Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/201 E. 2021/52 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/201 Esas
KARAR NO : 2021/52

Av. …
Av. …
Av. …
İLİŞKİLİ KİŞİ : … –
[…]
Av. … –

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/04/2019
KARAR TARİHİ : 03/02/2021
KR.YZL.TARİHİ : 22/02/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hazır giyim imalatı ve satışı yapan bir firma olduğunu, 18.10.2018 tarihinde davalı şirketin nakliyesini üstlendiği, Van’dan kendisine iade gelen koli içindeki kıyafetlerin ıslak ve yağlı olduğu tutanak ile tespit edildiğini, karşı tarafın kıyafetleri incelemeye aldığını ve 2 ay sonra kuru temizleme yaptırabileceğini beyan ettiğini, ancak müvekkili şirket moda sektöründe olduğunu, 2 ay gibi bir sürede dahi kıyafetler güncelliğini kaybettiğini, asıl önemli noktanın ise sıfır ürünlerin kuru temizleme yapılmış olarak satışa sunulmasının mümkün olmadığını, ürünlerin bedeli ve müvekkil şirketin zararının 5.517,47 TL olduğunu, 18.10.2018 tarihinde müşteri talep formu ile anılan tutarın ödenmesi için davalıya başvuru yapıldığını, ödeme talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını ve davalı temerrüde düştüğünü beyanla, müvekkilinin uğradığı 5.517,47-TL zararın 18.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin Bağcılar/İstanbul olduğunu, bu sebeple huzurdaki davaya bakma görevinin Bakırköy mahkemelerinin olduğunu, davaya konu kargo içeriğinin 5.517,47-TL olduğunun kabul edilemeyeceğini, bu davaya konu ürünler kısmi olarak hasarlanmış olduğunu, tüm kargo bedeline ilişkin talepte bulunulamayacağını, bahsi geçen kargonun davacı tarafından teslim alınmadığı için şu anda müvekkili şirketin Ankara Balgat şubesinde olduğunu, öncelikle bu davaya konu kargo içeriğinin ne kadarının hasarlı olduğuna ilişkin tespitin yapılmasının gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
….. A.ş.’den yazı cevapları getirtilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Mahkememizce taraflar arasındaki ihtilafın davacıya iade edilmek üzere davalı kargo şirketine bırakılan ürünlerde meydana gelen hasarın ne kadar olduğu, tamamında mı bir kısmında mı meydana geldiği, gelen hasar sebebiyle tarafların sorumluluğu ve sorumluluk miktarı noktasında toplanmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından yetki itirazında bulunulmuş olmakla;
HMK’nun 6. maddesinde genel yetki kuralı düzenlenmiş olup “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” denilmiştir.
TBK’nın 89. maddesine göre borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, para borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir.
6100 sayılı HMK’nun 116/1.fıkra (a) bendine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı bir ilk itirazdır. HMK’nun 138.maddesine göre ise; Mahkeme öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.
Mevcut davanın para borcuna dayalı olarak açıldığı, TBK 89. Maddesi gereğince davacının yerleşim yeri mahkemesi olan Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tazminata esas zarar miktarının tespiti amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu 09/03/2020 tarihli bilirkişi ön raporuna göre; dosyada iddia ve savunma kapsamında sağlıklı rapor sunulması için hasarlı olduğu iddia olunan ve faturaya bağlı görülen ürünlerin fiziki olarak tespit ve muayenesinin yapılmasının hem fatura içeriklerinin kontrolünün hem de hasar ve zararının tespiti için gerekli olacağının rapor edildiği görülmüştür.
Daha önce ön rapor sunulan bilirkişilere dosyanın tevdi ile davaya konu ürünler üzerinde ürünlerin davalının Balgat Şubesinde olduğu belirtilmesi dolayısıyla söz konusu yerde inceleme yetkisi verilmek suretiyle davacının gerçek zararının ve sdr’ye göre ağırlık dikkate alınarak zararının ayrı ayrı hesaplanması amacıyla dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, söz konusu 11/12/2020 tarihli bilirkişi raporu ile söz konusu ürünlerin incelenmesi için davalı şirketin Balgat şubesine gidildiği, ancak ürünün kendilerine sunulmadığı, davacının fatura içeriğine göre gerçek zararının 5.517,57-TL, sovtaj değeri düşüldüğünde 4.414,06-TL olduğu, sdrye göre ağırlıkları dikkate alındığında koli teslim tarihi itibariyle 2.692,82-TL, 18/10/2018 tarihi itibariyle 2.578,00-TL, 15/04/2019 dava tarihi itibari ile 2.683,02-TL olduğu rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ile davacı tarafından gönderilen ürünlerin iade edildiği, iade esnasında kolinin ıslak ve yağlı olduğunun anlaşıldığı, durumun 18/10/2018 tarihli imza tespit tutanağı ile imza altına alındığı, aynı tutanak ile içerisinde bulunan kıyafetlerin de yağlandığı ve ıslak olduğu anlaşılması üzerine davacı tarafından 12/10/2018 tarihli iki adet, 15/10/2018 tarihli bir adet fatura olmak üzere toplam 3 adet faturaya dayalı olarak 5.517,47-TL alacak talebinde bulunulduğu anlaşılmış olmakla davalının TTK.875.maddesi kapsamında sorumlu olduğu, davacı tarafından kargo teslim tutanağının sunulamadığı bu suretle teslim edilen ürünlerin faturaya bağlı olarak içeriği ürünler belirtilerek teslim edildiği ispatlanamadığından davacının gerçek zararı talep etme hakkı bulunmadığı, yine aynı şekilde davalı tarafından ürünlerin kısmen hasarlı iddia edilmiş ise de, söz konusu ürünlerin sunulamadığı ve taraflarca imza altına alınan tutanak değerlendirildiğinde ürünlerin tamamının hasarlı olduğu mahkememizce kabul edilmiş bu kabulden hareketle davacının talep edebileceği tazminatın TTK.’nun 882.maddesi kapsamında söz konusu kargonun ağırlığı dikkate alınmak sureti ile hesaplanması gerektiği, taşıma evrakına göre taşımanın ağırlığı 40 kg olup her bir kg için 8,33 özel çekme hakkı ile karar tarihindeki sdr değeri olan 10,25 çarpılması neticesinde davacının 3.418,63-TL tazmin talebinde bulunabileceği anlaşılmakla söz konusu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 3.418,63-TL’nin 15/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 533,53-TL olduğundan peşin alınan 94,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 139,30-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL olduğundan 817,88-TL’nin davalıdan geri kalan 502,12-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 3.418,63-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.098,84-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 145,03-TL haç toplamı ve 1.583,60-TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.728,63-TL yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 1.071,06-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davanın değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır