Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/332 E. 2023/706 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/332
KARAR NO : 2023/706
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :: … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/01/2023
NUMARASI : 2022/… ESAS 2023/…KARAR
DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : …

… 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… esas 2023/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan be/lgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı haksız ve kötü niyetli takip yapmak suretiyle müvekkili zarara uğrattığını, müvekkilinin oğlunun sahibi olduğu … Petrol Gıda İnşaat Nakliye ve Sanayi Şirketi ile davalı …’in aralarında ticari ilişki olduğu iddia edildiğini, 170.000,00.TL borca istinaden … İcra Dairesi’nin 2015/… esas sayılı icra takibiyle, … Petrol Gıda İnşaat Nakliye ve Sanayi Şirketi aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı …’in alacaklı olduğu dosyada 58.853,41.TL kısmi tahsilat da yapıldığını, davalının müvekkilinin dairesine gelerek oğlu … … kendisinden malzeme aldığını ve borçlanıp 2 adet verdiğini yani kendisine borcu olduğunu, müvekkilini tehdit edip zorla senet imzalatmaya çalıştığını, müvekkilinin üzerindeki baskı nedeniyle korkarak çaresiz kalıp kabul etmek zorunda kaldığını belirterek,dava konusu bononun geçerli olabilmesi müvekkilinin oğluna yapılan icra takibindeki hacizlerin kaldırılmasını, çeklerin iadesi şartına bağlandığının ve …

imza attığı protokolde borcun dayanağının oğlu ile yaptığı ticaretin sonucu olduğunu ikrar ettiğini, dava değerinin % 15’i oranında teminatın mahkeme veznesine depo edilmesi ya da bu oranda muteber teminat gösterilmesi koşulu ile … 4. İcra Dairesi’nin 2021/… esas numaralı takip dosyasındaki icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulünü, davanın kabulüyle davacının borçlu olmadığının tespitine ve … 4. İcra Dairesi 2021/… esas icra dosyasının tüm ferileriyle iptalini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacı taraf dava dilekçesinde soyut ve gerçek olmayan iddialara dayandığını, davacı tarafın iddiaları ancak ceza yargılamasının konusu olacağını, davacı taraf soyut ve gerçek dışı iddiaları sebebiyle davalı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, yapılan soruşturma neticesinde takipsizlik kararı verildiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan 02/10/2016 tarihli protokol incelendiğinde de açıkça görüleceği üzere davacının davalıya vermiş olduğu … 4. İcra Dairesi’nin 2021/… sayılı icra takibi dayanağı belgelerden dolayı borçlu olduğu açık bir şekilde görüldüğünü, davacı davalıya bugüne kadar borcunu ödemediğini, davalıyı mağdur ettiğini, başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… sayılı icra takibi ve yine … 4. İcra Dairesi’nin 2021/… sayılı icra dosyaları takip taleplerinden de açıkça anlaşılacağı üzere tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatıldığını, usul ve yasaya aykırı olan davanın reddine, davacı tarafın takip konusu alacağı %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; Dava konusu senedin tanzim tarihi 02.10.2016 tarihidir. Davacı tarafından … Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda 12.10.2016 tarihinde bulunulmuştur.Davacının iş bu menfi tespit davasını savcılık şikayetinden yaklaşık 6 yıl sonra açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının özelinde “cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunması”, rahatlatıcı bir unsur kabul edilerek, dava tarihine kadar olan süre zarfında sürekli korkutma yaşandığının kabul edilmeyerek, davacının davanın açıldığı tarihten önce tehlikeden uzaklaştığı sonucuna varılmalı, tehdit hukuksal nedenine dayalı davasında hak düşürücü sürenin başlangıcında tehdidin vukuu bulduğu tarih değil, ortadan kalktığı tarih olarak dikkate alınması gerekmektedir. Davacı tarafın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde sözleşme ile bağlı olmadığını, davalı yana usulüne uygun olarak bildirmediğinden ve bu süre de geçmiş olduğu anlaşıldığından TBK’nun 39. Maddesi gereğince davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; taleplerinin İİK m.72 gereğince menfi tespit isteminde bulunulduğunu, korkutma ve savcılık süresinin olayın daha iyi anlaşılması için anlatıldığını, 6098 sayılı TBK’nun 37. Maddesi gereği iptal isteminde bulunulmadığını, ilk derece mahkemesi taleple bağlılık ilkesi dışına çıktığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 72. Maddesi gereğince açılmış, korkutma ve tehdit nedeniyle düzenlenen bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve takibin iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafından oğlu … … sahibi olduğu … firması aleyhine icra takibi yapıldığı, takipte kısmı ödemeler bulunduğu, 02.10.2016 tarihinde ise, davalının evine gelerek, oğlunun borcundan dolayı kendisini tehdit edip, zorla senet imzalatmaya çalıştığı, bunun üzerine karakola başvurup, şikayetçi olduğu, karakolda görevli polis memurunun tarafları uzlaştırmaya çalıştığı, üzerindeki baskı nedeniyle korkarak, … 4. İcra Müdürlüğü’ne ait 2021/… sayılı dosyadaki icra takibinin dayanağı olan 02.10.2016 düzenlenme, 20.04.2017 tediye ve 170.000,00.TL bedelli bononun polis memuru tarafından düzenlenerek, kendisine imzalatıldığı, aynı tarihte protokol yapılarak, bononun geçerliliğinin, oğlu hakkında başlatılan takipteki hacizlerin kaldırılması ve iki adet çekin iadesi koşuluna bağlandığı, ancak, protokoldeki şartlar gerçekleşmemesine rağmen, davalı tarafından bononun takibe konulduğu iddia edilerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine ve … 4. İcra Dairesinin 2021/… sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmesi talep edilmiş, davalı ise, davacının, soyut ve gerçek dışı iddiaları sebebiyle hakkında başlatılan soruşturma neticesinde takipsizlik kararı verildiğini, davacının dayandığı protokolde açıkça kabul ettiği borcu ödemediğini, davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın, hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
… 4. İcra Müdürlüğü’ne ait 2021/… sayılı dosya ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının 02/10/2016 düzenleme, 20/04/2017 vade tarihli, 170.000,00.TL bedelli bono olarak belirtildiği, bono üzerinde “malen” ibaresi bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, takibin dayanağı olan bononun, iradeyi sakatlayan korkutma ve tehdit gibi bir nedenle düzenlenip düzenlenmediği ve bedelsiz kalıp kalmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Menfi tespit davası, İİK’nun 72. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında, ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Davacı menfi tespit davasını birbiriyle çelişmemek üzere birden fazla nedene dayandırabilir. Eş söyleyişle davacı; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) terditli dava olarak yerini alıp Kanun’un 111. maddesinde düzenlenen biçimde de terditli dava açılabilir. Terditli davalarda aynı dava içerisinde, aynı davalıya karşı birden fazla talep arasında bir aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle aynı dava dilekçesinde ileri sürülmektedir. Kademeli olarak ileri sürülen taleplerde (davada) hâkim öncelikle asli talebi inceleyecek ve asli talep bakımından bir karar verecektir. Ferî talep asıl talebe bağlı olarak ileri sürüldüğünden asıl talebin esastan reddine karar verilmedikçe ferî talep hüküm altına alınamayacaktır.
Somut olayda, davacı tarafından, dava konusu bononun korku ve tehdit sonucu düzenlendiği iddia edilmiş, ayrıca, bononun, oğlunun borcu nedeniyle düzenlendiği, borcun bir kısmının icra dosyasına ödendiği ve taraflar arasında düzenlenen protokol ile bononun geçerliliğinin şarta bağlanıp, bu şart gerçekleşmeden, bedelsiz bonoya dayanılarak icra takibi başlatıldığı iddiasına dayanılmış olmakla, davacının kademeli olarak iradeyi sakatlayan ”tehdit” ve ”bedelsizlik” hukuksal nedenine dayalı olarak dava açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece öncelikte ”tehdit” iddiasının incelenmesi, dava konusu bononun, davacı borçlunun iradesi sakatlanarak elinden alınıp alınmadığının anlaşılması hâlinde, bu kez bedelsizlik iddiasının incelenmesi gerekmektedir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu bononun düzenlenme tarihinin 02/10/2016 tarihi olduğu, davacı tarafından, tehdit eylemi nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığı’na 12/10/2016 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğu, menfi tespit davasının ise, savcılık şikayetinden 6 yıl sonra açıldığı, bu nedenle, TBK’nun 39. maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle, davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ise de, mahkemece davacının iki farklı hukuksal nedene dayandığı gözetilmeden ve bedelsizlik iddiası üzerinde durulmadan karar verildiği anlaşılmıştır.
Bedelsizlik iddiası olduğundan ispat yükü üzerinde durulmalıdır. Önemle vurgulanmalıdır ki; menfi tespit davasında deliller normal bir hukuk davasındaki gibidir:
Menfî tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır: Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü, hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (HMK m. 190; MK m.6).
Fakat, alacaklının dayandığı senedin bedelsiz olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. – Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru, s:143).
Davacı tarafından, dava konusu bononun, oğlu … … sahibi olduğu … şirketinin borcunun teminatı olarak düzenlendiği ve borcun, davalının şirket hakkında başlattığı icra takibine ilişkin dosyaya ödendiği iddiası karşısında, bedelsizlik bakımından açılan menfi tespit davasında da ispat yükü davacı borçludadır.
Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasının yasal dayanağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir. Zira kambiyo senetlerinde geçerli olan mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince, temel alacağın mevcut olmaması veya geçersiz olması, kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta; buna karşılık temel ilişkideki sakatlık, kambiyo borçlusuna, borçlu olmadığının tespitiyle birlikte, alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme def’ini dermeyan etme hakkını vermektedir.
Kambiyo senedinin düzenlenmesinde en önemli unsur temel alacağın varlığıdır. Ancak temel alacağın senedin tanzimi anında mutlak surette varlığı gerekli değildir. Başka bir deyişle kambiyo senedinin metninde muayyen bir meblağın yazılması gerekli ise de bu husus temel alacağın da muayyen olmasını gerektirmez; temel alacak doğduğu anda, senette yazılı olan miktardan az ise, senet kısmi bedelsizliğe uğrar (İnan, s. 45). Bu itibarla taraflar arasında temel ilişkinin varlığına rağmen, temel alacağı doğmamış ancak doğması mümkün ya da şarta bağlanmış bir alacak için veyahut da cezai şarta ilişkin olarak kambiyo senedi düzenlenebilir. Bu şekildeki bir alacağa bağlı olarak düzenlenen senet, vadesi gelmesine rağmen alacak doğmamışsa, o an için bedelsizdir. Fakat bu bedelsizlik geçici bir süre için olup, alacak doğunca senedin bedelsizliği alacak miktarı kadar ortadan kalkacaktır (Ertekin, Erol/Karataş, İzzet: Uygulamada Ticari Senetler, Ankara, 1998, s. 693). Bu kapsamda kambiyo senedinin teminat amacıyla verildiği iddiası da temelinde bedelsizliğe dayalı bir iddiadır.
Bu durumda; mahkemece davacının bedelsizlik iddiası yönünden araştırma ve inceleme yapılarak, toplanan tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davacı vekili tarafından … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/01/2023 tarih ve 2022/… Esas,2023/… Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)- … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/01/2023 tarih ve 2022/… Esas,2023/… Karar HMK.’nun 353/… maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3)-Dava dosyanın yeniden yargılama için … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 179,90.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
5)-Davacı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderinin esas hüküm ile birlikte ilk derece mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesine İADESİNE,
7)-İnceleme dosya üzerinden yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olmak üzere 03/10/2023 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır