Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/1079 E. 2023/834 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1079
KARAR NO : 2023/834
KARAR TARİHİ : 16/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2023
NUMARASI : 2022/… ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Şirket Ortaklığından Çıkma

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/10/2023
YAZIM TARİHİ :

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2023 tarih, 2022/… Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketteki ortaklığından çıkmak üzere yine iş bu dosyasıyla açmış olduğu ortaklıktan çıkma davasına ilişkin davanın devam ettiğini, şirketin yetkilisinin … olduğunu, şirket yetkilisinin şirketi basiretli yönetememekte ve hileli işlemlere başvurarak şirketin menfaatlerine helal getirmekte olduğunu ve kar dağıtımı yapmadığını, bu nedenle dava sonuna kadar dava dilekçesi ekinde liste haline bildirdikleri şirket adına kayıtlı tapu ve araçlarına devir ve temlikinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince 11/11/2022 tarihli ara karar ile; ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için talep edenin diğer koşullar yanında davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi zorunluluğu da bulunmadığı, dosya kapsamında davacı vekilince bir delil ibraz edilmediğinden talep edenin haklılığını ispat edecek bir delil sunmadığı görüldüğünden şirket tapu ve araçlarına devir ve temlikinin önlenmesi yönündeki tedbir talebinin reddine, şirketlerin seçilmiş organları eliyle idaresi asıl olup, bir şirkete kayyum atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerektiği somut olayda davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığı gibi mevcut delil durumu dikkate alındığında, HMK’nin 389. maddesi anlamında, davalı şirkete yönetim kayyumu atanmasını gerektirir bir durumun varlığı, HMK’nin 390/3 maddesi kapsamında yaklaşık olarak ispat edilemediğinden kayyım atanması talebinin de reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 09.05.2023 tarihli dilekçesi ile; davalı şirket üzerinde ve davalı şirkete ait olduğu halde şirket yetkilisi olan …’e devredilen malvarlığı değerlerine ilişkin devir ve temlikin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemiyle işbu ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, sunulan web tapu kaydında yer alan taşınmazların davalı şirkete ait olduğunu, şirket malvarlığının azalması ve müvekkilinin kar payı alacağının tehlikeye düşmesi nedeniyle taşınmazlara ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, davalı şirkete ait 1 adet Chl dizel forklift, 1 adet 2005 ford 350t transit, 1 adet 2010 bmw 320d premium, 1 adet 2011 bmw 520d comfort, 1 adet honda crv 2018 1.5 vtec excuvite plus, 1 adet 2009 110 hp ford connect glx, 1 adet 2006 hyundai h-100 araçların davalı şirket yetkilisi …’in basiretli tacir olmanın gereklerine aykırı davranışları nedeniyle şirket malvarlığının zarara uğrama ve dolayısıyla müvekkilinin kar payında azalma tehlikesi bulunduğu için taşınmazlar ve araçlara ilişkin üçüncü kişilere devir ve temliklerinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2023 tarih, 2022/… Esas sayılı ara kararı ile; mahkemenin 11/11/2022 tarihli ara kararı ile tedbir taleplerinin reddine karar verildiği, işbu kararın taraflara tebliğ edildiği, mevcut koşullarda herhangi bir değişiklik olmadığı, bu sebeple tedbir ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; işbu davada müvekkilinin kar payı alacağının tehlikeye düşmesi nedeniyle davalı şirkete ait taşınmazlara ve araçlara ilişkin üçüncü kişilere devir ve temliklerinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını, tedbir talebinin mahkemece reddine karar verildiğini, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen 10/05/2023 tarihli ara kararın kaldırılarak talebin kabulüne, tapu ve araçlara ilişkin borçlandırıcı ve tasarrufi işlemlerin yapılmasının önlenmesine, davalı şirket yetkilisinin şirket adına borçlandırıcı/tasarrufi işlem yapmasının kısıtlanmasına şirket yetkilisinin imza yetkisinin kısıtlanarak şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Şirket Ortaklığından Çıkma” talebine ilişkin olup istinaf konusunun ise davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen ara kararın kaldırılması talebine ilişkindir.
Geçici hukuki koruma türlerinden olan İhtiyati Tedbir, 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK’nun “ihtiyati tedbirin şartları” başlıklı 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmünü içermektedir.Görüldüğü üzere kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir.
Aynı Kanunun 392. maddesinde; “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez.”, 396. maddesinde ise; “Turum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 638/2. maddesinde de; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Davacı, davalı şirketin hissedarı olup şirket ortaklığından haklı ödenmesi suretiyle ortaklığına son verilmesini talep etmektedir. Mahkeme tarafından toplanacak deliller sonucunda iddiaların ispatlanması halinde tarafların hak ve menfaatleri göz önüne alınarak bir karar verilecektir. Yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi halinde şirkete ait mal varlığı davalı şirketin aktifleri içerisinde yer alacaktır. Taşınır ve taşınmazların devredilmesi halinde yasa koyucunun öngördüğü “hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi” koşullarının gerçekleşebileceği, dolayısıyla HMK’nın 389. maddesinde öngörülen ihtiyati tedbir şartları oluştuğu gibi, TTK 638/2. maddesi gereğince davacı ortakların durumunun teminat altına alınması gerekmekte olup, davanın davacılar lehine sonuçlanması durumunda davalı şirkete ait taşınmazların elden çıkarılması durumunda alınacak ilamın infaz kabiliyetinin bulunmayacağı ve davacıların alacağı tahsil edememe durumunun ortaya çıkacağı, 6100 sayılı HMK 390/3 maddesi gereğince davacı tarafından bu taleple ilgili davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte delillerin dosyaya sunulduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davalı şirket adına kayıtlı taşınmazların miktar ve niteliği ile şirketin iştigal konusu itibariyle ticari faaliyetinin engellenip ortadan kaldırılmaması hususları birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının davalı şirkete ait taşınmazlar biri ya da bir kısmı üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin uygun bir teminat karşılığı kabulüne karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davacının davalı şirkete ait taşınır ve taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi bakımından yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1)-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2023 tarih, 2022/… Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
3)-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 179,90.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
5)-Davacı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
7)-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olmak üzere 16/10/2023 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır