Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/267 E. 2021/599 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – 2021/599
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : … Esas
KARAR NO : 2021/599

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/04/2004

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/04/2004
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GR.KR.YZM.TARİHİF : 18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan alacak / itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkiline usulüne uygun düzenlenmiş ve şube yetkililerinden birisinin imzasını taşıyan hesap cüzdanlarında görülen ve banka nezdindeki tasarruf mevduatı hesaplarında bulunması gereken alacaklarının davalı tarafından reddedildiğini, davalının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayeti üzerine öğrendiklerini, davacıların davalı aleyhine yapılan icra takibi hariç olmak üzere toplam 3.917.000.000.000-TL ve 158.000 USD alacaklarının bulunduğunu, davadan evvel davalının hal ve davranışlarının alacaklarının sıhhati hakkında delillerin tespitini gerektirdiği iddialarını yerinde bulan … Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespitinde tespit edildiğini, kaldı ki davalı bankanın bile hesaplarındaki usulsüzlükleri ve müşterilerinin hesapları üzerinde müşterilerinin haberi olmadan işlemler yapıldığını ikrar ettiğini, davalıdan dava öncesi nezdinde bulunan hesaplarının hareketlerine ait dökümleri talep ettiklerinde “Müfettişlik soruşturması ve savcılık tahkikatına konu edilen hesapta fiktif hareketlerin mevcuttur. Tüm bu çalışmalar neticesinde netlik kazanacaktır.” demek suret ile müvekkilinin hesaplarında tamamen kendi iç sorunları olan usulsüz işlemler olduğunu kabul ve ikrar ettiklerini, davalının davranış ve uygulamalarının Bankaların İç Denetimi ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakkında Yönetmelik’te belirtilen emredici ve düzenleyici kurallara aykırı olduğunu müvekkillerinin elinde usulüne uygun ve davalı banka yetkililerinden birisinin imzasını içeren banka hesap cüzdanları olduğunu, müvekkillerinin davalı bankada tasarruf mevduatı hesapları olduğunu ve bu hesaplarına yüksek miktarlarda paralar yatırdıklarını, bu hesaplarından çektikleri iddia edilen paraların davalı banka tarafından belgelendirilemediğini, müvekkillerin sorumluluğunu gerektirecek somut belgelere dayanan iddialar olmadığını, hal böyle iken davalı bankanın müvekkillerinin alacağını inkar edip ödemediğinin ortada olduğunu, bankanın müşterisine olan borcunu bilmemesinden veya bu borç miktarının belirlenmesinin yargılamayı gerektireceğinden söz edilemeyeceğini, ayrıca davalı bankanın gerek Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve gerekse delil tespit davası sırasında mahkemeye çelişkili ve eksik bilgeler verdiğini, bilgi ve belgeleri sakladığını, bu davranışın yasal olmayıp davalı aleyhine değerlendirilmesi gereken bir husus olduğunu beyan ederek; öncelikle fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, müvekkillerinin davalıdan olan alacaklarının şimdilik her bir davacı için yüzer milyar TL olmak üzere toplam üç yüz milyar alacağın davalıdan tahsiline, alacaklarının doğduğu günlerden itibaren kararlaştırılmış olan akdi faizi ve masrafları ile ve ayrıca hükmolunacak alacaklarına hüküm tarihine kadar geçecek süre içerisinde işleyecek temerrüt faizinin eklenmesi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 26/06/2007 tarihli ıslah talep dilekçesi ile, davalarının müddeabihini birleşen dava hariç olmak üzere 3.917.500-YTL ve 158.000 USD karşılığı 205.720 YTL olmak üzere toplam 4.123.220 YTL’ye ıslah ettiklerini beyan etmiş,
Müteakiben davacı vekili mahkememizin 21/01/2021 tarihli celsesinde, ıslah edilen miktarın her bir davacı yönünden eşit oranda olduğunu ifade etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacıların elinde banka kayıtları ile mutabık olmayan ve gerçek dışı hareketleri ihtiva eden hesap cüzdanlarının bulunduğunu, davacının elinde bulunan banka kayıtları ile mutabık olmayan hesap cüzdanlarını incelendiğinde 2992068-MT-2 nolu hesaba ait olan 3 farklı tarihli hesap cüzdanı üzerinde 3 ayrı tutar bulunduğunu, 17/09/2003 tarihli hesap cüzdanı üzerinde yazılı olan tutarın 1.305.000.000.000,-TL iken bundan daha ileri bir tarih olan 06/10/2003 tarihli hesap cüzdanı üzerinde yazılı olan tutarın 385.500.000.000,-TL olmasının hesap bakiyesinin 1.305.000.000.000,-TL tutarından 385.500.000.000,-TL tutarına düştüğü anlamına geldiğini, buna rağmen aynı hesaba ait bu hesap cüzdanları üzerinde yazılı olan tüm tutarları talep etmesinin rasyonel olmadığını ve bu hesap cüzdanlarının uydurma olduğunun kanıtı olduğunu, bu hususun aynı tarihli 4 ayrı tutar ihtiva eden 2992068-MY-1 nolu … hesabına ait 4 ayrı hesap cüzdanı için de geçerli olduğunu, ayrıca 15/09/2003 tarihli 2992068-MT-2 nolu hesaba ait hesap cüzdanının 70.000-TL tutarlı olmasına rağmen müşterinin bu cüzdan ile ilgili olarak 70.000 USD tutarını talep etmesinin de rasyonel olmadığını ve bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıların hesaplarına ait toplam 4.283.000.070.000,-TL ve 88.000 USD tutarında olan 10 adet hesap cüzdanı ile şubeye müracaat ederek hesaplarında hesap cüzdanı üzerinde yazılı olan tutarlar kadar mevduatı bulunması gerektiğini beyan ettiklerini, ancak hesaplarında cüzdanlarda yazılı olan tutarların bulunmadığı bilgisinin taraflarına verildiğini, ancak her nedense davacılardan … tarafından var olduğu iddia edilen hesaplardan sadece 2992068-MT-002 nolu 385.500.000.000,-TL bedelli hesabın takip konusu yapıldığını ve takibe itirazları üzerine de … Ticaret Mahkemesi’nde derdest olan … Esas sayılı davanın açıldığını, yine bu meyanda tüm davacıların her bir davacı için 100’er milyar TL olmak üzere toplam 300 milyar TL alacağın tahsilinin talep ve dava edildiğini, davacılar tarafından … Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik iş sayılı dosyası ile yapılan delil tespitine yaptıkları itirazda dosyaya sunulan bilirkişi raporlarındaki tespitler müvekkili bankanın Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan tespitlerle paralellik arzettiğinden bu raporlara bir itiraz edilmediğini ancak bilirkişiler tarafından hazırlanan 20/04/2004 tarihli ek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulduğunu, davacı kıymetli evrak hükmünde olmayan boş hesap cüzdanlarının herhangi bir anlam ifade etmediği dikkate alındığında, daha sonra sahte kayıtlarla doldurulmuş bir hesap cüzdanın sahte kayıtlı halinin artık bankaya ait olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığı, hesap cüzdanları üzerindeki kayıtların sahte olduğunu, …’ye ait hesaplarda yapılan bir kısım tediye ve virman işlemlerine ait fişlerin bulunmadığını ve paraları ne şekilde ve hangi tarihlerde yatırdığı veya yatırıldığı konusunda muğlak ifadelerle bulunması ve hatırlayamadığını beyan ettiğini, yine davacının çok sayıda ve çok büyük tutarlarda sahte kayıtlı hesap cüzdanı ibraz ettiğini, …’nin …’ndan başka bir personele bakiye sormak dahil hiçbir işlemi yaptırmadığı hususu dikkate alındığında …’nun müşteri hesaplarına ilişkin işlem fişlerini yok etmek ve hesaplarına fiktif yatırma yapmak sureti ile …’ye maddi menfaat sağlamaya çalıştığı hususunun gözardı edilmemesi gerektiğini, diğer taraftan tanzim edilen bilirkişi ek raporunda tespit talebinde bulunan mudilerin hesaplarına …’nun diğer şube müşteri hesaplarından usulsüz olarak aktarılan 121.000 USD ve 20.150.000.000-TL’den bahsedilmediğini, bilirkişiler tarafından yapılacak hesaplamalarda bu tutarın da mahsup edilmesi gerekmekte iken bilirkişiler tarafından bu hususun gözardı edildiğini, müvekkili banka tarafından … hakkında yapılan şikayet üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … hazırlık nolu soruşturma sırasında sanık …’nın 30/03/2004 tarihli ifadesinde …’nin kendisinden elden verdiği herhangi bir tutarın olmadığını, hesap bakiyesinin 60.000 USD tutarını aşmadığını, kesinlikle 4 trilyon gibi bir parayı banka şubesine yatırmasının mümkün olmadığının belirttiğini, diğer taraftan müvekkili bankaca yapılan şikayet ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Hazırlık numaralı dosyasından düzenlenen iddianamede davacıya dolandırıcılık suçu isnat edilerek davacı yan hakkında … Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacı tarafından belirtilen tutarlarda şubelerine nakit girişinin hiçbir suretle olmadığını, davacının elindeki hesap cüzdanlarının gerçeği ve banka kayıtlarını ihtiva etmediğini, davacı tacir olduğuna göre neden hep şubelerine para yatırdığını ve bu parasının hiç hareket görmediği iddiasında olduğunu, Ağır Ceza Mahkemesinde yer alan ifadelerin davacının iddialarının gerçek olmadığını gösterdiğini, hiçbir kimsenin trilyonlarca parasını bu kadar sahipsiz ve takipsiz bırakmayacağını, eğer bu para gerçek ise davacının da talep etmesi gerektiğinin açık olduğunu, davacının davranışının hayatın gerçek akışına aykırı olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN ANKARA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN …. ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkiline usulüne uygun düzenlenmiş ve şube yetkililerinden birisinin imzasını taşıyan hesap cüzdanlarında görülen ve banka nezdindeki tasarruf mevduatı hesaplarında bulunması gereken alacaklarının davalı tarafından reddedildiğini, davalının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayeti üzerine öğrendikten sonra … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile şimdilik sadece bir hesabındaki alacağını tahsil için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takiplerine hesap cüzdanında kayıtlı meblağın banka kayıtlarını ihtiva etmediği gerekçesi ile itiraz ettiğini, davalının itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının hal ve davranışlarının alacaklarının sıhhati hakkında delillerin tespitini gerektirdiği iddialarını yerinde bulan … Hukuk Mahkemesi’nin … Değişi iş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespitinde tespit edildiğini, müvekkilinin davalı bankanın … ve … dönemlerine ait mevduatlarının hiç gösterilmediğinin tespit edildiğini, kaldı ki davalı bankanın bile hesaplarındaki usulsüzlükleri ve müşterilerinin hesapları üzerinde müşterilerinin haberi olmadan işlemler yapıldığını ikrar ettiğini, davalıdan dava öncesi nezdinde bulunan hesaplarının hareketlerine ait dökümleri talep ettiklerinde “Müfettişlik soruşturması ve savcılık tahkikatına konu edilen hesapta fiktif hareketlerin mevcuttur. Tüm bu çalışmalar neticesinde netlik kazanacaktır.” demek suret ile müvekkilinin hesaplarında tamamen kendi iç sorunları olan usulsüz işlemler olduğunu kabul ve ikrar ettiklerini, davalının davranış ve uygulamalarının Bankaların İç Denetimi ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakkında Yönetmelik’te belirtilen emredici ve düzenleyici kurallara aykırı olduğunu, müvekkillerinin elinde usulüne uygun ve davalı banka yetkililerinden birisinin imzasını içeren banka hesap cüzdanının olduğunu, müvekkillerinin davalı bankada tasarruf mevduatı hesapları olduğunu ve bu hesaplarına yüksek miktarlarda paralar yatırdıklarını, bu hesaplarından çektikleri iddia edilen paraların davalı banka tarafından belgelendirilemediğini, müvekkillerin sorumluluğunu gerektirecek somut belgelere dayanan iddialar olmadığını, hal böyle iken davalı bankanın müvekkillerinin alacağını inkar edip ödemediğinin ortada olduğunu, bankanın müşterisine olan borcunu bilmemesinden veya bu borç miktarının belirlenmesinin yargılamayı gerektireceğinden söz edilemeyeceğini, bankaların güven müesseseleri olduğunu, hesaplarını gerçeğe uygun olarak ve belgeleri eklenmek sureti ile günlük tutmalarının yasal zorunluluk olduğunu beyan ederek; davalının … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile giriştikleri ilamsız icra takibine vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, dava konusunun özelliği gereği alacak miktarı likit olduğundan %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının elinde bankaları kayıtları ile mutabık olmayan ve gerçek dışı hareketleri ihtiva eden hesap cüzdanlarının bulunmadığı, davacının elinde bulunan banka kayıtları ile mutabık olmayan hesap cüzdanlarını incelendiğinde 2992068-MT-2 nolu hesaba ait olan 3 farklı tarihli hesap cüzdanı üzerinde 3 ayrı tutar bulunduğunu, 17/09/2003 tarihli hesap cüzdanı üzerinde yazılı olan tutarın 1.305.000.000.000,-TL iken bundan daha ileri bir tarih olan 06/10/2003 tarihli hesap cüzdanı üzerinde yazılı olan tutarın 385.500.000.000,-TL olmasının hesap bakiyesinin 1.305.000.000.000,-TL tutarından 385.500.000.000,-TL tutarına düştüğü anlamına geldiğini, buna rağmen aynı hesaba ait bu hesap cüzdanları üzerinde yazılı olan tüm tutarları talep etmesinin rasyonel olmadığını ve bu hesap cüzdanlarının uydurma olduğunun kanıtı olduğunu, bu hususun aynı tarihli 4 ayrı tutar ihtiva eden 2992068-MY-1 nolu … hesabına ait 4 ayrı hesap cüzdanı için de geçerli olduğunu, ayrıca 15/09/2003 tarihli 2992068-MT-2 nolu hesaba ait hesap cüzdanının 70.000-TL tutarlı olmasına rağmen müşterinin bu cüzdan ile ilgili olarak 70.000 USD tutarını talep etmesinin de rasyonel olmadığını ve bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıların hesaplarına ait toplam 4.283.000.070.000,-TL ve 88.000 USD tutarında olan 10 adet hesap cüzdanı ile şubeye müracaat ederek hesaplarında hesap cüzdanı üzerinde yazılı olan tutarlar kadar mevduatı bulunması gerektiğini beyan ettiklerini, ancak hesaplarında cüzdanlarda yazılı olan tutarların bulunmadığı bilgisinin taraflarına verildiğini, ancak her nedense davacı yan tarafından var olduğu iddia edilen hesaplardan sadece 2992068-MT-002 nolu 385.500.000.000,-TL bedelli hesabın takip konusu edildiğini, … Hukuk Mahkemesi’nin … Değişi iş sayılı dosyası ile yapılan delil tespitine yaptıkları itirazda dosyaya sunulan bilirkişi raporlarındaki tespitler müvekkili bankanın Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan tespitlerle paralellik arzettiğinden bu raporlara bir itiraz edilmediğini ancak bilirkişiler tarafından hazırlanan 20/04/2004 tarihli ek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulduğunu, davacı kıymetli evrak hükmünde olmayan boş hesap cüzdanlarının herhangi bir anlam ifade etmediği dikkate alındığında, daha sonra sahte kayıtlarla doldurulmuş bir hesap cüzdanın sahte kayıtlı halinin artık bankaya ait olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığı, hesap cüzdanları üzerindeki kayıtların sahte olduğunu, …’ye ait hesaplarda yapılan bir kısım tediye ve virman işlemlerine ait fişlerin bulunmadığını ve paraları ne şekilde ve hangi tarihlerde yatırdığı veya yatırıldığı konusunda muğlak ifadelerle bulunması ve hatırlayamadığını beyan ettiğini, yine davacının çok sayıda ve çok büyük tutarlarda sahte kayıtlı hesap cüzdanı ibraz ettiğini, …’nin …’ndan başka bir personele bakiye sormak dahil hiçbir işlemi yaptırmadığı hususu dikkate alındığında …’nun müşteri hesaplarına ilişkin işlem fişlerini yok etmek ve hesaplarına fiktif yatırma yapmak sureti ile …’ye maddi menfaat sağlamaya çalıştığı hususunun gözardı edilmemesi gerektiğini, diğer taraftan tanzim edilen bilirkişi ek raporunda tespit talebinde bulunan mudilerin hesaplarına …’nun diğer şube müşteri hesaplarından usulsüz olarak aktarılan 121.000 USD ve 20.150.000.000-TL’den bahsedilmediğini, bilirkişiler tarafından yapılacak hesaplamalarda bu tutarın da mahsup edilmesi gerekmekte iken bilirkişiler tarafından bu hususun gözardı edildiğini, müvekkili banka tarafından … hakkında yapılan şikayet üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … hazırlık nolu soruşturma sırasında sanık …’nın 30/03/2004 tarihli ifadesinde …’nin kendisinden elden verdiği herhangi bir tutarın olmadığını, hesap bakiyesinin 60.000 USD tutarını aşmadığını, kesinlikle 4 trilyon gibi bir parayı banka şubesine yatırmasının mümkün olmadığının belirttiğini, diğer taraftan müvekkili bankaca yapılan şikayet ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Hazırlık numaralı dosyasından düzenlenen iddianamede davacıya dolandırıcılık suçu isnat edilerek davacı yan hakkında … Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacı tarafından belirtilen tutarlarda şubelerine nakit girişinin hiçbir suretle olmadığını, davacının elindeki hesap cüzdanlarının gerçeği ve banka kayıtlarını ihtiva etmediğini, davacı tacir olduğuna göre neden hep şubelerine para yatırdığını ve bu parasının hiç hareket görmediği iddiasında olduğunu, Ağır Ceza Mahkemesinde yer alan ifadelerin davacının iddialarının gerçek olmadığını gösterdiğini, hiçbir kimsenin trilyonlarca parasını bu kadar sahipsiz ve takipsiz bırakmayacağını, eğer bu para gerçek ise davacının da talep etmesi gerektiğinin açık olduğunu, davacının davranışının hayatın gerçek akışına aykırı olduğunu beyan ederek; davanın reddine, kötüniyeti bulunmayan müvekkili banka aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Asıl dava alacak, birleşen dava ise itirazın iptali davası niteliğindedir.
Dosyanın daha iyi anlaşılabilmesi için mevcut ve birleşen dosyanın nereden geldiğinin de açıklanması gerekmektedir. Buna göre, mevcut … Esas sayılı dosyanın bozma öncesi esası … esas olup söz konusu dosya ilk olarak … Ticaret Mahkemesi’nde … Esasa açılmış, söz konusu mahkemeden görevsizlik kararı verilmesi üzerine mahkememizde mevcut … Esasa kaydı yapılmıştır. Mahkememizin … Esası ile birleşen yine mahkememizin … Esas sayılı dosyası ise ilk olarak … Ticaret Mahkemesi’nin … esasına açılmış olup, … Ticaret Mahkemesi’nin görevsizlik kararı vermesi üzerine öncelikle mahkememizde … Esasına kaydı yapılmış, sonrasında da … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Yargılama devam ederken asıl ve birleşen dava davacısı … vefat etmiş, Ankara …. Noterliği’nden 09/11/2020 tarih ve … yevmiye numaralı mirasçılık belgesi dosya kapsamına alınmış, vefat eden murisin yerine asıl ve birleşen dosyaya mirasçıları devam etmişlerdir.
… Ceza Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararında sanık konumunda olan davacı …’nin beraatine, diğer sanık …’nun banka parasını zimmetine geçirdiğinden bahisle cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin …. Karar sayılı kararı ile sadece harç yönünden düzeltme yaparak onadığı ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Asıl ve birleşen dava davacısı …’nin … Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının yapılan yargılamasında delil yetersizliği nedeni ile beraat etmesi, banka çalışanı konumunda olan …’nun banka parasını zimmet suçundan cezalandırılması, dosyamız kapsamında davacı … ile …’nın birlikte hareket ettiğine yönelik hiçbir delilin bulunmaması nedeni ile davacı …’nin banka çalışanı … ile birlikte hareket etmediği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur. Banka çalışanı …’nun ağır ceza dosyasından da anlaşılacağı gibi mevcut suçu tek başına işlediği, …’nın işlemiş olduğu suçtan dolayı davalı bankanın davacılara karşı sorumluluğunun bulunduğu, zira bankanın çalıştırdığı personelin seçimi, gözetimi ve denetiminde objektif bir özen yükümlülüğünün bulunduğu, bankanın aldıkları mevduatı sahtecilere karşı özenle korumak zorunda olduğu aşikardır. Bankanın objektif özen yükümlülüğünden doğan sorumluluğundan kurtulabilmesi için fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanunun 100 maddesi gereğince bir kurtuluş kanıtının getirilmesinin gerektiği, mevcut olayımızda davalı banka tarafından Borçlar Kanunu 100 maddesi kapsamında dosyaya bir kurtuluş kanıtının getirilmediği, bu nedenden ötürü banka çalışanı …’nun eylemlerinden ve zararlarından dolayı davalı bankanın davacılara karşı sorumlu olduğu yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur.
Yukarıdaki kanaat çerçevesinde asıl ve birleşen dosyada davacıların talepleri değerlendirildiğinde; davacılar tarafından her ne kadar bilirkişilerce hesap yapılırken hesap cüzdanlarında yazan miktarların dikkate alınması gerektiği yönünde talepte bulunulmuş ise de, hesap cüzdanlarının tek başına hesaptaki mevduatı belirlemek için yeterli olmadığı, zira dosyaya yansıyan bilirkişi raporlarında da anlaşılacağı gibi aynı hesap için birden fazla hesap cüzdanının çıkarıldığı, her hesap cüzdanında yazan miktarın birbirinden farklı olduğu, bu sebepten ötürü bilirkişilerce mevduat hesabındaki paranın belirlenmesinde sadece hesap cüzdanlarının dikkate alınmasının yerinde olmadığı, söz konusu hesaplardaki hesap hareketleri ve hesap hareketlerine bağlı dekontlar ile virmanların dikkate alınmasının gerektiği, bunlar dikkate alınırken de davacıların eli ürünü olanlar, eli ürünü olmayanlar ve hiç imzası olmayanların ayrıştırılmasının gerektiği, bu kapsamda dosya kapsamında kriminal incelemeye esas olmak üzere rapor alındığı, davacıların eli ürünü olan, olmayan ve hiç imzası bulunmayan belgelerin ayrıştırıldığı, dosya kapsamına sunulan 22/04/2021 tarihli rapor ve söz konusu rapora itirazlar üzerine alınan 07/09/2021 tarihli ek raporun bu ayrıştırmalar doğrultusunda hazırlandığı, söz konusu rapor ve ek raporun hazırlanış mantığı yönünden doğru olduğu ve mahkememizce kabul edildiği görülmüştür.
Dosyaya sunulan 07/09/2021 tarihli ek rapora göre müteveffa davacı …’nin 2506480 no’lu hesabında 306.632,98-TL ve 7.360,56 USD, 2996028 nolu hesabında 27.147,50-TL ve -20.780,96 USD, 2994819 nolu hesabında 7.810,53 USD parasının bulunduğu, diğer hesaplarda davacı …’ın herhangi bir parasının bulunmadığı, davacı … …’nin 2506480 no’lu hesabında 306.632,98-TL ve 7.360,56 USD, 2992062 nolu hesapta 1.190,78-TL ve 14.914,53 USD parasının bulunduğu, diğer hesaplarda herhangi bir parasının bulunmadığı, davacı …’nin 2994819 nolu hesapta 7.810,53 USD, 3231771 nolu hesapta 1.049,88-TL parasının bulunduğu, diğer hesaplarda herhangi bir parasının bulunmadığı, davacılar tarafından USD’nin aynen karşılığının istenilmediği, dava tarihindeki TL karşılığının istenildiği, bundan dolayı tüm hesaplardaki para toplamı yapılırken USD’nin dava tarihindeki karşılığı olan efektif satış kurundan TL’ye çevrilmesinin gerektiği, bu çevirmeler yapıldığında dava tarihi itibari ile davacı …’nin 326.050,08-TL (hesaplama yapılırken eksi bakiye konumunda olan 20.780,96 USD toplamdan düşülmüştür), … …’nin 338.518,83-TL., … …nin 11.812,79-TL mevduatının olduğu, bu mevduatlar yönünden asıl dosyada her bir davacının davasının kabulünün gerektiği, yine kabul edilen miktarlara davacılar tarafından davalı bankaya çekilin Ankara 36. Noterliği’nin 11 Kasım 2003 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğinden itibaren davalıya tanınan 3 günlük atıfet suresinin bitimi olan ve aynı zamanda davalınında ihtarnameye cevap tarihi olan 17.11.2003 tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı bankanın Köroğlu Şubesinde 2992068-MT-002 nolu 06/10/2003 tarihinde açıldığı iddia edilen 385.500.000,00-TL tutarındaki bakiye için talepte bulunulmuş ise de, söz konusu mevduat adı altında dosyaya sunulan cüzdanların MT kodu ile açıldığı, sözü edilen tutarın davacının hesap hareketlerinde bulunmadığı, EFT, havale ve nakit işlemlerinden de tespit edilemediği, tek başına hesap cüzdanında gözükmesinin paranın varlığını göstermeyeceği, kaldı ki aynı hesaba ait farklı iki cüzdanın bulunduğu hususu da göz önüne alındığında, mahkememizde bilirkişilerce sunulan kök ve ek rapor doğrultusunda davacının böyle bir parasının bulunmadığı yönünde kanaatin oluştuğu, bu nedenden ötürü birleşen davanın reddinin gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen,
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
– Davanın Kısmen kabulü ile;
1-a) 11.812,79-TL’nin 17/11/2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
b) 338.518,83-TL’nin 17/11/2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … …’ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
c) 326.050,08-TL’nin 17/11/2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müteveffa …’nin Ankara …. Noterliği’nin 09/11/2020 tarih ve …yevmiye numaralı Mirasçılık Belgesi’ndeki mirasçılarına hisseleri oranında verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Alınması gereken 46.203,63-TL harçtan davacılar tarafından yatırılan 55.664,00-TL harç mahsup edildiğinde neticeden 9.460,37-TL harcın talebi halinde kararın kesinleşmesine müteakip talebi halinde yatırına iadesine,
3-a-… yönünden;
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın kabul edilen kısmı yönünden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın reddedilen edilen kısmı yönünden hesaplanan 80.490,79-TL vekalet ücretinin adı geçen davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
b-… … yönünden;
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın kabul edilen kısmı yönünden hesaplanan 32.146,32-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın reddedilen edilen kısmı yönünden hesaplanan 68.844,39-TL vekalet ücretinin adı geçen davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
c-… yönünden;
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın kabul edilen kısmı yönünden hesaplanan 31.273,51-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın reddedilen edilen kısmı yönünden hesaplanan 69.467,83-TL vekalet ücretinin adı geçen davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 8.646,10-TL (dava açılış masrafı, bilirkişi ücreti, tebligat gideri ve posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesap edilen 1.418,32-TL’si ile davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 46.203,63-TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
B-BİRLEŞEN ANKARA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1- Davanın Reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 59,30-TL maktu harçtan, peşin alınan 3.994,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.934,90-TL harcın kararın kesinleşmesine müteakip talebi halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 40.476,99-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/10/2021