Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/736 E. 2022/494 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/736 Esas
KARAR NO : 2022/494

DAVA : Ticari Şirket Ortaklığından Çıkma
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket Ortaklığından Çıkma
davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Bilgisayar Otom. Yemek Tem. İnş. İmalat San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %50 paya sahip ortağı olduğunu, davalı hakkında … yevmiye sayılı işlemi ile onaylanan 2014/3 nolu kararı ile kısmi bölünme kararı alındığını, söz konusu kısmi bölünme kararı neticesinde şirketin 500.000,00-TL olan sermayesinin 100.000,00-TL’ye düşürüldüğünü, möz konusu kısmi bölünme neticesinde 200.000,00-TL sermaye karşılığı … Entegre Tesis Sosyal Hizmetler Tic. A.Ş., diğer 200.000,00-TL sermaye karşılığı ise … Entegre Tesis Sosyal Hizmetler Tic. A.Ş.’nin kurulduğunu, … Bilgisayar Otomasyon Yemek Temizlik İnş. İmalat San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin unvanının ….yevmiye nolu işlemi ile onaylanan 22.02.2016 tarih ve 2016/1 sayılı kararı ile … Otomotiv Taşımacılık San ve Tic Ltd Şti olarak değiştirildiğini, davalı şirketin kuruluşundan bir süre sonra şirketin diğer ortağı ve müdürlerinin şirket işleyişi ile ilgili müvekkiline herhangi bir bilgi vermemeye başladığını, müvekkilinin %50 paya sahip olmasına karşın fiilen şirketin dışında tutulduğunu, yine bu süreç içerisinde şirketin mali durumu ile ilgili bilgi almak istenmişse de şirket tarafından herhangi bir bilgi verilmediği gibi müvekkilinin şirket ortağı olan …’a da ulaşamadığını, bu durum üzerine ….yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek şirket iş ve işlemleri ile ilgili olarak bilgi verilmesi, kar paylarının ödenmesi, bölünme sonrası oluşan şirketler de dahil olmak üzere borçlandırıcı işlemlere muvafakat verilmediği hususunun ihtar edildiğini, ancak söz konusu ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini, şirkette %50 paya sahip olmasına karşın fiilen şirket iş ve işlemlerinin dışında tutulan müvekkiline genel kurul toplantılarına ilişkin çağrı da yapılmadığını ve müvekkilinin şirket adına alınan kararlara müdahil olmasının da engellendiğini, şirket ile ilgili hiçbir bilgiye ulaşamayan müvekkilinin şirket ortağı olması nedeni ile şahsen yapmış olduğu araştırmalarda genel kurul çağrılarının TTK’nun belirlediği zorunlu şekil şartlarına uygun olarak gerçekleştirilmediği, genel kurul çağrılarının Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmediği gibi kendisine iadeli taahhütlü posta da gönderilmediğini tespit ettiğini, yine şahsen yapmış olduğu araştırmalarda diğer ortak …’un temsile yetkili müdürlük süresinin dolmasından sonra şirkete ortak olmayan ve müvekkilinin tanımadığı şirket dışı üçüncü kişilerin müdür olarak atandıklarını tespit ettiğini, şirket ortakları dışında üçüncü bir kişinin müdür olarak görevlendirilmesi yetkisinin yalnızca Genel Kurul Kararı ile gerçekleştirilebileceğini, müvekkili tarafından yapılan araştırmada davalı şirketin basiretli bir şekilde yönetilmediği, şirketin oldukça yüklü vergi borçları ile SGK borçlarının bulunduğunu, yine özel hukuk ilişkisinden kaynaklı yüklü borç ve sorumluluklar altına girildiği ve şirketin şirket ana sözleşmesinde belirlenen faaliyet alanları ile ilgili faaliyetine devam etmediğinin tespit edildiğini, nitekim davalı şirketin SGK borçlarından kaynaklı olarak müvekkilinin şahsi sorumluluğuna gidildiğini, bu yönde SGK tarafından müvekkili hakkında ödeme emri düzenlendiğini ve müvekkilinin almakta olduğu maaştan kesinti yapıldığını beyan ederek; öncelikle TTK 636/3 maddesi uyarınca davalı şirketin haklı nedenle feshine, bu mümkün görülmez ise müvekkilinin haklı nedenle ortaklıktan çıkmasına ve esas sermaye payının gerçek değerinin tespiti ile şimdilik 100,00-TL’nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş,
Davacı vekili 03/06/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, mahkememizde görülen yargılamada Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Karar sayılı kararı ile davalı şirkete kayyım atanarak söz konusu kararın kesinleştiğini, her ne kadar taraflarınca dava dilekçesinin netice ve talep kısmında öncelikle TTK 636/3 maddesi uyarınca davalı şirketin haklı nedenle feshine, bu mümkün görülmez ise müvekkilinin haklı nedenle ortaklıktan çıkmasına ve esas sermaye payının gerçek değerinin tespiti ile şimdilik 100,00-TL’nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep edilmişse de yargılamanın geldiği aşama ve TTK m.636/3 uyarınca davalı şirketin haklı nedenle feshi taleplerinin yargılamayı sürüncemede bırakacak olduğu açıkça görülmekte olup bu sebeplerle şirketin haklı nedenle feshi talebimizden feragat ettiklerini, bununla birlikte dava dilekçelerinin netice ve talep kısmında her ne kadar şirketin esas sermaye payının gerçek değerinin tespiti ile şimdilik 100,00-TL’nin müvekkilinin ödenmesine karar verilmesi talep edilmişse de davalı şirketin hali hazırda borca batık olması ve şirketin borca batık olması sebebiyle söz konusu alacakların davalı şirketten tahsilinin mümkün olmaması nedeniyle söz konusu taleplerinden de feragat ettiklerini, işbu sebeplerle dava dilekçelerinin netice ve talep kısmında “1. Öncelikle TTK 636/3 maddesi uyarınca davalı şirketin haklı nedenle feshine, 2.Bu mümkün görülmez ise müvekkilin haklı nedenle ortaklıktan çıkmasına ve esas sermaye payının gerçek değerinin tespiti ile şimdilik 100,00-TL’nin müvekkile ödenmesine…” şeklindeki taleplerini “TTK 638/2 maddesi uyarınca müvekkilin haklı nedenle ortaklıktan çıkmasına” şeklinde ıslah ettiklerini beyanla; TTK 638/2 maddesi uyarınca müvekkilinin haklı nedenle ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalıya yasaya uygun tebligat yapılmasına karşın, davayı takip etmediği gibi, yazılı bildirimde de bulunmadığından HMK.nun 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, Davalı Şirketin Feshi, Ortaklıktan Çıkma ve Ortaklık Payının Ödenmesi davasıdır.
Davalı şirket müdürünün görev süresinin dolması nedeni ile davacıya, davalı şirkete temsil kayyımı atattırması için süre verildiği, verilen süre içerisinde davalı şirkete Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Karar sayılı kararı ile Av. …’ın davalı şirkete kayyım atandığı görülmüştür.
Davalı şirket kayyımı 09/06/2022 tarihli duruşmaya katılarak mevcut dava hakkında takdirin mahkemeye ait olduğu yönde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 03/06/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile davadaki talebini TTK 638/2 maddesi uyarınca müvekkilinin haklı nedenle ortaklıktan çıkma şeklinde ıslah ettiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından … yevmiye numaralı ihtarnamesinin dosyaya sunulduğu, söz konusu ihtarnamede keşideci …, muhatabın … olduğu, söz konusu ihtarname içeriğinde şirket işleri ile bilgi alma talebinde bulunulduğu, ihtarnamenin 23 Temmuz 2017’de …’a tebliğ edildiği görülmüştür.
…. Esas sayılı dosyasında davacı ve davalı şirket müdürü olan …’un sanık olarak yargılandığı, söz konusu duruşmada verilen ifade tutanaklarının dosyaya sunulduğu, yapılan incelemesinde … ifadesinde şirketle bir bağlantısının olmadığını, defter ve belgelerin ibraz yükümlülüğünün diğer ortak olan …’da olduğunun belirtildiği, … tarafından aynı mahkemenin söz konusu dosyasında 15/04/2021 tarihli verilen ifadede şirketin bölünmesinden sonra davacı …’ın şirketle bir alakasının kalmadığının belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; davacının davalı şirkette ortak konumunda bulunduğu, davalı şirketin davacı dışında … isimli bir ortağının bulunduğu, şirket müdürünün … olduğu ancak dava tarihi itibari ile müdürlük süresinin dolduğu, bu nedenden ötürü şirkete temsil kayyım atandığı, davacı tarafından haklı nedenle ortaklıktan çıkma talep edildiği, bu çerçevede yapılan incelemede davacı tarafından davalı şirket müdürü olan …’a …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin çekildiği ve şirket hakkında bilgi talebinde bulunulduğu, söz konusu ihtarnameye cevap verilmediği, daha sonra Ankara …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı ve davalı şirket müdürü …’un şirket defter ve belgelerinin ibraz edilmemesi nedeni ile yargılandığı, yargılama sürecinde davacı tarafından mahkememizde belirtilen hususların ceza mahkemesinde de tekrarlandığı, davalı şirket müdür olan …’un ise davacı …’ın davalı şirket ile herhangi bir bağlantısının olmadığını açıkça beyan ettiği görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin iyi bir şekilde yönetilmeyerek Ankara …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacının sanık olarak yargılanmasına sebebiyet verilmesi, davacı dışındaki diğer ortağın ceza mahkemesinde verdiği ifadede davacının şirket bölünmesinden sonra davalı şirket ile herhangi bir bağlantısı kalmadığını açıkça beyan etmesi ve yine davacı tarafından davalı şirket yetkilisine çekilen ihtarnameye olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmemesi hususları göz önüne alındığında mahkememizde davacı açısından haklı nedenlerle şirketten çıkma hakkının doğduğu yönünde kanaatin oluştuğu, bu nedenle TTK nın 638/2 maddesi gereğince davacının davalı şirketten çıkmasına izin verilmesine karar vermek gerektiği yine davacı tarafından dosyaya sunulan ıslah ile dava dilekçesindeki talepleri daraltıldığından, daraltılan fesih ve çıkma payı alacağı yönündeki taleplerin ise reddine yine reddedilen kısımların ıslah dilekçesi göz önüne alındığında fer’i nitelikte talepler olması nedeni ile yargılama giderlerinin tamamından davalı tarafı sorumlu tutmak gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kısmen KABULÜ ile; davacı … (T.C.No:…) ‘in Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün ….sicil numarasında kayıtlı davalı … Otomotiv Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. nin ortaklığından TTK 638/2 gereği çıkmasına izin verilmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 188,20-TL (dava açılış, tebligat ve posta gideri olmak üzere) yargılama gideri ile davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 44,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/06/2022

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza