Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/741 E. 2022/73 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/741 Esas – 2022/73

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/741 Esas
KARAR NO : 2022/73

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/12/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KR.YZL.TARİHİ : 03/03/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin, 4646 Sayılı Kanun gereği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan aldığı lisans kapsamında Ankara ilinde doğal gaz dağıtım faaliyetini yürüttüğünü, doğal gazın taşınması boru hattı aracılığıyla sağlanmakta olduğunu, dağıtım şebekesinin mülkiyeti Doğal Gaz Piyasası Kanunu ve ilgil yönetmelikler gereği müvekkili şirkete ait olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan kazı çalışmaları neticesinde müvekkili şirkete ait doğal gaz borularına hasar verildiğini, hasarın meydana geldiği adresler ve tarihler ile söz konusu hasar bedellerinin konu edildiği icra takip dosyalarının, Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas ayılı dosyası, Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası olduğu, davalı şirkete karşı icra takibine geçilmeden önce söz konusu haksız eylemlerle inşaat, bakım, onarım vb.ç alışma usul ve esaslarına uymayan, alt yapı uygulama mevzuatına aykırı davranan davalı şirkete neden olduğu hasarların tazmin edilmesi amacıyla fatura ve ekinde hasar tespit tutağı, hasarın tamiri için yapılan masraflar ile sebep olunan müvekkili şirket zararına ilişkin fatura ve ekleri iletildiğini, ancak davalı şirket tarafından müvekkili şirket zararı giderildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket, lehdarı olduğu genel faaliyet sigortasının söz konusu hasarlara ilişkin karşıladığı miktarlar yönünden sigorta kapsamında olan alacaklar için öncelikle sigorta şirketine başvurduğunu, sigorta muafiyeti kapsamında (%10) veya sigorta kapsamına girmeyen müvekkili şirket zararlarını oluşturan bedeller yönünden icra takipleri başlatıldığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava emiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından iddia edilen yerlerdeki kazı çalışmalarının müvekkili şirketin taşeronları tarafından yapıldığını, müvekkili şirketin taşeronlarla imzalamış olduğu sözleşme gereğince sorumluluğu söz konusu olmadığını, davacının lehdarı olduğu sigorta şirketleri tarafından da müvekkili şirkete dava açıldığını, Ankara … Müdürülüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu hasar ile ilgili olarak müvekkili şirketin hiç çalışması olmadığını, davacı tarafından 25/11/2018 tarihinde … adresinde meydana gelen kaza ile ilgili olarak müvekkili şirketin çalışması olduğundan bahisle takip başlatıldığını, ancak söz konusu olay yerinde ne müvekkilinin ne de taşeronlarının çalışması söz konusu olmadığından meydana gelen hasarla ilgili olarak müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, doğal gaz borusu BOTAŞ teknik emniyet ve çevre yönetmeliğine, … … Tesisat Yönetmeliğine aykırı döşendiği için olayın ve kazanın meydana gelmesinde tek ve %100 kusurlu, … … A.Ş.olduğunu, … borusu olması gereken yerden daha yukarıda yani zemine daha yakın bir yerde bulunduğundan, ilk döşeme hatalı yapıldığından bahisle … A.Ş.’nin kusurlu olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER KABUL, DEĞERLENDİRME : Dava, haksız fiil nedeniyle meydana geldiği iddia edilen zarar için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu edilen Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası dışındaki diğer tüm icra dosyalarına ilişkin davalar tefrik edilerek ayrı birer esasa kaydedilmiştir.
Dava açılmadan önce arabulucuya müracaat edilmiş olup işbu dava şartı yerine getirilmiştir.
Davanın dayanağı olan Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı … ….A.Ş.’nin toplam 435,73 TL alacak için icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalının süresi içerisinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilafın; “…ANKARA” isimli adreste 25/11/2018 tarihinde davalı tarafından kazı çalışması yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise yapılan çalışmalardan kaynaklı olarak davacıya ait … hatlarına zarar verilip verilmediği, verilmiş ise kusur oranı ve buna bağlı olarak zararın miktarı noktasında toplanmış olduğu tespit edilmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde, icra takibine konu hasarın meydana geldiği iddia edilen “…ANKARA” adlı adreste, 25/11/2018 tarihinde herhangi bir çalışmalarının olmadığını savunmuştur. Söz konusu mahalde, belirtilen tarihte davalı tarafça çalışma yapılıp yapılmadığının tespiti bakımından asıl işveren olan Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’na üç kez müzekkere yazılmış, mahkememize gönderilen 01/02/2021 tarihli, 23/03/2021 tarihli ve 21/09/02021 havale tarihli cevabi yazılarda; bahsi geçen adreste ve tarihte herhangi bir çalışma yaptırılmadığı bildirilmiştir. Davacı tarafın iddiasını ispat zımnında dosyaya sunduğu 25/11/2018 tarih, 10608927 numaralı hasar tespit tutanağı ve ekleri incelenmiş olup söz konusu tutanakta meydana gelen hasarın ne olduğuna dair açık herhangi bir bilgi yer almadığı, tutanağı kimin tanzim ettiğinin belirsiz olduğu, tutanakta sadece görevli personel olduğu ifade edilen bir kimseye atfen imza bulunduğu ve bu imzanın sahibinin kim olduğunun da tutanakta yer almadığı görülmüştür. Davacı, davalı şirket tarafından kendi varlıklarına hasar verildiğini iddia ettiğine ve davalı tarafça bu husus inkar edildiğine göre öncelikle hasarı ve bu hasarı meydana getirenin davalı olduğunu ispat etme yükümlülüğü altındadır. Davacının bu hususları ispat etme adına sunduğu tutanak ve ekleri herhangi bir ispat sağlamadığı gibi davalı şirketin inkarı gözetilerek Büyükşehir Belediye Başkanlığına yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan da davalı tarafın savunmasının doğru olduğuna kanaat getirilmiş ve davacının davasını ispat edemediği gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harçtan, tefrik edilen dosyalar için ödenen harçlar ayrıldıktan sonra peşin alınan 7,44 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 73,25 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00 TL olduğundan tefrik edilen dosyalar da gözetilerek ( tefrik edilen dosyalar ile birlikte bir bütün olarak arabulucuya başvurulmuştur ) işbu dosyaya isabet eden 264.00 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 435,73 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davanın değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2022