Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/426 E. 2021/43 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/426 Esas
KARAR NO : 2021/43

ASIL YÖNÜNDEN;
2-
Av. …

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2014

KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
2-
Av. … –

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/07/2014

BİRLEŞEN (7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2019/164 ESAS SAYILI DOSYASI) DAVA YÖNÜNDEN;
2-
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2019

KARAR TARİHİ : 28/01/2021
GR.KR.YZM.TARİHİ : 29/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 02.08.2012 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre müvekkilinin sözleşmenin 2.maddesine göre davalı şirketin yapımını üstlendiği Marmara Üniversitesi Başıbüyük Eğitim ve Araştırma Hastanesi güçlendirme ve onarım inşaatına ait elektrik projeleri kapsamında bulunan Pano ve Şalt Malzemeleri, izole trafo sistemleri ve ameliyathane kontrol panelleri, alçak gerilim ve zayıf akım kabloları, tüm sortiler aydınlatma ve yönlendirme armatürleri, çevre aydınlatma tesisatı, yıldırımdan korunma ve topraklama sistemleri, yapısal kablo sistemi, yangın algılama ve ihbar sistemi, acil anons ve müzik yayın sistemleri multiswitch ve komple TV tesisatı, sıramatik sistemi, saat sistemi, CCTV kamera güvenlik sistemi, hemşire çağrı sistemi gibi işlerin yapımını üstlendiğini, sözleşme hükümleri gereğince müvekkilinin yapması gerekenleri yapmaya başladığını, sözleşmenin madde 2/E kapsamında iş nakit kış programını personel istihdam programını belirlenen sürede davalı ve edimlerini yerine getirmeye başladığını, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince, müvekkili şirket davalının yapımını üstlendiği yine davalı firma ile yapılan bir çok görüşmeler ve yazışmalarda tarafımızca üstlenilen işin devam edebilmesi ve ilerlemesi, bazı işlerin tamamlanması ve bazılarına başlanması hususunda davalı firmanın üzerine düşen işleri tamamlanmasını talep ettiğini, sözleşme ile üstlenilen işlerin yapılabilmesi için davalı firmadan inşaat programı istediğini, işlerin koordinasyonlu gidilmesi amacı ile inşaat sahasında mekanik ve elektrik mühendislerinin bulundurulmasını istediğini, ancak taleplerin hiç birine davalı firmaca cevap verilmediğini, davalı tarafından yapımı üstlenilen binada davalının yapmadığı daha bir çok inşai eksiklik olduğunu, bu eksiklerin müvekkili firma tarafından kayıt altına alındığını, bu davalı tarafın işi tamamlamadan ihale süresinin bittiğini, dolayısıyla müvekkili şirketinde sözleşme süresi ihale süresine bağlı olarak 26.12.2013 tarihinde sona erdiğini, buna rağmen müvekkili firmanın iyi niyet çerçevesinde çalışmalarına devam etmeye çalıştığını ve davalıdan kaynaklı gecikmeler nedeni ile ciddi zararlara mazur kalmaya başladığını, malzeme siparişlerini vererek buna ilişkin sözleşmeler imzalandığını, ciddi bir maliyet yüklendiği halde davalıdan kaynaklı olarak süresinde işi yapamamış olduğunu, bu sırada dolar kurundaki anormal artış sebebi ile maliyetlerinin fahiş oranda arttığını, müvekkili firmanın sözleşme gereği edimlerini yerine getirirken 3. kişi ve firmalarla çeşitli sözleşmeler imzaladığını, imalat ve montajlarını tamamladığını, hatta sadece ilgili hastanede kullanılabilecek ADP ve Kompanzasyon panoları için 1.500.000,00-TL’lik bir sözleşme yaptığını, ancak davalı firmaca eksikliklerin giderilemediği için panoların montajının yapılamadığını, kaldıki bu panoların başkaca bir inşaat alanında kullanılamayacağı için müvekkili firmanın sadece ADP ve Kompanzasyon panoları ile ilgili yapılan sözleşmeden kaynaklanan 1.580.527,92-TL’lik maddi zararı oluştuğunu, müvekkili firma tarafından davalıya süre uzatımı verilip verilmediği konusunda bilgi talep ettiğini, ancak davalı tarafın müvekkilinin bu haklı ve yerinde talebini karşılamak yerine müvekkilinin sözleşmesini ankara 56. Noterliği’nin 06983 yevmiye no’lu ihtarı ile haksız ve mesnetsiz olarak fesih ettiğini, ihtarname içeriğindeki iddiaların hiçbirisinin gerçek olmadığını Kartal 23. Noterliğinin 05723 yevmiye no’lu ihtarnamesi ile cevap verildiğini, müvekkilinin sözleşmesini haksız olarak fesih eden davalının bununla da yetinmeyerek müvekkilinin hakediş alacağına ilişkin faturaları haksız ve kötüniyetli olarak müvekkiline iade ettiğini, borcunu dahi ödemediğini, bu hakedişlerden kaynaklı müvekkilinin davalıdan 353.734,24-TL alacağının bulunduğunu, bununla ilgili davalıya gönderilen faturaların Ankara 56. Noterliği’nin 09135 ve 06981 yevmile nolu ihtarnamesi ile taraflarına iade edildiğini beyanla, fazaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından ödenmeyen 7 no’lu hakedişe ilişkin alacakları olan 349.595,86-TL ile 11.04.2014 tarihli 01-A fatura no’lu 4.138,38-TL alacakları ile toplam 353.734,24-TL alacaklarının ihtar tarihi olan 15.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranılan zararlarımızdan elimizde kalan ve bu işten başka yerde kullanılamayacak olan ADP ve Kompanzasyon panoları ile ilgili yapılan sözleşmeden kaynaklanan 1.580.527,92-TL’lik zararlarından şimdilik 10.000,00-TL zararlarının ihtar tarihi olan 15.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı tarafından sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranan sözleşme bedeli üzerinden hesaplanacak % 25 müteahhit karından şimdilik 10.000,00-TL kar kaybı tazminat alacaklarına 15.04.2014 itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş,
Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu ıslah dilekçesi ile asıl davada talep ettiği kar kaybı yönündeki 10.000,00-TL’lik istemini artırarak 811.103,01-TL kar kaybının temerrüt tarihi olan 17.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah harcı 16.01.2021 tarihli sayman mutemedi alındısı ile yatırılmıştır.
CEVAP VE KARŞI DAVA DİLEKÇESİ : adi ortaklığın (Ortak Girişim) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyetinin olmadığını, müvekkili ile asıl işveren idare … arasında 11.06.2012 tarihinde “İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) “Marmara Üniversitesi Başıbüyük Eğitim ve Araştırma Hastanesi Güçlendirme ve Onarım İnşaatı Sözleşme Paketi” (EIB-WB2-GÜÇL-ONAR-01) sözleşme yapıldığını, davacı/karşı davalı ile yüklenici olan vekiledenler arasında 02.08.2012 tarihinde Taşeronluk Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında elektrik projeleri kapsamında kontrol panelleri ve tesisatların yapıldığını, detaylı iş programının malzeme ve teçhizat onay programının ve nakit akış programının hazırlanmadığını, iş verene yani davalı/karşı davacıya sunulmadığını, onayının alınmadığını, davacının mevcut sözleşmeyi yok saydıklarına ilişkin beyanının doğru olmadığını, işin tamamlanma tarihinin revize edildiğini, yüklenicinin iş kapsamında herhangi bir önlem almadığı ve imalata başlamadığını, henüz başlanmamış işlerin % 46,4 oranının bulunduğunu, bir kısım iş kalemlerinin taşeronluk sözleşmesi kapsamında olmayıp yüklenici ortak girişim tarafından tamamlanmadığını, iş programı hazırlanarak işverene sunulmadığını, sözleşmeye aykırılıkların tespiti için İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/166 D.İş sayılı dosyasından tespit yapıldığını, davanın haksız dayanaksız ve kötü niyetli olduğundan reddinin gerektiğini beyanla, asıl dava bakımından; haksız ve yersiz açılan davanın reddine, karşı dava bakımından; 02.08.2012 tarihli “Taşeronluk Sözleşmesinin” 04.04.2014 tarihinde karşı davacılar tarafından haklı olarak feshedildiğinin tespitine, karşı davacılar tarafından karşı davalıya verilen bir kısım sözleşme bedelinin iadesi istem hakkının şimdilik saklı tutulmasına, taraflar arasında ki sözleşmeye aykırı olarak, edimini süresinde veya hiç ve gereği gibi ifa etmeyen karşı davalının kusurlu eylemi karşısında sözleşmeyi haklı ve tek taraflı olarak fesheden davacıların, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebi ile uğradığı menfi zararın karşılığı belirsiz alacak istemli olarak (ileride tespit edilecek bedele arttırılmak üzere) şimdilik 10.000,00-TL alacağın, temerrüt tarihi olan 04.04.2014 (fesih istemli ihtarname) tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

BİRLEŞİK DAVA YÖNÜNDEN;
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili ile davalı şirket arasında 02/08/2012 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 2. Maddesine göre müvekkilinin alt taşeron olarak, Marmara Üniversitesi Başıbüyük Eğitim ve Araştırma Hastanesi güçlendirme ve onarım inşaatına ait elektrik projeleri kapsamında bulunan işlerin yapımını üstlendiğini, sözleşme hükümleri gereğince müvekkilinin yapması gerekenleri yapmaya başladığını, davalı …’ın sözleşme süresinin 26.12.2013 tarihinde son bulduğunu, müvekkili ile davalı arasında kurulan sözleşme süresinin de buna bağlı olarak 560 gün olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafın idare ile yaptığı sözleşmeye uygun olarak inşaatı tamamlayamadığını, 24.01.2014 tarihine gelindiğinde davalı tarafça yapılması gereken güçlendirme ve onarım işlerinden, henüz daha %46,64’lük kısmının yapıldığını, bu durumun davalı firmaya bildirildiğini, ancak davalı tarafından müvekkilin yaptığı başvuruların cevapsız bırakıldığını, müvekkilinin davalının kusurundan kaynaklı üstlendiği işi yapamadığını, davalı tarafın, işi tamamlamadan ihale süresinin bittiğini ve dolayısı ile müvekkil şirketinde sözleşme süresinin ihale süresine bağlı olarak 26.12.2013 tarihinde sona erdiğini, buna rağmen müvekkil firmanın iyi niyet çerçevesinde çalışmalarına devam ettiğini, müvekkilinin sözleşme gereği edimlerini yerine getirirken 3.kişi ve firmalarla çeşitli sözleşmeler imzaladığını, imalat ve montajlarını tamamladığını, ADP ve Kompanzasyon panoları için 1.500.000 TL’lik bir sözleşme yaptığını, ancak davalı firmaca eksiklikler giderilemediği için panoların montajının yapılamadığını, davalı tarafın müvekkilinin sözleşmesini haksız ve mesnetsiz olarak fesih ettiğini, ayrıca müvekkilinin hakediş alacağına ilişkin faturaları haksız ve kötüniyetli olarak iade ettiğini ve borcunu ödemediğini, müvekkilinin davalıda 353.734,24 TL alacağı bulunduğunu, bununla ilgili davalıya gönderilen faturaların iade edildiğini belirterek; öncelikle ek dava niteliğindeki iş bu davanın Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/ 426 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, bu talebe ek olarak 736.427,01 TL hak ediş alacağının davalıdan ihtar tarihi olan 15.04.2014 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile tahsiline; 1.570.527,92 TL sözleşmeden doğan zararın davalıdan ihtar tarihi olan 15.04.2014 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 04/04/2014 tarihinde feshedildiğini, bu suretle davada 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, eser sözleşmesinin iş sahibi tarafından haklı nedenle feshedildiğini, iş programı incelenmeden feshin haksız olduğunun tespitinin mümkün olmadığını, yüklenicinin herhangi bir hak ediş alacağının olmadığını, zira ortada faturaya dayalı taraflarca imzalanmış bir hak ediş tutanağının bulunmadığını, iş sahibine teslim edilmeyen, yüklenicinin elinde bulunan gerilim ve kompanzasyon panolarının bedelinin iş sahibinden talep edilemeyeceğini beyan ederek asıl ve birleşen davanın reddine, menfi zarar istemli açılmış olan karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Asıl ve birleşik dava ile karşı dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Eldeki davada, asıl işveren … ile … ortak girişimi arasında 11/06/2012 tarihinde İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi Marmara Üniversitesi Başıbüyük Eğitim ve Araştırma Hastanesi Güçlendirme ve Onarım İnşaat Sözleşmesinin akdedildiği, müteakiben davacı … ile davalı …Ltd.Şti arasında 02/08/2012 tarihli “Elektrik İşleri Faturalı Taşeron Sözleşmesi” isimli sözleşmenin akdedildiği, müteakiben 02/08/2012 tarihli sözleşmenin “Taahhüt Protokolü” ile değiştirilerek işveren olarak ortak girişimin gösterildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.maddesi ile işverenin (somut olayda davalı, birleşik davalı/karşı davacının) idareye taahhüt ettiği aylık, yıllık, genel iş programına ve iş bitim süresine taşeronun (somut olayda davacı, birleşik davacı/karşı davalı) uymak zorunda olduğunun, 9.maddesinde sözleşme bedelinin %10’u oranında kesin kabul tarihine kadar taşeronun teminat mektubu vereceğinin, sözleşmenin 18.maddesinde taşeronun işin devamı sırasında fiyat arttırma talebinde bulunamayacağını, sözleşmedeki belirtilen fiyatların işin teslimi sonuna kadar geçerli olduğunun düzenlendiği, davalı/karşı davacının Ankara 54. Noterliği’nin 04/04/2014 tarih ve 06983 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile akdedilen sözleşmeyi feshettiği, davalı,birleşik davalı/karşı davacı ile dava dışı idare arasında akdedilen sözleşmeye göre iş bitim süresinin 26/12/2013 tarihin olarak gösterildiği ancak işveren tarafından idareye 03/01/2014 tarihli süre uzatım istemli yazı yazıldığı, dava dışı idarenin iş bitim süresini revize ederek 26/10/2014 tarihi olarak belirlediği, müteakiben süre uzatım sonrasında iş bitim tarihinin 15/01/2016 tarihi olduğu ve bu tarih itibariyle geçici kabule hazır olduğunun ve işin tamamlandığına dair tutanağın idare müşavir firması tarafından imzalandığı dosya kapsamıyla sabit olup , asıl davada davacı-yüklenicinin sözleşmenin haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı olarak yoksun kalınan kar, 7 nolu hak ediş alacağı, haksız fesih nedeniyle uğranılan zarar kapsamında sözleşme konusu iş için imalatı gereken ADP Panosu bedeli ile 11/04/2014 tarihli 4.138,38-TL bedelli fatura alacağının tahsilini, karşı davada davacı-işverenin haklı nedenle sözleşmenin feshedildiği iddiası sonrasında menfi zararının tazminini, birleşik davada davacı-yüklenicinin 7 ve 8 nolu hak ediş alacağını ve asıl davada kısmen dava konusu edilen sözleşme kapsamında imalatı zorunlu olan ADP panolarının bedelini talep ettiği saptanmış olup taraflar arasındaki öncelikli ihtilaf; işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği, bu bağlamda taraflarca menfi ve müspet zararın tazmini isteminde bulunulup bulunulamayacağı, yüklenicinin var ise hak ediş alacağının miktarı noktasında toplandığı belirlenmiştir.
Öncelikle, her ne kadar dava asıl ve birleşik dava tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklığa karşı açılmış ise de, asıl ve birleşik davalıların aynı avukata ayrı ayrı vekâletname vererek davaya yanıt verip husumeti kabul ettiklerinden, davanın ortak girişimi meydana getiren şirketlere karşı açıldığının kabul edilerek (HGK 08.10.2003 T 2003/12-574-564 K.) mahkememizce usulü eksikliğin yargılama esnasında giderildiği kabul edilmiş, yine mahkememizin 10/10/2019 tarihli celsesinde eser sözleşmesinden kaynaklanan birleşik davada kesin hesabın henüz çıkarılmadığı ve bu suretle birleşik davada 5 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı kabul edilerek birleşik dava yönünden davalı vekilinin zamanaşımı itirazının esas hüküm ile birlikte istinaf yasa yolu açık olmak üzere reddine karar verilmiştir.

Yine önemle vurgulamak gerekir ki, müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Başka bir deyişle, müspet zarar cebe girmesi beklenen paradır. Bu bağlamda yoksun kalınan kar menfi zarar kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Müspet zararda işveren olan davalı fesihte haklı ise müspet zararın tanzimi davacı tarafından talep edilemez.
Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar. Başka bir deyişle, menfi zarar cepten çıkan, yasal olarak harcanan paradır. Bu bağlamda sözleşmenin düzenlenmesi için yapılan noter, posta vs. giderler sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan proje, çizim, tasdik parası, ruhsat harcı vb. giderler, karşı edimin kabulü için yapılan giderler, dava giderleri menfi zarar kapsamındadır. Olumsuz zarar sözleşmeden haklı olarak dönen tarafın kusurlu olan taraftan isteyebileceği zarardır. Her iki taraf da haksız ise hiçbir olumsuz zararın tazminini isteyemez.
Her iki tarafın ortak kusuru ile sözleşme feshedilmiş ise taraflar birbirinden tazminat talebinde bulunamazlar ve sadece birbirinin mal varlığının kazandırdıkları artı değeri talep edebilirler. Diğer taraftan yüklenicinin hakettiği iş bedelleri için feshin haklı olup olmadığının önemi yoktur.
Açıklanan hukuki gerekçeler ışığında; öncelikle davalı-işverenin sözleşmeyi haklı nedenle feshedip feshetmediğinin irdelenmesi gerekmiştir. Mahkememize ibraz edilen 11/06/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu çerçevesinde yapılan değerlendirmede, taşeron-davacı . tarafından üstlenilen işler yönünden 17/08/2012 onay tarihli iş programı incelendiğinde elektrik tesisat işlerinin başlangıç tarihinin 14/01/2013, bitiş tarihin ise 09/11/2013 olarak belirlendiği, iş programına göre elektrik tesisat işlerinin başlayabilmesi için betonarme kalıp donatı imalatlarının 13/01/2013 tarihinde bitmiş, beton ve betonarme inşaat işlerinin ise 14/02/2013 tarihinde başlamış olması gerektiği, ancak kalıp donatı işlerinin 01/04/2013 tarihinde %98 oranında tamamlandığı, iş programına göre kalıp donatı işinin 2,5 ay kadar geciktiği, bu bağlamda 14/01/2013 tarihinde başlayacak elektrik işlerinin 2,5 ay gecikme ile 01/04/2013 tarihinde başlaması gerektiği öngörülürse yaklaşık 10 ayda bitirilmesi öngörülen imalatların 01/02/2014 tarihinde %13,4 oranında ilerleme kaydettiği, diğer yandan mekanik işler kapsamındaki elektrik işlerinin yapılabilmesi için gerekli belirsizliğin giderilmediği, mekanik tesisat işlerinde de önemli oranda işin geciktiği, böylelikle uygulamaya konu elektrik projelerinin hazırlanması ve uygulanabilmesi için ilgili mahallerde yer alan tüm cihazların ve sistemlerin sistemden çekeceği maksimum gücü belirlenerek buna göre kablo kesiti, sigorta, pano seçimlerinin yapılması zorunlu olup bu konularda davacı-taşeronunun taleplerinin davalı-iş sahibi tarafından karşılanmaması, yine davacının uhdesindeki işleri yerine getirebilmesi için mahallerdeki inşaat işlerinin zamanında tamamlanmaması, mekanik işler ile ilgili uygulamaya konu güçlerin zamanında tespit edilmemiş ve mekanik işler ile ilgili yeterli ilerlemenin sağlanamamış olması karşısında sözleşmeye konu işin zorunlu olarak uzaması gerektiği, bu durumda davalının fesih işleminde kusurlu olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda davalı-işverenin kusuru mahkememize ibraz edilen ilk ve ikinci heyet raporları ile sabittir. Öte yandan, davacı-taşeronun 02/04/2014 tarihli Yönetim Kurulu kararıyla sözleşmenin uzaması sebebiyle davalının talebine rağmen yeni bir teminat mektubu verilmeyeceğini, süresi biten sözleşmenin fiyat farkı verilmesi şartıyla yenilenmesi ve avans çeki verilmesi halinde işe devam edileceğinin kararlaştırılıp keyfiyetin davalı işverene bildirildiği, oysa ki akdedilen sözleşmenin 4.maddesi ile tacir olan davacının iş süresi olarak işverenin ( davalının) dava dışı idareye taahhüt ettiği aylık, yıllık, genel iş programına ve iş bitim süresine bağlı olduğunu kabul ettiği, anılı Yönetim Kurulu karar tarihi itibariyle davalı işverenin idare ile olan sözleşmesinin devam ettiğinden dolayı sözleşmenin 9.maddesi uyarınca kesin kabul tarihine kadar davacının sözleşme akdedilirken ibraz etmiş olduğu 25/12/2014 tarihine kadar geçerli teminat mektubunu işveren olan davalıya vermesi gerekirken vermediği ve aynı zamanda sözleşmenin 18.maddesi uyarınca fiyat farkı talep edemeyecek iken fiyat farkı talep ettiği ve fiyat farkı verilmek şartıyla yeni bir sözleşme yapılmadığı takdirde işe devam etmeyeceğini beyan ettiği dikkate alındığında, fesihte davalının da kusurlu olduğu böylelikle ortak kusur ile sözleşmenin feshedildiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Bu kabulden hareketle asıl ve birleşen dava ile karşı davadaki her bir talebin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmiştir.
A)Asıl dava yönünden;
1) Davacının yoksun kalınan karın tahsili amacıyla açmış olduğu dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Davacının kar mahrumiyeti isteminin müspet zarar kapsamında kaldığı, müspet zarar kapsamında kalan kar mahrumiyetinin talep edilebilmesi için davacının kusursuz ve sözleşmeyi fesheden taraf olmaması gerektiği, oysa ki davacının fesihte ortak kusurlu olduğu saptanmakla kar mahrumiyeti yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Davacının ADP pano bedelinin tahsili amacıyla açmış olduğu dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Sözleşme kapsamında edimin ifası amacıyla davacının satın almış olduğu ADP panolarının bedelini talep etmesi menfi zarar kapsamında kaldığı, davacının kar mahrumiyeti talebini içeren müspet zarar ile birlikte menfi zarar talebinde bulunamayacağından anılı zarar kalemleri için açılmış olan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Kaldı ki, davacının talep etmiş olduğu yoksun kalınan kar kesinti yöntemine göre belirlenir. Kesinti yönteminde, yoksun kalınan kar, yapılamayan işin sözleşmeye göre bedelinden yüklenicinin yapması gereken zorunlu harcamalar ile bu süre içerisinde başka bir işten sağlayacağı ya da kasten sağlamaktan kaçındığı kazanç miktarının mahsubu ile bulunur. Davacının yoksun kalınan kar ile birlikte anılı zarar kaleminin hesabında dikkate alınması gereken zorunlu harcama bedellerini ayrıca talep etmesi mümkün değildir. Açıklanan gerekçe ile anılı alacak kalemi yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
3) Davacının 7 nolu hak ediş bedelinin tahsili amacıyla açmış olduğu dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Davacı taşeronun 31/03/2014 tarihli yazı ile 01/11/2013-28/02/2014 tarihleri arasında yapılan işlere ait 7 nolu hak edişi düzenleyerek davalıya sunduğu, davalı tarafından 7 nolu hak edişin onaylanmadığı, sözleşmenin 29.maddesi uyarınca 7 nolu hak edişe konu dönemleri içeren idare tarafından yapılan 18 nolu 01/03/2014 tarihli hak ediş raporu kapsamı, imalat puantajları ve taraflar arasında yapılan hak edişlerin içeriği nazara alındığında, davacının 7 nolu hak ediş için davalıdan 360.597,13-TL alacaklı olduğu mahkememize ibraz edilen ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 11/06/2020 tarihli bilirkişi raporu çerçevesinde kabul edilmiştir. Ancak davacı 7 nolu hak ediş için dava dilekçesi ile 349.595,86-TL talep etmesi karşısında taleple bağlı kalınarak davacının 7 nolu hak edişten olan alacağının 349.595,86-TL olduğu , tarafların tacir , ihtilafın ticari iş mahiyetinde olması sebebiyle davacının avans faizi isteminde bulunabileceği, davacının Kartal 23. Noterliği’nin 15/04/2014 tarih ve 05723 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya temerrüde düşürdüğü, ihtarnamenin davalıya 17.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği bu suretle 19.04.2014 günün temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği saptanmakla 349.595,86-TL’nin 19.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından 7 no’lu hakedişe giren imalatların davacı tarafından yapılmadığı iddia edilmiş ise de, sözleşme kapsamında kalan edimin üçüncü kişilere yaptırıldığının ispat külfetinin işveren olan davalı üzerinde bulunduğu, davalının soyut iddiadan başka edimin üçüncü kişilere yaptırıldığı veyahut üçüncü kişilere yaptırıldığını ispat edemediği nazara alınarak, anılı savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
4)Davacının 11/04/2014 tarih ve 4.138,38-TL bedelli faturaya istinaden açmış olduğu alacak davası yönünden yapılan değerlendirmede;
Mahkememize ibraz edilen 18/06/2015 tarihli bilirkişi raporu ile 12/03/2017 tarihli ve 11/06/2020 tarihli bilirkişi heyet raporları çerçevesinde yapılan değerlendirmede; davacı ve davalının 2013-2014 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, bu suretle yasal delil niteliğine haiz olduğu, davaya konu 11/04/2014 tarihli faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu suretle davacının fatura bedeli kadar alacaklı olduğunu ispat edemediği ve dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı saptanmakla 11.04.2014 tarihli fatura yönünden ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
B)Karşı dava yönünden;
Davacı işverenin menfi zararının tazmini isteminde bulunabilmesi için öncelikle kusursuz olarak sözleşmeyi feshetmesi gerektiği, somut olayda taraflar arasında akdedilen sözleşmenin feshinde her iki tarafın kusurlu olduğu, bu suretle karşı davacının menfi zarar isteminde bulunamayacağı kabul edilerek karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
C)Birleşik dava yönünden;
1)8 nolu hak ediş alacağının tahsili amacıyla açılan dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Mahkememize ibraz edilen 11/06/2020 tarihli bilirkişi heyet ve ek raporu çerçevesinde, sözleşmenin 29.maddesine idare tarafından yapılan 19 nolu 01/04/2014 tarihli hak ediş raporu, imalat pursantajları ve taraflar arasında yapılan hak edişler dikkate alındığında 8 nolu hak edişin geçerli olduğu dönemin 01/03/2014-31/03/2014 tarihine kadar yapılan dönem olup 8 nolu hak edişe göre davacının KDV dahil 6.843,50-TL tutarında alacaklı olduğu, 8 nolu hak ediş yönünden davacının davalıyı temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat edemediğinden temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, nitekim Kartal 23. Noterliği’nin 15.04.2014 tarih ve 05723 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 8 nolu hakedişe yönelik alacak için davacının davalıyı temerrüte düşürmediği, yine tarafların tacir, ihtilafın ticari iş mahiyeti olması sebebiyle davacının avans faizi isteminde bulunabileceği nazara alınarak 6.843,50-TL’nin dava tarihi olan 04/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir.
2)9 nolu hak ediş alacağının tahsili amacıyla açılan dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Mahkememize ibraz edilen 11/06/2020 tarihli bilirkişi heyet ve ek raporu çerçevesinde, 9 nolu hak edişin teslim edilen malzemelere ait olduğu, teslim edilen malzemelerin piyasa rayiç değerlerine göre hesap edildiği, hesaplamalarda davalı temsilcisinin imzası olmayan malzemelere yer verilmediği, bu bağlamda 9 nolu hak edişten kaynaklanan davacı alacağının 603.480,85-TL olduğu, 9 nolu hak ediş yönünden davacının davalıyı temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat edemediğinden temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, nitekim Kartal 23. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 9 nolu hakedişe yönelik alacak için davacının davalıyı temerrüte düşürmediği, yine tarafların tacir, ihtilafın ticari iş mahiyeti olması sebebiyle davacının avans faizi isteminde bulunabileceği nazara alınarak 603.480,85-TL’nin dava tarihi olan 04/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir.
Yine davalı vekili 9 no’lu hakedişe giren imalatların (malzemelerin) müvekkiline ait olduğunu iddia etmiş ise de, sözleşme kapsamında kalan malzemelerin davacı tarafından teslim edilmediğini, kendisine ait olduğunu ispat külfeti üzerinde bulunan davalının soyut iddiası dışında iddiayı ispat edecek herhangi bir delil ibraz etmediğinden anılı savunmaya itibar olunmamıştır.
3)Davacının ADP pano bedelinin tahsili amacıyla açmış olduğu dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Asıl davada aynı zarar kalemi yönünden açılan dava için yapılan değerlendirmede belirtildiği üzere sözleşme kapsamında edimin ifası amacıyla davacının satın almış olduğu ADP panolarının bedelini talep etmesi menfi zarar kapsamında kaldığı, davacının kar mahrumiyeti talebini içeren müspet zarar ile birlikte menfi zarar talebinde bulunamayacağı yine kesinti yöntemine göre hesaplanacak kar mahrumiyeti talep eden davacının imalat için zorunlu olan harcama kaleminde yer alan ADP panoları yönünden alacak isteminde bulunamayacağı gerekçesi ile anılı alacak kalemi yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmişti ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
A)ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-349.595,86-TL’nin 19.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 23.880,89-TL harçtan peşin alınan 20.432,45-TL (6.382,45-TL peşin harç + 14.050,00-TL ıslah harcı toplamı) harcın mahsubu ile bakiye 3.448,44-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 32.921,71-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 53.812,07-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 34.829,08-TL (dava açılış masrafı, bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 11.223,89-TL yargılama gideri ile peşin olarak yatırılan 20.432,45-TL (6.382,45-TL peşin harç + 14.050,00-TL ıslah harcı toplamı) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
B)KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 59,30-TL maktu harçtan, peşin alınan 170,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 111,50-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)BİRLEŞİK DAVA YÖNÜNDEN;
1- 603.480,85-TL’nin dava tarihi olan 04/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– 6.843,50-TL’nin dava tarihi olan 04/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 41.691,26-TL harçtan peşin alınan 39.397,02-TL (12.576,34-TL peşin harç + 26.820,68-TL tamamlama harcı toplamı) harcın mahsubu ile bakiye 2.294,24-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 47.566,22-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 92.182,07-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 19.130,95-TL (dava açılış masrafı, bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 5.061,25-TL yargılama gideri ile peşin olarak yatırılan 39.397,02-TL (12.576,34-TL peşin harç + 26.820,68-TL tamamlama harcı toplamı) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/01/2021

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza