Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/499 E. 2022/313 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/499 Esas – 2022/313
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/499 Esas
KARAR NO : 2022/313

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 25/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
İDDİA : Davacılar vekilleri dava dilekçesi ile özetle; … … A.Ş. (eski unvanı … … Ltd. Şti.)’nin … …, … … ve … … … ortaklığında varlığını sürdürürken 10/11/2010 tarihli “… Hisse Devir ve Satış Vaadi Ana Sözleşmesi” ile şirketin bir kısım hisselerinin … Enerji A.Ş. ve … … …’a devredildiğini, söz konusu Hisse Devir ve Satış Vaadi Ana Sözleşmesinde tarafların “… Regülatörü ve HES” ile … Regülatörü ve HES üretim lisansları kapsamında üretim ve elektrik piyasasında faaliyet göstermek konusunda mutabık olduklarını, … Regülatörü ve HES Projesinin Doğu Karadeniz Bölgesinin ve ülkemizin gelişen ekonomisi ve artan nüfusuna cevap verecek elektrik enerjisi ihtiyacının bir kısmını karşılamak amacıyla inşaatının tamamlandığını ve işletmeye alındığını, santralin halen elektrik üretimine devam ettiğini ve davacının satıştan gelir elde ettiğini, davaya konu lisansın ise … Regülatörü ve HES projesi olduğunu, lisans alındıktan sonra projenin inşaat öncesi ve devamındaki işlerinin sevk ve idaresine davalıların talebi ile kendileri tarafından (… Enerji A.Ş. ve … … …) 2013 yılında başlanıldığını, 12/12/2014 tarihli Şirket Genel kurulunun 11. maddesi ile alınan kararlar kapsamında EPDK tarafından verilen inşaat öncesi işlerin tamamlanmasına ilişkin sürede davalıların bir kısım proje, yapımı, harita, plan vs. konularda 3.kişilerle bir takım sözleşmeler yaptığını, ilgili yerlere idari başvurularda bulunduğunu, davacı şirket ortaklarının bu faaliyetlerden ve yapılan işlemlerden ancak yapılacak ödemeler aşamasında haberdar olduklarını ve bazı fuzuli ve fahiş harcamalara itirazlarını bildirdiklerini ancak şirketin zarar görmemesi açısından bu harcamalar için gerekli banka talimatlarını da imzalamak zorunda kaldıklarını, 2014 ve 2015 yılı faaliyetlerinin görüşüldüğü 25/05/2016 tarihli genel kurul toplantısında proje ile ilgili ilerleme raporunun ibraz edilmemesi ve bütçenin çok üzerinde harcama yapılması nedeniyle … Enerji … A.Ş. temsilcisi … ve … … …’ın ibra edilmemesine oy birliği ile karar verildiğini, davalılar tarafından 26/07/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin … … ile … …’a gönderildiğini, ihtarnamede proje fizibilitesinin olumsuz yönde değiştiğini ve proje yatırımının cazibesini yitirdiğini, … Enerji’nin bu şartlar altında projeyi devam ettirmesinin ciddi riskler oluşturduğunu ve lisansın sonlandırılması gerektiğini, muhataplar projenin iadesi konusunda hemfikir değilse … Enerji’nin %50 hissesini EPDK’ya sunulan teminat mektubunun muhataplar tarafından karşılanması şartıyla bila bedel devredeceğinin ifade edildiğini, davalıların söz konusu ihtarnameyi yasada gösterilen 2 aylık sürenin son gününde yapmalarının iyi niyetli olmadığını, davacılar tarafından ….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 26/07/20107 tarihli ihtara cevap verildiğini, ihtarnamede davalılar tarafından lisans iptaline ilişkin verilen kararın şirketi ve %50 A grubu hissedar olarak davacıları zarara uğratacağının ifade edildiğini, ayrıca karar gerekçesinde ileri sürülen sebeplerin dayanağının olmadığının belirtildiğini, bu gelişmenin üzerine 08/08/2018 tarihli genel kurul toplantısının 11. Maddesinde konunun tartışıldığını ve lisansın iadesine karar verilmesinde ortaklara düşünme imkanı tanınmadığını, baskı ile iade yazısına imza atmak zorunda bırakıldıkları için ilgililer hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, Açısı Regülatörü ve HES projesine ait lisans iade edilmemiş olsaydı müvekkili şirketin bu projenin tamamlanması ile işletmeye alacağı HES’den elektrik üretecek ve bunun satışından gelir elde edeceğini, davalıların haklı bir gerekçe olmadan lisansı iade etmelerinin şirketin elde etmesi muhtemel değil kesin olan gelirden mahrum kalmasına neden olduğunu, bu sebeple … Elektrik A.Ş. için müspet zararın tespitinin yapılarak belirlenen bu zararın davalılardan tahsilinin gerektiğini, diğer davacılar bakımından ise; … Enerji A.Ş. ve … … … arasında akdedilen 10/12/2010 tarihli … Hisse Devir ve Satış Vaadi Ana Sözleşmesi’nin akdedildiğini, işbu sözleşmede tarafların projenin işletmeye alındığı tarihe kadar hiçbir şekilde projelerden vazgeçmeyeceklerinin kararlaştırıldığını, bu yükümlülüğün şirket ana sözleşmesine işlendiğini, bu sözleşme ile taraflar arasında bir adi ortaklığın kurulduğunu, tüm bu nedenlerle davalıların kusurlu işlem ve eylemleri ile davacıların maddi ve manevi zarar, iade edilen lisansın değeri, söz konusu lisans iade edilmemiş olsaydı projenin hayata geçirilmesi sonucu elde edecekleri ve dolayısıyla mahrum kaldıkları kar, lisans ile ilgili yapılan masraflar, davacı hissedarların projenin öz kaynağını temin için kullandığı kredilerin maliyeti, projenin yürütümü sırasında yapılan bu masrafların fahiş ve fuzuli olması nedeniyle uğradıkları zararın tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili için bu davanın açılmasının zorunlu olduğunu beyan ederek; davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesine, meydana gelen zarar nedeniyle davalıların davacılara karşı sorumlu oldukları miktarın tespiti ile ileride harcı tamamlanmak suretiyle zararın meydana geldiği ve temerrüt tarihi olan 27/07/2017’den itibaren hesaplanacak bankalarca USD’ye uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirketin zararının şirkete, diğer davacıların zararının kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişler,
Davacı … Enerji A.Ş. vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu açıklama dilekçesi ile, davalıların kusurlu işlem ve eylemleri ile EPDK’ya iade edilen … HES Projesine ait lisans iade edilmemiş olsa idi projenin hayata geçirilmesi sonucu lisans değeri elde edilecek gelir ve dolayısıyla mahrum kalınan kar için 13.000 USD., davalıların … HES Projesi lisans ile ilgili yapılan fahiş ve fuzuli masraflardan dolayı 3.000 USD’nin temerrüt tarihi olan 27/07/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak USD’ye uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş,
Davacı … …, … … ve … … … vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu 06/02/2020 tarihli açıklama dilekçesi ile, müvekkilleri ile davalılar arasında imzalanan 10/11/2010 tarihli “… Hisse Devir ve Satış Vaadi Sözleşmesi”nin davalıların kusurlu işlem ve eylemleri sonucu … lisansının iade edilmesi şeklinde ihlal edilmesi nedeni ile müvekkillerinin hisseleri değerinde ve bu nedenle mal varlığında meydana gelen zarar için her bir müvekkili yönünden ayrı ayrı 2.000 USD’nin temerrüt tarihi olan 27/07/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak USD’ye uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı … … … vekili 31/10/2019 tarihli cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili aleyhine açılan işbu davada hukuki yarar bulunmadığını, davacıların zararlara ilişkin taleplerinin haksız olduğunu ve kabul anlamına gelmemek üzere zamanaşımına uğradığını, … … A.Ş.’nin bu davada davacı sıfatıyla yer alabilmesinin olanaklı olmadığını, çünkü … şirketinin dava açabilmesi için alınmış bir yönetim kurulu kararının bulunmadığını, dava dilekçesinde tarafların, dava konusunun ve hukuki sebebin ayrı olduğu iki ayrı talebin bulunduğunu, aynı yargılama içinde birden fazla davanın yürütülmesi için gerekli olan zorunlu unsurların taraf, dava konusu ve dava sebebi olduğunu, bu zorunlu unsurların sadece birinin varlığı dahi yeterliyken işbu davada bu zorunlu unsurların hiçbirinde ortaklık bulunmadığını, bu taleplerden birinin “… Hisse Devir Ve Satış Vaadi Ana Sözleşmesi”ne, biri de yönetim kurulu üyelerine açılan sorumluluk davasına ilişkin olduğunu ve aynı dilekçede dile getirilmesinin usule aykırı olduğunu, her iki davanın taraflarının da farklı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacıların şirketin uğradığı zararı bilmemesinin olanaklı olmadığını, kaldı ki yönetim kurulu üyesi olan davacıların şirketin yaptığı her işlemin imza ve onay sürecinden geçmesi nedeniyle her tür işleme vakıf olduklarını, her işlem hakkında bilgi sahibi olan davacıların alacağın belirsiz olduğunu iddia etmelerinin iyi niyetli olmadığı ve usule aykırı olduğunu, davacıların taleplerini “somutlaştırma yükümlülüğünü” yerine getirmediklerini, dava dilekçesinde -kabul etmemekle birlikte- davalıların hangi eylemlerinin hangi zarara ve ne kadar zarara yol açtığını, bu eylemlerde davalıların bir kusurunun olup olmadığının açıklanmadığını, zira yönetim kurulu üyelerine açılan sorumluluk davasında esas olan kusur sorumluluğudur ve ispat külfetinin davacılar üzerinde olduğunu, davacıların 22.000,00 USD’den ne kadarının şirket zararı, ne kadarının ortakların zararı olduğunu açıklamaları gerektiğini, ayrıca hangi zarar kalemlerinin davalıların hangisinden talep edildiğinin açık ve belirli olmadığını, zira davacı pay sahiplerinin kendilerine tazminat ödenmesi talebinde bulunmalarının mümkün olmadığını, manevi tazminat isteminin, manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ve manevi zararın HMK’nın 107.maddesine göre dava yoluyla tespitinin de istenemeyeceğini, üstelik söze konu tazminat talebinin ıslahının da mümkün olamayacağına göre, öncelikle davanın bu yönlerden reddi gerektiğini düşündüklerini, özen yükümlülüğünün tarafların tamamına yüklenmiş bir yükümlülük olduğunu, dava dilekçesinde davalıların proje yapımı, harita, plan vs. konularda 3. kişilerle sözleşmeler yaptığını, davacıların bu faaliyetlerden ve yapılan işlerden ancak yapılacak ödemeler aşamasında haberdar olduğunu ve bazı fuzuli ve fahiş harcamaların yapıldığı iddia ettiğini, bu iddialarla birlikte davacıların yapılan işleri ve harcamaları hep bildiklerini itiraf ettiklerini, yapılan sözleşmelerin, bankaya verilen talimatların, ödemelerin ve her tür işlemin yalnızca müvekkili iradesiyle yapılabilecek nitelikte olmadığını, zira ana sözleşmede A grubu hissedar üyelerinden 1 (… …, … …), B grubu hissedar üyelerinden 1 kişi olmak üzere 2 kişinin şirketi, müşterek imzalarıyla temsil ve ilzama yetkili kılındığını, bu sebeple proje yürütümü için yapılan işlemlerde davacıların da imza ve onaylarının olduğunu, 25/05/2016 tarihinde 2014 ve 2015 yılları için yapılan genel kurulda yönetim kurulunun ibra edilmediğini, buna rağmen bilanço ve kar-zarar hesaplarının tasdik (kabul) edildiğini, bu tasdikin (kabul) edilme kararı harcama anlamında yönetim kurulunun ibrası anlamına geldiğini, genel kurulda ibra edilen hususların davaya konu edilemeyeceğini, bu genel kurul ve sonrasındaki genel kurullarda yönetim kurulunun herhangi bir gerekçe gösterilmeden sadece Yıldırımlar grubunun bir hissedarının oyları ile ibra edilmediğini ve gerekçesiz her işlem gibi iyiniyetten uzak, hatta kötüniyetli bir işlem olduğunu, yönetim kurulunun tamamının ibra edilmemesine rağmen, bu ibra edilmeme kararının sadece müvekkili ve davalı … şirketi aleyhine kullanılmasının düşülemeyeceğini ve bu yaklaşımın da aynı kötüniyetin devamı olduğunu, bu nedenlerle 2014 ve 2015 yılları için 25/05/2016 tarihinde, 2016 yılı için 24/10/2017 tarihinde, 2017 yılı için 08/08/2018 tarihinde, 2018 yılı için 10/09/2019 tarihinde yapılan genel kurullardaki ibra edilmeme kararlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, dava dilekçesine hakim davacı taraf mantığının büyük bir çelişki üzerine kurulu olduğunu, şirket bir zarar görmüşse yönetim kurulu üyelerinin tamamı (davacı yönetim kurulu üyeleri de dahil) tedbirli yönetici gibi davranmadıkları için zarar gördüğünü, bu durumda, tedbirli yönetici gibi davranmayan iki yönetim kurulu üyesinin zararın tazmininin dışında tutulamayacağını, davacıların iki proje geliştirdiklerini, sonra da bu projelerin %50’sini davalı … şirketine sattıklarını, bu projelerden … projesinin gerçekleştirildiğini ve bu projeden gelir elde edilmeye başlandığını, … projesinin müvekkili ve diğer davalı şirketin tek başına üstlendikleri gerçek dışı bir iddia olduğunu, müvekkilinin projeyi hiçbir şekilde üstlenmediğini, müvekkili ve davalı … A.Ş.’nin davacı A grubu hissedarlarının sorumluluklarını yerine getirmemesi sebebiyle proje ile ilgili gerekli kaynağın sağlanmasını ve projenin lisans iptal tehlikesinden kurtulması için gerekli yönetimsel faaliyetleri gerçekleştirmeyi üstlenmek zorunda kaldığını, müvekkili ve davalı … şirketinin hem maddi hem de manevi kaynakları kullanarak proje için Mayıs 2015’te 3 yıl süre uzatımı almayı ve proje kotlarını 250 m daha aşağıya kaydırıp Ekinciler Deresinin de suyunu kazanmayı başardıklarını, ancak bu iyileşmenin dahi projeyi kurtarmaya yetmeyeceğini, tarafların anlaştığı üzere projenin süre uzatımı alması ile birlikte sona erdiğini, bu sona ermeden itibaren projeyle ilgili her tür işlemin müştereken yönetim kurulu tarafından yapıldığını, dolayısıyla 27 Temmuz 2017 tarihindeki EPDK’ya lisans iadesine kadar olan süreci tarafların birlikte yönettiğini, davacıların iddialarının tam aksine müvekkilinin davacıların bu projelerin müteahhitliğini tek başına üstlenme isteklerine karşı çıktığını, projenin profesyonel ve uzman yüklenici firma tarafından sonuçlandırılmasını istediğini, davacıların yapmaktan imtina ettiği şeyleri müvekkili ve diğer davalı şirketin iyiniyetle ve tedbirli bir yönetici sıfatıyla zamanında ve uygun bir şekilde yerine getirmiş olmalarının projeyi üstlenmek olarak değerlendirilemeyeceğini, davacıların 3 müteahhidin işlerine son vermesini ve kendilerinin müteahhitliğe soyunmasını uygun bulmadığı için 17.12.2012 ve 28.01.2016 tarihlerinde şirketin yönetilmesinde etkili olamadığı gerekçesiyle istifa ettiklerini, davacıların davacı şirketin sahip olduğu lisansın EPDK’ya iade edilmesi veya iade etmek istemedikleri takdirde EPDK’ya davalı … şirketi tarafından verilen teminatların karşılanması kaydıyla hisselerini bedelsiz olarak davacı pay sahiplerine devredilebileceğine ilişkin öneri niteliğindeki ihtarnamenin (…. yevmiye numaralı ihtarname) 24 saatten daha az süre kala kendilerine gönderilmesinin iyiniyetten uzak ve basiretsiz olduğunu iddia ettiklerini, bu iddianın haksız ve iyiniyetli olmadığını, kendilerinin bu öneriyi imzaları ile desteklemeselerdi hiçbir değişikliğin olmayacağını, davacıların bu projenin karlı bir proje olmadığını, bitiremeyeceklerini anladıklarını ve aylardır görüşülen lisansın iptali konusunu kullanarak, hem bu zarardan kurtulmayı hem de bu durumu kullanarak müvekkilinden ve diğer davalıdan tazminat almayı planladıklarını, davacı gerçek kişilerin proje için finansman bulma görevini aldıklarını, 03/07/2017 tarihinde yapılan toplantıda alınan kararlara ilişkin notların davacılara gönderildiğini ve notlarda açıkça görüleceği gibi projenin yapılmasına devam edilebilmesi için 27/07/2017 (Lisan iadesi için son başvuru tarihi) tarihine kadar davacılar tarafından kesinleşmiş bir finansman sağlanması aksi halde projenin sonlandırılacağı konusunda anlaşmaya varıldığını, sonuç olarak taraflar arasında defalarca projenin fizibilitesinin olumsuz yönde değiştiği ve projenin yatırım cazibesini yitirdiği konularında görüşmeler yapıldığını ve lisansın sonlandırılması için son başvuru tarihi olan 27/07/2017 tarihine kadar kararlaştırılan hususların yerine getirilmesinin beklendiğini, davacılar tarafından kararlaştırılan hususların yerine getirilmemesi üzerine bahsi geçen (…. yevmiye numaralı) ihtarnamenin gönderildiğini, müvekkilinin söz konusu ihtarnameyi davalı … şirketinin temsilcisi sıfatıyla imzaladığını, ayrıca ihtarnamenin gönderildiği tarihten önce müvekkilinin hissesini devrettiğini, 01/11/2016 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında da hisse devrini ortaklar pay defterine kaydedilmesine karar verildiğini, müvekkilinin ne söz konusu ihtarnameyi gönderen asıl kişi, ne de davacı şirket pay sahibi olduğunu, bu ihtarname sebebiyle müvekkiline herhangi bir sorumluluk yüklenebilmesinin mümkün olmadığını, davacıların “Taraflar projelerin işletmeye alındığı tarihe kadar hiçbir şekilde söz konusu projelerden vazgeçmeyeceklerdir.” hükmüne dayanarak müvekkilini sorumlu tuttuklarını, ancak söz konusu hükmün ticari hayatın gereklerine aykırı olduğunu, herhangi bir yönetim kurulu üyesinin şirketin menfaatine hareket etmekle yükümlü olduğunu, davacılar projeyi iade etmek hususunda hemfikir değillerse, davalı … şirketinin hisselerini teminat mektuplarının karşılanması şartıyla bilabedel devredebileceğini bildirdiğini, davalı … şirketinin davacılara böyle bir teklifte bulunarak iyiniyetle hareket ettiğini, davacıların lisansı iade etmeye zorlanmadığını, şirketin lehine olduğu düşünülen bir teklifte bulunulduğunu, davacıların ise devir teklifini reddetmekle kalmayarak lisansın sonlandırılması için onay verdiklerini, talep edilen faiz oranı ve türünün hukuka aykırı olduğunu, faizi ve faiz oranını kabul etmediklerini beyan ederek; davanın öncelikle usulden reddine, mahkememiz aksi kanaatte ise haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili 04/11/2019 tarihli cevap dilekçesi ile özetle; davacıların somut davada iddialarını somutlaştırmadıklarını, dava dilekçesinde kabul etmemekle birlikte davalıların hangi eylemlerinin hangi zarara ve ne kadar zarara yol açtığının açıklanmadığını, davacıların 22.000 dolardan ne kadarının şirket zararı ne kadarının ortakların zararı olduğunu açıklamalarının zorunlu olduğunu, ayrıca hangi zarar kalemlerinin davalıların hangisinden talep edildiğinin açık olmadığını, davacıların manevi tazminatta talep ettiklerini, ancak bu istemlerini de somutlaştırmadıklarını, neden ve ne kadar manevi tazminat istediklerini belirtmediklerini, manevi tazminatın dava yoluyla tespitinin istenemeyeceğini ve söz konusu bu tazminatın ıslahının da mümkün olmayacağından davanın bu yönlerden reddinin gerektiğini, davacıların mantığı ile hukuk sisteminin mantığının çatışma halinde olduğunu, dava dilekçesini kabul etmemekle birlikte davalıların hangi eylemlerinin hangi zarara ve ne kadar zarara yol açtığını, bu eylemlerde müvekkili şirketin bir kusurunun olup olmadığını açıklamadığını, zira yönetim kurulu üyelerine açılan sorumluluk davasında esas olanın kusur sorumluluğu olduğunu, ispat külfetinin davacılar üzerinde olduğunu, … şirketinin yönetim kurulu ile 03/07/2017 tarihli toplantının yapıldığını ve bu toplantı notlarının e-mail ile davacılara da gönderildiğini, bu gönderiye davacıların bilinen hiçbir itirazının da olmadığını, 03/07/2017 tarihinde yapılan toplantıdaki hiçbir beklentinin karşılanmadığını, … … A.Ş.yönünden; eski TTK’ya göre yönetim kurulu üyelerine dava açmak için genel kurul kararının varlığının dava şartı olduğunu ve üyeler tarafından bu kararın alınması gerektiğini, şirket yöneticileri aleyhine dava açılabilmesi için alınan yönetim kurulu kararı bulunmadığını, yönetim kurulunun diğer üyeleri davacılar açısından; özen yükümlülüğünün taraflardan sadece bir grup hissedara yüklenmiş bir yükümlülük olmadığını ve tarafların tamamına yüklenmiş bir yükümlülük olduğunu, davacıların dava dilekçesinde karşı tarafın yanlış işler ve fahiş harcamalar yaptığını, sorumsuz davrandığını iddia etmekle birlikte bunları bildiklerini de itiraf ettiklerini, yani öz olarak davalı (kabul anlamına gelmemek üzere-müvekkilinin davranışlarının yanlış olduğunu değil, bizzat doğruyu yaptığını savunduğunu) yanlış yaptığını bilmezken bile davacıların bilerek bu yanlışa göz yumduklarını açıkça beyan ettiklerini, yapılan sözleşmeler, bankaya verilen talimatlar, ödemeler ve her türlü işlemin yalnızca müvekkili iradesiyle yapılacak nitelikte olmadığını, A ve B grubu hissedar üyelerinden 2 kişinin şirketi müşterek imzalarıyla temsil ve ilzama yetkili kılındığını, bu sebeple proje yürütümü için yapılan işlemlerde davacıların da imza ve onaylarının olduğunu, müvekkilinin yanlışının hayata geçmesini sağlayacak şeyin davacıların bu yanlışı onaylamasıyla olanaklı olduğunu, kendisinden beklenen özeni göstermeyen ve hatta bir zarar doğmuşsa bile bunu bildiklerini itiraf eden davacıların müvekkilinden bir talepte bulunmasının hukukun en temel ilkelerinden olan dürüst davranma ve iyiniyet ilkelerine aykırı olduğunu, rücu davasının doğal davalılarının bu davanın davacıları olmasının hukuken doğru olmadığını ve davanın bu nedenle reddi gerektiğini, davacıların zararlara ilişkin taleplerinin haksız ve kabul anlamına gelmemek üzere zamanaşımına uğradığını, 25/05/2016 tarihinde 2014 ve 2015 yılları için yapılan genel kurulda yönetim kurulunun ibra edilmediğini, buna rağmen bilanço ve kar-zarar hesaplarının tasdik (kabul) edildiğini, bu tasdikin (kabul) edilme kararı harcama anlamında yönetim kurulunun ibrası anlamına geldiğini, genel kurulda ibra edilen hususların davaya konu edilemeyeceğini, davacının şirket ve şirketin kendi doğrudan zararlarını bilmemesinin olanaksız olduğuna göre, davacı şirketin belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığını, somut davada talep edilen birçok kalemin yasanın tanımladığı “zarar” ile ilişkilendirilemeyecek türden olduğunu ve şirket adına talep edilemeyeceğini, genel kurullarda yönetim kurulunun herhangi bir gerekçe gösterilmeden sadece Yıldırımlar grubunun bir hissedarının oyları ile ibra edilmediğini ve gerekçesiz her işlem gibi iyiniyetten uzak, hatta kötüniyetli bir işlem olduğunu, yönetim kurulunun tamamının ibra edilmemesine rağmen, bu ibra edilmeme kararının sadece müvekkili ve davalı … şirketi aleyhine kullanılmasının düşülemeyeceğini ve bu yaklaşımın da aynı kötüniyetin devamı olduğunu, bu nedenlerle 2014 ve 2015 yılları için 25/05/2016 tarihinde, 2016 yılı için 24/10/2017 tarihinde, 2017 yılı için 08/08/2018 tarihinde, 2018 yılı için 10/09/2019 tarihinde yapılan genel kurullardaki ibra edilmeme kararlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, TTK 424 md.sine göre yönetim kurulu üyeleri hakkında hukuki sorumluluk davası açılabilmesi için şirket genel kurulu tarafından açık ibra veya bilanço hesabının tasdikiyle gerçekleşen ibra varsayımı kararları alınmamış olması gerektiğini, aksi halde şirketin yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açamayacağını, dava dilekçesinde her biri ayrı bir davaya konu olabilecek istemlerin tek bir dava içinde talep edildiğini, davanın sorumluluk davası mı olduğu yoksa müvekkili ile akdedilen … Hisse Devir ve Satış Vaadi Ana Sözleşmesine aykırılıktan doğan tazminat davası mı olduğunun anlaşılamadığını, bu iki sorumluluk türüne göre ortada iki dava türü olduğunu ve bu taleplerin aynı dilekçede dile getirilmesinin usule aykırı olduğunu, bunun aynı zamanda savunma hakkının kısıtlanması olduğunu, işbu davada zorunlu unsurların hiçbirinde ortaklık bulunmadığını, davacıların iki proje geliştirdiklerini, sonra da bu projelerin %50’sini davalı … şirketine sattıklarını, bu projelerden … projesinin gerçekleştirildiğini ve bu projeden gelir elde edilmeye başlandığını, … projesinin müvekkili ve diğer davalı şirketin tek başına üstlendikleri gerçek dışı bir iddia olduğunu, müvekkilinin projeyi hiçbir şekilde üstlenmediğini, davacıların davacı şirketin sahip olduğu lisansın EPDK’ya iade edilmesi veya iade etmek istemedikleri takdirde EPDK’ya davalı … şirketi tarafından verilen teminatların karşılanması kaydıyla hisselerini bedelsiz olarak davacı pay sahiplerine devredilebileceğine ilişkin öneri niteliğindeki ihtarnamenin (….yevmiye numaralı ihtarname) 24 saatten daha az süre kala kendilerine gönderilmesinin iyiniyetten uzak ve basiretsiz olduğunu iddia ettiklerini, bu iddianın haksız ve iyiniyetli olmadığını, kendilerinin bu öneriyi imzaları ile desteklemeselerdi hiçbir değişikliğin olmayacağını, davacı gerçek kişilerin proje için finansman bulma görevini aldıklarını, davacıların “… Hisse Devir ve Satış Vaadi Ana Sözleşmesi”nin 3. Maddesinin 1.numaralı bölümünde yer alan “Taraflar projelerin işletmeye alındığı tarihe kadar hiçbir şekilde söz konusu projelerden vazgeçmeyeceklerdir.” hükmüne dayanarak müvekkili şirketi sorumlu tuttuklarını, ancak söz konusu hükmün ticari hayatın gereklerine aykırı olduğunu, davacılar projeyi iade etmek hususunda hemfikir değillerse, müvekkili şirket hisselerini teminat mektuplarının karşılanması şartıyla bilabedel devredebileceğini bildirdiğini, müvekkili şirketinin davacılara böyle bir teklifte bulunarak iyiniyetle hareket ettiğini, davacıların lisansı iade etmeye zorlanmadığını, şirketin lehine olduğu düşünülen bir teklifte bulunulduğunu, davacıların ise devir teklifini reddetmekle kalmayarak lisansın sonlandırılması için onay verdiklerini, bu davaya yol açanların müvekkili değil bizzat davacılar olduğunu beyan ederek; karşı dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla davanın öncelikle “Hukuki Yarar Yokluğu – Dava Şartı” gözetilerek ve sair itirazlarımız doğrultusunda usulden reddine, mahkememiz aksi kanaatte ise haksız davanın tüm itirazları doğrultusunda esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN ANKARA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
Asıl davada davalı sıfatına haiz … Enerji … A.Ş.’ye dava dilekçesinin 11/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, mahkememizin 11/10/2019 tarihli ara kararı ile cevap süresinin 3 hafta süre ile uzatıldığını, karşı davanın cevap süresi geçtikten sonra 09/12/2019 tarihinde açıldığı gözetilerek, mahkememizin 30/01/2020 tarihli celsesinde karşı davanın HMK 133/2 maddesi uyarınca asıl davadan tefrikine karar verilmiş, tefrik edilen dava dosyası (karşı dava) mahkememizin … Esasına kaydı yapılmış, mahkememizin … Esas, 2020/106 karar sayılı ilamı ile tefrik edilen davanın mahkememizin 2019/499 Esas sayılı dava ile birleştirilmesine karar verilmiş olmakla;
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket ile … … … ile … …, … … ve … … … arasında 10/11/2010 tarihinde … Hisse Devir ve Satış Vaadi Sözleşmesinin imzalandığını, tarafların bu sözleşme ile iki proje devraldıklarını, bu projelerin ilkinin … HES Projesi olduğunu, bu sözleşme imzalanmadan önce davacı/karşı davalıların … Projesi ile ilgili olarak … firmasına fizibilite raporu hazırlattıklarını, hazırlanan fizibilite raporuna göre … projesinin maliyetinin 23.532.701 TL (raporun hazırlandığı dönemde USD kurunun 1.55 olduğunu buna göre proje maliyetinin 15.182.387 USD ettiğini) olarak belirlendiğini, yıllık elektrik üretiminin ise 31.84 GWh olarak hesaplandığını, proje için alınan term shett’te (yatırım finansman teklifi) banka proje maliyetinin %75’ini fonlayarak 10 milyon USD kredi vermeyi teklif ettiğini, taraflar arasındaki hisse devir ve satış vaadi sözleşmesi imzaladıktan sonra Şubat 2011’deEnsu firmasına bir fizibilite raporu daha hazırlattığını ve bu rapor DSİ’ye onaylatıldığını, alınan 2.fizibilite raporuna göre proje maliyetinin 23.106.876 TL (raporun hazırlandığı dönemde USD kuru 1.6043 olduğunu, buna göre proje maleyitinin 14.403.089 USD ettiğini) olarak belirlendiğini, yıllık elektrik üretiminin 30 GWh olarak hesaplandıını, …’nun bu hesaplamayı yaparken davacı/karşı davalıların daha önce yaptırdıkları özel debi ölçümlerini esas aldığını ve yanıldığını, hazırlanan iki fizibilite raporu ile alınan term sheet’in birlikte değerlendirilmesi ile müvekkilinin … projesi için üretim maliyetinin 23.5 milyon TL (yaklaşık 15 milyon USD) olacağı kabulüyle hareket ettiğini, bu aşamada müvekkilinin bilmediği şeyin ilk fizibilite de 20.4 GWh olan … miktarının sonradan yapılan kesin olmayan iki debi ölçümü esas alınarak yapılan yeni hesaplamada 31.84 GWh’ye çıkarıldığı gerçeği olduğunu, nitekim tesisin tamamlanmış ve üretime geçmiş olmasına rağmen bu tarihe kadar hiçbir zaman bu üretim miktarını tutturamadığının tartışmasız bir gerçek olduğunu, bu tesisin halen gelir getirmekle birlikte yatırımı karşılamasının uzun yıllar alacağı gibi kar etmesinin çok daha uzun yıllar alacağını, belki de ekonomik ömrünü tamamladığında daha kar edemeyeceğini, projenin gerçekleşme aşamasında fizibilitelerde öngörülen maliyet hesaplarında da tahmin edilemez oranlarda olumsuz gelişmeler olduğunu, yatırım anlamında tahmin edilen ilk rakam 14,7 milyon dolar iken proje başlangıcında öngörülen zemin vb. nedenlerden dolayı daha fazla hafriyat, beton vb. kullanılması, … firması ile işin bitimine kadar çalışalmaması ve farklı müteahhitler ile çalışımasının ancak onlardan da vazgeçilerek …’ün işi devralması nedeni ile yatırım maliyetinin 21.5 milyon dolara çıktığını, davacı/karşı davalıların yüklenicileri uzaklaştırarak işi kendileri yapmak yönündeki isteklerine müvekkilinin ortaklığa zarar vermeksizin karşı çıktığını, ama başarısız olduğunu, davacı/karşı davalıların müvekkilinin anlayamadığı nedenler ileri sürerek mevcut yüklenicileri çalışamaz hale getirdiğini ve bir şekilde inşaat işini kendileri yapmaya çalıştıklarını, … HES projesinin inşaat işlerinin yapılması amacıyla … firmasıyla anlaşma yaptığını, ancak davacı/karşı davalıların (… Grup) isteği doğrultusunda ve müvekkili şirketi ikna ederek … firması ile olan anlaşmanın sonlandırıldığını, … … ve … … … … Ltd. Şti.ile yapılan anlaşmanın sona erdirilmesine sebep olduğunu ve bu konuda müvekkili ile diğer yönetim kurulu üyesi … … …’ın tüm itiraz ve önerilerini göz ardı ettiğini, … ile yapılan anlaşmanın davacı/karşı davalıların kararı ile feshedildiğinin ortada olduğunu, davacı/karşı davalıların …’le ve daha sonra 2 müteahhitle de yapılan anlaşmaların da feshedilmesine neden olduklarını, Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararının henüz kesinleşmediğini, ancak bu dava nedeni ile … A.Ş.’nin uğrayacağı zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, daha sonra proje ile ilgili işlerin yapılması için 2 müteahhit firma ile iletişime geçildiğini, nihayetinde … Grup işlerin kendileri tarafından yürütülmesini istediğini, … Grup’un ısrarları sonucunda … A.Ş. Tarafından inşaat işini üstlenmesi sebebiyle maliyetin fazlasıyla arttığını ve kontrol edilemez hal aldığını, projenin 1 yıl gecikmiş olarak faaliyete geçmesi ile üretimin ve dolayısyla gelir kaybının yaşandığını, ayrıca bu 1 yıl içerisinde kredi taksitlerinin öz kaynaktan karşılanmak durumunda kalındığını, projenin hem beklenen üretim miktarını gerçekleştirememesi hem de … şirketi ve dolaylı olarak müvekkili şirketin büyük zarara uğradığını, işlerin yürütümü sürecindeki … Grubun kusurlu davranışları nedeni ile yaşanan aksaklıkların projenin hedeflenen maliyet tablosundan uzaklaşmasına neden olduğunu, davacı/karşı davalıların kusuru ile yaklaşık 6.757,262 milyon dolar fazla para karşılığında tamamlanabildiğini, ayrıca projenin planlandığı tarihte devreye alınmamasından dolayı yaklaşık 1,5 milyor dolar gelir kaybı meydana geldiğini, dolayısıyla bahsedilen sadece bu iki nedenden dolayı toplam kaybın yaklaşık 8.257.272 milyon dolar olduğunu, davacı/karşı davalıların yürüttüğü … HES Projesinin hiçbir aşamasından müvekkilinin sorumlu olmadığını, hatta müvekkilinin birçok ortağının bu gelişmelerden haberdar bile olmadığını, projenin … … ve … … tarafından başarısız bir şekilde yürütüldüğünü beyan ederek; asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğinde arttırılmak üzere 20.000,00-TL maddi tazminatın (müvekkilinin uğradığı doğrudan ve dolaylı zararları nedeni ile 10.000,00-TL – … A.Ş.’nin uğradığı zararlar nedeni ile 10.000,00-TL) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans faizi ile … … ve … … tarafından … Elektrük Üretim A.Ş.’ne ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; karşı davanın usulüne uygun olarak açılmadığını, dava konusu olarak ileri sürülen alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceğini, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, talep sonucun net olmadığını, açıklattıırılmasının gerektiğini, esasa ilişkin olarak; müvekkillerininde riskleri göz önünüe alarak … HES ve Acısı HES Projeleri için … … A.Ş. adına lisans aldıklarını, amaçlarının tüm riskleri göz önüne alarak bu projeleri hayata geçirmek ülke ekonomisi ve toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda faaliyet göstermek olduğunu, davacı ile ortaklık sözleşmesi imzalanmadan önce müvekkilerinin bu projelere ilişkin iradelerini açıkça ortaya koymuş olduğundan “projelerden vazgeçilmeyeceğine” ilişkin ifadeler hem hissedarlık sözleşmesinde hem de ana sözleşmede yer aldığını, asıl davada uyuşmazlık konusu olan ve davacının sorumluluğuna başvurulan konunun, projeye hiç başlanmadan lisansın iade edilmesi olduğunu, yani işe başlamadan son vermeleri olduğunu, müvekkillerinin … HES Projesinde davacı ve ortakları ile birlikte ellerinden gelen çabayı sarf ettiklerini, projeyi hayata geçirmişdiklerini, proje işletmeye alındıktan, gelir elde edildikten 7 yıl sonra dava konusu edilen hususları anlamak mümkün olmadığını, fizibilite raporlarına ilişkin olarak; şirket esas sözleşmesi ile tarafların beraber imza altına aldıkları … Hisse Devir ve Satış Vaadi sözleşmesinde de açıkça yazılı olduğu üzere tarafların ortağı oldukları … … A.Ş şirketinin iki ana projesinin bulunduğunu, bu projelerden birinin asıl davanın konusunu oluşturan ve davalı/karşı davacıların kusuru ve tek taraflı kararı ile lisansı iade edilen … HES projesi, diğerinin ise 2013 yılında işletmeye alınmış ve o tarihten beri üretim yapan ve gelir getiren karşı dava konusu … HES projesi olduğunu, … projesi için öncelikle … firmasına fizibilite raporu yaptırıldığını ve DSİ 22 Bölge tarafından onaylandığını, davacı ile henüz ortaklık sözleşmesi imzalanmadan, daha önce aynı bölgede dava dışı Büyükdüz HES projesini hazırlayan, bölgeyi ve proje maliyetlerini bilen, debi ölçümlemesi konusunda deneyimli … firması ile 28.05.2010 tarihinde kati ve uygulama prejesinin yapımı konusunda sözleşme imzalandığını, … firmasının rapor tarihi Şubat 2011 olarak belirtilmiş ise de, … firması ile 28.05.2010 tarihinde sözleşme imzalanmış ve çalışmalara başlandığını, … firması ortaklarınin projeyi çok fizibıl bulduğundan o dönemde davacı … firmasına ortak olmak suretiyle projenin sahibi … şirketine de ortak olduklarını, 10.11.2010 tarihinde taraflar arasında Hisse Devir ve Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, …’nun sadece DSİ’ye verilmek üzere fizibilite hazırladığını, projenin yaklaşık maliyeti ortaklık sözleşmesinde belirtildiğini, inşaat işlerinde maliyet ve proje hesaplarında KDV’li fiyatın belirtilmeyeceğini, bu durumun projenin hayata geçirilmesi sürecinde herbir iş için belirlenen KDV oranının farklı olmasından kaynaklandığını, ortaklık sözleşmesinde 16 Milyon $ olarak belirtilen tutarın KDV’siz tutar olduğunu, dava dilekçesinde maliyet olarak yer verilen toplam tutarı kabul etmemekle beraber içinde KDV‘nn de mevcut olduğunu, KDV’li proje maliyet bedeli ile KDV dahil edilmeksizin hazırlanan proje rakamları arasında bir karşılaştıma yapılarak, maliyete ilişkin açıklamada bulunulması ticari hayatın gerçekleri ile bağdaşmayacağını ve hatalı olacağını, bir HES projesinin 2 seneden önce bitirilmesinin mümkün olmayacağını, dava konusu edilen … HES Projesine 2011 Haziran da başlandığını ve 2013 Ağustos ayında da işletmeye alındığını, bu açıdan bakıldığında projenin uzaması gibi bir durumdan da söz edilmesinin mümkün olmayacağını, yaşanan olumsuzluklara rağmen projenin öngörülen süre içinde bitirildiğini, … projesinde iş yapan tüm müteahhitlerin şirket yönetim kurulu kararı ve ortakların birlikte verdikleri karar ile çalışmalarını yürüttüklerini, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine, müvekkillerin bu müteahitlerle davacıdan habersiz anlaşma yapmadıklarını, … Projesinin faaliyetine başlanması üzerine ilk olarak … firması ile anahtar teslim sözleşme imzalandığını, ancak devam eden süreçte … firmasının işi yapamayacağını bildirdiğini, … firmasının işi yarım bırakması nedeniyle teminat mektubunun nakte çevrilmesi davacıya önerilmiş olmasına rağmen kabul etmedikleri gibi, davacının ısrarı üzerine iş bölünerek … firması ile yeni sözleşme imzalandığını, işin yürütümü esnasında … firmasının hatalı işleri nedeniyle köylülerin ve muhtarın açtığı ceza/hukuk davaları, ilave kamulaştırma yapmak zorunda kalınması ve yaşanan sorunlar sonucu bu firma ile işe devam edilip edilmemesi, başka bir müteahhit ile çalışılması konularında karar vermek üzere ortaklarca (yani davanın tarafları) 10.05.2012 …Otelde biraraya gelinerek yapılan toplantıda, yeni müteaahhit firma seçme görevi davacının ortağı olan … ile … proje müdürü … …’a verilmiş ve tüm yapılacak işlerden … … …’ın onayı alınmak suretiyle yapılmasına karar verildiğini, bunun üzerine proje firması olan …’nun önerisi üzerine … şirketi ile sözleşme imzalandığını ancak şirketin batık çıktığını, daha sonra davacı şirket yetkilisi … tarafından …-… İş Ortaklığı ile devam edilmesinin önerildiğini, bu ortaklığın şantiye çalışmalarına başlaması sonrasında yapılan hakedişlerin abartılı olduğunu gören müvekkilerin hakedişlere itiraz ettiklerini, ancak bu süreçte davacı şirket tarafından taşeronlara ödeme yapılması gerektiği konusunda ısrarda bulunulduğunu, hatta … tarafından … firmasına şahsen kefil olduğu yönünde mailler atıldığını, abartılı hakedişlerden ve proje ile ilgisi bulunmayan işler yapan taşeronlardan yaşanan rahatsızlık sonucu yapılan toplantıda, sözleşmenin feshedildiğini ve …-… firmasına (davacı yetkililerinin zorlaması ile) fazladan ödendiği tespit edilen 130.000-TL’nin …’e iade edilmesi gerektiği yönünde protokol hazırlandığını, tüm bu yaşananlardan sonra ortaklarca davacıların önerdiği firmalar ile devam edilmesi halinde de işin bitmesinin mümkün olmayacağı görülerek, projenin … şirketinin genel müdürü gözetiminde bizzat yürütülmesi kararı alındığını ve projenin tamamlandığını, projenin tüm aşamalarında davacı şirketin ve yetkililerinin aktif şekilde rol aldığı, tüm işlemlerde birlikte hareket edildiği, müvekkilinin tek başına aldığı hiçbir karar olmadığının görüleceğini, davacının önerdiği taşeronların yaşattığı problemler nedeniyle projenin ortada kaldığını ve şirket olarak işin yürütümünün şirket tarafından yapılması kararı verildiğini, projenin bir an önce tamamlanması için 26.11.2012 tarih 2012/06 Y K kararı ile işe … tarafından devam edilmesine karar verildiğini ve konusunda deneyim sahibi olan … …’in şirkete genel müdür atandığını, şirketin proje müdürü … … ve daha sonra yönetim kurulu kararı ile atanan genel müdür … … işlemleri projenin sonuna kadar başarı ile yürüttüğünü, davacının dilekçesinde bahse konu ettiği TL cinsinden tutarlara ödeme tarihindeki kur üzerinden Dolar’a çevirerek “Maaliyet Artışı ve Zarar Özet tablosu” başlığı altında yer verdiğini, daha sonra ise tekrar TL cinsinden talepte bulunarak avans faizi talep ettiğini, yani hem kur farkından hem de TL cinsinden alacaklar için uygulanan avans faizinden faylanmak gibi mantıkla hareket ettiğini, dolar olarak hesap edilen tutarlar ve kur oranların tamamının hatalı olduğunu beyan ederek; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE :
Asıl dava, davacı … Enerji … A.Ş. yönünden davalılara karşı … HES Projesine ait lisansın davalıların kusurlu eylemi ile iade edilmesi sebebi ile lisans değeri, lisanstan dolayı elde edilecek gelir ve mahrum kalınan kar ile lisans ile ilgili yapılan haksız masrafların tazmini iddiasına dayalı açılan sorumluluk davası,
Davacılar … …, … … ve … … … yönünden taraflar arasında akdedilen 10/11/2010 tarihli sözleşme hükümlerini davalıların kusurlu eylemleri ile ihlal ettiği iddiasına dayalı açılan tazminat davası,
Birleşik dava, … HES Projesi ile ilgili beklenen üretim miktarının davalıların kusurlu eylemi ile sağlanamadığı, … HES Projesi inşaatı ile ilgili olarak dava dışı … firması ile yapılan anlaşmanın feshinde davalıların kusurlu olduğu iddiasına dayalı olarak açılan sorumluluk davası niteliğindedir.
Eldeki davada; … … …, … … …, … Enerji A.Ş., … … ve … … arasında 10/11/2010 tarihli “… Hisse Devir ve Satış Vaadi Satış Sözleşmesi” isimli sözleşmenin akdedildiği, sözleşmede … … … ve … Enerji A.Ş. nin alıcı, … …, … … ve … … …’ın satıcı sıfatına haiz olduğu, sözleşme ile alıcılar tarafından satıcıların … Elektrik…. Ltd. Şti. deki %50 hissesinin devralındığı, sözleşmenin 7.3 maddesi gereğince … … A.Ş. nin esas sözleşmesinin tadilinin yapıldığı ve keyfiyeti 7854 sayılı ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, ilan edilen tadil metnine göre yönetim kurulunun dört kişiden oluşturulmasına karar verildiği, toplantı ve karar hesabının ise üç kişi olarak belirlendiği, yönetim kurulu üyeliğine ana sözleşme ile … … (başkan), … …, … … … (Başkan Yardımcısı), … A.Ş. Temsilcisi …’ün seçildiği, yine ana sözleşmenin yedinci maddesinde şirkete ait … Regülatörü ve HES Projesi ile … Regülatörü ve HES Projesinin bulunduğu, A ve B gurubu hissedarlarının projelerin işletmeye alındığı tarihe kadar hiçbir şekilde projeden vazgeçmeyeceğinin ve hisse devri yapmayacağının belirtildiği,
EPDK tarafından … Elektrik…. Ltd. Şti. Ye Gümüşhane İli Kültür İlçesi Sümüklü Deresi üzerinde kurulması planlanan 14,55 MWm / 14,11 MWe gücündeki “… Regülatörü ve HES Projesi” için 12/05/2011 tarihli ve EÜ/3210-8/1945 numaralı üretim lisansının verildiği, üretim lisansına göre inşaat öncesi dönemin 16 ay, inşaat süresinin ise 32 ay olmak üzere toplam tesis tamamlama süresinin 48 ay ve tesis tamamlama tarihinin 26/05/2015 olarak öngörüldüğü, doğrudan pay sahibi ortakların hisse oranlarının … … %34, … … ve … … …’ın ayrı ayrı %33 olarak dercedildiği, yıllık ortalama üretim miktarının 31,45 GWh olarak öngörüldüğü, anılı üretim lisansında 24/05/2011 tarih ve 384 sayılı Elektrik Dairesi Başkanlığının oluru ile şirket ortaklık yapısının … … %20, … … %20, … … … %20 ve … Enerji… A.Ş. %39,99 olarak tadilat yapıldığı yine 25/07/2011 tarihli ve 577 sayılı Elektrik Dairesi Başkanlığının oluru ile … … Ltd. Şti. olan ünvanın … Elektrik A.Ş. Olarak düzeltildiği, müteakiben 05/05/2015 tarihli kurul kararı ile tesis tamamlama süresinin inşaat öncesi 16 ay, inşaat dönemi 71 ay olmak üzere 12/08/2018 olarak değiştirildiği, bu bağlamda anılı üretim lisansının üç kez tadil edildiği,
… … A.Ş. Nin 2013 yılı olağan genel kurul toplantısının 11. Maddesinde ” … HES Projesinin inşaat öncesi yapılması gereken tüm iş ve işlemlerinin koordinasyonundan ve yapılmasından sorumlu yönetim kurulu üyeleri … … … ve … Enerji A.Ş. Temsilcisi … Tarafından 2013 yılının içerisinde yapılan iş ve işlemlere ilişkin ilerleme raporu sunulduğu, aynı kişilerin … HES Projesinin inşaat öncesi yapılması gerekli iş ve işlemleri takip etmelerini, yapılacak iş ve işlemlerin bütçesinin hazırlanarak yönetim kurulunun onayından sonra onaylanan bütçe kapsamında işleri yapmaya devamlarına oy birliği ile karar verildi” şeklinde karar alındığı, 2014 ve 2015 olağan genel kurulunda yönetim kurulunun ayrı ayrı ibra edildiği,
… Enerji A.Ş. Tarafından muhatap olarak … Enerji A.Ş., … … ve … …’a keşide edilen …. yevmiye numaralı ihtarname ile ülkenin içinde bulunduğu siyasal ve ekonomik konjektüründeki değişiklikler, proje sahasındaki köylülerin projeye muhalefeti ve muhataplar tarafından daha önce anlaşılan inşaat ihale projesinin değiştirilmesinin istenilmesi karşısında fizibilitenin olumsuz yönde değiştiği, yatırımın cazibesinin kalmadığı, 6446 sayılı yasanın geçici 21. Maddesinden yararlanmak suretiyle lisansın sonlandırılmasının en iyi yol olacağı belirtilerek … Enerji…. A.Ş. tarafından EPDK ya verilen teminatın iadesi karşılığında hisselerin bila bedelle devredilebileceğinin ifade edildiği, Ankara 10. Noterliğinin 27/07/2017 tarih ve 15057 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile keşideci … Enerji A.Ş., … … ve … …’ın muhatap … Enerji A.Ş., … ve … … …’a lisansın iptaline ilişkin kararın kendilerini zarara uğrattığını, tek taraflı verilen iptale ilişkin karara zorunlu olarak uymak zorunda kaldıklarını, kararın gerekçelerinin dayanağı ve mesnedinin bulunmadığını beyan ettikleri,
27/07/2017 tarihli … Enerji A.Ş. Yazısı ile 6446 sayılı kanunun geçici 21. Maddesinin 1. Fıkrası çerçevesinde … Üretim Lisansının sonlandırılmasının talep edildiği, 03/07/2017 tarih ve 7217-52 sayılı EPDK kurul kararı ile “… Regülatörü ve HES ” Projesi için şirkete verilen 12/05/2011 tarihli ve EÜ/3210-8/1945 numaralı üretim lisansının sona erdirilmesine teminat mektubunun iadesine karar verildiği,
Yine … … Ltd. Şti.’nin asıl davaya konu 10/11/2010 tarihli sözleşmenin akdinden önce EPDK dan 21/04/2010 yürürlük tarihli … HES Projesi ile ilgili üretim lisansının alındığı, lisansta tesis toplam kurulu gücünün 5.95 MWm, öngörülen yıllık ortalama üretim miktarının 20.680.000-kWH/ yıl, tesis tamamlama tarihinin 21/04/2014 olarak belirtildiği, bilahare proje değişikliğine gidilerek 10/03/2011 tarihinde lisansın yenilendiği, lisansta tesis toplam kurulu gücünün 13,99 MWm, öngörülen yıllık ortalama üretim miktarının 32.070.000-kWH/ yıl, tesis tamamlama tarihinin 21/04/2014 olarak belirtildiği, … HES Projesi yapım işinin 40 ayda tamamlanarak 29/08/2013 tarihinde tesisin geçici kabulünün yapıldığı,
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. karar sayılı ilamı ile, dava dışı … Sanayi … Ltd. Şti.’nin … HES Projesi İnşaat işi ile ilgili olarak … Elektrik … Ltd. Şti. Ye açmış olduğu itirazın iptali davasında davanın kısmen kabulüne, yine … Elektrik A.Ş. nin … Sanayi … Ltd. Şti. aleyhine açmış olduğu birleşik üç ayrı itirazın iptali davasında davaların kısmen kabulüne karar verildiği, dosya kapsamı ile sabit olup;
Taraflar arasındaki ihtilafın Asıl davada davacı … …. A.Ş. yönünden; davalıların genel kurulda verilen yetkiye istinaden verilen görevi ifa ettiği sırada fuzuli ve fahiş bedeller ile harcama yapıp yapmadıkları, … HES Projesi Lisansının iade edilmesinde davalıların kusurlu olup olmadığı, bu suretle davacı … … A.Ş.’nin projenin hayata geçirilmemesi sonucunda kar kaybına uğrayıp uğramadığı, uğramış ise miktarı, yine lisans ile ilgili yapılan fahiş ve fuzuli masraf adı altında zararının bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, davacı … Enerji A.Ş.’nin iptal edilen lisans değerini talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise talep edeceği lisans değeri, … Elektrik … A.Ş.’nin aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesinin sorumluluk davası açılmasına engel olup olmadığı, davacılar …, … ve … … … yönünden ise 10/11/2010 tarihli sözleşmeye konu … HES Projesi lisansının iade edilmesi sebebi ile zararının bulunup bulunmadığı, var ise davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadığı ve zararın miktarı, Birleşik dava yönünden; 10/11/2010 tarihli sözleşmeye konu olan … HES Projesi ile ilgili olarak beklenen üretim miktarının sağlanıp sağlanmadığı, üretim miktarının sağlanamamasında davalıların kusurlu olup olmadığı, … HES Projesi İnşaatı işi ile ilgili olarak dava dışı … firması ile yapılan anlaşmanın feshi sebebi ile davacının zarara uğrayıp uğramadığı, fesihte davalıların kusurlu olup olmadığı, netice olarak … HES Projesi’nin yürütülmesinde davalıların kusurlu eylemleri nedeni ile var ise … … A.Ş.’nin ise zarar miktarı noktasında toplandığı belirlenmiştir.
Mahkememizce ibraz edilen bilirkişi kök ve ek heyet raporları çerçevesinde asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmiştir.
(a) Asıl dava yönünden;
Öncelikle mahkememizin 07/04/2022 tarihli celsesinde davacı şirket en geç … HES Projesine ait lisansı EPDK ya iade edip 2017 ye ait bilanço kar zarar raporlarının genel kurulda okunduğu 08/08/2018 tarihinde zararı öğrendiği, zararı öğrendiği tarihle dava tarihi arasında iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilerek davalı vekilinin davacı şirket yönünden yapmış olduğu zamanaşımı itirazının reddine, yine aynı celsede davacı şirketin sorumluluk davasının açılmasına ilişkin 2017 yılı genel kurulunda karar aldığı gözetilerek davalı vekilinin davacı şirket yönünden yapmış olduğu husumet itirazının reddine karar verilmiş ayrıca mahkememizce davaya konu eylemin genel kurulda açıkça görüşülüp davalılar ibra edilmediğinden davalı vekilinin davalıların ibra edildiği dolayısıyla davanın reddine geretiği yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir.
İbraz edilen bilirkişi raporlarına göre, … HES Projesi fizibilite raporunda iç karlılık oranının 1,58, yatırım geri ödeme süresinin 9 yıl olarak öngörülüp, üretilecek enerji bedelinin ise 10 cent/kWh olarak hesaplandığı, her ne kadar kök raporda … HES Projesi ile … HES Projesi’nin sehven aynı dere yatağında bulunduğu yazıldı ise de ek raporda bu hatanın giderildiği, … HES Projesi’nin Sülüklü Dere Yatağı’nda olup aynı dere yatağında Mor 2 HES’in yer aldığı, aynı dere yatağında yer almakla Mor 2 HES verilerinin … HES’in enerji üretimi açısından daha gerçekçi sonuç vereceği, dosya arasına ibraz edilen 29/01/2021 tarihli … tarafından sunulan uzman görüşünde; Mayıs-Haziran ayında 4 ayrı tarihte Mor 2 HES Regülatör alanında yapılan ölçümlerde … ve Ekinciler köyünden gelen derenin birleştiği noktada yapılan ölçüm sonuçlarının karşılaştırılarak ortalama olarak … HES Regülatörüne gelecek suyun Mor 2 HES Regülatörüne gelecek suyun %85’ine denk geldiği hesaplandığı, %85’lik gerçekleşme oranının tamamen doğal şartlara uygun olduğu, yine HES’in düşü değerleri, proje debileri ile Mor 2 HES’de savsaklanması ile söz konusu olacak su miktarı dikkate alınarak ve Mor 2 HES’in 2015 ve 2016 yılları üretim değerleri kapsamında … HES’de mevcut projeye göre ortalama 24.905 MWh/yıl enerji üretimi yapabileceğinin hesaplandığı, ek bilirkişi raporunda bilirkişi heyetince teknik kriterlere uygun uzman görüşüne iştirak edildiği, bu suretle yıllık en iyi ihtimalle … HES Projesi’nde ortalama elektrik üretiminin 24,9 MWh , yıllık gelirinin ise 181.770 USD (2,2 TL dolar kurundan 3.998.940,00-TL) olacağı, halbuki yıllık fizibilite raporunda gelirin 6.999.102,-TL rantabilite değerinin ise 1,58 olarak yer aldığı, buna göre fizibilite raporundaki değerlerin olması gereken gelir kalemine göre %82,7 oranında fazla bulunduğu, ek raporda en iyi ihtimalle projenin yapım bedelinin 64.286.500,00-TL (29.221.136 USD) olduğu, buna göre rantabilite oranının 0,62 olacağının öngörüldüğü, bu durumda yatırım geri ödeme süresinin takribi olarak 35-40 seneye çıkacağı, IRR oranının ise 7,80 oranının çok altında kalacağı, genel olarak yatırım süresinin 10 yıl kabul edildiği, 10 yıldan sonra kar beklediği , bu suretle projenin fizibil olmadığı, projenin gerçekleşmesinin lisans iptali olmadan yapılmaya başlanması halinde lisanstaki yatırım süresi bitirilse dahi ciddi riskler oluşturacağı ek rapor kapsamında saptanmıştır.
Yine ibraz edilen kök ve ek rapordan davalıların … HES Projesi için yapmış olduğu harcama tutarının 787.882,50-TL olup, ödemelerin EPDK’dan alınan lisans kapsamında yapılması gereken HES inşaatı ve elektromekanik tesisatı işleri öncesinde yapılması zorunlu olan arazi etüdü, sondaj ve zemin etütleri, jeolojik raporlama, fizibilite etüdü, kamulaştırma planlarının yapılması, orman izinlerinin alınması, çet raporunun alınması ve projelerin kesinleştirilmesi için gerekli olan iş kalemlerine ilişkin olup, fatura tutarlarının fahiş olmadığı, davalıların görevi ifa ettikleri sırada fuzuli masraf yapmadıkları belirlenmiştir.
Bu belirlemeler çercevesinde;
Davacı şirket yönünden; … HES Projesi’nin ileriye dönük yatırım değerinin artmasında veya finansman sağlanmasında ve işletme dönemi geliri elde edilmesi açısından büyük risk teşkil ettiği, proje yatırımının fizibil bulunmadığı, bu nedene lisansın iade iade edilmesinde davalıların kusurlu kabul edilemeyeceği, böylelikle davacı şirketin kar kaybının, lisans değeri yönünden zararının olmadığı, kaldı ki davacıların kabulü ile lisansın iade edildiği yine davalıların fuzuli ve fahiş harcamada bulunmadıkları kök ve ek rapor kapsamında kabul edilerek, 2017 olağan genel kurul toplantısında sorumluluk davası açılması için karar alan davacı şirket tarafından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine yerli aksam teşviki ile ilgili olarak davacı tarafından önceden belgelerin bakanlığa sunulduğu ve bakanlıkça yapılan inceleme sonucu teşvikin uygulanmasına karar verildiği yönünde mahkememize delil sunulmadığından, rapor tanziminde davalı vekilinin yekdem fiyatlandırılmasının uygulanması gerektiğine ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı gerçek kişiler yönünden; öncelikle belirtmek gerekir ki, her ticaret ortaklığı gibi anonim ortaklığın da nihai amacı kar elde edip ortaklarına dağıtmaktır. Bu amaç, anonim ortaklığı, çeşitli kanunlardaki kişi birliklerinden ayıran, “müşterek gaye” kıstasından ve “ortaklık” kavramından doğar. Başka bir deyişle, anonim şirket kanunen yasak olmayan her türlü iktisadi maksat ve konular için kurulur ve kâr elde etmek ve paylaştırmak nihai amacını elde etmek hedefine yönelir. Ortaklığın bütün organları bu nihai amaca uygun kararlar almak zorundadır. Bu suretle, her ne kadar ana sözleşmesinin 7.maddesinde projeden vazgeçilmeyeceği belirtilmiş ise de, bilirkişi kök ve ek raporuna göre rantabıl olmayan gelir elde etme hedefinden uzak olan projeden davalıların vazgeçmesi sebebi ile ana sözleşme ve 10/11/2010 tarihli sözleşme kapsamında davalıların kusurlu kabul edilemeyeceği, bu suretle davalıların kusurlu eylemi ile davacıların zararının oluştuğundan bahsedilemeyeceği kabul edilerek, gerçek kişiler yönünden açılan davanın ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
(b) Birleşen dava yönünden;
……. Ltd. Şti. nin asıl davaya konu 10/11/2010 tarihli sözleşmenin akdinden önce EPDK dan 21/04/2010 yürürlük tarihli … HES Projesi ile ilgili üretim lisansının alındığı, lisansta tesis toplam kurulu gücünün 5.95 MWm, öngörülen yıllık ortalama üretim miktarının 20.680.000-kWH/ yıl, tesis tamamlama tarihinin 21/04/2014 olarak belirtildiği, bilahare proje değişikliğine gidilerek 10/03/2011 tarihinde lisansın yenilendiği, lisansta tesis toplam kurulu gücünün 13,99 MWm, öngörülen yıllık ortalama üretim miktarının 32.070.000-kWH/ yıl, tesis tamamlama tarihinin 21/04/2014 olarak belirtildiği, … HES Projesi yapım işinin 40 ayda tamamlanarak 29/08/2013 tarihinde tesisin geçici kabulünün yapıldığı, bilirkişi raporuna göre lisans ve fizibilite raporunda yıllık enerji üretim miktarının 32.07 GWh olmasına karşılık 2014-2020 takvim yılında ortalama üretim miktarının 19.610,254 kWh/yıl olduğu bu suretle 7 yılda gerçekleşen enerji üretim miktarının fizibilite ve lisanstaki miktara göre yaklaşık %38,85 oranında az olduğu, bu azalmanın bir kısmının santrali besleyen menbadaki doğal şartlardan kaynaklandığı gibi bölgedeki yağış miktarının azalmasının etkili olduğu ancak 10/03/2011 tarihli lisansta yer alan üretim değerinin hatalı olarak hesaplandığı, oysaki taraflar arasında akdedilen 10/11/2010 tarihli sözleşmede yıllık ortalama üretimin 20.68 GWh olarak yer aldığı ilk lisansta sözleşmede yer alan üretim miktarı ile gerçekleşen 19.610,254 kWh/yıl üretim miktarının birbirine yakın olup kabul edilebilir nitelikte olduğu, bu suretle sözleşmenin akdedilmesinden sonra üretim miktarının fizibilite ve lisansla değiştirilmiş olması ve bu lisans ve fizibilitedeki hatalar sebebiyle tarafların birbirlerine karşı sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, nitekim fizibilite çalışmalarında su akım değerinin tesisin kurulacağı dere üzerinde AGİ olmaması nedeniyle çevredeki su kaynaklarının su akımları korele edilerek belirlediği, buna bağlı olarak su akımının ve proje büyüklüğünün yanlış saptandığı davalıların fizibiliteyi kendilerinin yapmamış olması nedeniyle kusurlu olmadıkları, böylelikle … HES Projesinde beklenen üretimin sağlanamamasından davalıların sorumlu tutulamayacağı,
Yine sözleşmenin yedinci maddesine göre tarafların şirket yönetiminde eşit haklara sahip olması karşısında dava dışı yüklenici … firması ile sözleşmenin uygulanması sırasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar sebebiyle davalıların sorumlu tutulamayacağı kabul edilerek birleşik davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
(A) ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın Reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 80,70-TL maktu harçtan, peşin alınan 2.149,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.068,90-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu ve bu suretle her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği gözetilerek;
– Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 12.729,22-TL vekalet ücretinin davacı … Enerji … A.Ş.’nden tahsili ile davalılara verilmesine,

– Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’dan tahsili ile davalılara verilmesine,
– Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’dan tahsili ile davalılara verilmesine,
– Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı … … …’dan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
(B) Birleşen Dava yönünden;
1-Davanın Reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 80,70-TL maktu harçtan, peşin alınan 341,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 260,85-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, davacı gerçek kişiler … … …, … …, davacı gerçek kişiler vekili ….’nın yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022