Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/106 E. 2023/804 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/106
KARAR NO : 2023/804
KARAR TARİHİ : 12/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : 2022/… Esas

DAVACI-KARŞI DAVALI : … – -…

VEKİLLERİ : Av. …

DAVALI-KARŞI DAVACI : … – -…

VEKİLLERİ : Av. …

Av. …

Av. …

İLİŞKİLİ KİŞİ : … –

VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
YAZIM TARİHİ :…
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2022 tarih, 2022/… Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNLARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti’nde %50 Pay Sahibi Olarak Ortak Ve Müdür Olan Davalı …’nun 6102 S. TTK.’Nın 630. Maddeye Göre Yönetim Hakkının Ve Temsil Yetkilerinin Kaldırılmasını Ve Dava Kesinleşinceye Kadar Telafisi Güç Ve İmkansız Zararların Doğmaması İçin Davalı …’nun Yönetim Hakkının Ve Temsil Yetkilerinin Kaldırılması Doğrultusunda İhtiyati Tedbir Kararı Verilmesi talep ettiklerini, davacı ile davalı …, … Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti’nde %50 paya sahip olduklarını, aynı zamanda tarafların söz konusu şirkette müdür olduklarını, taraflar imza sirkülerinde gösterildiği şekilde şirketin olağan işlerinde münferiden, önemli işlerde ise müşterek imza yetkisine sahip olduklarını, ancak davalı … özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettiğini ve şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmiş olduğundan TTK.’nın 630. Maddesi uyarınca yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması gerektiğini, ayrıca dava kesinleşinceye kadar oluşabilecek telafisi güç ve imkansız zararların doğmaması için davalı …’nun yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılması doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep ettiklerin, davalı müdür … TTK m. 626 ve 613 çerçevesinde şirkete sadakat/bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğini, … tarafından 09.05.2022 tarihinde şirket adına tek imza ile TC Ziraat Bankası … Şube’sine … nolu USD hesabındaki 75.198,40 USD’nin bozularak… nolu şirketin tl hesabına aktarılması talimatı verdiğini, akabinde aynı tarihte aynı bankanın aynı şubesine… iban nolu TL hesabına yatırılan 1.120.591,00 TL meblağın … … Şubesi’nde bulunan şirketin … iban nolu hesabına gönderilmesi talimatı verildiğini, akabinde ise aynı tarihte … … Şubesine yazılan talimat ile şirket hesabında ziraat bankasından gelen para ve üstüne eklenen 330.000,00 TL civarındaki tutarın toplamından oluşan 1.450.000,00 TL tutarın Av. …’a gönderilmesi talimatı verildiği ve para gönderildiğini, söz konusu işlem ile davalı müdür … şirkete karşı sadakat ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bu işlemin davacıdan habersiz ve bilgisiz yapıldığından, davalıya … 1. Noterliği 06.09.2022 Tarihli … yevmiye nolu İhtarnamesi çekilerek TTK m.614/1 ve TTK m.644/1-C yollaması İle TTK m. 392 uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkı çerçevesinde işleme ait bilgi ve belge talebinde bulunulduğunu, davalı müdür … TTK m. 627 çerçevesinde eşit işlem yükümlülüğünü ihlal ettiğini,12.05.2022 tarihinde davalı müdür … tarafından şirket adına tek imza ile tanzim edilen … … Şubesi talimatı ile şirket hesabında bulunan paranın şahsi hesabına “şirketin, şirket ortağına borç iadesi” açıklaması ile gönderilmesi talimatı verildiğini akabinde ise 12.05.2022 Tarihli … 804.000,00 TL tutarlı dekont ile para Davalı müdür … şahsi hesabına gönderildiğini, görüldüğü üzere, davalı müdür …, aynı durum ve koşulda bulunan şirket ortağı müvekkil …’ndan yapılan işlemi hem gizlemiş hem de sadece kendi hesabına ödeme gerçekleştirdiğini, böylelikle davalı müdür … TTK m. 627 hükmü çerçevesinde ortaklar arasında eşit işlemde davranma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalı müdür … tarafından şirket mevcut çalışanlarının bordroları imzalanmamakta olduğunu şirket çalışanlarına haklı nedenle feshe yol açan durumlar meydana getirildiğini, böyle bir durumda çalışanlar tarafından dava açılarak şirketin ekonomik zarara uğratılacağı ve şirket itibarının zedeleneceği ortada olduğunu, yine davalı …, şirketin üretim müdürü Kimya Mühendisi … … …’nu işten çıkararak şirketi zarara uğrattığını ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nezdinde şirketi kusurlu duruma düşürdüğünü, 2015 yılından bu yana yapılan üretim ve ihracatların tamamında davalının da bildiği üzere … … …’nun imzasının mevcut olduğunu, yine davalı müdür …, davacı …’nun aile eşrafından olan 4 şirket çalışanının iş akdini 06.05.2022 tarihinde şirket zararına sebepsiz yere feshedildiğini, davalı tarafından ihbarsız ve sebepsiz bir şekilde işten çıkarılan çalışanlar şirkete ihtarname gönderdiklerini, davalı müdür tarafından ilk olarak şirket işleyişi ile ilgili olmayan ve delillere dayandırılmayan birtakım iddialara binaen davacı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2022/… soruşturma nolu dosyasında mevcut 05.05.2022 tarihli suç duyurusunda bulunulduğunu, devamında ise açıklandığı üzere şüpheli tarafından müvekkil hakkında mesnetsiz iddialara dayalı 05.05.2022 tarihli suç duyurusunda bulunduğu andan itibaren birkaç gün içerisinde zincirleme şekilde şirket zararına milyonlarca liralık zarar gerçekleştirildiğini, şirketi zararlandırıcı eylemler 06.05.2022, 06.05.2022, 09.05.2022 ve 12.05.2022 tarihli olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin her türlü hakkımız saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile; Dava Kesinleşinceye Kadar Telafisi Güç Ve İmkansız Zararların Doğmaması İçin HMK Md 389’da Yer Alan Şartların Gerçekleştiği Ve Davalının Müdürlük Yetkilerinin Şirketi Zararına Kullandığını, Uzlaşmaz Tavırlarının Şirketi Fiili Organsızlık Riskiyle Karşı Karşıya Bıraktığı Açık Olduğu göz önüne alınarak Davalı …’nun Yönetim Hakkının Ve Temsil Yetkilerinin Kaldırılmasını Doğrultusunda İhtiyati Tedbir Kararı verilmesini, … Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti’nde %50 Pay Sahibi Olarak Ortak Ve Müdür Olan Davalı …’nun 6102 S. TTK.’Nın 630. Maddeye Göre Yönetim Hakkının Ve Temsil Yetkilerinin Kaldırılmasını karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derce Mahkemesinin 18/05/2022 tarihli ara kararında özetle; davanın henüz ön inceleme aşamasında olduğu, taraf delillerinin toplanılmadığını ortak olunan şirketin defter ve belgeleri incelenerek bilirkişi raporu dahi alınmadığını, davacı vekilince talep dilekçesi ekinde sunulan delillere göre talebin kabulünü gerektirir nitelikte yaklaşık ispatın gerçekleştiği sonucuna varılamadığını, öte yandan davacı tarafça elde edilmek istenilen amaca yönelik kanunda belirtilen diğer yasal yolların da kullanılmamış olduğunu, davacı tarafın “Dava sonuçlanıncaya kadar telafisi imkansız zararların doğmasının önlenmesi (şirket ve şirket ortaklarının telafisi imkansız zararlarının oluşmaması vs.) için, mahkemenin takdir edeceği teminat karşılığında, şirket yetkilisi ve ortak davalı …’nun yetkilerini kötüye kullanmasının önlenmesi amacı ile davalı …’nu şirkette temsil etmek üzere, davacı ortak ve şirket yetkilisi … ile birlikte şirketi yönetmek ve temsil etmek üzere geçici olarak tedbiren temsilci tayin edilmesine, olmadığı takdirde …’nun temsil ettiği %50 şirket payı için mahkemenin resen seçeceği uygun kişinin tedbiren kayyım tayin edilmesine karar verilmesi” taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
… … ve … davacı oldukları dosyalarda ihtiyati tedbir talebinde bulunmuşlar ve şirket yönetim hakkının diğer taraftan alınmasını istemişlerdir.
İlk Derce Mahkemesinin 03/11/2022 tarihli ara kararında özetle; 18/05/2022 tarihli ara kararındaki gerekçelerde değişiklik olmadığını, ana ve birşelen dosya kapsamına göre bu aşamada yaklaşık ispat koşulları oluşmadığını, her iki tarafın ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI/DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı-karşı davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacının kendi çocukları ile başka şirketler kurduklarını, davalı-karşı davacının yakınlarına menfaat temin ederek şirketi zarara uğrattığını, davalı-karşı davacının dava konusu şirket ile aynı konulu şirketlerde ortak ve müdür olmalarından kaynaklı rekabet yasağına aykırılık olduğunu, bu hususun şirket müdürünün görevden alınması için yeterli ve haklı bir sebep olduğunu, davalı-karşı davacının haksız fiil ve eylemler ile şirketi tek başına yönetmek istediğini, davalı-karşı davacının her türlü eyleminin kendi ve yakınlarının yararına çıkar sağlamak için dava konusu şirketi tek başına yönetmek ve buna karşı çıkan müvekkilini etkisizleştirmek amacıyla yapıldığının ortada olduğunu, dava konusu … Gıda Sanayi ve Tic. Ltd. Şti’de % 50 pay sahibi ortak ve müdür davalının 6102 sayılı TTK’nun 630. Maddeye göre yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, yaklaşık ispat kuralını yerine getirdiklerini, ilk derece mahkemesi’nin 03/11/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı-karşı dravacının yetkilerini kötüye kullanmasının önlenmesi amacıyla davalının şirkette temsil etmek üzere geçici olarak temsilci tayin edilmesi gerektiğini, davalıya temsilen kayyum tayin edilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı tarafından verilen istinaf dölekçesinde özetle; Dava kesinleşinceye kadar telafisi güç ve imkansız zararların doğmaması için hmk md 389’da yer alan şartların gerçekleştiği ve davalının müdürlük yetkilerinin şirketi zararına kullandığını, uzlaşmaz tavırlarının şirketi fiili organsızlık riskiyle karşı karşıya bıraktığı açık olduğu göz önüne alınarak Davalı …’nun yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti’nde %50 Pay Sahibi Olarak Ortak ve Müdür olan Davalı …’nun 6102 S. TTK.’Nın 630. Maddeye Göre Yönetim Hakkının ve Temsil Yetkilerinin Kaldırılmasını karar verilmesini talep ettiklerini mahkemece verilen ihtiyati tedbirin reddi karının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER İLE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, TTK’ nun 630. Maddesi gereğince açılmış, şirket yöneticisinin, yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması istemine ilişkin olup, istinafa konu uyuşmazlık ise, davalıyı şirkette temsil etmek üzere geçici olarak temsilci tayin edilmesi, aksi halde davalının temsil ettiği % 50 payı için, şirkete tedbiren kayyım atanması talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce verilen 18/05/2022 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Geçici hukuki koruma türlerinden olan İhtiyati Tedbir, 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
HMK’nın 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi” olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır.
6102 sayılı TTK’nda, sermaye şirketlerinde yönetime dışarıdan müdahaleye, yani şirkete mahkemece yönetim kayyumu atanmasına olanak sağlayan açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Sermaye şirketlerinde kayyım atanması ile ilgili olarak, TTK’da bulunan tek madde 617. maddesinin üçüncü fıkrası ile yapılan yollama uyarınca 412. maddesidir. Burada; genel kurula çağrının yapılması için kayyım atanabileceği düzenlenmiştir. TTK’nun, 636/2 maddesi, limited şirketlerde organ yokluğunu ve bunun sonuçlarını düzenlemiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasında fesih davası açıldığında mahkemenin gerekli önlemleri alacağı belirtilmiştir. Bunlar arasında kayyım atanması olduğu da kuşkusuzdur. Diğer taraftan TTK’nun 1. maddesi gereğince; Türk Ticaret Kanunu,Türk Medenî Kanunu’nun ayrılmaz bir parçasıdır. Türk Medeni Kanunu’nda kayyımlık, temsil kayyumu (TMK, m.426), yönetim kayyumu (TMK, m….) ve isteğe bağlı (iradî) kayyım (TMK, m.428) olmak üzere üç türü düzenlenmiştir. TMK’nun …/4. maddesinde; Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağı belirtilmiştir. Ayrıca limited şirketlerde müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayılmıştır. (TTK.nun 616/1-b maddesi)
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, şirketlerin seçilmiş organları eliyle idaresi asıl olup, bir şirkete kayyum atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerekmektedir. Somut olayda, davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığı gibi mevcut delil durumu dikkate alındığında, davalı şirket müdürünün, yönetim haklarının ve temsil yetkisinin tedbiren kaldırılması için, TTK’nun 630/2 maddesi gereğince haklı nedenlerin varlığına ilişkin yeterli delil bulunmadığı, davacının varsa, 6102 sayılı TTK’nun 438. vd. maddelerinde belirtilen yasal koşullara uyarak özel denetçi atanmasını talep edebileceği, somut olayda böyle bir talebin de olmadığı, sonuç olarak, HMK’nun 389. maddesi anlamında, davalıyı şirkette temsil etmek üzere geçici olarak temsilci tayin edilmesi ya da davalının temsil ettiği % 50 pay için, şirkete tedbiren kayyım atanmasını gerektirir bir durumun varlığı, HMK’nun 390/3 maddesi kapsamında yaklaşık olarak ispat edilemediği, bu nedenle ilk derece mahkemesince, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi’nce ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin olarak verilen ara kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince davacı-karşı davalı vekilinin ilk derece mahkemesi’nin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 80,70. TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15.TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.


Başkan

E-imzalıdır.

Üye

E-imzalıdır.

Üye

E-imzalıdır.

Katip

E-imzalıdır.