Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/981 E. 2022/1563 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2474
KARAR NO : 2022/1627
KARAR TARİHİ : 28/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/07/2022
KARAR NO : 2022/… ESAS
İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN : … – TCKN:…, …
VEKİLİ : Av. … –
KARŞI TARAF : … – TCKN:…, …
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
YAZIM TARİHİ : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/07/2022 tarih ve 2022/… Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile: tarafların baba oğul olduğunu, müvekkilinin davalı babasına ait … Züccaciye Elektronik Sanayi ve Tic. Ltd. Şirketi firmasına bir miktar sermaye yatırarak babası ile ticari işler yaparken bu şirketin … Bank AŞ’den kullanılan ticari kredi, kredi kartı ve çek hesaplarına davalı babası ve diğer aile bireyleri ile birlikte kefil olduğunu, davalının bankadan çekmiş olduğu krediyi ticari amaçlar dışında kullanarak geri ödemesini yapmaması üzerine bankaca 1.124.577,55.TL borcun ödenmesi için çekilen ihtarnameye rağmene borcun ödenmeyerek ödenmeyen borca gecikme faizi uygulandığını, davalının müvekkiline bankaya olan borçların tamamının ödenmesi karşılığında bankaya ipotek olarak verilen dükkanın mülkiyetini müvekkiline vererek dükkanı ortaklı olarak işleteceğini söylemesi üzerine müvekkilinin bankaya olan borçları kredi faizleri ve tüm ferileri ile birlikte ödediğini, buna rağmen davalının tapuyu vermeyerek bunun yerine daha önceden vermiş olduğu tüm para, altın gibi kendisine geri ödeyeceğini söylemesi üzerine taraflarca 11/05/2022 keşide, 31/12/2024 vade tarihli, lehtarı davacı, keşidecisi davalı olan 115.495,00 USD dolar miktarlı bononun imzalandığını, müvekkilinin bonoyu noterde onaylatmak üzere babası ile notere gittiğinde davalı babasının müvekkilinin elinden bonoyu alarak yırtıp müvekkiline geri verip sözlü olarak artık borcunun olmadığını ve dükkanı başkasına satacağını söylediğini, müvekkilinin gösterdiği iyi niyet ve güvenin istismar edildiğini, müvekkilinin ve eşinin davalının sahip olduğu iş yerinde çalışmakta olup bu olaylardan sonra davalı tarafından iş yerinden kovularak pazarcılık yapmaya başladıklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 115.495,00 USD doları (04/07/2022 tarihli Merkez Bankası kur hesabıyla 1.934.033,00.TL) alacaklarının davalıdan tahsili ile … ili, … ilçesi, … Mah. … ada, … parsel, zemin katta bulunan taşınmaz üzerine davalıdır şerhi konulmasına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın ticari dava olmadığından Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmayıp Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, mahkeme görevli olduğunun kanaatinde ise ticari davalarda zorunlu arabuluculuk başvurusunun yapılmış olması ve arabuluculuk son tutanağının sunulmuş olmasının dava şartı olduğunu, taraflar arasında arabuluculuk görüşmesi yapılmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, senedin yırtılmış olmasına bağlanan hukuki sonuç dikkate alındığında davacının iddia ettiği temel ilişkiye dayalı alacağın da sona erdiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/07/2022 tarih ve 2022/… Esas sayılı ara sayılı kararı ile; dava konusunun bir miktar para alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinden ibaret olup, tapu kaydına “davalıdır” şerhi konulmasına karar verilmesi talep olunan taşınmazın dava konusu olmadığı, 6100 sayılı HMK. nun 389. maddesinin 1. fıkrasında “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği” belirtildiği gerekçesi ile davacının yasal koşulları bulunmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf talebi ile; Mahkemenin verdiği kararda ihtiyadi tedbir şartları oluşmadığından red kararı vermiş olsa da taraflarınca müvekkilinin hakkını korumak adına yerel mahkemeden davaya konu taşınmaz üzerine ihtiyadi tedbir uygulanması değil davalıdır şerhi konulması talebinde bulunduklarını, ayrıca müvekkilinin mağduriyetine sebep olan muaccel borç miktar olarak çok fazla bir miktar olduğunu, davalının davaya konu taşınmazı kötü niyetli olarak elinden çıkarmaya çalıştığını ve ihtiyadi tedbir konulmadığı sürece de aynı şekilde elinden çıkarmak için elinden geleni yapmaya devam edeceğini, böyle bir durumda müvekkilinin hakkını alabilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını ya da tamamen imkânsız hâle geleceğini ve büyük bir mağduriyete sebep olacağını, davaya konu olayın ihtiyadi tedbir talebinin şartlarını da taşıdığını, müvekkilinin yaşanan bu olaydan sonra ekonomik olarak büyük sıkıntılar içine girdiği için davaya konu taşınmaz için ihtiyadi tedbir koymak istese de ihtiyadi tedbir için gereken teminat harcını bulabilecek ekonomik gücü olmadığından davalıdır şerhi konulmasını istediğini, müvekkilin üzerine bankalar tarafından ipotek ve tedbir konulan tedbire konu taşınmazın satılmaması için elinde bulunan menkul ve gayrimenkulleri yok pahasına satarak topladığı paralarla davalının … Bank nezdindeki icra borcunu kapattığını ve tedbire konu taşınmaz üzerinde bulunan tedbir ve ipoteği kaldırdığını, ancak davalı taraf kötü niyetle hareket ederek müvekkilin iyi niyetini suistimal edip bu borcu inkar ettiğini, davalının taşınmazının üstüne davalıdır şerhi konulmasının ivedi olduğunu, yerel mahkemenin davalıdır şerhi konulması talepli dava dilekçesindeki tüm açıklamalara ve sundukları delillere rağmen, talebin reddetmesi kabul edilemeyeceğini, koşulları oluşan davalıdır şerhi konulması, talebin kabul edilmesi ve yasaya ve hakkaniyete aykırılık teşkil eden kararın iptaline karar verilmesini, bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasına ve müvekkilinin alacağının tahsilini teminen borçluya ait… İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parsel Zemin katta bulunan taşınmaz üzerine ivedi bir şekilde davalıdır şerhi işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla sözleşmeye aykırılık sebebine dayalı alacak istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davalıdır şerhi verilmesi talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın “istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlığını taşıyan 341/1. maddesinde; İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir.

Mahkemece, tapu kaydına düşülen ” davalıdır” şerhi tedbir niteliğinde değildir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 05/07/2017 tarih 2016/28553 Esas 2017/10126 Karar sayılı ilamı ) İlk derece mahkemesince davalıdır şerhinin konulmaması kararı istinafa tabi kararlardan olmadığından, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrası aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davacı vekili tarafından Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/07/2022 tarih ve 2022/… Esas sayılı ara kararına ilişkin yapılan istinaf başvurusunun kararının istinafa tabi kararlardan olması nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346. maddesi ile, 352. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince, İSTİNAF BAŞVURUSUNUN USULDEN REDDİNE,

2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır