Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/124 E. 2021/430 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/124 Esas
KARAR NO : 2021/430

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/11/2010

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/04/2012
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
GR.KR.YZM.TARİHİ : 12/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; İdarelerince ihale edilen …/… 3.Etap … Konut İlköğretim Okulu, Ticaret Merkezi, Cami, … 80 Konut, Ticaret Merkezi, … 48 Konut Ticaret Merkezi, … İlköğretim Okulu, … 48 Konut, Ticaret Merkezi, … Cami, Ticaret Merkezi, … Cami onarımı, … ve Genel Altyapı ile Çevre Düzenlemesi İnşaatı İşi’nin davalı uhdesinde kaldığını, 17.09.2007 tarihinde Sözleşme imzalandığını, 21.09.2007 tarihinde yer teslimi yapıldığını, işin bitim tarihinin süre uzatımlarla beraber 14.07.2009 olarak tespit edildiğini, davalı yüklenimindeki işleri süresinde sözleşme şartlarına uygun yapmadığını, Ankara 41. Noterliğinin 07.04.2009 tarihli ihtarının keşide edildiğini, Sözleşmenin 26.maddesinden bahisle gerekli tedbirlerin alınarak işin bitirilmesini, aksi halde sözleşmenin fesih edileceğinin ihtar edildiğini, İhtarın 09.04.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının hiçbir tedbir almadığını, aynı durumun devam ettiğini, Sözleşmenin 26.maddesi çerçevesinde 05.05.2009 tarih ve 2047 Sayılı Başbakanlık Makam oluru ile feshedildiğini, fesihten sonra kalan işin kalan kısmının 15.01.2010 tarihinde yeniden ihale edildiğini, yeni ihalede 28.170.000 artı KDV bedele … İnş.&… İnş.uhdesinde kaldığını ve 25.02.2010 tarihinde Sözleşme yapıldığını, 01.03.2010 tarihinde yer teslimi yapıldığını, müvekkilinin yapılan ödeme (davalıya) dikkate alınarak 3.121.544,50.-TL zararı olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.121.544,50.-TL tutarındaki İdare zararının en yüksek orandaki ticari reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş;
Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu bila tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu artırarak asıl davada 3.493.755,00-TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalılar Müflis … Müh. … Ltd.Şti vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacıdan 4 ayrı ihale ile yapılan işlerden ödenmeyen hak edişler olduğunu, bunların belirlenerek olası alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini, idarenin … işinde ve diğer işlerde kusuru olduğunu, davanın …’na ihbar edilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … … A.Ş vekili yargılamalar sırasında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞİK ANKARA …ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN …. ESAS SAYILI DOSYASINDA:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı yanca ihale edilen “… … 3. Etap … konut, ilköğretim okulu, ticaret merkezi, cami, … 80 konut, ticaret merkezi, … konak, 48 konut ticaret merkezi, … ilköğretim okulu, … 48 konut, ticaret merkezi, … cami, ticaret merkezi, … cami onarım, … ve genel alt yapı il çevre düzenlemesi işi “ davacı … İnşaat San.Tic.A.Ş.- … Müh.İnş.San.Dış Tic.Ltd.Şti ortaklığının aldığını, tip sözleşme imzalandığını, sözleşmenin götürü bedel yapıldığını, yapım süresinin yer tesliminden itibaren 495 gün olarak belirlendiğini, 21.09.2007 tarihinde davalı idarece yerin teslim edildiğini, … mevkiinde tapu kayıtlarında yer teslim tarihinde … … … ada/parseldeki yerin askeri alan olduğu … … ilçesi cami onarım işinin yapılacağı ….parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde …. m2 alanın mülkiyetinin … Vakfına ait olduğunun ortaya çıktığını, teslim edilen arazinin tamamında davalı idarenin mülkiyetinin bulunmadığı, özel şahıslara ait tapu kayıtlarının tescilli olduğu veya kirada olduğunun anlaşıldığını, davalı idarenin bu sorunları gidermek için elinde bulunan yetkiyi kullanmadığını, sözleşmenin davalı yanca feshedildiğini, feshin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, imalat bedeli, yoksun kalınan kar, fiyat farkı kararnamesine göre yüklenici firmaya ödenmesi gereken demir fiyat farkının davalı kurumca ödenmediğini beyanla; feshin haksız ve hukuka aykırı olduğuna, haksız fesih nedeniyle yoksun kalınan kar bedeli olarak 10.000,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tazminine, demir fiyat farkı olan 5.000,00 TL’nin kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava konusu talepler yönünden zamanaşımı sürelerinin çoktan geçmiş olması nedeniyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, feshin haksız ve hukuka aykırı olduğu yönündeki davacı beyanları, tümüyle haksız ve hukuksal mesnetten yoksun olduğu gibi, ciddiyetten ve samimiyetten de uzak olduğunu, davacı yüklenici firmanın, ihaleye girmeden önce iş yapılacak olan yörelerdeki zorlukları bilerek söz konusu yapım işinin ihalesine girdiğini, yüklenici firmanın ihaleye girerken arazi durumlarını bilmesine karşın, arazi problemleri nedeniyle işin geciktiği iddiasında bulunduğunu, tacir konumunda bulunan davacı tarafın beyan ve iddia ileri sürmesinin iyiniyetle bağdaşır bir yönü, inandırıcılığı ve geçerliliği bulunmadığını, müvekkili idarece ihalesi gerçekleştirilecek işlerde mülkiyet şartı aranmaksızın ihale yapabilme imkanı tanındığını, bu şart aranmaksızın müvekkili idarece ihale yapılabildiğini, yüklenici firmaya süre yönünden gerekli ilavelerin de müvekkili idarece yapıldığını, davacı tarafın …. sayılı fiyat farkı kararnamesine göre ödenmesi gereken demir fiyat farkının, talebe rağmen müvekkili idarece ödenmediği, kararnamenin emredici hükümlerine aykırı davranılmış olduğu yönündeki beyanlarının da haksız ve hukuksal mesnetten yoksun olduğunu, sözleşmenin fesih edildiği tarihte düzenlenen … … 80 adet konut fesih durum inşaat imalat raporunda yer alan tespitlerin doğru yapılmadığı yönündeki davacı beyanlarının da haksız, mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu beyanla; haksız ve hukuksal mesnetten yoksun bulunan davanın evvelemirde zamanaşımı nedeniyle, aksi halde cevap dileçkelerinde yer alan sair nedenlerden ötürü reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE: Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle, kalan işin başka bir yükleniciye daha yüksek bedelle yaptırılması sonucu uğranılan zararın giderilmesi, birleşen dava ise haksız fesih sonucu kâr kaybı alacağı ile demir fiyat farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin …. karar sayılı ilamı ile, asıl davanın kabulüne, 3.121.544,50.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz oranı ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, mahkememiz ilamı davalı-birleşen dosya davacısı yüklenici tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 15. HD. …. karar sayılı ilamı ile, “….iddia, savunma toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile davalı birleşen dosya davacıları yüklenicilerin üstlendikleri işi iş programına uygun olarak zamanında bitiremeyeceklerinin anlaşılması üzerine iş sahibi tarafından haklı nedenlerle sözleşmenin feshedildiği, kalan işlerin fesihten sonra başka bir yükleniciye tamamlattırılması sonucu daha fazla ödeme yapmak zorunda kalan iş sahibinin zarara uğradığı ve menfi zarar olarak adlandırılan bu zararını fesihte kusurlu olan yüklenicilerden istemekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme ve fesih tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106/II. maddesi hükmünce haklı olarak feshedilmesi halinde fesheden tarafın aynı Yasa’nın 108. maddesi uyarınca uğradığı zararları talep edebileceği Dairemiz ve Yargıtay içtihatlarında kabul edilmektedir. Genel olarak bu zararlar menfi zarar (kaçırılan fırsat) olarak tanımlanmaktadır. Kaçırılan fırsat yüklenicinin eser sözleşmesi ile üstlendiği halde yapmadığı işin fesihten sonraki makul süredeki yapım bedeli ile feshedilen sözleşmenin yapıldığı tarihte kendisinin sözleşme ilişkisine bağlandığı teklife en yakın alınabilecek teklif fiyatı arasındaki farktır. Menfi zarar belirlenirken işin ilk ihalede en yakın teklifi veren teklif sahibine verilmemesi nedeniyle kaçırılan fırsat ile yeniden yaptırılmak zorunda kalınılan fiyat arasındaki fark olarak hesaplanmalıdır. Bu durumda mahkemece yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibi fesihte haklı olduğundan fesih tarihi itibariyle yapılmamış olan-kalan imalâtın sözleşmenin imzalandığı tarihte asıl dava davalıları yükleniciler değil aynı ihalede onlara en yakın fiyatı veren teklif sahibine verilmiş olsa idi ödenecek miktar (kaçırılan fırsat) ile fesihten sonra kalan imalâtın aynı koşullarda makul süre içerisinde yapılacak ihalede başka bir yükleniciye verilmiş olması halinde (somut olayda fesihten sonra kalan imalâtlarla ilgili yapılan ihalenin aynı koşullarda ve makul süre içinde yapılıp yapılmadığı da değerlendirilerek) ödenecek miktarı tesbit edip bu iki miktar arasındaki istenebilecek menfi zarar miktarı ile ilgili gerekçeli ve denetime elverişli ve itirazları karşılayacak rapor alınıp, alınacak raporun hükme esas alınan rapordan farklı sonucu içermesi halinde HMK’nın 281/3. maddesi gereğince oluşturulacak 3. bilirkişi kurulundan farklılığı giderecek biçimde ve aynı şekilde inceleme yapılarak 3. rapor da alındıktan sonra asıl davada sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile asıl davada yazılı miktarda kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur. ” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz ilamının bozulmasına, bozma ilamı dışında kalan davalı-birleşik davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş ve her bir davanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmiştir.
A) Asıl dava yönünden;
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, davalı birleşen dosya davacıları yüklenicilerin üstlendikleri işi iş programına uygun olarak zamanında bitiremeyeceklerinin anlaşılması üzerine iş sahibi tarafından haklı nedenlerle sözleşmenin feshedildiği, kalan işlerin fesihten sonra başka bir yükleniciye tamamlattırılması sonucu daha fazla ödeme yapmak zorunda kalan iş sahibinin zarara uğradığı ve menfi zarar olarak adlandırılan bu zararını fesihte kusurlu olan yüklenicilerden istemekte haklı olduğu, menfi zarar belirlenirken işin ilk ihalede en yakın teklifi veren teklif sahibine verilmemesi nedeniyle kaçırılan fırsat ile yeniden yaptırılmak zorunda kalınılan fiyat arasındaki fark olarak hesaplanması gerektiği kabul edilmiş, bu kabulden hareketle, davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibi fesihte haklı olduğundan fesih tarihi itibariyle yapılmamış olan-kalan imalâtın sözleşmenin imzalandığı tarihte asıl dava davalıları yükleniciler değil aynı ihalede onlara en yakın fiyatı veren teklif sahibine verilmiş olsa idi ödenecek miktar (kaçırılan fırsat) ile fesihten sonra kalan imalâtın aynı koşullarda makul süre içerisinde yapılacak ihalede başka bir yükleniciye verilmiş olması halinde (somut olayda fesihten sonra kalan imalâtlarla ilgili yapılan ihalenin aynı koşullarda ve makul süre içinde yapılıp yapılmadığı da değerlendirilerek) ödenecek miktarı tesbit edip bu iki miktar arasındaki istenebilecek menfi zarar miktarını tespit amacıyla dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti mahkememize ibraz etmiş olduğu, 24.02.2021 tarihli raporundan, öncelikle davalı-yüklenici tarafından fesih tarihinde tamamlanan imalat oranının %13,87, bu suretle henüz yapılmamış imalat oranının ise %86,13 , aynı ihalede davacıya en yakın teklif veren teklif sahibinin teklif bedelinin ise 28.650.000,00-TL olduğu nazara alındığında, henüz yapılmamış işlerden dolayı en yakın teklif verene 24.676.245,00-TL ödeme yapılacağı, fesihten sonra ikame ihale bedelinin 28.170.000,00-TL olduğu ve ikame ihalesinin makul süre içinde yapıldığı, böylelikle, davacının menfi zararının (28.170.000,00-TL – 24.676.245,00-TL = 3.493.755,00-TL) 3.493.755,00-TL olduğu, ikmal ihalesinin makul süre içinde yapıldığı, 07.06.2021 tarihli ek bilirkişi raporundan ise , fesih öncesi davalı tarafından yapılan imalatların pursantajları belirlenerek ikmal ihalesine çıkıldığı, ilave imalat öngörülmediği, bu nedenle ikinci ihalenin birinci ihale ile aynı koşullarda yapıldığı anlaşılmıştır. İbraz edilen rapor mahkememizce hukuka uygun ve hüküm kurmak için yeterli görülmüştür.
Her ne kadar, mahkememize ibraz edilen 27.11.2013 tarihli bilirkişi raporunda, menfi zarar miktarı 3.121.544,50-TL olarak belirtilmiş ise de, her iki bilirkişi raporunda işin tamamlanma oranının aynı olması (%13,87), ilk raporda hatalı değerlendirme ile yapılamayan iş oranına göre değil, davacı idare tarafından fiilen yapılan ödeme baz alınarak hesaplama yapılması karşısında mahkememizce raporlar arası çelişki görülmemiş ancak ilk ilamın davacı tarafından temyiz edilmediği, bu suretle ilk ilamdaki miktar (3.121.544,50-TL) yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak doğduğu, bu suretle ıslah edilen tutara itibar edilemeyeceği, nitekim HMK. 177/2 maddesi gereğince bozmaya uymakla ortaya çıkan hukuki durumun ıslah ile ortadan kaldırılamayacağı nazara alınarak, davacının asıl davada 3.121.544,50-TL üzerinden adi ortaklığı oluşturan davalılardan alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Ancak dava tarihinden önce davalı … … Ltd. Şti.’nin … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı ilamı ile iflasına karar verilmele, her bir davacı yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapmak gerekmiştir.
– Müflis … … Ltd. Şti. yönünden;
Davalı … … Ltd. Şti.’nin … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı ilamı ile iflasına, iflasın 30/09/2009 tarihinde açılmasına hükmedildiği, ilamın 06/04/2010 tarihinde kesinleştiği, davacının işbu dava konusu zarar için ana para + faiz olmak üzere toplamda 3.152.759,95-TL üzerinden müflis şirket iflas idaresine başvurduğu, iflas idaresinin 10/05/2012 tarih ve 115 sayılı kararı ile davacının alacak talebinin 4.sırada nizalı olarak reddettiği, İİK 196 maddesi gereğince davacının iflas tarihine kadar olan faiz alacağını iflas masasına kaydettirebileceği, ancak iflas tarihinden önce davacının davalıya temerrüte düşürmediği, nitekim bozma öncesi verilen kararda temerrüt gerçekleşmediğinden bahisle dava tarihinden itibaren faize hükmedildiği ve hükmün davacı tarafından temyiz edilmediği nazara alınarak, davacının 3.121.544,50-TL asıl alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne,
– Davalı … İnşaat … A.Ş. yönünden;
Adi ortaklığı oluşturan davalıların dava konusu miktardan müteselsilen sorumlu olduğu, dava tarihinden önce davalının temerrüte düşmediği nazara alınarak, 3.121.544,50.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz oranı ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
B)Birleşen dava yönünden;
Her ne kadar mahkememizce fesihte idarenin kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle kar mahrumiyetine ilişkin davanın reddine karar verilmiş ve ilam sadece davacı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay bozma ilamı ile birleşen dava yönünden temyiz itirazları reddedilmiş ise de, Yargıtay 15. HD’nin … karar sayılı ilamında, birleşen dava yönünden açıkça onama kararı verilmediğinden, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-88 esas-2018/979 karar sayılı ilamındaki gerekçe de nazara alınarak, birleşen dava yönünden yeniden davalı yararına doğan usulü müktesep hak gözetilerek hiçbir inceleme yapılmaksızın kanunen yeniden bozma öncesi karar doğrultusunda davanın reddine karar verilmek suretiyle aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Tahsilde tekerrüre yol açmamak koşulu ve dava tarihinden sonra işleyecek faiz dışında kalan asıl alacak yönünden müteselsilen sorumlu olmak üzere,
1-(a) Müflis … … Ltd. Şti. yönünden;
Davacı Türkiye Cumhuriyeti …’nın müflis … Mühendislik İnşaat Sanayi Dış Ticaret Limited Şirketi’nden olan 3.121.544,50-TL alacağının 4. sırada iflas masasına kayıt ve kabulüne;

(b) Davalı … İnşaat … A.Ş. yönünden;
-3.121.544,50.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz oranı ile birlikte davalı … İnşaat … A.Ş.’nden tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 213.232,70-TL harçtan peşin alınan 52.711,38-TL (46.354,95-TL peşin harç + 6.356,43-TL ıslah harcı toplamı) harcın mahsubu ile bakiye 160.521,32-TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına (davalı Müflis … … Ltd.Şti’nin sorumluluğunun 59,30-TL ile sınırlı olmak üzere),
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 119.840,45-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine (davalı Müflis … … Ltd.Şti’nin sorumluluğunun 4.080,00-TL ile sınırlı olmak üzere),
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 34.504,74-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine (davalı Müflis … … Ltd.Şti’nin vekalet ücreti alacağının 4.080,00-TL ile sınırlı olmak üzere),
5-Davacı tarafından yapılan toplam 13.577,65-TL (dava açılış masrafı, bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 12.131,14-TL yargılama gideri ile peşin olarak yatırılan 52.711,38-TL (46.354,95-TL peşin harç + 6.356,43-TL ıslah harcı toplamı) harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
1- Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 59,30-TL maktu harçtan, peşin alınan 222,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 163,45-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/07/2021

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza