Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/460 E. 2023/807 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/460
KARAR NO : 2023/807
KARAR TARİHİ : 12/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2022
NUMARASI : … Esas, … Karar

MÜTEVEFFA : … – TCK NO:…, …
DAVACILAR : 1-… -TCK NO: …
2-… – TCK NO:…,
3-… – TCK NO:…,
4-… – TCK NO:…, …
5-… – TCK NO:…
VEKİLİ : Av. …,
DAVALI : … – TCK NO:…, …
VEKİLİ : Av. …,
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
YAZIM TARİHİ : 12/10/2023

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi … …’ın ortağı olduğu …Nak. Tarım Ürünleri ve Pastacılık San. Tic.Ltd.Şti.’nin tasfiye sürecinde olmasına rağmen, şirketin mal varlığının davalı tarafından boşaltıldığını belirterek, şirketin mal varlığında olan … Plaka sayılı aracın satış bedelinden davacıların hissesine düşen 15.500.00.TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, şirket sermeyesi olan 70.000,00.TL’den müvekkilleri hissesine düşen 35.000,00.TL’nin, davalı tarafından şirketten alındığı tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, davacıların miras bırakanı tarafından şirkete borç olarak verilen 15.000,00.USD’nin şirket kayıtlarına alındığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun ve haksız bir dava olduğunu, davanın süresi içerisinde açılmadığını, davacı tarafın taleplerinin zamanaşıma uğradığını, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davanın ortaklık payına ilişkin olduğunu, talepler bu kapsamda olduğundan şirketin tasfiyesi aşamasında ancak şirkete yönelik taleplerle açılabilecek bir dava olduğunu, bu nedenle şirket tasfiye süreci içerisindeki taleplerin tasfiye memuruna yapılması gerektiğini, şirketin tasfiyesinin gerçekleşmiş olduğunu, davacının talepleri konusunda tasfiye memurluğuna süresinde ve usulüne uygun bir müracaatın da mevcut olmadığını, tasfiye memuru tarafından hazırlanan raporun dosyada mevcut olduğunu, tasfiye memurunun raporuna göre şirketin bankadaki hesap hareketlerinde bir parasına rastlanmadığını, taşınmazının bulunmadığını, yapılan araştırmalar neticesinde bir mal varlığının bulunmadığının tespit ve rapor edildiğini, davalıların talep edebilecekleri bir hak ve alacak da bulunmadığını, şirketin tasfiyesi sürecinde usulüne uygun ileri sürülmeyen bu taleplerin şirket tasfiyesinden sonra ileri sürülemeyeceğini, şirketin ortağına karşı böyle bir dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek davanın öncelikle zamanaşımı ve husumet itirazlarının değerlendirilmesi ile reddine aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davacıların araç satış bedelinden davacıların hissesine düşen kısmın tahsili hakkında açtığı davanın, talebe konu bedelin re’sen terkin edilen şirkete ödenmesinin istenmemesi nedeniyle usulden reddine, davacıların şirket sermayesinden hisselerine düşen bedelin tahsili hakkında açtıkları davanın, davalının davalı sıfatı olmaması nedeniyle reddine, davacıların murisinin şirkete borç olarak verdiği paranın tahsili hakkında açılan davanın, davalının davalı sıfatı olmadığından reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirket tasfiyesi için dava açtığını ve şirketin tasfiyesini istediğini, mahkemece şirketin tasfiyesine ve tasfiye memuru olarak da mali müşavir … …’in atanmasına karar verdiğini, ancak dosyanın kaybolması gibi nedenlerle tasfiyenin tamamlanamadığını, ancak bu tarihten sonra 6102 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesi uyarınca… Nak. Tarım Ürünleri ve Pastacılık San. Tic.Ltd.Şti.’nin re’sen terkin edildiğini, mahkemece bu tarihten önce tasfiye kararı verildiğinden, şirketin re’sen terkin edilmesinin müvekkilini bağlamasının mümkün olmadığını, mahkemenin kendilerine TTK’nin 541. maddesi uyarınca süre verdiğini, bu süre içerisinde tasfiye memuruna başvuruda bulunulduğunu, şirkete ait bir mal varlığı bulunmadığının bildirildiğini, bu nedenle TTK 541. maddesi uyarınca alacağını şirketin mal varlığını ele geçiren şirket ortağı davalıdan isteme dışında hukuki başvuru yolunun kalmadığını, şirketin yeniden ihya edilmesinin şirketin yeniden tasfiye edilmesi gibi bir hukuki sonuca yol açacağından, aynı işlemlerin bir kez daha tekrar edilmesi gibi anlamsız ve dava ekonomisine aykırı bir hukuki sonuç doğuracağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, alacak talebine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı şirket yetkilisi tarafından dava dışı … Nak. Tarım Ürünleri ve Pastacılık San. Tic.Ltd.Şti.’nin içinin boşaltıldığını ve şirket zararına hareket edildiğini belirterek, şirkete ait olup satılan araç bedelinin müvekkilinin hissesine düşen kısmının, yine müvekkili tarafından şirkete borç olarak verilen 15.000,00.USD’nin ve müvekkilinin sermaye payına düşen kısmının davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı vekili davanın reddini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olup, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Bilindiği gibi 6102 sayılı TTK’nın 555. maddesinde “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” hükmü yer almaktadır.
Davacıların, şirkete ait olup davalı tarafından satılan araç ile ilgili talepleri dolaylı zarara ilişkin olup, 6102 sayılı TTK’ nın 555. maddesi uyarınca, şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir ise de pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler. Davacılar tazminatın ancak ortağı olunan şirkete verilmesini talep edebilecekler iken kendilerine verilmesini talep ettiklerinden ilk derece mahkemesince araç satış bedeline ilişkin talebin bu nedenle reddi doğru olmuştur.
Davacılar her ne kadar muris … tarafından şirkete verilen 15.000,00.USD borç paranın davalıdan tahsilini talep etmiş iseler de, borcun davalıya değil, dava dışı şirkete verildiği, bu nedenle bu husustaki husumetin de davalı ortağa değil, şirkete karşı yöneltilmesi gerektiği, neticede ilk derece mahkemesi tarafından davacıların iş bu talebinin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin de doğru olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi 6102 sayılı TTK’nın 480/3. maddesinde “Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına ilişkin hakları saklıdır” hükmü, 507. maddesinde “Her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, payı oranında katılma hakkını haizdir. Şirketin sona ermesi hâlinde her pay sahibi, esas sözleşmede sona eren şirketin mal varlığının kullanılmasına ilişkin, başka bir hüküm bulunmadığı takdirde, tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılır” hükmü, 508. maddesinde “Esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kâr ve tasfiye payı pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilir” hükmü, 543. maddesinde “Tasfiye hâlinde bulunan şirketin borçları ödendikten ve pay bedelleri geri verildikten sonra kalan varlığı, esas sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa pay sahipleri arasında, ödedikleri sermayeler ve imtiyaz hakları oranında dağıtılır. Tasfiye payında imtiyazın varlığı hâlinde esas sözleşmedeki düzenleme uygulanır” hükmü yer almaktadır.
Görüleceği üzere davacıların murislerinin sermaye payına ilişkin taleplerinin muhatabı da davalı ortak değil, dava dışı tasfiye halindeki şirkettir. Bir ortağa ait sermaye payının yukarıda zikredilen kanun maddeleri gereği tasfiye sonucu şirkete ait borçlar ödendikten sonra kalan miktardan ödenmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince davacıların sermaye payına ilişkin taleplerinin de pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi doğru olmuştur.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi’nin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 179,90.TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95.TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nin 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.12/10/2023

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye
… ¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır