Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/891 E. 2022/1573 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/891 – 2022/1573
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/891
KARAR NO : 2022/1573
KARAR TARİHİ : 28/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2022
NUMARASI : 2021/… ESAS-2022/… KARAR
DAVACILAR : 1-…
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av….
DAVA : İtirazın İptali (Sözleşmeden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
YAZIM TARİHİ :…

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2022 tarih ve 2021/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketlerin davalı borçludan alacağın tahsil etmek amacıyla davalı borçlu aleyhine Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, icra dosyasından başlatılan icra takibine davalı borçlunun yaptığı haksız ve kötü niyetli itiraz üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, ancak davalı borçlu tarafın yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olup iptali gerektiğini, alacağın muaccel olup, davalı borçlunun esasa yönelik itirazlarının haksız ve kötü niyetli yapıldığını, davalı borçlunun elindeki malvarlığını kaçırma tehlikesi söz konusu olduğunu, bu nedenle alacağın temini için borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline takibin devamına ve davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacılardan … Kurumsal Yemek…Ltd. Şti. Yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı … Hazır Yemek…A.Ş. Yönünden usulden ve esastan reddine, mahkeme aksi kanaatte ise her iki davacı yönünden davanın usulden ve esastan reddine, kötü niyetli davacıların dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2022 tarih ve 2021/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararı ile; davanın taraflar arasındaki protokolden/alacağa dair sözleşmeden kaynaklı bedelin tahsiline ilişkin olduğu, taraflar arasındaki bulunan sözleşmenin Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen sözleşmelerden olmadığı gibi mahkemece ilgili kurumlarla yapılan yazışmalarda tarafların Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde ve Ticaret Odasında kayıtlarının bulunmadığı, ancak davacıların tacir olduğu, davalının ise belirtildiği şekilde ticaret sicil müdürlüğünde ve ticaret odasında kaydının bulunmadığı gibi davalı adına vergi kaydının ise öncesinde götürü usule tabi mükellefiyeti bulunduğu halde dava ve takip tarihinden çok önce 1997 yılında iştigalini terkettiği karşısında davalının tacir sıfatının da olmadığı bu yönü davacıların tacir olmakla birlikte davalının tacir olmaması nedeni ile taraflar arasındaki iş bu davada Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olmadığı somut davada başkaca herhangi bir özel mahkemenin de görevinin belirlenmediği, bu yönü ile görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin olduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin görev yönünden reddine (mahkemenin görevsizliğine) görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf talebi ile; mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi alanında olduğunu, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dava konusunun değerine veya miktarına bakılmaksızın ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli özel bir mahkeme olduğunu, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davaların ticari dava olarak kabul edildiğinden bu davalara bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğunu, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili çekişmesiz yargı işi niteliğindeki ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın 6102 sayılı TTK’nun dava ve çekişmesiz yargı işi olarak kabul ettiğin işleri, anlaşıldığı üzere ticari işlerden kaynaklanan her türlü alacak davalarında görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılarak, Adana Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (Sözleşmeden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Davacılar, davalı borçlu aleyhine başlatılan Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasına ve davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş olup, iş bu karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin istinaf sebebi bakımından çözümlenmesi gereken sorun, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi mi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi mi olduğuna ilişkindir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
TTK’nun 4/1 maddesi uyarınca her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava mahiyetindedir.
TTK’nin 14.maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Yasa’nın 17.maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nin 1463.maddesinde de, önce 17.maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17.maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
Gerçekten, 19.02.1986 tarih 19024 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nin 1463.maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre;
1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
2- Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Somut dosyamızda davalının gerçek kişi olduğu, vergi kayıtlarına göre davalının götürü üsulu kazanç mükellefi olduğu ve 5 yıldan bu yana beyannamesinin bulunmadığı anlaşılarak, davalının tacir olmadığı ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığının söyleme imkanı olmadığı anlaşılarak davalı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle ilk derece mahkemesinin, mahkemenin görevsizliğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davalı vekilinin Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2022 tarih ve 2021/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70.TL karar ve ilam harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucusunda kesin olarak oy birliğiyle 28/12/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır