Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/762 E. 2023/687 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/762
KARAR NO : 2023/687
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2021
NUMARASI : 2021/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – TCK NO:…,
VEKİLİ : Av. …,
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/10/2023
YAZIM TARİHİ :

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… esas ve 2021/… karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine Mersin 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile faturaya dayalı ilamsız takip yapıldığını, takip dayanağı faturaya dayalı hizmetin davalılara verildiğini, ancak müvekkiline ödeme yapılmadığını, bu nedenle açtıkları icra dosyasına davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK’nin 3. madde hükmüne göre ticari işletmeleri ilgilendirilen bütün işlemlerin ticari işlerden sayıldığını, ticari davaların ise aynı Kanun’un 4/1. maddesinde tanımlandığını ve bu maddeye göre her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan alacak olması nedeni davanın görev yönünden reddinin gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davacının davasının, TTK’nin 4. maddesi kapsamında ticari dava olduğu ve konusunun bir miktar para alacağını içerdiği, ticari davalarda ise 01/01/2019 tarihinden itibaren arabulucuya başvurunun dava şartı olduğu, dava dilekçesinin içeriğinde ve eklerinde davacının arabulucuya başvurduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı gerekçesi ile 6325 sayılı kanunun 18/A-son cümlesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın basit usule tabi olan fatura alacağına tabi olduğunu ve 09/07/2020 tarihinde açıldığını, Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve aynı mahkemenin 2020/… karar sayılı kararı gereğince görevsizlik kararı verilerek dosyahıh ticaret mahkemesine tevzi edildiğini, fatura alacağının arabulucuya tabi dava konularından olmadığını, müvekkilinin basit usule tabi vergi mükellefi olduğunu, ticari işletme vasfında olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verildiği, işbu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda davacı tarafından davalıya karşı faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, 2.fıkrası son cümlesine göre ise; “İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Davanın ticari nitelikteki itirazın iptali davası olduğu, ticari nitelikteki itirazın iptali davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğu (Yargıtay 23.HD’sinin 2020/1943-4052 EK sayılı ilamı benzer mahiyettedir), ayrıca arabuluculuğun dava tarihinde yerine getirilmesi dava şartı olup, bu eksiklik sonradan tamamlanabilir ve giderilebilir dava şartlarından değildir.(Yargıtay 22.HD’sinin 2019/6709-16629 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava tarihi itibariyle davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, davacı tarafça arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 179,90.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 89,95.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. 03/10/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır