Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/35 E. 2021/230 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/35 Esas
KARAR NO : 2021/230

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 26/12/2011
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GR.KR.YZM.TARİHİ : 02/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle;müvekkilinin 1979 yılına kadar Türkiye de yaşayıp 1979 yılında ABD ye gittiğini, orada 15 yıl kaldıktan sonra Türkiye ye döndüğünü, hem Türk vatandaşı ve ABD vatandaşı bir mühendis olduğunu, davalı ile müvekkili arasındaki tanışıklığın ve ilişkinin 2008 yılının sonlarında başladığını 2009 yılını takriben Temmuz ayı sonlarında sona erdiğini, davalı yanın ücre karşılığı iş ilişkisinde bulunduğu, özel şoförlüğünü ve özel yardımcılığını yaptığı müvekkiline 500.000,00 TL verdiğini, bu alacağı gerektirecek bir iş ilişkisine girdiğini ve müvekkilinin bunun karşılığında sözde 06/06/2010 düzenleme ve 15/06/2010 ödeme tarihli 750.000,00 TL miktarlı senet düzenleyip davalıya verdiğini, müvekkilinin davalı ile 750.000,00 TL’lik bir alacak ilişkisine girmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı yanca yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, ortada bir borcun bulunmadığını, davalının usulsüz tebligat yaparak takibi kesinleştirdiğini, bu nedenle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, yapılan itirazın iptali ile % 40 dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı borçludan alacağının tahsili amacıyla 06/06/2010 düzenleme tarihli, 15/06/2010 vade tarihli 750.000,00 TL bedelli bonoya dayanılarak … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, tebligatın borçlunun adresine Tebligat kanunu 21. maddesine göre tebliğ edildiğini, tebligatın usulüne uygun yapıldığını, davacı tarafın şikayeti üzerine … Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından yürütülen soruşturmada alınan bilirkişi raporuyla senetteki imzanın davacı … a ait olduğunun tespit edildiğini, davacı ile müvekkili arasında 01/11/2008 tarihli özel iş akdi ve gayrimenkul aracılık, yetki ve tellaliye sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkilinin davacı adına kayıtlı olan …. dükkan yapılabilen arsanın satışı ya da kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapımı için anlaşması hususunda görevlendirildiğini, bu hizmetin karşılığı olarak 500.000,00 USD tellaliye ücretinin ödeneceğini, müvekkili vasıtasıyla … Grup ile bağlantı kurularak tarafların tanıştırıldığını, davacının yapılan görüşmelere müvekkilinin katılmasını istemediğini, müvekkilinin … ile birlikte yaptığı araştırmalar sonucu davacı ile sözleşmenin imzalandığının söylendiğini, haziran ayı sonlarında davacının müvekkilinin çağırarak çok pişman olduğunu , kendisine haksızlık yaptığını ifade ettiğini, müvekkilinin daha önceden borç olarak verdiği 100.000,00 TL ile komisyon bedelini ödemek istediğini söyleyen davacı dava konusu senedi verdiğini, sonrasında senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, yaptırılan incelemede senet altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğunu tespit edildiğini, davanın haksız olduğunu, bu nedenle reddini karar verilmesini istemiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2011/733 esas-2013/652 karar sayılı ilamı ile, bonodaki imza ile taraflar arasındaki 01.11.2008 tarihli sözleşmedeki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığı, davalının ceza davalarında beraat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz edilmiş, Yargıtay 19. HD. 2014/3307 esas-2015/113 karar sayılı ilamı ile, “Dava konusu senet, “nakden” kaydını taşımakta olup, davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde davalının davacıya 100.000. TL borç verdiği, ayrıca komisyonculuk hizmetinden kaynaklanan alacağının bulunduğu, senedin bunlara karşılık düzenlendiğini savunmuştur. Dolayısıyla, davalı 650.000. TL’lik kısmı yönünden senedin ihdas nedenini talil etmiş olup, bu miktar bakımından alacağının bulunduğunu ispat yükü davalı tarafa aittir. Mahkemece bu yön gözetilmeden ispat yükünün tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle mahkememiz ilamının bozulmasına, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava konusu senetteki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğunun kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile saptanmış olmasına göre, davacı vekilinin bozma sebebi yapılan gerekçe dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Eldeki davada, keşidecisinin davacı, lehtarı davalı olan 15.06.2010 ödeme tarihli, 06.06.2010 keşide tarihli, 750.000,00-TL bedelli davaya konu bonoya istinaden davalının davacı aleyhine … Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibine giriştiği, icra takibine yönelik borcun davacı tarafından 02.01.2012 tarihinde icra veznesine yatırıldığını, bu suretle eldeki davanın İİK. 72/6. maddesi gereğince istirdat davasına dönüştüğü, … Ceza Mahkemesi’nin … esas-…karar sayılı ilamı ile, davaya konu bono altındaki imzanın keşideci-davacının eli ürünü olduğundan bahisle davalı-sanığın resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı ayrı ayrı beraat kararı verildiği ve ilamın kesinleştiği, taraflar arasında akdedilen 01/11/2008 tarihli “Özel İş Akti ve Gayri Menkul Aracılık Yetki ve Tellaliye Sözleşmesi” ile davacının talebi üzerine davalının, davacının yanında özel emlakçılığını yapmak ve idari işlerine bakmak için 01.11.2008 tarihinde maaş artı tellaliye usulü ile çalışmaya başlayacağının, maaş olarak aylık 1.500,00-TL + gerçek ücret üzerinden sigorta + 250,00-TL yemek + 250,00-TL yemek parası koşulları ile çalışacağının, ayrıca üçüncü maddeye göre davalının aracılığı ile …dükkan yapılabilen) arsasına gerek satmak gerek kat karşılığı müteahhide vermek üzere müşteri bulur, satış ya da inşaat sözleşmesi yaparsa sözleşme tarihinde …e 500.000, 00-ABD doları tellaliye ücreti ödeneceğinin, … aracılığı ile bulduğu müşteri ile habersizce anlaşır ise tellaliye ücretinden hariç bir o kadarda cezai şart ödeyeceğinin, keza …in davacı için öncelikle Ankara Macunköy’den sonra İzmir’deki arsaları ile ilgili satmak ya da müteahhide vermek için her kişi (müteahhit, alıcı, emlakçı) ile görüşmeye yetkili olduğunun ve İzmir’deki arsalar için tellaliye bedelinin daha sonra … tarafından belirleneceğinin hüküm altına alındığı, davacının anılı sözleşme altındaki imzayı inkar ettiği, davacının … sayılı taşınmaz için dava dışı … Grup Yapı Endüstri A.Ş. İle Ankara … Noterliği’nin 23.03.2010 tarih ve … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Yapım Ve Satış Vaadi Sözleşmesi” akdettiği, … Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı ilamı ile, katılanın davacı …, sanığın davalı … olan ve 01.11.2008 tarihli sözleşmedeki imzanın sahte olduğundan bahisle açılan kamu davasında soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda imzanın …’a ait olduğunun tespit edildiği, takipsizlik kararı verildiği, itiraz üzerine kararın kaldırıldığı, mahkemece Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Daiesi Adli Belge İnceleme Şube Müdürlüğü’nden rapor alındığı, alınan rapor ile imzanın …’ın eli ürünü olmadığının, bu imzanın … eli ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde bir tespite gidilemediğinin tespit edilerek tellaliye sözleşmesindeki imzanın katılana ait olup olmadığı ya da sözleşmenin içeriğinin doğru olup olmadığının tespiti yerinin Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesi ile sanık hakkında beraat kararı verildiği, kararın Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2015/9135 Esas 2016/6771 Karar sayılı 21/06/21016 tarihli kararı ile onandığı, 01.11.2008 tarihli sözleşmedeki cezai şart alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine karşı vaki itirazın iptali istemiyle … tarafından … aleyhine açılan itirazın iptali davasında …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas-… karar sayılı ilamı ile, altındaki imzanın davalıya ait olduğu tespit edilen 01/11/2008 tarihli sözleşmedeki hakkını asıl borcun ifasını kabulden önce ya da kabul sırasında saklı tuttuğunu iddia etmediği gibi kanıtlayamadığı, kendi beyanı ile asıl borcun ifasının kabul edildiği, davalının takibinde kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, asıl alacağın %20’si oranında 175.100,00 TL kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verildiği, ilamın davacı vekili tarafından istinaf edildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. HD. 2019/1714 esas-2020/1576 karar sayılı ilamı ile, tarafların faaliyetinin esnaf faaliyeti olup olmadığı, işin hacmi itibariyle ticari muhasebeyi gerektirip gerektirmediği, ticari faaliyet boyutuna erişip erişmediği değerlendirilip, gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak davalının tacir-esnaf olduğunun kesin bir şekilde belirlenmesinden sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, görev hususunda her hangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verildiği, ayrıca …Ticaret Mahkemesi’nin … E. (…Eski Esas) Sayılı simsarlık sözleşmesine konu asıl alacağa ilişkin uyuşmazlığın çözümleneceği dosyanın sonucunun beklenmesi gerekirken yazılı şekilde asıl alacağın tahsil edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle …. Hukuk Mahkemesi ilamının HMK. 353/1-a maddesi uyarınca kesin olarak kaldırılmasına karar verildiği dosya kapsamı ile sabit olup, Yargıtay bozma ilamı sonrasında öncelikle, bozma ilamındaki gerekçeye göre davaya konu 750.000,00-TL bono altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğu maddi vakasının kesinleştiği, böylelikle taraflar arasındaki ihtilafın 01.11.2008 tarihli sözleşme altındaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı ve davalının komisyon ücretinden kaynaklanan 650.000,00-TL alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı saptanmış ve senet sebebini talil etmesi nedeniyle anılı ispat külfetinin davalı üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Öncelikle, … Hukuk Mahkemesi tarafından Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuvarından alınan 24.11.2014 tarihli raporda, sözleşme altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun belirtilmesi ve özellikle mahkememizin bozma öncesi tesis ettiği 2011/733 esas-2013/652 karar sayılı ilamında açıkça sözleşme altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun belirtilip Yargıtay 19. HD. 2014/3307 esas-2015/113 karar sayılı ilamı ile, davalının ihdas nedenini değiştirmesi dışında kalan tüm davacı temyiz itirazlarının reddedilmesi karşısında bozma ilamı ile doğan usuli müktesaplar gözetilerek sözleşme altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğu kabul edilmiştir. … Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ekinde bulunan davacı …’ın savcılığa ibraz ettiği dilekçesinde, açıkça davaya konu sözleşme kapsamında komisyoncusunun dava dışı … olduğunu beyan etmesi, davalının …’a 02.03.2019 tarihli yer gösterme sözleşmesi ile tellaliye sözleşmesine konu taşınmazı göstermesi ve … ile davalı arasında tellaliye sözleşmesine konu taşınmaz için akdedilen 05.03.2019 tarihli “tutanaktır” başlıklı sözleşme içeriği nazara alındığında, davalı tarafından temin edilen komisyoncu … aracılığıyla davacının ….sayılı taşınmaz için dava dışı … Grup Yapı Endüstri A.Ş. İle …Noterliği’nin 23.03.2010 tarih ve …yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Yapım Ve Satış Vaadi Sözleşmesi” akdettiği, bu suretle davalının 01.11.2008 tarihli sözleşme kapsamında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin akit tarihi olan 23.03.2010 tarihi itibariyle 500.000,00 USD tutarında tellaliye ücretine hak kazandığı, 23.03.2010 tarihinde USD nin T.C. …Bankası efektif satış kurunun 1,5465-TL olması nedeniyle tellaliye ücretinin TL cinsinden 773.250,00-TL olduğu böylelikle davalının tellaliye sözleşmesi kapsamında 650.000,00-TL’lik alacağını ispat ettiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Bu kabulden hareketle, öncelikle davaya konu bono altındaki imzanın davacının eli ürünü olması, senette nakden ibaresinin yazılı olmasına rağmen davacının 100.000,00-TL borç almadığını yazılı delil ile ispat edememesi, senet sebebini talil eden davalının ise tellaliye sözleşmesi kapsamında 650.000,00-TL alacağının varlığını ispat etmesi karşısında ispat edilemeyen davanın reddine, İİK. 72.maddesi uyarınca verilen tedbir kararı bulunmadığından davacının tazminata mahkum edilmesi yönündeki davalı isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Davanın REDDİNE,
2-Mahkememizce verilen ve infaz edilen tedbir kararı bulunmadığından davacının mahkum edilmesi yönündeki davalı isteminin İİK 72.maddesi gereğince reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 59,30-TL maktu harcın, peşin alınan 11.137,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.078,20-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 54.550,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekili …. yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/04/2021

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza