Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/994 E. 2022/1190 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/994 – 2022/1190
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/994
KARAR NO : 2022/1190
KARAR TARİHİ : 31/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2022
NUMARASI : 2022/… ESAS
DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … SAĞLIK HİZMETLERİ TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ –
DAVA : Ticari Şirket Genel Kurul Kararının İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2022 tarih ve 2022/… Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, yapılan ön inceleme sonucunda istinaf edilen miktarın istinaf kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı müvekkilinin davalı şirkette toplam 100 adet pay söz konusu olup, davalı şirkette 534.410 adet ve 11,28 oranında paya sahip ortak olduğunu, davalı … Sağlık Hizmetleri Ticaret ve Sanayi A.Ş.’nin tüm muhasebe ve kayıtlarının… isimli muhasebe kaydı ile tutulduğunu, söz konusu programdaki kayıtların dava açılmasından sonra değiştirilmesi, düzeltilmesi mümkün olduğundan, delillerin ortadan kaldırılması ihtimali bulunduğunu, hiçbir denetimin olmadığı bir şirkette kayıtların düzgün tutulması ihtimalinin zayıf olduğunu, bu nedenle deliller karartılmadan bu kayıtların örneğinin alınmasının dava açısından hayati öneme sahip olduğunu, dava sırasında her ne kadar bilirkişi incelemesi yapılacak ise de bu arada kayıtların düzeltilmesi ve değiştirilmesi ihtimali olduğundan delil tespit için tedbiren şirketin muhasebe kayıtlarının tutulduğu programda (…) kayıtlardan elektronik ortamda örnek alınmasını, daha sonra bu kayıtlar üzerinde inceleme yapılmasını talep ettiklerini, bu yönde yapılacak delil tespiti ile tarafların uğrayacağı bir zarar bulunmadığını ancak, bu tespit yapılmadığı takdirde, delillerin ortadan kalkmasının ve değiştirilmesinin ihtimal dahilinde olduğunu, delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde olduğundan davacı açısından hukuki yarar bulunduğunu, bağımsız denetime tabi olan şirketin hiçbir denetime tabi tutulmadığını, davacının bilgi ve belge inceleme talebinin tam olarak karşılanmadığını, eksik bilgi ve belge verildiğini, bu nedenle delil tespitinin daha hayati önem taşıdığını, mevcut durumda (muhasebe kayıtlarında) meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinin açık olduğunu, dava aşamasında bu kayıtlar üzerinde inceleme yapılacağı da dikkate alındığında tespit ve tedbir talebinde bulunmak zorunluluğu doğduğunu belirterek tedbiren şirkete ait muhasebe kayıtlarının tutulduğu program (…) üzerinde kayıtların elektronik ortamda alınarak tedbiren tespiti ile örneğinin dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince 11/04/2022 tarih ve 2022/… Esas sayılı ara kararı ile; talebe konu delilin şimdiden tespit olunmazsa ileride temini güç olacağına dair ve mevcut durumda meydana gelecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin güç ya da imkansız olacağı iddiasını gösteren yaklaşık ispata yarar delil mevcut olmadığından davacı tarafın tespit ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle çözümlenmesi gereken sorun söz konusu kararın istinaf yoluna başvurulan kararlardan olup olmadığına ilişkindir.
HMK’nun 341/1 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince verilen kesin kararlara karşı, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Delil tespiti HMK’nun 400 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş delil tespiti taleplerinin reddine ilişkin ara kararların istinaf incelemesine tabi olduğuna dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.
İstinaf başvurusunun kesin nitelikte bir karara yönelik olup olmadığını denetleme görevi öncelikli olarak İlk Derece Mahkemesine aittir. Ancak İlk Derece Mahkemeleri’nin bu hususu gözetmeden dosyayı Bölge Adliye Mahkemesine göndermesi halinde, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ne şekilde bir karar verileceği 6100 Sayılı HMK’nın 352. maddesinde gösterilmemiş, sadece gerekli kararın verileceği ifade edilmiştir.
Bu konuda kanunda bir açıklık bulunmamakla birlikte 01/06/1990 tarih ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın bu tür olaylarda kıyasen uygulanması mümkündür. Sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı, İlk Derece Mahkemelerinden verilen bir kararın kesin nitelikte olmasına rağmen temyiz edilmesi ve İlk Derece Mahkemesi tarafından bu konuda bir karar verilmeksizin dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi halinde Yargıtay’ın, İlk Derece Mahkemesine bu konuda geri çevirme kararı verilmeksizin, temyiz talebinin reddine karar vermesinin mümkün olduğu yönündedir.
İlk Derece Mahkemesince Hukuk Muhakemeleri Kanunun Yönetmeliğinin 8/11 maddesi gereğince Kanun Yolu Formu hazırlanmak suretiyle istinaf dilekçesiyle birlikte dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesi halinde, İlk Derece Mahkemesi’nin istinaf kanun yoluna başvurulan kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaşarak dosyayı Bölge Adliye Mahkemesine göndermiş olduğunu kabul etmek gerekir. Zira İlk Derece Mahkemesi’nce kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaşılması halinde ayrı bir karar yazılmamaktadır. Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesi’nin kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaştığı kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 352/1 maddesi gereğince gerekli kararın (usulden red kararının) verilmesi gerekecektir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili tarafından tedbiren delil tespiti talebine ilişkin mahkemece verilen ara karar kesin nitelikte olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 341/1 maddesi delaletiyle 352/1-b maddesi gereğince istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davacı vekilinin Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2022 tarih ve 2022/… Esas sayılı ara kararına karşı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 341/1 maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK’nun 352/1-b maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3)-6100 Sayılı HMK’ nun 326/1 maddesi gereğince istinaf talebinde bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 Sayılı HMK’ nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5)-6100 Sayılı HMK’nun 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 352/1-b maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olarak 31/10/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır