Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/673 Esas
KARAR NO : 2021/63
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2017
KARAR TARİHİ : 08/02/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacı vekilince mahkememize sunulan 05/10/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’a 02/04/2015 tanzim tarihli, 30/10/2015 vadeli 40.000,00-TL bedelli müvekkili tarafından keşide edilmiş senedi vermediğini, ilgili senedin müvekkiline ait olmadığını, alacaklı görünen … emrine düzenlenmiş görünen 40.000,00-TL ‘lik senedin ciro yolu ile …’a verdiğini, … ile … ile de ticari faaliyeti olmadığını, müvekkilinin bu davalılar ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, ve herhangi bir borcunun da bulunmadığını, sahte senedin davalılar tarafından tanzim edilerek müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı … tarafından düzenlenen senedin … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile icra takibine geçtiğini, müvekkilinin takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığından dolayı imzaya itirazda bulunduğunu, … Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, senet asıllarının incelenmesinde bedelinin malen yazılı olduğunu ancak müvekkilinin herhangi bir ticari faaliyette bulunmadığını ve borcunun da olmadığını, takip konusu senetteki imzaların müvekkiline ait olmadığını ve mahkeme tarafından imzaların incelenmesini talep ettiklerini beyan ederek, davanın kabulüne, mahkemece uygun görülecek bir teminat karşılığında tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin söz konusu senetlerde borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyetli olarak yapılan takibin iptaline, takibe konu senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığından imza incelemesi yapılmasına, %20 kötü niyet tazminatına, masraf ve ücretlerin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekilince mahkememize sunulan 20/10/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; takip dayanağı senet aslının incelenmesinde, müvekkilinin …’ın takip konusu senedin davacının keşidesinden ve lehtarın cirosundan sonra teslim aldığının görüleceğini, müvekkilinin haklı olarak ciro silsilesi tam olarak kendisine getirilen senetlerdeki davacı imzasının gerçekte davacı tarafından atılıp-atılmadığını bilmeyen bilme konumunda bulunmayan iyi niyetli hamil olduğunu, keşidecinin lehtara karşı ileri sürebileceği doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan defileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceğini, keşidecinin ciranta ile hamil arasındaki ilişkilere dayanarak defide bulunamayacağının da açık olduğunu, davacı keşideci …’ın … (keşideci) ile müvekkili yetkili hamil arasında ticari faaliyet olmadığını, davacı tarafından her ne kadar 3. Şahıs definden yararlanmak için kendi aralarında ciro silsilesi yaratmış dese de sadece iddia olarak geçirilen bu beyanın ispata tabi olduğunun izahtan varestedir, davacının kötü niyet iddiasını kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin herhangi bir suç kaydının mevcut olmadığını, davacının bu konudaki kanaatinin değil somut verilerinin önem arz ettiğini, açılan davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını ve müvekkili lehine %20 tazminata hükmedilmesi talebinde bulunduklarını beyan ederek, davanın reddine, davacının %20 den az olmayacak tazminata mahkum edilmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilince mahkememize sunulan 21/03/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın menfi tespit davası şeklinde senet iptali davası mahiyetinde açıldığının görüldüğünü, davacının dava dilekçesinde hem senedin kendisi tarafından düzenlenmediğinden hem de davalı ile borç ilişkisinin bulunmadığı ve 3. Şahıs definden yararlanılmak istendiğinden bahsedildiğini, öncelikle senedin davacı tarafından düzenlenmediği iddiasının gerçek olması halinde borç ilişkisinin mahiyetinin ne olduğunu araştırmaya gerek olmayacağını, uyuşmazlık konusu senet için … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve bu takibe ilişkin imza itirazı sebebiyle … Hukuk Mahkemesinin nezdinde açılmış … Esas sayalı numarası ile görülmekte olan davanın derdest olduğunu, bu durumun davacı tarafından da ifade edildiğini, eğer dava senedin davacı tarafından imzalanmadığına ilişkin ise bu uyuşmazlık açısından derdestlik söz konusu olduğunu ve derdestlik itirazının kabulü ile davanın reddini talep ettiklerini, davacının asıl borç ilişkisine ve senedin cirosuna ilişkin olarak soyut iddiaları dışında hiçbir bilginin mevcut olmadığını, davacının borcunun olmadığını ve 3. Şahıs definden yararlanmak için ciro işlemi yapıldığını ifade etmekle yetindiğini ve bu isnadını somutlaştıran hiçbir bilgiye yer vermediğini, açılan davanın senet iptali istemli dava ise senedin iptalini düzenleyen TTK 651 maddesi gereğince şartların mevcut olup olmadığının tespitinin gerektiğini beyan ederek, davanın ve tedbir talebinin reddine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Kıymetli Evraktan Kaynaklanan Menfi Tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davaya ve takibe konu bono altındaki imzanın davacının el ürünü olup olmadığı, imza inkarının davalılara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği hususunda toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizce … Müdürlüğünün … Esas , … Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı ile … Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … Esas sayılı dosyası uyap sureti dosyamız arasına alınmıştır.
… Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … tarafından, davalı … aleyhine imza itirazı davası açılmış yapılan yargılama neticesinde; davacı borçlunun imza itirazı üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, takibe konu 30/10/2015 vade tarihli, 40.000,00-TL bedelli senetteki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, borçlu vekilinin rapora itiraz ettiği, itirazına dayanak olarak özel rapor sunduğu, alacaklı vekilinin tereddütünün giderilmesi için başka imza örnekleri de toplanarak Güzel Sanatlar Fakültesinden üç kişilik heyetten rapor alınmasının önerdiği alınan imza örnekleri ve borçlunun imzalarının bulunduğu belge asılları toplanarak dosyanın Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesine talimat yolu ile gönderildiği, düzenlenen rapor ve ek rapordaki beyanlara göre senetteki imzaların davacı borçluya ait olduğu gerekçesiyle “Davacının imzaya, borca, ferilerine yapılan itirazlarının reddine, Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Asıl alacağın %10 ü oranında para cezasının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına” karar verildiği görülmüş verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk dairesinin 2018/3001 Esas, 2020/2083 Karar 12/11/2020 tarihli kararında “………..Somut olayda; mahkemece tek bir bilirkişiden alınan 28/03/2016 tarihli raporda, imzanın davacı borçlu tarafından atılmış olduğu kanaatine varıldığı, mukayese konu belgelerin tamamı toplanmadan düzenlenen rapora itiraz üzerine aynı bilirkişiden alınan 25/04/2016 tarihli raporda imzanın davacı borçlu tarafından atılıp atılmadığı yönünde kesin kanaata varılamadığı, bunun üzerine Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bilirkişi heyetinden alınan 06/04/2017 tarihli rapor ve 18/04/2018 tarihli ek raporda ise imzanın davacı borçlunun eli ürünü olduğu sonucuna varıldığı, raporlar arasındaki çelişki ve mahkemece hükme esas alınan raporun yukarıda belirtilen açıklamalara uygun, hükme elverişli ve denetime uygun bir rapor almadığı anlaşıldığından Dairemizce HMK’nın 356. Maddesi uyarınca incelemenin duruşmalı yapılmasına ve bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir. Dairemizce kriminalistik uzmanı 3 kişiden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 02/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda “mevcut mukayese imzalarına kıyasen borçlu … elinden çıkmadığı” yönünde kesin bir kanaat bildirilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK’nın 355. Maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık bulunması halinde bu hususun resen gözetilebileceği, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olduğu, 02/11/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunun konusunda uzman bilirkişiler tarafından, yeteri kadar mukayese esas evrak aslı celp fotoğraflarla da desteklendiği, bu hali ile 02/11/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunun yukarıda belirtilen açıklamalara uygun hükme dayanak yapmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporuna göre takip konusu senette yer alan imzanın davacı borçluya ait olmadığı, bu durumda mahkemece imza itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf talebinin esastan kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; Davacı borçlu vekilinin istinaf talebinin esastan KABULÜNE, … Hukuk Mahkemesinin 19/06/2018 tarih ve … E., … K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Davanın KABULÜ ile; … Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında davacı borçlu yönünden takibin DURDURULMASINA, İlk derece yargılaması açısından; Alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,70-TL karar harcının davalı alacaklıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, Davacı borçlu tarafından yapılan (40,50 TL) harç ve (78,10 TL) posta gideri ve 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam (1.018,60-TL) yargılama giderinin davalı alacaklıdan alınarak davacı borçluya verilmesine, Davacı borçlu kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT. Gereğince takdir edilen 1.130,00 TL vekalet ücretinin davalı alacaklıdan alınarak davacı borçluya iadesine, İstinaf yargılaması açısından; İstinaf başvuru harcı (98,10 TL ) dışında alınan 35,90 TL harcın istek halinde davacı borçluya iadesine, Davacı borçlu tarafından yapılan 98,10 TL harç ödemesi, (61.00 ) TL posta gideri ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam (1.359,10 TL) yargılama giderinin davalı alacaklıdan alınarak davacı borçluya verilmesine, Davacı borçlu kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT. Gereğince takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı alacaklıdan alınarak davacı borçluya verilmesine, Dair, 6763 Sayılı Yasanın 4. maddesiyle Değişik İİK’nın 364/1. maddesi gereğince KESİN olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı yapılan yargılama sonucunda 12/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ile birlikte yapılan değerlendirme neticesinde, yukarıda aktarılan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19 Hukuk Dairesi 2018/3001 Esas, 2020/2083 Karar sayılı 12/11/2020 tarihli kesin olarak verilen ve dava konusu senetten kaynaklı … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacı (borçlu) yönünden takibin durdurulmasına verilen karar gerekçesinde belirtildiği üzere, söz konusu senetteki imzanın davacı (borçlu) …’a ait olup olmadığına ilişkin uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda dava konusu senette yer alan imzanın davacıya ait olmadığı tespiti dikkate alınarak davanın kabulü ile …Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi ile takibe konu 30/10/2015 vade tarihli, 40.000,00-TL bedelli senetten kaynaklı davacı …’ın davalılara borçlu olmadığının tespitine ve yapılan yargılama sonucunda davaya konu senedin malen kaydı içerdiği ispat yükü davalı/alacaklı da olmasına rağmen herhangi bir şekilde davacı ile davalılar arasında ticari ilişki olduğuna ilişkin delil sunulmadığı da göz önüne alınarak davalıların kötü niyetli olduğu kanaati hasıl olmakla, senet bedelinin %20 si oranında kötü niyet tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Davanın Kabulü ile;
2-… Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu 02/04/2015 tanzim tarihli 30/10/2015vadeli 40.000,00-TL bedelli senetten kaynaklı davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3-Kötü niyet tazminatı olarak 8.000,00-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 2.732,40-TL olduğundan, peşin alınan 683,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,30-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 6.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 714,50-TL harç toplamı ile 163-TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 877-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise talep halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2021
Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır
¸e-imzalıdır