Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/580 Esas
KARAR NO : 2021/423
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
GR.KR.YZM.TARİHİ : 13/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında “IDR – IBS, TS ve VSAT Sistemler İletişim ve Data Aktarım Amaçlı Uydu Kapasite Tahsisi Sözleşmesi” akdedildiğini, akdedilen sözleşmenin 8.2.maddesi uyarınca USD cinsi tanzim edilen faturaların ödeme tarihindeki kur üzerinden ödenmesi gerekirken davalının hukuka ve sözleşmeye aykırı olarak 683 Sayılı KHK’nın 6.maddesi kapsamında ödeme tarihindeki kur üzerinden değil düşük kur göstererek ödeme yaptığını, 2017/683 sayılı KHK kapsamında davalının sözleşmeyi değişiklik talebi olmadığı gibi müvekkili şirketinde sözleşme değişiklik talebinin kabul beyanı olmadığını, bu suretle düşük kur üzerinden ödeme yapılmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, yapılan eksik ödeme sebebi ile müvekkilinin 67.864,47-USD asıl alacak, 3.052,80-USD gecikme bedeli (işlemiş faiz) olmak üzere toplamda davalıdan 70.917,27-USD alacaklı olduğunu beyan ederek 67.864,47-USD asıl alacak, 3.052,80-USD gecikme bedeli (işlemiş faiz) olmak üzere toplamda 70.917,27-USD’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek TCMB kanuni faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş:
Davacı vekilinin mahkememize ibraz etmiş olduğu 26/11/2020 havale tarihli açıklama dilekçesinde, davalıdan müvekkili şirketin 67.864,47 USD alacaklı olduğu, bu alacağın 10.650,17 USD lik kısmına icra takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında işlemiş faiz hesabı ile müvekkili şirketin 1.176,48 USD, yine bakiye 57.214,30 USD lik asıl alacak kısmına ise takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında işlemiş faiz hesabı ile müvekkili şirketin 1.876,32 USD işlemiş faiz alacağının bulunduğunu, böylelikle müvekkilinin faiz alacağı tolamının 3.052,79 USD ulaştığını ifade etmiş;
Müteakiben davacı vekili 12/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı şirketten dava konusu yapılmayan ve ödenen asıl alacağın geç ödenmesi nedeniyle ayrıca 20.655,56 USD faiz alacağı talep ettiğini beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket aleyhine davalı tarafından Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile girişilen icra takibinin müvekkili şirketin itirazı üzerine durduğunu, müteakiben davacının eldeki alacak davasını açtığını, davacının itirazın iptali davasına ilişkin olarak arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu, ancak müteakiben işbu alacak davasını açtığında açılan alacak davası için zorunlu arabuluculuğa başvurusunun bulunmadığını, davacı şirketin yönetim yapısı ve hizmet şekli itibari ile devlete ait bir şirket olduğunu, bu nedenle KHK kapsamında olan davacı şirketin merkez bankası döviz kuru üzerinden yapmış olduğu ödemenin müvekkili şirket yönünden sözleşmenin ihlali anlamına gelmediğini, yine ülke genelinde meydana gelen ekonomik sıkıntılar ve beklenmedik değişen döviz kurları nedeni ile davacı şirket ile akdedilen sözleşmenin 16.maddesi kapsamında mücbir sebep doğduğunu ve artan döviz kurları nedeniyle artan maliyet sonucu müvekkili şirketin madur olduğunu, yaşanan gelişmelerin sözleşme hükmü gereğince mücbir sebep olduğunu, müvekkili şirketin KHK ya dayanarak yapmış olduğu ödemelerin hukuken doğru ve eksiksiz olduğunu, icra takibi ile istenen faiz oranlarının hatalı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, alacak istemine ilişkindir.
Eldeki davada taraflar arasında IDR – IBS, TS ve VSAT Sistemler İletişim ve Data Aktarım Amaçlı Uydu Kapasite Tahsisi Sözleşmesi” akdedildiği, sözleşmenin 8.2. Maddesinde faturaların kullanım yapıldığı ayın son iş günü Amerikan Doları cinsinden düzenleneceği, fatura beledinin ABD doları cinsinden fatura tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ödeneceği, geç ödemeler nedeniyle geç ödeme yapıldığı her gün için kanuni faiz oranı uygulanarak gecikme cezasının hesaplanacağının düzenlendiği, davalının 31/01/2017 tarih ve TEF2017000000192 numaralı 129.949,47 USD bedelli son ödeme tarihi 02/03/2017 olan fatura için 28/02/2017 tarihinde 428.833,26 TL ödeme yaptığı, yine 12/12/2017 tarih ve TFE 2017000000130 numaralı fatura ile birlikte 30/06/2017 ve 12/12/2017 tarihlerini kapsayan toplam 715.150,80 USD tutarındaki son ödeme tarihi 11/01/2018 olan 6 adet faturanın 21/12/2017 tarihinde 2.527.199,90-TL olarak ödendiği noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmayıp, somut olayda taraflar arasındaki ihtilafın, akdedilen sözleşme uyarınca ödenmesi gereken fatura bedelleri yönünden 2017/683 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 6.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı, döviz kurlarında faiz artışı olup olmadığı ve bu suretle sözleşmenin 16. maddesi uyarınca anılı fatura dönemi için mücbir sebebin gerçekleşip gerçekleşmediği, var ise dava tarihi itibari ile davacının dava konusu faturalara istinaden eksik ödemeden kaynaklanan asıl alacak ile işlemiş faiz miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Öncelikle 23/01/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2017/683 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 6. maddesinde açıkça “… Borçlunun talebi üzerine 02/01/2017 tarihinde T.C. Merkez Bankası tarafından açıklanan döviz satış kurundan, 31/12/2017 tarihine kadar Türk Lirası olarak tahsil edebilirler.” şeklindeki ibare ile yabancı para cinsinden olan borçların ancak alacaklınında ( somut olayda davacının) iradesi ile Türk Lirası cinsinden ödenebileceğinin düzenlendiği, somut olayda davalının TL cinsinden ödeme isteminin davacı tarafından kabul ettiğine dair davalı tarafından delil ibraz edilmediği, nitekim davalı vekili tarafından mahkememize ibraz edilen 16/02/2017 tarihli kur sabitlemesi hakkındaki davacı şirket yazısının davalıdan farklı bir tüzel kişiliğe haiz … A.Ş.’ne hitaben yazıldığı, davalı şirket yönünden kurun sabitlendiğine ilişkin açık bir davacı iradesinin varlığının subuta ermediği, bu suretle taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalının anılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 6. maddesine istinaden TL cinsinden ödeme yapamayacağı, sözleşmenin 8.2 maddesi uyarınca fatura bedelinin USD cinsinden ödenmesi gerektiği, yine tacir olan davalının sözleşmenin 8 maddesi ile açıkça yabancı para ödemeyi kabul etmesi ve kur artış miktarı gözetildiğinde sözleşmenin 16. Maddesi kapsamında mücbir sebebin varlığından bahsedilemeyeceği, açılan davanın alacak davası olması sebebi ile davacının takip sebebi ile bağlı kaldığının kabul edilemeyeceği, itirazın iptali davalarının da temelinde alacak istemi bulunduğu, bu suretle itirazın iptali davası için düzenlenen arabuluculuk tutanağının iş bu dava için, dava şartı arabuluculuk yönünden yeterli olduğu kabul edilerek, mahkememizce davalı vekilinin anılı savunmalarına itibar edilmemiştir.
Bu kabulden hareket ile, davalı şirket ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen 08/03/2021 tarihli bilirkişi raporu ile davacı şirket ticari defterleri incelenmesi neticesinde tanzim edilen 11/06/2021 tarihli bilirkişi raporu çerçevesinde yapılan değerlendirmede; davalının 31/01/2017 tarih ve TEF2017000000192 numaralı 129.949,47 USD bedelli son ödeme tarihi 02/03/2017 olan fatura için 28/02/2017 tarihinde 428.833,26 TL ödeme yaptığı, yapılan ödemenin ödeme tarihindeki USD cinsinden karşılığının 119.299,30 USD olup bu suretle 31/01/2017 tarihli fatura için davalının 10.650,17 USD eksik ödemesinin bulunduğu, yine 12/12/2017 tarih ve TFE 2017000000130 numaralı fatura ile birlikte 30/06/2017 ve 12/12/2017 tarihlerini kapsayan toplam 715.150,80 USD tutarında son ödeme tarihi 11/01/2018 olan faturaların 21/12/2017 tarihinde 2.527.199,90-TL olarak ödendiği, ödeme tarihindeki USD cinsinden karşılığının 657.936,50 USD olup, anılı faturalar yönünden davalının 57.214,30 USD eksik ödemesinin bulunduğu, netice olarak tüm faturalar yönünden davalının eksik ödemesinin 67.864,47 USD olduğu, nitekim yasal delil niteliğine haiz davalı ticari şirket defterlerine göre davalının davacıya 67.864,47 USD olduğunun kayıtlı olduğu, böylelikle bilirkişi marifetiyle hesaplanan ödenmeyen asıl alacak miktarını bizzat davalı şirket ticari defterinin teyit ettiği, davacı vekilinin açıklama dilekçesinde açıkça icra takip tarihi olan 24/05/2018 tarihinden itibaren faiz isteminde bulunduğunu beyan ettiği, sözleşmenin 8.2 maddesinde yer alan kanuni faiz teriminden borcun USD cinsinden olması sebebi ile 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıllık mevduata uyguladıkları USD faiz oranının anlaşılması gerektiği, bu kabulden hareketle ibraz edilen 11/06/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre 3095 sayılı yasa kapsamında davacının dava tarihi itibari eksik ödeme nedeni ile talep edebileceği faiz alacağının 948,24 USD olduğu saptanmıştır.
Böylelikle, ibraz edilen bilirkişi raporu çerçevesinde dava tarihi itibari ile davacının davalıdan 67.864,47 USD asıl alacak, 948,24 USD işlemiş faiz üzerinden alacaklı olduğu, her ne kadar ıslah dilekçesi ile davacı şirket ödenen asıl alacağın geç ödenmesi sebebi ile davalıdan 20.655,56 USD talep etmiş ise de, TBK 131/2. maddesi gereğince ancak evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulması (ihtirazi kayıt) veya saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmayacağı, somut olayda asıl alacağı tahsil eden davacının faiz alacağına saklı tuttuğuna ilişkin ihtirazi kaydın varlığını ispat edemediği, yine ıslah tarihine kadar ödenen asıl alacak için faiz alacağı talep etmeyen, yapılan kısmi ödemeyi TBK 100 maddesi rağmen faiz alacağından değil asıl alacaktan mahsup eden davacı yönünden durum ve koşullar itibari ile faiz alacağını saklı tuttuğundan bahsedilemeyeceği gözetilerek, ıslah edilen miktar ve dava konusu fazlaya ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
67.864,47 USD asıl alacağın, 948,24 USD işlemiş faizin ve asıl alacağa dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıllık mevduata uyguladıkları USD faiz oranının uygulanmak sureti işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 27.785,22-TL olduğundan, peşin alınan 10.047,64-TL (7.154,64-TL peşin harç + 2.893,00-TL ıslah harcı toplamı) harcın mahsubu ile bakiye 17.737,58-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 36.922,64-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 16.730,83-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.891,80-TL (dava açılış masrafı, posta gideri, talimat ve bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 1.421,60-TL yargılama gideri ile davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 10.047,64-TL (7.154,64-TL peşin harç + 2.893,00-TL ıslah harcı toplamı)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/07/2021
Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza