Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/1732 E. 2023/1314 K. 25.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1732 – 2023/1314
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1732
KARAR NO : 2023/1314
KARAR TARİHİ : 25/12/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2022
NUMARASI : … ESAS
DAVACI : … DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak ( Uluslararası Taşımacılık Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/12/2023

… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2022 tarih … esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, istinaf başvurusuna tabi bir karar olduğu, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili firmanın uzun yıllardır yurtdışına gıda- yiyecek satan bir ticari şirket olduğunu, bu faaliyetlerine hala devam ettiklerini, müvekkili şirketin Rusya Federasyonuna bir tır yaş meyve sattığını, davalı firma ile taşıma bedeli olarak 53.775,70.TL üzerinden anlaşıldığını, davalıya ödemenin yapıldığını, nektarilerin kusursuz ve hasarsız bir şekilde … plakalı tıra yüklendiğini, ancak nektarilerin alıcı tarafa teslim edilmeden aracın dorsesindeki soğutma sisteminin arızalanmasından dolayı tüm nektarilerin bozulduğunu, Konvansiyon’un 17/1. maddesinde, taşıyıcının yükü teslim aldığı andan teslim ettiği ana kadar doğan ziya, hasar ve gecikmelerden sorumlu olduklarını belirterek, müvekkilinin 27.970 USD zararının 22/06/2022 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, davalı şirket adına kayıtlı araçların UYAP’tan sorgusu yapılarak davalı şirket adına kayıtlı araçlara satılmaz-devredilemez şerhinin teminatsız olarak konulmasına mahkememiz aksi kanaatte ise teminat karşılığında tedbirin konulmasını talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN ARA KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nin 04.11.2022 tarihli ara kararı ile,” davacının iddiaları yargılamayı gerektirdiğinden şartları oluşmayan ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; dava dilekçesinin ekinde sunulan taşımaya ilişkin evrakları, imha tutanakları, cmr, expertiz raporu ve tüm evrakların incelendiğinde kusurlu bir şekilde taşıma yapıldığını, arıza tespit evrakında aracın soğutucusunun zayıf olduğu için malların bozulduğunun sonucuna varıldığını, taşımacının sorumluluğunun incelendiğinde yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiğini ve ihtiyati haciz kararının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava, uluslar arası taşımacılık sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati haciz ve davalı adına kayıtlı araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinde bulunulmuş, mahkemece verilen 04/11/2022 tarihli ara karar ile, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
HMK’nin 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir.
İİK’nun 257. maddesinde, hem vadesi gelmiş hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Muaccel alacaklar için alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması, müeccel (vadesi gelmemiş) alacaklar yönünden ise, borçlunun belli bir adresinin bulunmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla hileli işlemlerde bulunması koşullarının varlığı halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği öngörülmüştür. Anılan maddede başkaca her hangi bir koşul öngörülmemiştir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258 maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İİK.’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.
Somut olayda, davacı tarafından, taşıma sözleşmesine, ekspertiz ve araç arıza raporuna dayalı olarak ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından, koşulları oluşmadığından bahisle taleplerin reddine karar verildiği, alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi tek başına ihtiyati haciz kararı verilmesini engelleyen bir sebep olmasa da, İİK’nun 258.maddesi gereğince, davacının, alacağı ve ihtiyati haciz sebepleri konusunda mahkemeye kanaat getirici delilleri ibraz etmek zorunda olduğu, davacının iddiaları ve bu amaçla ibraz ettiği belgelerin, İİK’nın 258. Maddesi kapsamında alacağın varlığı ve miktarını yaklaşık olarak ispatlayacak düzeyde bir delil olarak nitelendirilemeyeceği, 2004 Sayılı İİK’nın 257. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat şartının sağlanamadığı, ayrıca, ihtiyati tedbir talebine konu aracın dava konusu olmadığı, tedbirin yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, HMK’nun 389.maddesi uyarınca ihtiyati tedbir şartlarının bulunmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince davalıya ait araç üzerine tedbir konulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, İlk derece mahkemesi’nin ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2022 tarih ve … esas sayılı ara Kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85.TL maktu istinaf karar harcının peşin olarak yatırıldığından davacı vekilinden yeninden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı vekili tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.25/12/2023

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır