Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/96
KARAR NO : 2023/762
KARAR TARİHİ : 09/10/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/… Esas
DAVACI : … – TC NO -…
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : … –
…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Şirket Ortaklığından Ayrılma
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/10/2023
YAZIM TARİHİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2022 ve 11/11/2022 tarihli 2022/… esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin basiretsiz yönetimin sonucu olarak kredi kartlarını ve kredilerini ödeyemez duruma geldiğini, gecikmeler yaşamaya başladığını, diğer şirket ortağı yetkilisi …’in şirket mallarını kendi üzerine ve 3.kişilere devretmeye başladığını, kalan malları da devretme hazırlığı içerisinde olduğunu, şirketin içini boşaltmaya ve müvekkilinin şirketten pay akçesi alacağını akim bırakmaya çalışmakta olduğunu, müvekkilinin pay akçesi talebinin tahsilinin tehlikeye düştüğünü, bu sebeple TTK 638/2 madde ve HMK gereği dava dilekçesi ekinde liste haline bildirdiği şirket tapu ve araçlarına devir ve temlikinin önlenmesi yönünde ve şirket müdürünün yetkisinin kısıtlanması ile şirkete kayyım atanması yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi 11/11/2022 tarihli ara kararında özetle; İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için talep edenin diğer koşullar yanında davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi zorunluluğunun bulunduğunu, davacı vekilince bir delil ibraz edilmediğini, talep edenin haklılığını ispat edecek bir delil sunmadığını bu nedenle talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi 21/11/2022 tarihli ara kararında özetle; şirketlerin seçilmiş organları eliyle idaresi asıl olup, bir şirkete kayyum atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerekmektedir. Somut olayda davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığı gibi mevcut delil durumu dikkate alındığında, HMK’nin 389. maddesi anlamında, davalı şirkete yönetim kayyumu atanmasını gerektirir bir durumun varlığı, HMK’nin 390/3 maddesi kapsamında yaklaşık olarak ispat edilemediğinden kayyım atanması talebinin de reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı şirketin basiretsiz yönetimin sonucu olarak kredi kartlarını ve kredilerini ödeyemez duruma geldiğini, gecikmeler yaşamaya başladığını, diğer şirket ortağı yetkilisi …’in şirket mallarını kendi üzerine ve 3. kişilere devretmeye başladığını, Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2022/… Esas sayılı dava açıldıktan sonra davalının şirket mallarını 3. kişilere devretmeye devam ettiğini ve kalanları da devretme hazırlığı içerisinde olduğunu, şirketin içini boşaltmaya devam ettiğini, bu sebeple TTK 638/2 madde ve HMK 389. madde gereği dava dilekçesi ekinde liste haline bildirdikleri şirket tapu ve araçlarına devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasını, şirket adına her türlü borçlandırıcı işlem yapmasının kısıtlanması için şirket müdürünün/yetkilisinin imza yetkisinin kısıtlanmasını ve şirkete kayyum atanması hususunda kabul kararı verilmesini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, TTK 668 maddesi uyarınca Lİmited Şirket ortaklığından ayrılma talebine ilişkin olup, istinaf konusu uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik kararın kaldırılması talebine ilişkindir.
Davacı, davalı şirketin yetkilisi … tarafından basiretle yönetilmediğini, hileli işlemler başvurularak şirketin içinin boşaltıldığını, şirket payında azalmaya yol açıldığını, davalı şirketteki haklarını korumaya elverişli bir biçimde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece, 11/11/2022 ve 21/11/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Ara kararlara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
HMK’nun 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır.
İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
Somut olayda; davalı şirkete ait banka hesapları, taşınır ve taşınmaz malların uyuşmazlık konusu olmadığı gibi, davacının, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte delil ibraz etmediği, davacı tarafından tedbir talebinin gerekçesi olarak, şirket yetkilisinin, hukuka uygun olmayan ve şirketin mal varlığını eritmeye yönelik fiillerinin, gelecekte şirketteki pay ve paya bağlı haklarını kaybetmesine sebep olabileceği gösterilmiş ise de, yöneticinin, şirket veya ortağının zararına işlem yapması halinde, her zaman sorumluluk davası açabileceği, bu nedenle ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi’nin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 80,70.TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15.TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
…
Başkan
…
E-imzalıdır.
…
Üye
…
E-imzalıdır.
…
Üye
…
E-imzalıdır.
…
Katip
…
E-imzalıdır.