacağı gösterildiği, bilindiği gibi itirazın iptali davasının takip dayanağında gösterilen sebep ile bağlı olduğu, mevcut dosyanın takip talebinde de açıkça üye aidat alacağı olarak alacağın sebebinin gösterildiği, bundan dolayı icra takibindeki alacağın genel giderlerden kaynaklı bir alacak olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenden ötürü bilirkişinin davacının üye olmasa dahi söz konusu borçtan sorumlu olduğu görüşünün mahkememizce kabul görmediği, davacının söz konusu davalı kooperatife üye olmaması nedeni ile icra takibinin konusunu oluşturan üyelik aidat ücretlerinden de sorumlu olmadığı, bundan dolayı davacının davasının kabulünün gerektiği anlaşılmış ve davacının davalı kooperatife üye olmadığının tespitine, Ankara1.İcra Müdürlüğü’nün 2019/3636 Esas sayılı dosyası nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, yine üye olmadığı halde kooperatif tarafından üyesi olmayan davacı hakkında üye aidatından dolayı icra takibi yapılması, söz konusu takibin açıkça haksız ve kötü niyetli olması nedeni ile mahkememizde davacının İİK 72/5 gereği yapmış olduğu tazminat talebinin kabulü yönünde kanaatin oluştuğu ve 25.461,62-TL üzerinde hesaplanacak %20 tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın Kabulü ile; davacı …’nın, davalı …. Yapı Kooperatifi’ne üye olmadığının tespitine,
2-Ankara 1.İcra Müdürlüğü’nün 2019/3636 Esas sayılı dosyası nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3-Davacının İİK 72/5 gereği yapmış olduğu tazminat talebinin kabulü ile 25.461,62-TL üzerinden hesaplanacak %20 tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 1.739,30-TL olduğundan peşin alınan 434,83-TL harcından mahsubu ile bakiye 1.304,47-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç toplamı olan 497,03-TL, tebligat ve posta masrafı 92,00-TL, bilirkişi masrafı 750,00-TL olmak üzere toplam 1.339,03-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğiden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸