Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/423 E. 2022/268 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/423 Esas – 2022/268
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/423 Esas
KARAR NO : 2022/268

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 01/06/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
KR.YZL.TARİHİ : 29/04/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Eneriji San. ve Tic. A.Ş. tüzel kişi şirketler ile müvekkili şirket arasında 12/06/2017 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşme kapsamında müvekkili şirket yüklenici sıfatı ile, fotovoltaik güneş enerjisi santrali tesisini anahtar teslim tesis etmesi, detaş geçici kabulünü teknik anlamda yaptırması ile sistemin çalışır hale gelmesi aktedildiğini, sözleşme gereği … Enerji Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’de diğer sekiz şirket ile birlikte müteselsil olarak sorumlu olduğunu, sözleşme içeriğinin müvekkili şirketçe inşa edildiğini, enerji üretiminden de gelir elde edildiğini, müvekkili şirketin sözleşme ile üstlendiği tüm işleri yaptığını, herhangi bir edim yükümlülüğü kalmamış olmasına rağmen karşı tarafın sözleşme ile üstlendikleri meblağı 1.158.561. USD ödemediklerini, buna ilişkin olarak Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların davalı taraf ve diğer şirketlerin iş bu icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini bildirerek davalı … Enerji Sanayi ve Tic. A. Ş’nin davacı müvekkili şirkete olan borçlarından kaynaklı olarak şirketi bölme ve devir işlemlerine karşı itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK’da alacaklıların bölünme işlemlerine karşı itiraz yolu ile dava açmasına ilişkin bir hukuki müessese ayrıca ve açıkça düzenlenmediğini, bu nedenle usuli anlamda davanın reddini, işbu davada davacı şirketin talebinin dinlenebilir olması için muaccel ve kesin bir alacağının bulunmasını iktiza etmekte olduğunu, ancak davacının alacak iddiası taraflar arasında ihtilaflı olup işbu uyuşmazlık konusu ile alakalı olarak Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esası ile itirazın iptali davası açıldığını, mezkur davada davacının alacaklı olup olmadığı belirlenmeden işbu davanın görülebilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin mal kaçırma amacı olmadığını, bölünme işlemi kısmi bir bölünme olup bu işlem sonrasında dahi müvekkili şirketin hisse sahibi olduğu Güneş Enerji Santralleri davacının alacağını karşılamaya yeteceğini, hal böyle iken davacının mal kaçırma amacı ile bölünme işleminin yapıldığına dair iddiasının haksız ve yersiz olduğunu ve mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, müvekkili şirket nezdinde davacı tarafın herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, davalı müvekkili tarafından … A.Ş.’nin tüm hak ve alacağı ödenmediğini, davalı tarafça fazladan alacak talep edildiğini, nitekim bu husus Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde de vuzuha kavuşacağını, müvekkili şirketin borçlu olmak bir tarafa davacı tarafın edimini ifa etmemesi nedeni ile alacaklı olduğunu, bu nedenle davacı tarafın alacağı olduğuna dair iddialarının kabulünün mümkün olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME; Dava, alacaklı olan davacıdan mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirildiği iddiası ile davalı şirketin kısmi bölünme işlemine itiraza ilişkindir.
…. yevmiye numaralı ve 16/05/2018 tarih, 17754 yevmiye numaralı ihtarnamelerine ilişin tebligat mazbatalarının tasdikli örneği, Kamu Gözetim Kurumu yazı cevabı ve Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları getirtilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Dosyaya sunulan bütün evrak ve CD’ler incelenmek sureti ile şirket bölünmesine ilişkin ilan ve diğer işlemlerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının tespiti amacıyla dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 09/03/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalı şirketin kısmi bölünme (bölünen) ve Genel Kurul İç Yönergelerinin oluşturularak ilgili kanun hükümlerine göre usulüne uygun olarak yapıldığı rapor edilmiştir.
Tarafların itirazları ile TTK’nun 1524.maddesindeki hususlarda değerlendirilmek sureti ile bilirkişilerden ek rapor alınması amacıyla dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, 23/11/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; ek rapor kapsamında yapılan inceleme tespitlerde, taraf itirazları dışında haricen dosyaya kazandırılan somut bir belgeye rastlanmadığı, dolayısı ile kök raporu değiştirecek bir husus olmadığı, TTK’nun 1524.maddesindeki hususlar ile ilgili olarak 26 Mayıs 2018 tarihli ve 30422 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2018/11597 başıyı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar ile 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren bağımsız denetime tabi olacak şirketlere ilişkin ölçütler yeniden belirlenmiş olup, mahkemece Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) yazılacak müzekkere ile davalı şirketin denetime tabi şirket olup olmadığının tespiti gerekeceği rapor edilmiştir.
Kamu Gözetim Kurumuna müzekkere yazılarak davalı şirketin 2018-2019 yıllarında bağımsız denetime tabi olup olmadığı hususunun sorulduğu ve Ankara …Asliye ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının Uyap kayıtlarının istenildiği yazı cevapları geldiğinde dosyanın ek rapor hazırlanması amacıyla bilirkişi heyetine tevdi edildiği, 11/02/2021 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda; KGK’den gelen müzekkere cevabına göre, davalı şirketin denetime tabi olmadığının anlaşıldığı, dolayısı ile davacı şirketçe iddia edilen davalı şirketin ilgili kanun hükümlerini yerine getirmediğinden yapılan bölünme işleminin geçersiz sayılacağından bahsedilemeyeceğini, davalı şirketin kısmi bölünme (bölünen) ve Genel kurul İç Yönergelerinin oluşturularak ilgili kanun hükümlerine göre, usulüne uygun olarak yapıldığı, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya içeriğinde hazırlanan bilirkişi raporu ile bu dosyada davalı şirkete ait bölünmeye esas Ticaret Siciline sunulan SMM raporunun karşılaştırılıp maddi değerlerin rakamsal farklar oluşturup oluşturmadığı, yönünde tespitte bulunulması hususunda ise, ilgili dosyasının dava konusunun itirazın iptali olduğu, bilirkişi heyetince yapılan inceleme ve tespitlerin ilgili sözleşme hükümlerine göre sözleşme, hak ediş, ödemeler, faturalar, ticari defterler, üzerinden yapıldığı ve buna göre rapor düzenlendiği görülmekle, davalı şirkete yönelik Bilanço-Gelir Tablosu gibi mali tablolar yer almadığı, mahkeme bu yönde ve tüm mali defter ve kayıtlarıyla, sözleşme hak ediş, ödemeler, faturalar, ticari defterler ile davalı şirkete yönelik Bilanço-Gelir tablosu gibi mali tabloların karşılaştırılmasını ve incelenmesini talimat ederse; bunların tamamının bu dosyaya kazandırılması ve yerinde de inceleme yetkisi verilmesi ile heyetlerine konunun kapsamı ve genişliği de arttığından ve yeni bir inceleme alanı oluştuğundan, ek ücret takdiri ile kurula bir mali müşavir bilirkişinin daha eklenmesi gerekeceği, açıklanan nedenlerden dolayı maddi değerlerin rakamsal farklar oluşturup oluşturmadığı yönünde tespit yapılamadığı, kök raporu değiştirecek başkaca bir husus olmadığı rapor edilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi ve 11/02/2021 tarihli ikinci ek rapor uyarınca heyete bir mali müşavir eklenmek sureti ile defter ve kayıtlar, sözleşme hakedişler ve diğer belirtilen belgelerin incelenmesi sureti ile bilirkişiden ek rapor alınması amacıyla dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, 25/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı şirketin kısmi bölünme (bölünen) ve Genel Kurul İç Yönergelerinin oluşturularak ilgili kanun hükümlerine göre usulüne uygun olarak yapıldığı, davalı şirketin denetime tabii olmadığının anlaşıldığı, dolayısı ile davacı şirketçe iddia edilen davalı şirketin ilgili kanun hükümlerini yerine getirmediğinden yapılan bölünme işleminin geçersiz sayılacağından bahsedilemeyeceği, davalı şirketin 28/02/2018 tarihli bilançosuna göre sermayesinin 50.000,00 TL ödenmiş sermayesinin 50.000,00 TL ve öz varlık değerinin de 47.727,21 TL olduğu ve bu haliyle davalı şirket sermayesinin öz varlık içerisinde bulunduğu ve %95 oranında korunduğu, davalı şirketin kısmi bölünme sonrasında sermayesinin ve öz varlıklarının değişmeyecek olması, şirketin mevcut bütün yükümlülüklerini karşılayabilecek tutarda olacağı bölünme sonrası şirket sermayesinin öz varlık içerisinde korunmaya devam edeceği ve bu suretle alacaklıların alacaklarının tehlikeye düşmeyeceği rapor edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; öncelikle, davalının davacıya karşı iddia edilen borcu sebebiyle davacının davalı şirketin bölünmesine karşı itiraz hakkı olup olmadığı, sonrasında bölünmeye ve devir işlemlerine karşı yasal şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamından; davalı şirketin 01.03.2018 tarihinde gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantısında kısmi bölünme kararı alındığı, bu kararın Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yedişer gün arayla 3 defa 06.03.2018, 13.03.2018 ve 20.03.2018 tarihlerinde olmak üzere 3 kez ilan edildiği, 23.05.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kısmi bölünme kararının onaylandığı anlaşılmaktadır.
Şirketlerin tam veya kısmi bölünebilirlikleri Türk Ticaret Kanunu’nun 159-174. maddelerinde düzenlenmiş, aynı Yasa’nın 192. Maddesinde ise 134 ila 190. maddelerin ihlali halinde, bölünme kararına olumlu oy vermemiş ve bunu tutanağa geçirmiş bulunan bölünmeye katılan şirketlerin ortaklarının; bu kararın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilanından itibaren iki ay içinde iptal davası açabilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davalı anonim şirketten alacaklı olduğu iddiasıyla davalı şirketin kısmi bölünme işlemine itiraz istemiyle işbu dava açılmış olup davalı anonim şirketten alacaklı olduğunu iddia eden davacının TTK’nın 192. Maddesinin açık hükmü karşısında işbu davayı açmakta aktif husumeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harçtan peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 44,80 TL karar harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2022